İnsansın ve insanlarla beraber yaşıyorsun… Kırık kırıktır için… özün eziliyordur çok zaman… içini açamazsın kimseye iç çekip durursun kendi içinde… Kimi anladın ki kim seni anlasın… Neyi istediğini neyi sevdiğini biliyor musun ki…
Yüreğini yırtıyor sevgini verdiklerin… Hissiz mi yürümeli ıssız yerlerde? Sensizlik senden daha mı sevimli sevgili sevgi? Yakınlık yakıyor yalnızlık üzüyor…
Dostta denir mi her dert? Dedin de ne dinledin? Kime dayanacaksın yüreğinde yürüyen dertler için?
“ Ne tesellisi var ne şarkının ne sazın” Sözler silik sazlar kırık… Hayat bestesi hüzünlü…
Gülmek mi mutlu eden ağlamak mı? Huzur hiçbiri mi? Hiç mi her şey? Hiçlik dereleri nerede duracak varlık dağlarına ne zaman çıkılacak?
Uçar gibi gidiyor zaman uyur gibi geçiyor ömür… Harcanan hayat… Hayıflanması gereken hayallerle oyalanıyor… Yuvasız kuşların şaşkınlığıyla çırpınıyor… çaresiz dallara konuyor kırık kanatlarla… Acı kanıyor içi… Dertle dönüyor dışı…
Umutla doğuyor her sabah ölümle yatıyor her akşam… Dert döşeğinde gözleri açık uyuyor deva prensesi gelir de ellerinden tutar diye… Acı şerbeti şifa şevkiyle içiyor… Deva diye dayanıyor dertlere…
Sevgiyi saflaştırır sıkıntılar dostlukları derinleştirir dertler… Sürüklendikçe yüreğin özüne yol alırsın… Savrulması gereken sevgi değil her şeyi yutan senin “ben”in… “Ben” de boğulmazsan içindeki “ben”le buluşursun…
Dert dalgalarıyla çalkalanırken “ben” in duru ve derindir özbenliğin… sevgi saf hikmet diri varlık dağları yücedir bu benlikte…
içtiğin acılara dayandığı dertlere değmiştir “Ben” den geçmiş “Birben”e erişmişsindir…
özün özüne erişen kabuk ağlamalara güler geçer… Günlerin üstündedir gönlü gönlünden damlayan günleri de güldürür…
Dertler gülmekle geçmez acıları dindirmez şarkılar…
içini açıyorsa çektiklerin derin bir iç çek ve yürü yüreğinin yolunda…
Yüreğini yırtıyor sevgini verdiklerin… Hissiz mi yürümeli ıssız yerlerde? Sensizlik senden daha mı sevimli sevgili sevgi? Yakınlık yakıyor yalnızlık üzüyor…
Dostta denir mi her dert? Dedin de ne dinledin? Kime dayanacaksın yüreğinde yürüyen dertler için?
“ Ne tesellisi var ne şarkının ne sazın” Sözler silik sazlar kırık… Hayat bestesi hüzünlü…
Gülmek mi mutlu eden ağlamak mı? Huzur hiçbiri mi? Hiç mi her şey? Hiçlik dereleri nerede duracak varlık dağlarına ne zaman çıkılacak?
Uçar gibi gidiyor zaman uyur gibi geçiyor ömür… Harcanan hayat… Hayıflanması gereken hayallerle oyalanıyor… Yuvasız kuşların şaşkınlığıyla çırpınıyor… çaresiz dallara konuyor kırık kanatlarla… Acı kanıyor içi… Dertle dönüyor dışı…
Umutla doğuyor her sabah ölümle yatıyor her akşam… Dert döşeğinde gözleri açık uyuyor deva prensesi gelir de ellerinden tutar diye… Acı şerbeti şifa şevkiyle içiyor… Deva diye dayanıyor dertlere…
Sevgiyi saflaştırır sıkıntılar dostlukları derinleştirir dertler… Sürüklendikçe yüreğin özüne yol alırsın… Savrulması gereken sevgi değil her şeyi yutan senin “ben”in… “Ben” de boğulmazsan içindeki “ben”le buluşursun…
Dert dalgalarıyla çalkalanırken “ben” in duru ve derindir özbenliğin… sevgi saf hikmet diri varlık dağları yücedir bu benlikte…
içtiğin acılara dayandığı dertlere değmiştir “Ben” den geçmiş “Birben”e erişmişsindir…
özün özüne erişen kabuk ağlamalara güler geçer… Günlerin üstündedir gönlü gönlünden damlayan günleri de güldürür…
Dertler gülmekle geçmez acıları dindirmez şarkılar…
içini açıyorsa çektiklerin derin bir iç çek ve yürü yüreğinin yolunda…