Yıl : 1914 Yer : İstanbul | 100 Yıl Önce İstanbul

Mastor

Kayıtlı Üye
26138300.jpg


1914 yılına ait National Geographic Aralık sayısında özel fotoğraflarla İstanbul bölümü bulunuyor. Yazıda Osmanlı ve gündelik yaşama dair kısa notlar yer alıyor: 'Asker alım kayıtları sırasında bir kare. Türkler geleneksel 'fes'leriyle tanınıyor.'

60336915.jpg


Dergide II. Abdülhamit'e dair bir anekdot ise şu sözlerle anlatılıyor: 'II. Abdülhamit döneminde şehrin sokaklarında elektrik, telefon hattı ve tramvay yoktu. ‘Dinamo’nun dinamitten geldiğini düşünen padişah bu teknolojik gelişmelerin şeytan işi olduğunu düşünüyordu. Rivayete göre kendisine karşı suikast girişiminde at arabasından bir bomba atıldı. Padişah bomba ve tekerlek arasında bir ilişki kurarak, lastik tekerlekleri yasakladı.'

54855460.jpg


'Camisiz, minaresiz ve limansız İstanbul, gökdelensiz New York gibi...'

59704098.jpg


'Son çıkan haberler gazete bayilerinin önünde okunuyor.'

55267263.jpg


Sultanahmet Camisi

87630775.jpg


Sultanahmet Camisi’nin başka bir görünümü. Arkada hipodrom meydanını görmek mümkün.

55868509.jpg


O yıllarda İstanbul'da 'numara sistemi' yokmuş: 'İstanbul’da sokakların adı, evlerin numaraları yok. Semt adlarına göre gönderilen postaları, postacı mahelle sakinlerine sorarak buluyor.'

60000797.jpg


Savaş haberlerini tartışan bir grup

18519564.jpg


Derginin yazdığına göre kaldırımlar yollarla karışık: 'Farklı ırktan, bölgelerden, sınıflardan günde ortalama 150 bin kişi Galata Köprüsü’nden geçiyor. Yola ait hiçbir kural yok. Hayvan taşıyanlar, hamallık yapanlar, yayalar hepsi bir arada.'

55273271.jpg


1914 İstanbul'unun çalışan profiliyse şöyle tarif ediliyor: 'Şehrin belli başlı işleri şehir dışından gelenler tarafından yapılıyor. Genelde sokak dondurmacıları Arnavut, hamam tellakları Sivas’tan, gemiciler ise Karadeniz bölgesinden geliyor.'

62819793.jpg


Markete doğru yola çıkan tavuklar

94308651.jpg


Yolda dinlenen işçiler 'Arnavut, Kürt, Sırp, Rum ve Ermeni... Hepsi Osmanlı’nın başkenti İstanbul’da kendi dillerini, geleneklerini koruyor, şehrin kozmopolit havasında asimile olmuyorlar. İstanbul Yakın Doğu’nun farklı kesimlerden insanları toplayıp bir araya getiren bir Babil Kulesi...'

18867786se.jpg


National Geographic 1914 İstanbul'unun renkliliğine övgüler yağdırıyor: '1 milyon nüfuslu İstanbul’un yarısını Türkler oluşturuyor. Diğer yarım milyon ise Rum, Ermeni, Musevi ve Levantenlerden oluşuyor. İstanbul’un en büyük karakteristik özelliği bu farklı etnik dinamiğin kendi dillerinde, kendilerine özgü kıyafetleri ve geleneklerini rahatça sürdürebilmeleri. Bu hoşgörüyü Batı Avrupa ülkeleri ve Amerika'da bulmak zor.'

21126539.jpg


Askerlere ekmek dağıtımı

76912389.jpg


I. Ahmet çeşmesi

91029825.jpg


Bugün Atatürk Köprüsü olarak bilinen köprü. Arkada Galata Kulesi görülüyor.

76778365.jpg


Galata Kulesi civarında işçiler dinleniyor.

81125048.jpg


Boğaz’ın en dar noktasında yer alan 'Rumeli Hisarı'

57882479.jpg


Karşı kıyıdan Anadolu Hisarı

38611902.jpg


O yıllarda günlük hayat da şimdiye göre oldukça farklı: 'Evinizi taşımayı düşünüyorsanız eşyalarınızı taşımak için kapınızda beliren itfaiye görevlilerini görebilirsiniz. Mahallede yangın çıkmayınca işleri azalan görevliler, taşımacılıkta hamallarla rekabete giriyorlar.' (Çanakkale-Kilitbahir Kalesi)

88789107.jpg


82600332.jpg


Liman

78730289.jpg


Mezarlık
 
---> Yıl : 1914 Yer : İstanbul | 100 Yıl Önce İstanbul

istanbul geliştikçe, daha büyüdükçe mi insanlar birbirine düşman oldu acaba ? bu haliyle daha mutlu görünüyor istanbulun halkı...dini, dili ne olursa olsun en azından insanca yaşayabilmiş olmaları Ortak özellikleri demekki...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst