Silencio
Kayıtlı Üye
Sinema tarihi her ne kadar yakın bir tarih gibi görünse de izleyebileceğimiz filmleri düşününce asırlara bedel bir tarihle karşı karşıyayız hissine kapılıyoruz. Ancak ne olursa olsun izlenmesi gereken çok önemli yapımlar olduğu ve bu zamana kadar izlemediyseniz kesinlikle izlemelisiniz diyebileceğimiz yapımları bir araya getirmeye çalıştık. Biz, sizler için dört film seçtik. Bu filmleri muhakkak izlemelisiniz diyoruz. Şimdiden iyi seyirler.
Yazar:Umay Çelebi
Büyük Balık
Nehirdeki en büyük balık, yakalanamadığı için büyüktür. diyerek, imkânsızlıklar dünyasının kapısını kapatıyor ve her şeyin mümkün olduğu bir başka dünyanın kapısını aralıyoruz. Edward Bloom ile tanışıyoruz. Bize kendi hayat hikâyesini anlatıyor. Hiç tanışmadığı kişilerle, hiç gitmemiş olduğu yerlerde, hiç yaşamamış olduğu hikâyeleri Edward Bloom ölümünü bekliyor. Hayatının son demlerinde; 3 yıldır görüşmediği oğlu Will, gerçeklere dair ufak bir ipucu yakalayabilmek umuduyla babasını bir kez daha ziyarete geliyor.
Hayat, çoğu zaman bir masalı yaşamak için çok kısadır. Bir insan ömründe kaç tane devle tanışır? Kaç kez gerçekten aşık olur? Kaç kez büyülü bir ormanı tek başına geçer? İnsan; doğar, büyür ve ölür. Bunun dışında başına pek bir şey gelmez. Gelenler de kimsenin ilgisini çekmez. Oysa Edwardın gerçek mi, yoksa hayal ürünü mü olduğunu hiç anlayamadığımız hikâyelerinin hepsi birbirinden ilginç. Onun hayatında sıradan bir hayata sığdırılabilecek her şeyden çok daha fazlası var.
Bu filmi hala izlemediyseniz, Tim Burton hakkında çok yanlış düşüncelere sahip olabilirsiniz. Çünkü gotik tarzıyla bilinen yönetmen; bu kez karanlık ve ürkütücü mekânlardan sıyrılıp, masallarını masalsı bir dünyada anlatıyor. Hayali dünyasının renkleriyle herkesin gözlerini kamaştırıyor.
Yazar:Ahmet B.
Eşkıya
Türk sineması Yeşilçam filmleri, Eşkıya ve sonrası olarak üç bölümde incelenmeli. Haftada bir film çekilen ve bunların içinde kaliteli yapımlar barındıran üretken Yeşilçam filmlerinden sonra Türk sinemasının üzerine çöken *****grafik filmler dönemi bittiğinde bir süre sessizlik yaşandı. Yavaş yavaş kaliteli yapımlar ortaya çıkmaya başladı. Ancak Türk sinemasını yeniden ayağa kaldıran, tabiri caizse dirilten film ise 1996 yapımı Eşkıya filmi oldu. Vizyona girdiği tarihte o zamana kadarki en yüksek gişe hasılatını elde eden ve uzun süre elinde tutan yapım sinema sektörünü harekete geçirdi. Artık vizyonda ayda bir Türk filmi gördüğümüzde sevindiğimiz dönemler geride kalmış ve bir sinemanın tüm salonlarında aynı anda Türk filmi izlenir hale gelmişti. Yavuz Turgul önderliğinde Şener Şen ve Uğur Yücelin birlikte harikalar yarattığı film izleyiciyi derinden yakaladı. Şimdi ne zaman bir yıldız kaysa bir Eşkıyanın daha o yıldızın yerine göklere çıktığını düşünürüm. Hala Eşkıyayı izlemediyseniz bir yıl daha gecikmemelisiniz.
Yazar:Umay Çelebi
Sonsuz Sokaklar
Gelsomina, paraya ihtiyacı olan annesi tarafından Zampano adında bir kalpsize satılmıştı. Kardeşlerine veda edip, Zampanonun külüstür arabasına bindi. Hayatının en büyük serüveni burada başlıyordu ama Gelsomina bunu henüz bilmiyordu. Sirklerde, panayırlarda fiziksel güce dayalı gösteriler yaparak para kazanan Zampanoyla birlikte şehir şehir dolaşıp gösterilerinde ona eşlik etti. Trampet çalmayı, rol yapmayı öğrendi. Yeni yerler gördü, yeni insanlarla tanıştı, hatta âşık oldu. Hikaye keşke burada bitiyor olsaydı ama bitmiyordu. Üstelik mutlu sonla bitmeye hiç de niyeti varmış gibi değildi.
İtalyan Yeni Gerçekçiliği olarak bilinen neorealizm akımının önemli örneklerinden biri sayılan Sonsuz Sokaklar; Fellini filmleri içinde de en beğenilenlerden biridir. En İyi Yabancı Film dalında Oscar almakla kalmayıp; Gümüş Aslan, Mavi Kurdele, Gümüş Kurdele vb. birçok ödül kazanmıştır.
Yazar:Ahmet B.
Kardeş Gibiydiler
Şimdilerde ülkemizde bir diziye ilham kaynağı olan Kardeş Gibiydiler izlediğim en iyi filmler listemde her zaman en üst sıralarda yer aldı. Dört çocuğun sonucunu tahmin edemeyecekleri bir hatayla ölüme sebep olmaları geleceklerini tamamen değiştirir. Katil olmalarının verdiği acının yanında bir de ıslahevinde çektikleri uyanıkken bile kabus gören kişiler haline gelmelerine sebep olur, birbirlerinden dahi uzaklaşırlar. Belki çocuk istismarından belki izlerken benim de çocuk sayılabilecek bir yaşta olmamdan ilk izlediğimde filmden çok etkilendim. Ancak farklı zamanlarda tekrar tekrar izlediğimde filmden daha az etkilenmedim. Tadını kaçırmadan ve yerinde bir dram filmi, ajitasyon yapmadan sergilenen muhteşem oyunculuklar. Robert De Niro ve Brad Pitte olan hayranlığımı perçinleyen yapımı hala izlemediyseniz kalbinizi acıya hazırlamalısınız. Bu film sizi gözyaşlarına boğmayacak ama insanlığınızı sorgulatacak.
Yazar:Umay Çelebi
Büyük Balık
Nehirdeki en büyük balık, yakalanamadığı için büyüktür. diyerek, imkânsızlıklar dünyasının kapısını kapatıyor ve her şeyin mümkün olduğu bir başka dünyanın kapısını aralıyoruz. Edward Bloom ile tanışıyoruz. Bize kendi hayat hikâyesini anlatıyor. Hiç tanışmadığı kişilerle, hiç gitmemiş olduğu yerlerde, hiç yaşamamış olduğu hikâyeleri Edward Bloom ölümünü bekliyor. Hayatının son demlerinde; 3 yıldır görüşmediği oğlu Will, gerçeklere dair ufak bir ipucu yakalayabilmek umuduyla babasını bir kez daha ziyarete geliyor.
Hayat, çoğu zaman bir masalı yaşamak için çok kısadır. Bir insan ömründe kaç tane devle tanışır? Kaç kez gerçekten aşık olur? Kaç kez büyülü bir ormanı tek başına geçer? İnsan; doğar, büyür ve ölür. Bunun dışında başına pek bir şey gelmez. Gelenler de kimsenin ilgisini çekmez. Oysa Edwardın gerçek mi, yoksa hayal ürünü mü olduğunu hiç anlayamadığımız hikâyelerinin hepsi birbirinden ilginç. Onun hayatında sıradan bir hayata sığdırılabilecek her şeyden çok daha fazlası var.
Bu filmi hala izlemediyseniz, Tim Burton hakkında çok yanlış düşüncelere sahip olabilirsiniz. Çünkü gotik tarzıyla bilinen yönetmen; bu kez karanlık ve ürkütücü mekânlardan sıyrılıp, masallarını masalsı bir dünyada anlatıyor. Hayali dünyasının renkleriyle herkesin gözlerini kamaştırıyor.
Yazar:Ahmet B.
Eşkıya
Türk sineması Yeşilçam filmleri, Eşkıya ve sonrası olarak üç bölümde incelenmeli. Haftada bir film çekilen ve bunların içinde kaliteli yapımlar barındıran üretken Yeşilçam filmlerinden sonra Türk sinemasının üzerine çöken *****grafik filmler dönemi bittiğinde bir süre sessizlik yaşandı. Yavaş yavaş kaliteli yapımlar ortaya çıkmaya başladı. Ancak Türk sinemasını yeniden ayağa kaldıran, tabiri caizse dirilten film ise 1996 yapımı Eşkıya filmi oldu. Vizyona girdiği tarihte o zamana kadarki en yüksek gişe hasılatını elde eden ve uzun süre elinde tutan yapım sinema sektörünü harekete geçirdi. Artık vizyonda ayda bir Türk filmi gördüğümüzde sevindiğimiz dönemler geride kalmış ve bir sinemanın tüm salonlarında aynı anda Türk filmi izlenir hale gelmişti. Yavuz Turgul önderliğinde Şener Şen ve Uğur Yücelin birlikte harikalar yarattığı film izleyiciyi derinden yakaladı. Şimdi ne zaman bir yıldız kaysa bir Eşkıyanın daha o yıldızın yerine göklere çıktığını düşünürüm. Hala Eşkıyayı izlemediyseniz bir yıl daha gecikmemelisiniz.
Yazar:Umay Çelebi
Sonsuz Sokaklar
Gelsomina, paraya ihtiyacı olan annesi tarafından Zampano adında bir kalpsize satılmıştı. Kardeşlerine veda edip, Zampanonun külüstür arabasına bindi. Hayatının en büyük serüveni burada başlıyordu ama Gelsomina bunu henüz bilmiyordu. Sirklerde, panayırlarda fiziksel güce dayalı gösteriler yaparak para kazanan Zampanoyla birlikte şehir şehir dolaşıp gösterilerinde ona eşlik etti. Trampet çalmayı, rol yapmayı öğrendi. Yeni yerler gördü, yeni insanlarla tanıştı, hatta âşık oldu. Hikaye keşke burada bitiyor olsaydı ama bitmiyordu. Üstelik mutlu sonla bitmeye hiç de niyeti varmış gibi değildi.
İtalyan Yeni Gerçekçiliği olarak bilinen neorealizm akımının önemli örneklerinden biri sayılan Sonsuz Sokaklar; Fellini filmleri içinde de en beğenilenlerden biridir. En İyi Yabancı Film dalında Oscar almakla kalmayıp; Gümüş Aslan, Mavi Kurdele, Gümüş Kurdele vb. birçok ödül kazanmıştır.
Yazar:Ahmet B.
Kardeş Gibiydiler
Şimdilerde ülkemizde bir diziye ilham kaynağı olan Kardeş Gibiydiler izlediğim en iyi filmler listemde her zaman en üst sıralarda yer aldı. Dört çocuğun sonucunu tahmin edemeyecekleri bir hatayla ölüme sebep olmaları geleceklerini tamamen değiştirir. Katil olmalarının verdiği acının yanında bir de ıslahevinde çektikleri uyanıkken bile kabus gören kişiler haline gelmelerine sebep olur, birbirlerinden dahi uzaklaşırlar. Belki çocuk istismarından belki izlerken benim de çocuk sayılabilecek bir yaşta olmamdan ilk izlediğimde filmden çok etkilendim. Ancak farklı zamanlarda tekrar tekrar izlediğimde filmden daha az etkilenmedim. Tadını kaçırmadan ve yerinde bir dram filmi, ajitasyon yapmadan sergilenen muhteşem oyunculuklar. Robert De Niro ve Brad Pitte olan hayranlığımı perçinleyen yapımı hala izlemediyseniz kalbinizi acıya hazırlamalısınız. Bu film sizi gözyaşlarına boğmayacak ama insanlığınızı sorgulatacak.