$owaLyé
Kayıtlı Üye
Ülkemizde her dört kişiden biri hipertansiyon hastası; ancak bu rakam gün geçtikçe artıyor.
Tedbiri elden bırakmamak için kan basıncınızı aralıklarla ölçtürün. Başlangıçta belirtisi olmayan yüksek tansiyon, kalp yetmezliğine neden olabilir.
Yaygınlığı giderek artmakta olan hipertansiyon, insanların dörtte biri için büyük bir sağlık problemi. Hipertansiyon, yüksek kan basıncı demektir. Kan basıncı ya da kanı kalpten dokulara ***üren damarların (atardamarlar) basıncı, kişiye ait özellikler (yaş, cinsiyet, ırk gibi) ve fiziksel durumdan (istirahat, efor gibi) etkilenen bir olgudur. Bu nedenle de normal kan basıncı değerlerini belirlemek gerçekte güçtür.
Hipertansiyon ciddi bir sağlık sorunudur. Hipertansiyon, kendi başına öldürücü değildir; fakat tedavi edilmediğinde hipertansiyonun sonuçları öldürücü olabilir. Başlangıçta belirti vermeyen hipertansiyon kalbi zorlayarak kalp yetmezliğine neden olabilir. Üstelik ateroskleroz (damar sertliği) ve bunun yol açabileceği iskemik kalp hastalığı (belli bir bölgede kan akımının kesilmesi nedeniyle oluşan geçici kansızlık) riskini önemli ölçüde artırır. Buna ilaveten, hipertansiyonlu hastalarda, kanama ve beyin kan damarlarının tıkanması, diğer kişilere göre daha sık görülür. Hipertansiyon ayrıca koroner arter hastalığının oluşumuna büyük bir katkıda bulunur ki, bu hastalık sanayileşmiş toplumlarda ölümlerin başlıca sebeplerinden biridir. Bahsettiklerimizin hepsi tedavi edilmeyen hipertansiyonun sonuçları olup hipertansiyona bağlı hastalık ve ölümlerin büyük bir bölümünü oluşturur.
Hipertansiyonu olan kişilerin sadece yüzde 5’inde tek bir sebep vardır. Bunların başında böbrek ile ilgili rahatsızlıklar gelir ki hipertansiyon olgularının yaklaşık yüzde 4’ünden sorumludurlar. Tiroid ve böbreküstü bezinin normal dışı çalışması, aort ismi verilen ana atardamardaki doğumsal darlıklar, diğer tekil nedenler arasında sayılabilir. Hipertansiyonu olan kişilerin yüzde 95’inde ise birden çok sebep vardır. Şişmanlık, fazla miktarda sodyum, az miktarda potasyum ve magnezyum alınması, genetik faktörler, sigara ve alkol kullanımı gibi çok sayıda faktöre bağlı bu tip hipertansiyon “esansiyel hipertansiyon” ismi ile anılır.
Kan basıncımız normalin üzerinde seyretmeye başladığında, belirgin bir yakınma olmayabilir. En sık dile getirilen yakınmalar özellikle ense bölgesinde yoğunlaşan, baş ağrısı, kulaklarda çınlama, başta bir dolgunluk hissi, baş dönmesi, ayaklarda ödem, çarpıntı, kalp atışlarının kuvvetli olarak hissedilmesi gibi yakınmalardır. Ancak bu şikâyetler genellikle göz ardı edilir ve uzun sürmediklerinden önemsenmezler. Ayrıca yakınmalar kan basıncı yüksekliği ile çok da doğru orantılı değildirler.
Hipertansiyon zararlı etkisini genellikle yıllar içinde ortaya çıkartır. Sürekli artmış basınç damar yatağında ve uç organlarda, tüm vücudu etkileyecek şekilde içten içe kemirerek aşınma yaratır. Bu aşınma üzerinde damarlarda tıkanıklıklar oluşur ki kliniğe yansımaları koroner kalp hastalıkları, kalp krizleri, beyin damar hastalıkları, yani felçlerdir. Artmış kan basıncı kalbin iş yükünü arttırır. Kalp bu artmış yüke bir süre dayanabilir. Ancak zaman içinde bu yükü kaldırmak için kas miktarında artışa gider. Halter çalışan kişilerin kaslarının kalınlaşması gibi kalp duvar kalınlığında artış olur. Giderek önce kalbin içine kan doldurma fazı, sonra da kan püskürtmesi, kasılması aksar ki bu, hipertansiyona bağlı kalp yetmezliği gelişimidir. Paralel değişiklikler tüm organlarda gözlenir. Bunların içinde uzun vadede öne çıkan böbrek yetmezliğidir.
Memorial Hastanesi dahiliye uzmanlarından Dr. Serap Bos, hipertansiyon tanısı konulan bir hasta için üç basamaklı bir yaklaşımın gerektiğini ifade ediyor. Öncelikle, saptanabilir tüm nedenler gözden geçirilmeli ve bulunabilirse tedavi edilmelidir. Sonra hipertansiyonun vücuda vermiş olduğu bir hasar ve başka hastalıkların olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu, tedavi seçiminde de yardımcı olur. Üçüncü olarak da diğer eşlik eden kalp hastalığı risk faktörleri incelenmelidir: Bu nedenle şişmanlık, sigara, şeker hastalığı, yağ metabolizması bozuklukları, genetik faktörler, yetersiz aktivite, kalp yetmezliği gibi diğer risk faktörleri de hipertansiyonla birlikte göz önüne alınarak, tedavi planlanmalıdır.
Her kişi için basit bir tedbir kuralı:
Kan basıncınızı aralıklarla ölçün. Normal değerlerin üstündeki rakamlarla karşılaşıyorsanız doktorunuza başvurmakta tereddüt etmeyin. Hipertansiyondan değil; ama geç kalmaktan korkun...
Her dört kişiden biri tansiyon hastası
Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de her dört kişiden biri hipertansiyon hastası. Ancak hipertansiyon tespit edilenlerin yüzde 62’si (hipertansiyonu olan her 3 kişiden 2’si) ise hipertansiyon hastası olduğunun farkında değildir. Bu yüzden uzmanlar, 30 yaşlarından itibaren herkesin sık sık tansiyonunu ölçtürmesi, 40 hele 50 yaşından sonra ölçümü daha da sıklaştırması gerektiğini belirtmektedirler.
Yüksek tansiyon belirtileri
Yüksek tansiyon çoğu zaman belirti vermez, sinsi bir hastalıktır. Bu sebeple dikkatli olmakta ve belli aralıklarla ölçüm yaptırmakta fayda vardır. Özellikle ailesinde yüksek tansiyon hikayesi olanlar, 40 yaşından yaşlılar, şişman kişiler, şeker hastaları ve gebelerin daha sık aralıklarla ölçüm yaptırmaları çok faydalı olur. Zaman zaman ense kökünde şiddetli zonklayıcı tarzda baş ağrısı, bulantı-kusma, burun kanaması, uyuşukluk, yorgunluk, endişe, tatlıya düşkünlük, kulak çınlaması, bulanık görme, fazla idrar çıkarma gibi belirtiler hipertansiyon belirtisi olabilir. Bu şikayetleri olan kişiler tansiyon ölçümü yaptırmalıdırlar.
Yüksek tansiyonu önlemede altın kurallar:
İdeal kilonuzu koruyun. Fazla kilonuz varsa mutlaka zayıflamalısınız.
Fiziksel olarak daha hareketli olun. Bol bol yürüyün ve spor yapın. Hareketsiz kalmayın.
Sigara içmeyin. İçiyorsanız mutlaka bırakın.
Alkolden uzak durun.
Tuz ve sodyumu az besinlerle beslenin.
Stresten uzak durmaya çalışın, sakin olun.
Huzurlu ve mutlu bir ortamda yaşamaya gayret edin.
Düzenli sağlık kontrolleri yaptırın.
Hipertansiyonla ilgili sık sorulan sorular
Kan basıncım yüksek;
ama vücudum bu değerlere alışmış olmalı. Bana bir zararı yok.
Yüksek kan basıncının zararlarının yıllar içinde oluşması, böyle bir düşünce tarzının insanlar içinde yerleşmesine sebep olmuş... Şu an bir yakınmanızın olmaması, hipertansiyonun size zarar vermediği anl***** gelmiyor. Hiçbir şikâyet olmasa bile kan basıncının normal değerlere çekilmesi gereklidir.
Hipertansiyon tedavisi ne kadar sürecek? İlaç içersem bağımlı hale gelmez miyim?
Hipertansiyon rahatsızlığı sebeplerin direkt ortadan kaldırılabildiği durumlar hariç, süreklilik arz eder. Yani tedavi, yaşam boyu gereklidir. Hafif olgularda ve eğer organlarda hasara rastlanmadı ise de ilaçsız tedavi yöntemleri ile aksi durumda ek olarak ilaçlarla olacaktır. Hipertansiyon ilaçları bağımlılık yapmaz. Eğer ilaçsız tedavi yöntemleri etkin olarak uygulanabilir ise bir süre ilaca ihtiyaç olmayabilir. Ancak yıllar içinde damarlardaki direnç artacağından, ilaç gerekliliği tekrar gündeme gelebilir.
Sarımsak yiyorum, limon suyu içiyorum. İlaç almasam olur mu?
Bazı yiyecekler, kan basıncını kısıtlı da olsa düşürebilir. Ancak, bunlar hem etkin bir te davi sağlamazlar hem de hipertansiyonun sebep olduğu hasarı tamir edemezler. Bu yüzden, eğer gerekiyorsa, bir ilaç tedavisinin alternatifi değil, tamamlayıcısı olabilirler.
İlaçların cinselliğe olumsuz etkisi var mı?
Tüm ilaçların yan etkisi olabilir. Doktorunuz size en uygun olan, yan etkisi en düşük ilacı önerecektir. Eğer herhangi bir yan etki meydana gelirse ilaç seçenekleri son yıllarda çok arttığından rahatlıkla başka bir ilaca geçilebilir.
Başım ağrıyordu, tansiyonum 160’a çıktı. Benim hipertansiyonum mu var?
Kan basıncı yüksekliği yani hipertansiyon tanısı, seri ölçümler gerektirir. Özellikle, heyecan, korku gibi durumlarda her sağlıklı kişide kan basıncının yükselmesi olabilir. Bu münferit yükselmeler kişiyi hipertansiyon hastası konumuna sokmaz. Yapılması gereken, sık ölçümlerle yüksekliğin genel eğilim olduğunun ortaya konulması ve varsa organ hasarının gösterilmesidir.
Hipertansiyon hastası nasıl beslenmeli?
Hipertansiyon hastalarında sofra tuzunun kısıtlaması, yaklaşık üçte birinde kan basıncı yüksekliğini etkin bir şekilde düşürür. Bu yüzden diyette tuz kısıtlaması önem taşır. Bunun aksine potasyum ve magnezyumdan zengin beslenilmesinin faydaları olabilir. Ayrıca kişinin kilo fazlalığı varsa, ideal kilosuna erişip o kiloda kalacak şekilde diyet yapması, kan yağlarında ya da kan şekerinde yükseklik mevcutsa bununla ilgili bir diyet uygulaması gerekir.
Sigara ve alkol hipertansiyonu etkiler mi?
Sigara ve alkol hipertansiyon direkt olarak kan basıncını yükseltir. Bu yüzden bu alışkanlıkların sonlandırılması tedavinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bunun ötesinde sigara ve alkol kullanımının özellikle kalp ve damar sistemine olan olumsuz etkileri hipertansiyon varlığında artacaktır.
Benim tansiyonum sinirlenince yükseliyor.
Stres sırasında kan basıncı yüksekliği kısmen doğaldır. Kızgınlık, üzüntü gibi durumlarda kan basıncında şiddetli artışlar, zaten hipertansiyonu değişik derecelerde var olan hastalarda sıklıkla oluşur. “Asabi hipertansiyon” tıbbi bir tanımlama değildir. Hipertansiyon tedavisinde stresten uzak durulması, stres faktörlerinin bertaraf edilmesi ilaçsız tedavinin önemli bir parçasıdır.
Benim hipertansiyonum var, onun için çabuk sinirleniyorum
.
Hipertansiyon sinirliliğe yol açmaz. Ancak “A” tipi kişilik olarak tanımlanan, çabuk reaksiyon veren, heyecanlı, duygusal kişilerde hipertansiyon gelişimi sıktır. Yani hipertansiyon ile asabilik arasındaki ilişki neden değil, sonuç şeklindedir. Kişiler asabi oldukları için kan basıncı yükselir, hipertansiyon hastası oldukları için asabi olmazlar.
Tansiyonum genelde iyi; ama ne zaman doktora gitsem yükseliyor. “Beyaz önlük hipertansiyonu” denen bir olgu söz konusu olabilir. Bu yüzden kişinin günlük hayatta aldığı kan basıncı ölçümleri hastane ve muayenehane ortamlarında alınan ölçümlerden daha değerlidir.
Tedbiri elden bırakmamak için kan basıncınızı aralıklarla ölçtürün. Başlangıçta belirtisi olmayan yüksek tansiyon, kalp yetmezliğine neden olabilir.
Yaygınlığı giderek artmakta olan hipertansiyon, insanların dörtte biri için büyük bir sağlık problemi. Hipertansiyon, yüksek kan basıncı demektir. Kan basıncı ya da kanı kalpten dokulara ***üren damarların (atardamarlar) basıncı, kişiye ait özellikler (yaş, cinsiyet, ırk gibi) ve fiziksel durumdan (istirahat, efor gibi) etkilenen bir olgudur. Bu nedenle de normal kan basıncı değerlerini belirlemek gerçekte güçtür.
Hipertansiyon ciddi bir sağlık sorunudur. Hipertansiyon, kendi başına öldürücü değildir; fakat tedavi edilmediğinde hipertansiyonun sonuçları öldürücü olabilir. Başlangıçta belirti vermeyen hipertansiyon kalbi zorlayarak kalp yetmezliğine neden olabilir. Üstelik ateroskleroz (damar sertliği) ve bunun yol açabileceği iskemik kalp hastalığı (belli bir bölgede kan akımının kesilmesi nedeniyle oluşan geçici kansızlık) riskini önemli ölçüde artırır. Buna ilaveten, hipertansiyonlu hastalarda, kanama ve beyin kan damarlarının tıkanması, diğer kişilere göre daha sık görülür. Hipertansiyon ayrıca koroner arter hastalığının oluşumuna büyük bir katkıda bulunur ki, bu hastalık sanayileşmiş toplumlarda ölümlerin başlıca sebeplerinden biridir. Bahsettiklerimizin hepsi tedavi edilmeyen hipertansiyonun sonuçları olup hipertansiyona bağlı hastalık ve ölümlerin büyük bir bölümünü oluşturur.
Hipertansiyonu olan kişilerin sadece yüzde 5’inde tek bir sebep vardır. Bunların başında böbrek ile ilgili rahatsızlıklar gelir ki hipertansiyon olgularının yaklaşık yüzde 4’ünden sorumludurlar. Tiroid ve böbreküstü bezinin normal dışı çalışması, aort ismi verilen ana atardamardaki doğumsal darlıklar, diğer tekil nedenler arasında sayılabilir. Hipertansiyonu olan kişilerin yüzde 95’inde ise birden çok sebep vardır. Şişmanlık, fazla miktarda sodyum, az miktarda potasyum ve magnezyum alınması, genetik faktörler, sigara ve alkol kullanımı gibi çok sayıda faktöre bağlı bu tip hipertansiyon “esansiyel hipertansiyon” ismi ile anılır.
Kan basıncımız normalin üzerinde seyretmeye başladığında, belirgin bir yakınma olmayabilir. En sık dile getirilen yakınmalar özellikle ense bölgesinde yoğunlaşan, baş ağrısı, kulaklarda çınlama, başta bir dolgunluk hissi, baş dönmesi, ayaklarda ödem, çarpıntı, kalp atışlarının kuvvetli olarak hissedilmesi gibi yakınmalardır. Ancak bu şikâyetler genellikle göz ardı edilir ve uzun sürmediklerinden önemsenmezler. Ayrıca yakınmalar kan basıncı yüksekliği ile çok da doğru orantılı değildirler.
Hipertansiyon zararlı etkisini genellikle yıllar içinde ortaya çıkartır. Sürekli artmış basınç damar yatağında ve uç organlarda, tüm vücudu etkileyecek şekilde içten içe kemirerek aşınma yaratır. Bu aşınma üzerinde damarlarda tıkanıklıklar oluşur ki kliniğe yansımaları koroner kalp hastalıkları, kalp krizleri, beyin damar hastalıkları, yani felçlerdir. Artmış kan basıncı kalbin iş yükünü arttırır. Kalp bu artmış yüke bir süre dayanabilir. Ancak zaman içinde bu yükü kaldırmak için kas miktarında artışa gider. Halter çalışan kişilerin kaslarının kalınlaşması gibi kalp duvar kalınlığında artış olur. Giderek önce kalbin içine kan doldurma fazı, sonra da kan püskürtmesi, kasılması aksar ki bu, hipertansiyona bağlı kalp yetmezliği gelişimidir. Paralel değişiklikler tüm organlarda gözlenir. Bunların içinde uzun vadede öne çıkan böbrek yetmezliğidir.
Memorial Hastanesi dahiliye uzmanlarından Dr. Serap Bos, hipertansiyon tanısı konulan bir hasta için üç basamaklı bir yaklaşımın gerektiğini ifade ediyor. Öncelikle, saptanabilir tüm nedenler gözden geçirilmeli ve bulunabilirse tedavi edilmelidir. Sonra hipertansiyonun vücuda vermiş olduğu bir hasar ve başka hastalıkların olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu, tedavi seçiminde de yardımcı olur. Üçüncü olarak da diğer eşlik eden kalp hastalığı risk faktörleri incelenmelidir: Bu nedenle şişmanlık, sigara, şeker hastalığı, yağ metabolizması bozuklukları, genetik faktörler, yetersiz aktivite, kalp yetmezliği gibi diğer risk faktörleri de hipertansiyonla birlikte göz önüne alınarak, tedavi planlanmalıdır.
Her kişi için basit bir tedbir kuralı:
Kan basıncınızı aralıklarla ölçün. Normal değerlerin üstündeki rakamlarla karşılaşıyorsanız doktorunuza başvurmakta tereddüt etmeyin. Hipertansiyondan değil; ama geç kalmaktan korkun...
Her dört kişiden biri tansiyon hastası
Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de her dört kişiden biri hipertansiyon hastası. Ancak hipertansiyon tespit edilenlerin yüzde 62’si (hipertansiyonu olan her 3 kişiden 2’si) ise hipertansiyon hastası olduğunun farkında değildir. Bu yüzden uzmanlar, 30 yaşlarından itibaren herkesin sık sık tansiyonunu ölçtürmesi, 40 hele 50 yaşından sonra ölçümü daha da sıklaştırması gerektiğini belirtmektedirler.
Yüksek tansiyon belirtileri
Yüksek tansiyon çoğu zaman belirti vermez, sinsi bir hastalıktır. Bu sebeple dikkatli olmakta ve belli aralıklarla ölçüm yaptırmakta fayda vardır. Özellikle ailesinde yüksek tansiyon hikayesi olanlar, 40 yaşından yaşlılar, şişman kişiler, şeker hastaları ve gebelerin daha sık aralıklarla ölçüm yaptırmaları çok faydalı olur. Zaman zaman ense kökünde şiddetli zonklayıcı tarzda baş ağrısı, bulantı-kusma, burun kanaması, uyuşukluk, yorgunluk, endişe, tatlıya düşkünlük, kulak çınlaması, bulanık görme, fazla idrar çıkarma gibi belirtiler hipertansiyon belirtisi olabilir. Bu şikayetleri olan kişiler tansiyon ölçümü yaptırmalıdırlar.
Yüksek tansiyonu önlemede altın kurallar:
İdeal kilonuzu koruyun. Fazla kilonuz varsa mutlaka zayıflamalısınız.
Fiziksel olarak daha hareketli olun. Bol bol yürüyün ve spor yapın. Hareketsiz kalmayın.
Sigara içmeyin. İçiyorsanız mutlaka bırakın.
Alkolden uzak durun.
Tuz ve sodyumu az besinlerle beslenin.
Stresten uzak durmaya çalışın, sakin olun.
Huzurlu ve mutlu bir ortamda yaşamaya gayret edin.
Düzenli sağlık kontrolleri yaptırın.
Hipertansiyonla ilgili sık sorulan sorular
Kan basıncım yüksek;
ama vücudum bu değerlere alışmış olmalı. Bana bir zararı yok.
Yüksek kan basıncının zararlarının yıllar içinde oluşması, böyle bir düşünce tarzının insanlar içinde yerleşmesine sebep olmuş... Şu an bir yakınmanızın olmaması, hipertansiyonun size zarar vermediği anl***** gelmiyor. Hiçbir şikâyet olmasa bile kan basıncının normal değerlere çekilmesi gereklidir.
Hipertansiyon tedavisi ne kadar sürecek? İlaç içersem bağımlı hale gelmez miyim?
Hipertansiyon rahatsızlığı sebeplerin direkt ortadan kaldırılabildiği durumlar hariç, süreklilik arz eder. Yani tedavi, yaşam boyu gereklidir. Hafif olgularda ve eğer organlarda hasara rastlanmadı ise de ilaçsız tedavi yöntemleri ile aksi durumda ek olarak ilaçlarla olacaktır. Hipertansiyon ilaçları bağımlılık yapmaz. Eğer ilaçsız tedavi yöntemleri etkin olarak uygulanabilir ise bir süre ilaca ihtiyaç olmayabilir. Ancak yıllar içinde damarlardaki direnç artacağından, ilaç gerekliliği tekrar gündeme gelebilir.
Sarımsak yiyorum, limon suyu içiyorum. İlaç almasam olur mu?
Bazı yiyecekler, kan basıncını kısıtlı da olsa düşürebilir. Ancak, bunlar hem etkin bir te davi sağlamazlar hem de hipertansiyonun sebep olduğu hasarı tamir edemezler. Bu yüzden, eğer gerekiyorsa, bir ilaç tedavisinin alternatifi değil, tamamlayıcısı olabilirler.
İlaçların cinselliğe olumsuz etkisi var mı?
Tüm ilaçların yan etkisi olabilir. Doktorunuz size en uygun olan, yan etkisi en düşük ilacı önerecektir. Eğer herhangi bir yan etki meydana gelirse ilaç seçenekleri son yıllarda çok arttığından rahatlıkla başka bir ilaca geçilebilir.
Başım ağrıyordu, tansiyonum 160’a çıktı. Benim hipertansiyonum mu var?
Kan basıncı yüksekliği yani hipertansiyon tanısı, seri ölçümler gerektirir. Özellikle, heyecan, korku gibi durumlarda her sağlıklı kişide kan basıncının yükselmesi olabilir. Bu münferit yükselmeler kişiyi hipertansiyon hastası konumuna sokmaz. Yapılması gereken, sık ölçümlerle yüksekliğin genel eğilim olduğunun ortaya konulması ve varsa organ hasarının gösterilmesidir.
Hipertansiyon hastası nasıl beslenmeli?
Hipertansiyon hastalarında sofra tuzunun kısıtlaması, yaklaşık üçte birinde kan basıncı yüksekliğini etkin bir şekilde düşürür. Bu yüzden diyette tuz kısıtlaması önem taşır. Bunun aksine potasyum ve magnezyumdan zengin beslenilmesinin faydaları olabilir. Ayrıca kişinin kilo fazlalığı varsa, ideal kilosuna erişip o kiloda kalacak şekilde diyet yapması, kan yağlarında ya da kan şekerinde yükseklik mevcutsa bununla ilgili bir diyet uygulaması gerekir.
Sigara ve alkol hipertansiyonu etkiler mi?
Sigara ve alkol hipertansiyon direkt olarak kan basıncını yükseltir. Bu yüzden bu alışkanlıkların sonlandırılması tedavinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bunun ötesinde sigara ve alkol kullanımının özellikle kalp ve damar sistemine olan olumsuz etkileri hipertansiyon varlığında artacaktır.
Benim tansiyonum sinirlenince yükseliyor.
Stres sırasında kan basıncı yüksekliği kısmen doğaldır. Kızgınlık, üzüntü gibi durumlarda kan basıncında şiddetli artışlar, zaten hipertansiyonu değişik derecelerde var olan hastalarda sıklıkla oluşur. “Asabi hipertansiyon” tıbbi bir tanımlama değildir. Hipertansiyon tedavisinde stresten uzak durulması, stres faktörlerinin bertaraf edilmesi ilaçsız tedavinin önemli bir parçasıdır.
Benim hipertansiyonum var, onun için çabuk sinirleniyorum
.
Hipertansiyon sinirliliğe yol açmaz. Ancak “A” tipi kişilik olarak tanımlanan, çabuk reaksiyon veren, heyecanlı, duygusal kişilerde hipertansiyon gelişimi sıktır. Yani hipertansiyon ile asabilik arasındaki ilişki neden değil, sonuç şeklindedir. Kişiler asabi oldukları için kan basıncı yükselir, hipertansiyon hastası oldukları için asabi olmazlar.
Tansiyonum genelde iyi; ama ne zaman doktora gitsem yükseliyor. “Beyaz önlük hipertansiyonu” denen bir olgu söz konusu olabilir. Bu yüzden kişinin günlük hayatta aldığı kan basıncı ölçümleri hastane ve muayenehane ortamlarında alınan ölçümlerden daha değerlidir.