Salvo
Kayıtlı Üye
Zapta karşı tekeffül satıcının kanuni borçlarından biridir. Satının mal eğer 3. bir kişinin iddia ettiği üstün bir hak yüzünden alıcının elinden alınmışsa ya da bu hak yüzünden alıcı mülkiyet hakkını gereği gibi kullanamıyorsa, satıcı bundan sorumludur.
BK. md 189 zapta karşı tekeffülü düzenlemiştir. Buna göre:
''Bayi, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından bey'in akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden müşteriye karşı mesul ve zamindır.
Müşteri zabıt tehlikelerinden bey'in in'ikadı zamanında haberdar idiyse bayi, yalnız tahsisan iltizam ettiği kefalet hasebiyle mesul ve zamin olur.
Bayi üçüncü şahsa ait olan hakkı bilerek gizlemiş ise, zaman ve mesuliyetini refi veya tahdit yolunda kararlaşmış olan şart batıldır.''
Zapta karşı tekeffülde kurtuluş delili ileri sürme hakkı da yoktur.
Zapta karşı tekeffül hükümleri emredici değildir. Satıcı ile alıcı aralarında yapacakları bir sözleşme ile bu hükümlerden sorumlu olunmayacağı hususunda anlaşabilirler.Ama bu sınırlayan hükümler, eğer satıcı 3. kişinin hakkını bilerek gizlemiş ise geçerli değildir.
Zapta karşı tekeffül borcu tali bir borçtur. Teslim borcunun tamamlayıcısıdır. Teslim gerçekleşmemişse tekeffül uygulanmaz. (Bu durumda BK. md 96 hükümleri uygulanabilir. Sözleşmenin hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi söz konusudur çünkü. )
Kanuni bir borçtur.
Şerh verilmemiş alacak hakları zapta konu olmaz. 3. kişinin satıcı daha önceden bana satmıştı gibi bir iddiası söz konusu olamaz.
Zaptın şartları:
1- Teslim olacak
2- Sözleşmenin kurulması zamanında veya daha önceden var olan bir hak söz konusu olmalıdır.Satım yapılmış ama teslim gerçekleşmemişse 96. madde hükümleri uygulanır.
3- 3. kişinin mülkiyet ya da bir başka ayni hak iddiası ile zapta girişmiş olması gerekir. (Bu girişimin mutlaka dava açmak yoluyla mı olacağı hususu tartışmalıdır. )
4- 3. kişinin hakkının varlığı alıcı tarafından sözleşmenin kurulması esnasında bilinmemelidir.
Yukarıda belirttiğin 4 şart zaptın maddi şartlarıdır. Bunların dışında bazı şekli şartlara da ihtiyaç vardır:
1- İhbar külfeti:
İhbar, mahkeme aracılığıyla veya noter aracılığıyla yapılabilir.
İhbar külfeti, 3. kişinin taşınır üzerinde dava yoluyla hak iddia etmesi ile ortaya çıkar. İhbar davanın her aşamasında yapılabilir. Ama bu aşama satıcının davaya müdahele edebileceği, alıcıyı ya da kendisini savunabileceği uygun bir zaman diliminde olmalıdır.
3.kişi herhangi bir dava açmadan hak iddia ederse veya alıcı bir tespit davası açmamışsa ihbar yükü yoktur.
2- İspat külfeti:
3. kişi dava açmış, alıcı satıcıya ihbarda bulunmuş, 3. kişi lehine bir ilam çıkmış ise alıcının artık bu hakkı ispat etmesine gerek yoktur.
Satıcıya ihbar edildi. Satıcı iki şekilde davranabilir. Ya ihbarı dikkate alarak alıcıya yardım eder ya da yardım etmez.
Satıcının davaya yardımı ya alıcıya yardım etmek şeklinde olur ya da alıcı yerine geçerek müdafada bulunmak şeklinde olur.
Verilen hüküm lehte de olsa aleyhte de olsa satıcıyı BAĞLAR.
Madde 190 - Mebiin zaptı ile tehdit edilen müşteri, aleyhine ikame edilen davayı zamanla mükellef olan bayie ihbar ettiği zaman bayi halin icabına göre ve usulü muhakemeye tevfikan ya müşteri lehinde davaya müdahalede yahut müşteri makamına kaim olarak üçüncü şahsa karşı husumet ve müdafaada bulunmağa mecburdur.
İhbar, müdahale ve müdafaaya müsait bir zamanda yapılmış ise müşterinin aleyhinde hasıl olan neticei hükmiye müşterinin hilesi veya ağır bir hatası eseri olduğu ispat edilmedikçe bayyiede sari olur.
Davanın ihbar edilmemesi mesuliyeti bayie isnat edilemiyen hallerde bayi, kendisine zamanında haber verilmiş olması farz ve takdirinde ne derece daha müsait bir neticei hükmiye istihsal edilebileceğini ispat ederse mesuliyetten o derecede beri olur.
Madde 191 - Müşteri, bayii vaktinde davadan haberdar ve kendi namına müdafaa ve husumette bulunmasını talep ve ihtar edipte dinletememiş ise; üçüncü şahsın mebi üzerindeki hakkını hüküm beklemeksizin hüsnü niyetle tanımış yahut istihkak müddeisiyle sulh akdetmiş olsa bile, bayie zaman terettüp eder.
Satıcı yardım etmemişse,:
Zamanında yapılmış ihbara rağmen satıcı davaya müdahele etmezse alıcı davayı takip etmeye mecburdur. daba sonuçlanınca verilen hüküm gene satıcıyı bağlar.
Davanın lehte çıkması alıcının kusuru ile ortaya çıkmışsa(bir hilesi varsa) bu durumda satıcıyı bağlamaz. Satıcının bunu ispatlaması gerekir.
Alacaklı davayı hiç ya da zamanında ihbar etmemişse satıcı zamanında ihbar edilseydi ne derece iyi sonuç alınacaksa o derece sorumluluktan kurtulur.
BK. md 189 zapta karşı tekeffülü düzenlemiştir. Buna göre:
''Bayi, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından bey'in akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zaptedilmesinden müşteriye karşı mesul ve zamindır.
Müşteri zabıt tehlikelerinden bey'in in'ikadı zamanında haberdar idiyse bayi, yalnız tahsisan iltizam ettiği kefalet hasebiyle mesul ve zamin olur.
Bayi üçüncü şahsa ait olan hakkı bilerek gizlemiş ise, zaman ve mesuliyetini refi veya tahdit yolunda kararlaşmış olan şart batıldır.''
Zapta karşı tekeffülde kurtuluş delili ileri sürme hakkı da yoktur.
Zapta karşı tekeffül hükümleri emredici değildir. Satıcı ile alıcı aralarında yapacakları bir sözleşme ile bu hükümlerden sorumlu olunmayacağı hususunda anlaşabilirler.Ama bu sınırlayan hükümler, eğer satıcı 3. kişinin hakkını bilerek gizlemiş ise geçerli değildir.
Zapta karşı tekeffül borcu tali bir borçtur. Teslim borcunun tamamlayıcısıdır. Teslim gerçekleşmemişse tekeffül uygulanmaz. (Bu durumda BK. md 96 hükümleri uygulanabilir. Sözleşmenin hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi söz konusudur çünkü. )
Kanuni bir borçtur.
Şerh verilmemiş alacak hakları zapta konu olmaz. 3. kişinin satıcı daha önceden bana satmıştı gibi bir iddiası söz konusu olamaz.
Zaptın şartları:
1- Teslim olacak
2- Sözleşmenin kurulması zamanında veya daha önceden var olan bir hak söz konusu olmalıdır.Satım yapılmış ama teslim gerçekleşmemişse 96. madde hükümleri uygulanır.
3- 3. kişinin mülkiyet ya da bir başka ayni hak iddiası ile zapta girişmiş olması gerekir. (Bu girişimin mutlaka dava açmak yoluyla mı olacağı hususu tartışmalıdır. )
4- 3. kişinin hakkının varlığı alıcı tarafından sözleşmenin kurulması esnasında bilinmemelidir.
Yukarıda belirttiğin 4 şart zaptın maddi şartlarıdır. Bunların dışında bazı şekli şartlara da ihtiyaç vardır:
1- İhbar külfeti:
İhbar, mahkeme aracılığıyla veya noter aracılığıyla yapılabilir.
İhbar külfeti, 3. kişinin taşınır üzerinde dava yoluyla hak iddia etmesi ile ortaya çıkar. İhbar davanın her aşamasında yapılabilir. Ama bu aşama satıcının davaya müdahele edebileceği, alıcıyı ya da kendisini savunabileceği uygun bir zaman diliminde olmalıdır.
3.kişi herhangi bir dava açmadan hak iddia ederse veya alıcı bir tespit davası açmamışsa ihbar yükü yoktur.
2- İspat külfeti:
3. kişi dava açmış, alıcı satıcıya ihbarda bulunmuş, 3. kişi lehine bir ilam çıkmış ise alıcının artık bu hakkı ispat etmesine gerek yoktur.
Satıcıya ihbar edildi. Satıcı iki şekilde davranabilir. Ya ihbarı dikkate alarak alıcıya yardım eder ya da yardım etmez.
Satıcının davaya yardımı ya alıcıya yardım etmek şeklinde olur ya da alıcı yerine geçerek müdafada bulunmak şeklinde olur.
Verilen hüküm lehte de olsa aleyhte de olsa satıcıyı BAĞLAR.
Madde 190 - Mebiin zaptı ile tehdit edilen müşteri, aleyhine ikame edilen davayı zamanla mükellef olan bayie ihbar ettiği zaman bayi halin icabına göre ve usulü muhakemeye tevfikan ya müşteri lehinde davaya müdahalede yahut müşteri makamına kaim olarak üçüncü şahsa karşı husumet ve müdafaada bulunmağa mecburdur.
İhbar, müdahale ve müdafaaya müsait bir zamanda yapılmış ise müşterinin aleyhinde hasıl olan neticei hükmiye müşterinin hilesi veya ağır bir hatası eseri olduğu ispat edilmedikçe bayyiede sari olur.
Davanın ihbar edilmemesi mesuliyeti bayie isnat edilemiyen hallerde bayi, kendisine zamanında haber verilmiş olması farz ve takdirinde ne derece daha müsait bir neticei hükmiye istihsal edilebileceğini ispat ederse mesuliyetten o derecede beri olur.
Madde 191 - Müşteri, bayii vaktinde davadan haberdar ve kendi namına müdafaa ve husumette bulunmasını talep ve ihtar edipte dinletememiş ise; üçüncü şahsın mebi üzerindeki hakkını hüküm beklemeksizin hüsnü niyetle tanımış yahut istihkak müddeisiyle sulh akdetmiş olsa bile, bayie zaman terettüp eder.
Satıcı yardım etmemişse,:
Zamanında yapılmış ihbara rağmen satıcı davaya müdahele etmezse alıcı davayı takip etmeye mecburdur. daba sonuçlanınca verilen hüküm gene satıcıyı bağlar.
Davanın lehte çıkması alıcının kusuru ile ortaya çıkmışsa(bir hilesi varsa) bu durumda satıcıyı bağlamaz. Satıcının bunu ispatlaması gerekir.
Alacaklı davayı hiç ya da zamanında ihbar etmemişse satıcı zamanında ihbar edilseydi ne derece iyi sonuç alınacaksa o derece sorumluluktan kurtulur.