Yer Yarilsada İçine Girsem

Ömrüm

~Efekuş`um~
Bayan Üye
Duygular olaylardan değil, olaylara yüklediğimiz anlamlardan doğar... Kimi anlamlar vardır ki; insan potansiyelini derin bilincin bünyesine hapseder... Yüklemiş olduğunuz bazı anlamlar ise insan potansiyeline sınırlar açar. Bu sınırlar içinde öyle anlar öyle duygular vardır ki o duygular içinden bir tanesi de kişiyi içinde bulunduğu durumdan dolayı utandıran, sıkıntıya düşüren, mahcuptan öte bir hal aldıran olayların yaşandığı zaman dilimleridir. Rezil olunan anların öznesi rezildir, nesneleri içinse hava hoştur. Bu duygular, birçok diğer trajik durum gibi, sonradan hatırlandığında düşünüldüğü kadar olumsuz sayılmazlar, hatta komik ya da mutluluk verici olarak da görülebilirler. Bir durumun hangi duyguyla kaydedildiği, hatırlandığı andaki duygu ile aynı olmayabilir. Okuyucular bu anının neresinin komik olduğunu düşünedursunlar, anlatmaya başlayalım biz de…
Şehirlerarası bir yolculuk için AŞTi’deyim... Otobüsün kalkış saatine yarım saat var... Ankara’daki son yarım saatimi değerlendirmek adına kafeye geçtim.Açık bir çay aldım yanına da kakaolu bir bisküvi.(bu ayrıntı işimize yarayacak aman dikkat).Otobüsün kalkış saatini beklerken dalıp gitmiş olmalıyım ki çayı içmişim fakat bisküvinin kırmızı bantına dahi dokunmamıştım... Otobüste yerim diyerek çantamın ön gözüne attım... Çok iyi hatırlıyorum ön gözündeydi kakaolu bisküvim... Konu kakaolu bisküvi olunca aklımda tutacağım en derin ayrıntı olacak ki bu anı belleğim kaydetmişti... Kaydetti etmesine de dalgınlığımı yenip masadaki çay kaşığını çantama atmama engel olamamıştı... Kendimce hatırlayıp kızaracağım ve dalgınlığıma hayıflanacağım bir detay olarak hafızama kazınacaktı bu kaşık... Düşünsenize kim bilir boş bardağı alan garsonun kaşığı bulamayınca hakkımdaki zannını... Hele birde başörtülü iseniz zannı önce başınızdaki başörtüye karşı başlayacak...(bu da bir zan) aldığım terbiyeye kadar dizerken methiyelerini "ne çıkarsa bunlardan çıkar"mış gibi olduğumuz yanılgısında yedek oyuncu olarak kalacağım o garsonun gözünde... Yer yarılsa da içine girsem tabiri bu anlar için söylenmiş olsa gerek... Ama asla yerin yarılmadığı anlarda bu anlardı sanırım... Artık aylarca saklayabileceğim, elbet bir gün bir şehirlerarası yolculukta yolumun yine oraya düşeceğini ümit edeceğim fakat yüzünü asla hatırlayamayacağım o garsonu bulmak ve dalgınlığımla sonuçlanan olayı açıklayarak" ne çıkarsa bizde kamusal düzenin yorduğu bir gönülle dalgınlıktan çıkar" diyeceğimi ümit ettiğim bir çay kaşığım vardı benim. Zannının üzerine bir çizik atmak için...
Yolum uzundu... Çantamda kakaolu bisküvim ve mekânından dalgınlıkla kopmuş bir çay kaşığı ile yolculuğa hazırdım...
Geçip biletimin üzerinde yazan 21 numaralı koltuğuma oturdum... Az sonra yeni bir magmaya inme konusunda başrol alacağım bir oyunun yardımcı oyuncusu da göründü otobüsün ön tarafında... 1.65 boylarında siyah saçlı temiz giyimli burnu havada duruşuyla 27 -28 yaşlarında bir bayan gelip 22 burası olmalı sanırım derken 22 yazan koltuğa bakıp geçip yanıma oturdu. Ve kelimelerin bende infial duygusu oluşturacağı ve sonunu hesaba katmadığım yolculuk başlamıştı... Aradan yaklaşık bir saat geçmiş yanımdaki bayan çoktan rüyalara gömülmüştü iki kelam etmeden... bayanın ağırlaşan başı, omzumun kopmaya yakın olduğunu hissettiğim kısmında...
"Kendimize yönelik geçmiş yaşantımızda deneyimlediğimiz negatif inançlarımızı pozitif inançlarla değiştirmemiz gerekmektedir. Örneğin "mükemmel olmalıyım" negatif inancının yerine "kendim olabilirim" pozitif inancına sahip olmalıyız. "...evet, yazar pozitif bakış açısıyla olayların üstesinden gelmemiz gerektiğinden bahsediyordu...
Ağırlaşan göz kapaklarımla kitabın arka sayfalarında bir bölüm dikkatimi çekmişti... Koptu kopacak olan omzumda hiç tanımadığım birine ait derin derin nefes alıp vermeler... Sayfalar ağır ağır düşüyordu zihnime...
" Psikologlara göre, öfkelendiğimizde 5 boyut birbiriyle ilişkili ve eşzamanlı olarak aktif olur. Bu boyutlar:

• Biliş – O andaki düşüncelerimizdir.
• Duygu – Öfkenin yol açtığı fiziksel uyarılmadır.
• İletişim – Öfkemizi çevremizdekilere yansıtma biçimimizdir.
• Etkileniş – Öfkeli olduğumuzda hayatı algılayış biçimimizdir.
• Davranış – Öfkeli olduğumuzda sergilediğimiz davranışlardır."
......................
"sayın... Şirketine ait otobüsümüz ilk mola yerine varmış bulunmaktadır..."
Yanımdaki bayan çoktan uyanmış , uyku hali ile onun omuzuna düşmüş olan başımı yerinden kaldırmam için bekliyordu. Derken mola bitmiş yerlerimiz almıştık... Hala yanımdaki sert duruşlu bayandan ses yok... Zaten canıma minnet... Gözüm servis masamdaki kakaolu bisküviye takıldı... Çantamdan ne zaman çıkardığımı dahi hatırlamıyorum... Hatta açmış bir kaç tane yemişim bile... Ah dalgınlığım yine üzerimde... Neyse olur uyku hali derken uzanıp bir iki tane daha aldım... Sonra henüz selam bile vermeyen yanımdaki bayanda uzanıp masada duran bisküvimden aldı... Bir tane daha bir tane daha... Şaşırdım... İzin istemesi gerekmiyor muydu? İnsan bir sorar... Altı üstü bir bisküvi ama nezaket ayrı bir şeydi. İnsanların bu yönünü hiç anlamamışımdır... Başkasına ait bir şeye izinsiz uzanmak... Ne kadar ayıptı... Deyip kendi kendimi yemeğe çoktan başlamıştım... Hatta taramalı tüfek gibi içimden zanlarımı sıralamaya... Sinir katsayılarım çoğaldıkça avuç içlerim ateşleniyordu... Bir tane bir tane daha... Yok, ya hakikaten terbiyesiz bu kadın... Derken yavaştan kendimden kopuyordum ki uyumadan önceki son dizeler geldi aklıma."Psikologlara göre, öfkelendiğimizde 5 boyut birbiriyle ilişkili ve eşzamanlı olarak aktif olur. ." sonra silkelenip kendime gelişim. Sonuç olarak insanlara hüsn-ü zannın emredildiğine inanan birisiydim... Masanın üzerinden bisküviyi alıp bir tane aldıktan sonra içimdeki o duygu ile yanımdaki bayana uzattım...geri kalanınıda çantama attım... Bir selam bir kelam...6 saat sürmüş bir yolculuğun ardından kendimi eve zor attım... Dalgındım ve otobüse binerken kapattığım telefonumu açmak için çantama uzandım... Aman Allah'ım yanılsama sendromu yaşıyorum... Oda ne? Telefonumu koyduğum çantamın ön gözünde otobüse binmeden önce aldığım, kırmız bantına dahi dokunmadığım,6 saatlik yolculuk boyunca hiç çıkarmadığım bir paket kakaolu bisküvi... Belki de yerin yarılması denilen anlar bu anlardı... Yerin yarılması ne ki. otobüsteki o anı düşünüp canlı gömün beni sendromlarıyla yine dalgınlığıma küfrediyorum.

Canım Acıyor...
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst