Zaman Fanusunda Bir Eylül Mukaddimesi

Efsunkar

Bayan Üye
Bir defterin önsözü nasıl olur?Ya bir Eylül mukaddimesi?..
Târifsiz sancılar durur sadağımızda ve gün geldiğinde yapraklar ile söyleşiriz/söyleşemeyiz…

Günler geçip gitmektedir işte!Ya biz,günlerden ne kadar geçmekteyiz?…
İçimde,zamân-ı mâzî motifli nakışlar…Bu sancılar;müntehâsı hayr olsun diye,gecelere yârenlik ettiğim göz yaşı ırmağından yâdigâr…

Hasret şiltesinde,”Gittin”ile başlayan cümlelere inat;gitmeseydin,aşk ile dolmazdı sarnıcım belki de!..İyi ki gittin;yine ve yeniden yârelerime girizgâh oldu gidişin…Gönül kayıtlarında,hazîn bir nefhâ…
593-sonbahar.jpg

Hasretnâmelerim okunmuyor,üstelik adressiz…Boş zarfları sessizce bırakıyorum şehrin kucağına…İyi ki gittin…Hançeremde birikti,güz tadında bir Eylül ikindisi…


Artık,Eylül yağmurlarını gözlerimden sormasan da olur ve sonbahâr serencâmını…Şirâzelerin bağrında hârelendim zâten!..Beyaz sayfalara usulca düşen oldum mürekkep denizinden…

Bir doğum günü kutlamasında,mâzî âyinesinde seyrettim kendimi ve seyrângâhım oldu kadîm kelimelerim…Bu filmde,çok kan kaybettim.Gâib ettim aşkı;yıkılmış surların gâlibi olamadım!İçimde kaldı tek cümlelik kaydım…Eskimeyen kelimeler döküldü yüreğime:Târihçe-i hayâtımın vakt-i hazînânesinin hâtırâtıdır,diye.Anlatamadım…

Uzun nefesli bir suskunluk düştü payıma.Sonbahâr,işte böyle karşılanır dedim;bahtıma mütebessim…

Şimdi Keşişdağı’nın “ulu”laştığı yerdeyim…Titreyen ellerim,sonbahârın elinde;üşümekteyim.Eylül üşümeleri yakışıyor gözlerime;şehrimi selâmlıyorum,önümdeki kara kışı ve güzü de…Güzün de karası olur mu deme sakın!Kalbimde büyüyen sevdânın karası bu ve mîlâdı bir nokta;küçük bir karacık,adı süveydâ…

Soğuk suyuna rûhumu sundum.Uludağ’ın şâhikasından devşirdim iptilâ çiçeklerini…Yâd ettim gül kokan bahârları,güz kokulu yarınlara açılarak…Burnumun direği sızladı firkatten ve ansızın düştüm ket merkezine yeniden…

Eylül terapilerine koyuldum…Pâre pâre kalbimle,bilmem ki kaç seans sundum hasarzede ülkeme!

Gittin!..Ayrılık kadar ağrılı kaldım aşka ve ağır düştüm hayâta!Gönül koymamak için gönlümü sakındım,saklandım ücrâlara…

Bir güz mevsimi imiş meğerse ömrüm;hazân yolcusu ve bahâr muştusu serinliğinde yürümek yazgısı varmış azığımda…

Hulâsâ ;muhâcir kuşların kanatlarına dokunmak vaktidir!..Âheste âheste çıkıyor hayât sandığından,sonbahâr fırtınaları kalıntıları…

Kanatlarına tutunuyorum kuşların…Küçük bir kız çocuğuna göz kırpıyorum,ardımda kocaman ayak izleriyle…İzlerimden korkuyorum.

Beş-altı yaşlarında küçük kız,ismi yârelenmemiş…Göz renginde,mâsûmiyeti âşikâre…Öyle temiz ki şu toz-toprak içinde;Anneannesinin çiçek kokularını taşıyor üzerinde…Nereden bilirdi,yıllar sonra aynı yerde,yorgunluğu ve umûdu sentezleyeceğini…

Bak,yine gözlerime yerleşti yeni bir sonbahâr serenâtı…Ama yok…Eylül’dür ve sararmış yüzünü yerlere dökerek yakar yanmamış yanlarımızı!Dahası yok,yok işte!..
Bakışlarınız donuksa,aramayın yanınızda!Bir güz mevsimi oldu ömrüm;üzgünüm,hayât standardınız uymuyor aşkın prosedürüne!..Aşk;baş eğmektir hani,mahcûbiyetin asâletinde…Muzdaribim aşksızlıktan!Bir “insan” görürseniz söyleyin;âvâze çıkmıyor sesim…

Lâkin,zamân fânusunda göz kapaklarım ağırlaşıyor…Birkaç satıra sığmıyor sadrımdaki Eylül sergüzeşti…

Ne sancılar var ki;kayıtlar kayıp…Armağan kalıyor yüreğimin anı albümü vefâdan mülhem…Fotoğraflar kırık ve çokça yanık olsa da…
Ve şimdi,bunca uzağında…Eylül olsun mu adım;çınlasın mı kulağında?..
Şâiri olmadığım şiirlerimi yazayım mı sana?..

Zamân,deverân ederken;aşkın hâlesinde misin hâlâ?…
Hâlâ ve dâimâ!..
*
Dilyâre(alıntı)
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst