Yumurtlamak İçin Karaya Çıkan Aterina Balığı

meridyen2

Kayıtlı Üye
Yumurtlamak İçin Karaya Çıkan Aterina Balığı

atherina20boyeri4001hc9.jpg


Solunum, sindirim ve iskelet başta olmak üzere tüm sistemleri yalnızca suda yaşamaya uygun şekilde yaratılmış olan ve suyun dışında uzun süre yaşayamayan bir balık, neden yumurtlamak için karayı tercih eder?

Bilim adamlarını hayrete düşüren bir kararlılık ve planlamayla her yumurtlama döneminde karaya çıkan “aterina” adlı balık türü, yumurtalarını koruyabilmek için olağanüstü bir yönteme başvuruyor.

Yumurtlamak için kilometrelerce uzağa göç eden canlılardan, çok zahmet gerektiren yuvalar inşa edenlere, yumurtalarını haftalarca ağızlarında taşıyıp bu esnada beslenemeyen canlılardan, yumurtalarının başında haftalarca nöbet bekleyenlere… Birçok hayvan türü, yumurtalarını veya yavrularını koruyabilmek için büyük fedakarlıklarda bulunur ve türlü zorluklara katlanır. Hatta kimi zaman bu uğurda "ölümü dahi göze alan" canlılar vardır. Bu canlılardan biri de aterina balığıdır.

Aterina balıkları, diğer balıklardan farklı olarak yumurtalarını karada toprağın içine gömerler. Tüm hayati tehlikeye rağmen yumurtlamak için karaya çıkmalarının nedeni, bunu yapmazlarsa nesillerini devam ettiremeyecek olmalarıdır. Çünkü yumurtaları ancak böyle bir ortamda gelişme imkanı bulabilir.

Aterinalar Karaya Çıkmak İçin Neden Dolunayı Beklerler?

Yumurtlama dönemi geldiğinde binlerce aterina balığı, yumurtalarını kumsala bırakmak için kusursuz bir zamanlama ile aynı anda harekete geçerler. Bunun için son derece pratik bir yöntem bulmuşlardır: Karaya çıkmak için dolunayın çekim gücüyle gerçekleşen gel-git olayını beklerler. Gel-git sebebi ile kabaran denizin en yüksek anını bekleyen balıklar, kıyıya vuran büyük dalgalarla karaya çıkarlar.

Kumda Gömülü Olmak Yumurtalara Nasıl Bir Fayda Sağlar?

Karaya çıkmayı başaran dişi aterinalar, bir müddet kumun üstünde kalırlar. Her dişi aterina, suyun dışında kaldığı bu kısacık zaman aralığında, ustaca kıvrılıp bükülerek kuma gömülür ve 5 cm. derinliğe yumurtalarını bırakır. Bunun sebebi yumurtaların, ancak kumda gömülüyken gelişebilmesidir. Yumurtaların, akıntılı bir suyun içinde çatlamadan gelişebilmeleri imkansızdır. Yeni doğacak aterina yavrularının sapasağlam yumurtadan çıkabilmeleri, 15 gün boyunca sarsıntısız ve güvenlikli bir ortamda gelişebilmelerine bağlıdır. Bu da ancak kıyıda gömülü kalmalarıyla mümkün olur.

Dişi balık binlerce yumurtanın bırakıldığı bu yorucu işlemden sonra, son bir güçle kumdan çıkarak denize döner. Tekrar yumurtlamaya hazır duruma gelinceye kadar da bir daha karaya çıkmaz.

Balıkların çoğu yumurtalarını, suyun içindeki bir düzlüğe bırakırken, aterinalar yumurtalarını karaya açtıkları bir çukura gömmeleri gerektiğini adeta bilirler. Böyle bir aklın bu balığın kendisine ait olmadığı açık bir gerçektir. Çünkü bir balığın bunu bilebilmesi için yumurtaların kabuğunu inceleyip hangi şartlar altında kırılacağını ya da sağlam kalacağını hesaplamış olması, sonra da karanın daha güvenli olduğuna karar vermesi gerekir. Aynı zamanda yumurtanın gelişimini tamamlama süresini tahmin etmesi, bunu da gel-git olayının süresine göre ayarlayıp aynı ana denk gelmesini sağlayacak bir plan yapması gerekir. İnsanların bile, özel deneyler yapmadan bilemeyeceği bu doğum yöntemini, aterina balığına öğreten kuşkusuz ki tüm ilmin yegane sahibi olan Allah'tır. Bir ayette şöyle buyrulmaktadır:

"... Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendir. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi O'dur." (Yusuf Suresi, 100)

15 Günlük Olgunlaşma Süresi Neden Önemlidir?

Dişi aterinanın kuma gömdüğü yumurtaların olgunlaşma süresi tam on beş gündür yani yumurtaların çatlaması tam olarak bir sonraki gel-git zamanına denk gelir. Aradan geçen on beş gün içinde yumurtaların karada gömülü kalıp olgunlaşması gerekir. Gerçekten de bu süre içinde, yumurtaların olduğu yere deniz suyu gelmez. Fakat tam on beş gün sonra yani yumurtaların artık çatlayıp denize dökülmesi gerektiği zaman, su yeni bir gel-gitle yükselir ve yumurtaları alarak denizin içine sürükler. Bu sürükleme esnasında, çatlayan yumurtalardan artık denizde yaşama zamanları gelmiş küçük aterina yavruları çıkar.

Herşey öyle mükemmel bir biçimde hesap edilmiştir ki yumurtaların karaya gömüldüğü zamanı izleyen günlerde kıyıdaki su yükselmez. Bu arada yumurtalar gelişir ve çatlayacak hale gelir. Yumurtaların tam bir sonraki gel git sırasında çatlaması da başka bir mucizedir. Eğer sular on beş günden daha önce yükselip yumurtalara ulaşsaydı, suların çarpmasıyla yumurtalar çatlayacak ve vakitsiz doğan yavrular, yumurtadan çıkar çıkmaz ölecekti. Eğer denizin tekrar yükselmesi ve yumurtalara ulaşması on beş günü geçseydi bu sefer de yumurtalar kendi kendine çatlayacak ve doğan yavrular karada kalıp denize ulaşamadan öleceklerdi.

Allah Tüm Canlıları Kudretiyle Yönlendirir

Balıklar yumurtaları bırakmak üzere gerçekleştirdikleri ilk atlayıştan bir süre önce gel-git kuşağının hemen gerisindeki bölüme yığılır ve toplu olarak denizin kabarmasını beklerler. Yani denizin kabaracağını adeta bilirler. Peki ama nasıl?

Şuur sahibi olmayan balıklara bunu öğreten Allah'tır. Yüce Allah'ın ilhamıyla aterina balıkları, yumurtlamak için hem suların en çok kabardığı günü hatta saati hem de erken davranmamaları gerektiğini bilirler. Allah bu balığa da neslinin devamını sağlaması için böyle muazzam bir yöntem ilham etmiş, ihtiyacı olan tüm nimetleri ona vermiştir. Açık bir gerçektir ki; yeryüzündeki canlıların her biri Allah'ın koruması altındadırlar. Allah her birine davranışlarını ilham eder ve onlar da buna eksiksiz bir şekilde uyarlar. Kuran'da bu gerçek şöyle bildirilir:

"Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur; hepsi O'na 'gönülden boyun eğmiş' bulunuyorlar." (Rum Suresi, 26)
(makale harun yahya)

Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 51. sayı (Eylül 2008) 62. sayfada yayınlanmıştır.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst