HåRßïCoCµK
Kayıtlı Üye
''İlk ateşi sen yaktın,
Son yangın da senden olsun.
Senin canın sağ olsun...''
Bilmeliydim,
Bir sabah çekip gideceğini.
Dünyayı başıma yıkıp gideceğini bilmeliydim.
Ve sen daha kırmadan bu aşkın kalemini,
Ben her şeye eyvallah deyip,
Çekip gitmeliydim bu şehirden.
Ben yakılacak adamım bu şehirde,
Sana böyle yandığım için.
Ben asılacak adamım bu şehirde,
Seni böyle sevdiğim için.
Oysa,
Neler öğretti hayat bana;
Gülerken ağlamayı,
Sırtımdan vurulmayı,
Aç susuz yaşamayı...
Daha neleri öğretti hayat bana.
Bir sana yalvarmayı öğrenemedim,
Bir de seni unutmayı.
Ben yakılacak adamım bu şehirde,
Sana böyle yandığım için.
Ben asılacak adamım bu şehirde,
Seni böyle sevdiğim için.
Sen sahte mutlulukların süslü prensesi.
Sen sosyetik barların şımarık sokak kedisi.
Sen mutluluğumun korkak faresi.
Sen hep aynı gecelerin,
Hep aynı şarkıların,
Hep aynı masaların vazgeçilmez mezesi.
Senin cirit attığın sokaklarda,
Ne gezer aşkın vefanın gölgesi.
Çek git artık!
Yaşanmasın bir daha aşkın böylesi.
Çek git artık!
Bitsin burada bu acı aşk hikayesi.
Oysa,
Bir yudum mutluluğun için,
Yollarına bir ömür serdim.
Oysa,
Bir gelişin için,
Sokaklarına binlerce sabır ektim.
Hasretse hasret,
Acıysa acı,
Uğrunda en kralını çektim.
Üstelik yalnız ve tektim.
Senin bir taş olduğunu nereden bilecektim?
Biliyorsun...
Seni bebekler gibi sevdim,
Seni çiçekler gibi sevdim,
Seni melekler gibi sevdim.
Çünkü sen;
Tapılacak kadındın (!) bu devirde.
Oysa ben;
Sana böyle yandığım için,
Sana böyle kandığım için,
Seni böyle sevdiğim için,
Asılacak adamım bu şehirde!
Yakılacak adamım bu şehirde!
Git, git artık...
Güle güle! ...
Son yangın da senden olsun.
Senin canın sağ olsun...''
Bilmeliydim,
Bir sabah çekip gideceğini.
Dünyayı başıma yıkıp gideceğini bilmeliydim.
Ve sen daha kırmadan bu aşkın kalemini,
Ben her şeye eyvallah deyip,
Çekip gitmeliydim bu şehirden.
Ben yakılacak adamım bu şehirde,
Sana böyle yandığım için.
Ben asılacak adamım bu şehirde,
Seni böyle sevdiğim için.
Oysa,
Neler öğretti hayat bana;
Gülerken ağlamayı,
Sırtımdan vurulmayı,
Aç susuz yaşamayı...
Daha neleri öğretti hayat bana.
Bir sana yalvarmayı öğrenemedim,
Bir de seni unutmayı.
Ben yakılacak adamım bu şehirde,
Sana böyle yandığım için.
Ben asılacak adamım bu şehirde,
Seni böyle sevdiğim için.
Sen sahte mutlulukların süslü prensesi.
Sen sosyetik barların şımarık sokak kedisi.
Sen mutluluğumun korkak faresi.
Sen hep aynı gecelerin,
Hep aynı şarkıların,
Hep aynı masaların vazgeçilmez mezesi.
Senin cirit attığın sokaklarda,
Ne gezer aşkın vefanın gölgesi.
Çek git artık!
Yaşanmasın bir daha aşkın böylesi.
Çek git artık!
Bitsin burada bu acı aşk hikayesi.
Oysa,
Bir yudum mutluluğun için,
Yollarına bir ömür serdim.
Oysa,
Bir gelişin için,
Sokaklarına binlerce sabır ektim.
Hasretse hasret,
Acıysa acı,
Uğrunda en kralını çektim.
Üstelik yalnız ve tektim.
Senin bir taş olduğunu nereden bilecektim?
Biliyorsun...
Seni bebekler gibi sevdim,
Seni çiçekler gibi sevdim,
Seni melekler gibi sevdim.
Çünkü sen;
Tapılacak kadındın (!) bu devirde.
Oysa ben;
Sana böyle yandığım için,
Sana böyle kandığım için,
Seni böyle sevdiğim için,
Asılacak adamım bu şehirde!
Yakılacak adamım bu şehirde!
Git, git artık...
Güle güle! ...