Buğra1
Kayıtlı Üye
EN HızLı GitAriSt'in HayAtı
Yngwie J. Malmsteen 30 Temmuz 1963'te İsveç'in başkenti Stockholm'de doğdu. Müziğe pek ilgi duymayan Yngwie, 7 yaşındayken ilginç bir rastlantı ile gitar çalmaya başladı. Jimi Hendrix'in öldüğü güne kadar pek ilgi duymadığı akustik gitarı, Hendrix'in ölümü üzerine televizyonda yayınlanan bir programı seyredip Hendrix'e ve sahne gösterisine hayran kalmasıyla elinden düşmez oldu. Daha sonra alacağı Fender Stratocaster Yngwie J. Malmsteen'in kimliğinin bir parçası olacaktı. 10 yaşına geldiğinde Deep Purple şarkılarının tamamını çalabiliyordu. Ritchie Blackmore'a olan hayranlığı, ailesinin; özellikle yetenekli bir flütçü olan ablası Lola Lannerbeck'in etkisiyle ilgi duyduğu klasik müzik kültürüyle birleşince Yngwie J. Malmsteen'in benzersiz stili ortaya çıkmaya başladı. Barok dönemi bestecileri Johann Sebastian Bach, Antonio Vivaldi, Tomaso Albinoni ve klasik dönem bestecileri Ludwig van Beethoven, Wolfgang Amadeus Mozart, Nicolo Paganini Yngwie J. Malmsteen'in müziğini ve tarzını derinden etkiledi. Okula ve derslere duyduğu ilgi her geçen gün azalırken tüm zamanını müziğe ayırmaya başladı. Müziğe olan ilgisinin ve yeteneğinin farkında olan annesi ona daima destek oldu. 15 yaşına geldiğinde bir gitar tamir atölyesinde çalışmaya başladı. Atölyeye tamir için getirilen bir lut ona gitar üzerinde deneyebileceği bir fikir verdi; perdelerini eye ile oyarak tıpkı lut gibi scallope klavyesi olan bir gitar yaptı. Sonuç Yngwie için tatmin ediciydi, hemen yeni bir gitara aynı işlemi uyguladı. Yüksek teller ve scallope klavye ile çalmak her ne kadar zor olsa da Yngwie, sweep tekniği için daha uygun olması nedeniyle buna kolay adapte oldu. Bu yaşlarda bestelemeye başladığı Far Beyond The Sun, Icarus Dream Suite gibi parçalarında Yngwie'nin tarzı iyice şekillenmekteydi. 18 yaşında arkadaşlarıyla 3 parçadan oluşan bir demo kaydetti. Tarzı İsveç için oldukça sıra dışıydı. İsveç'te umdukları ilgiyi bulamayacaklarını anlayınca demo kayıtlarını yurtdışına göndermeye başladılar. Demoyu dinleyen Shrapnel Music'in sahibi Mike Varney, Yngwie Malmsteen'i Steeler'a katılması için Amerika Birleşik Devletleri'ne davet etti. Steeler'la bir albüm kaydeden Yngwie daha sonra Alcatrazz'a katıldı. Fakat Yngwie Malmsteen kendini daha iyi ifade edebilmek, tarzını ortaya koyabilmek istiyordu ve Alcatrazz'dan da ayrılarak solo kariyerine başladı. Solo kariyerinin ilk albümü Rising Force oldu. Bu albüm müzik listelerinde 60. sıraya kadar yükseldi ve bir neoklasik rock şaheseri olarak müzik tarihinde yerini aldı. Bu albümdeki performansı ile Yngwie enstürmental rock dalında Grammy'e aday gösterildi.
Gitar StiliYngwie J. Malmsteen 30 Temmuz 1963'te İsveç'in başkenti Stockholm'de doğdu. Müziğe pek ilgi duymayan Yngwie, 7 yaşındayken ilginç bir rastlantı ile gitar çalmaya başladı. Jimi Hendrix'in öldüğü güne kadar pek ilgi duymadığı akustik gitarı, Hendrix'in ölümü üzerine televizyonda yayınlanan bir programı seyredip Hendrix'e ve sahne gösterisine hayran kalmasıyla elinden düşmez oldu. Daha sonra alacağı Fender Stratocaster Yngwie J. Malmsteen'in kimliğinin bir parçası olacaktı. 10 yaşına geldiğinde Deep Purple şarkılarının tamamını çalabiliyordu. Ritchie Blackmore'a olan hayranlığı, ailesinin; özellikle yetenekli bir flütçü olan ablası Lola Lannerbeck'in etkisiyle ilgi duyduğu klasik müzik kültürüyle birleşince Yngwie J. Malmsteen'in benzersiz stili ortaya çıkmaya başladı. Barok dönemi bestecileri Johann Sebastian Bach, Antonio Vivaldi, Tomaso Albinoni ve klasik dönem bestecileri Ludwig van Beethoven, Wolfgang Amadeus Mozart, Nicolo Paganini Yngwie J. Malmsteen'in müziğini ve tarzını derinden etkiledi. Okula ve derslere duyduğu ilgi her geçen gün azalırken tüm zamanını müziğe ayırmaya başladı. Müziğe olan ilgisinin ve yeteneğinin farkında olan annesi ona daima destek oldu. 15 yaşına geldiğinde bir gitar tamir atölyesinde çalışmaya başladı. Atölyeye tamir için getirilen bir lut ona gitar üzerinde deneyebileceği bir fikir verdi; perdelerini eye ile oyarak tıpkı lut gibi scallope klavyesi olan bir gitar yaptı. Sonuç Yngwie için tatmin ediciydi, hemen yeni bir gitara aynı işlemi uyguladı. Yüksek teller ve scallope klavye ile çalmak her ne kadar zor olsa da Yngwie, sweep tekniği için daha uygun olması nedeniyle buna kolay adapte oldu. Bu yaşlarda bestelemeye başladığı Far Beyond The Sun, Icarus Dream Suite gibi parçalarında Yngwie'nin tarzı iyice şekillenmekteydi. 18 yaşında arkadaşlarıyla 3 parçadan oluşan bir demo kaydetti. Tarzı İsveç için oldukça sıra dışıydı. İsveç'te umdukları ilgiyi bulamayacaklarını anlayınca demo kayıtlarını yurtdışına göndermeye başladılar. Demoyu dinleyen Shrapnel Music'in sahibi Mike Varney, Yngwie Malmsteen'i Steeler'a katılması için Amerika Birleşik Devletleri'ne davet etti. Steeler'la bir albüm kaydeden Yngwie daha sonra Alcatrazz'a katıldı. Fakat Yngwie Malmsteen kendini daha iyi ifade edebilmek, tarzını ortaya koyabilmek istiyordu ve Alcatrazz'dan da ayrılarak solo kariyerine başladı. Solo kariyerinin ilk albümü Rising Force oldu. Bu albüm müzik listelerinde 60. sıraya kadar yükseldi ve bir neoklasik rock şaheseri olarak müzik tarihinde yerini aldı. Bu albümdeki performansı ile Yngwie enstürmental rock dalında Grammy'e aday gösterildi.
Yngwie J. Malmsteen besteleri ve emprovize soloları büyük ölçüde barok dönem etkileri taşır. Nicolo Paganini'nin gösterişli tekniği de Yngwie J. Malmsteen'in gitar stilini etkilemiştir. Harmonik minor ve diminished tonlar bestelerinin genel karakteristiğini belirler. İnanılmaz bir hız ve akıcılıkla çaldığı soloları her dinleyişte yeni bir ayrıntı keşfedilebilecek zenginliktedir.Aynı zamanda ablasının aldığı klasik müzik eğitiminin etkisi eserlerinde göze çarpmaktadır. İlham aldığı kişi ise Bach'dır.
EleştirilerYngwie J. Malmsteen'in hırçın kişiliği ve çabuk sinirlenmesi daima eleştiri konusu olmuştur. Açık sözlülüğü ve kendine güveni de kimileri tarafından kırıcı ve küstahça bulunur. Yngwie J. Malmsteen'e yöneltilen bir diğer eleştiri de kendini sürekli tekrar etmesi ve yaratıcı bir üslübü olmadığı yönündedir. Sololarının enstürman etüdlerinden ibaret olduğunu ve klasik parçalardan iktibas edildiği iddia edenler vardır. Ayrıca bazı şarkı sözlerinin anlamı ve derinliği de tartışma konusudur. Teaser ve Heaven Tonight gibi bazı parçalarına tarzı dışına çıkarak ticari sayılabilecek şarkı sözleri yazdığı, bu şarkılarda müzikal anlamda da ticari bir yaklaşım olduğu söylenir. Ancak Yngwie Malmsteen bu eleştirilere cevabı, kendisi için müziğin ilk planda olduğu ve sözlerin ikinci planda olduğu şeklindedir.
Albümleri'' Rising Force'' (1984)
'' Marching Out'' (1985)
'' Trilogy'' (1986)
'' Odyssey'' (1988)
'' Trial By Fire: Live in Leningrad'' (1989)
'' Eclipse'' (1990)
'' Collection'' (1991)
'' Fire and Ice'' (1992)
'' The Seventh Sign'' (1994)
'' Magnum Opus'' (1995)
'' Inspiration'' (1996)
'' Facing the Animal'' (1997)
'' LIVE!'' (1998)
'' Concerto Suite for Electric Guitar and Orchestra'' in Em, Opus 1 (1998)
'' Alchemy'' (1999)
'' War to End All Wars'' (2000)
'' Concerto Suite LIVE'' (2002)
'' The Genesis'' (2002)
'' Attack!!'' (2002)
'' G3 Live: Rockin' in the Free World'' (2004)
'' Unleash the Fury'' (2005) Bağlantılar
http://www.yngwie.org Yngwie J. Malmsteen Resmi Web Sitesi