Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 31.3.1992 gün ve 1596-448 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine;
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 5.11.1992 gün ve 12350-12585 sayılı ilâmı:
( ... Dava iki haklı ihtar ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davalının icarında bulunan daireyi önceki malikinden satın aldığını, bu durumu ve aktin yenilenmesine razı olmadığını davalıya ihbar ettiğini, bundan sonra davalının Ağustos, Eylül ve Ekim ayları kira parasını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, bu sebepten kiralananın tahliyesi gerektiğini, ayrıca önceki malik zamanında oluşan iki haklı ihtar sebebiyle dahi kiralananın tahliyesini belirterek bu davayı açmıştır.
1 - Dosya kapsamına toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçele-re ve özellikle davacının tebliğ ettirdiği ve temerrüt delili saydığı 14.10.1991 tebliğ tarihlı ihtarnamenin B.K.260. maddesi unsurlarını taşımadığının anlaşılmasına göre temerrüde dayanan tahliye davasının reddi kararına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - İki haklı ihtara dayanan davaya ilişkin temyize gelince, davacı 25.7.1991 keşide 26.7.1991 tebliğ tarihli ihtarname ile kiralananı satın aldığını, akti yenilemiyeceğini ve hatta altı aylık süre sonunda tahliye istediğini bildirmiştir. Davalı bunun aksini savunmamaktadır. Kiralananın malikinin değiştiği bildirildiğine göre mülkiyet hakkının bahşettiği tüm hakların ve eski malik zamanında yapılmış kira sözleşmesinin verdiği hakların da yeni malike geçtiğinin bildirilmiş bulunduğunun kabulü icap eder. Kiralayanlık haklarının başkası da kalacağı hususu ayrıca belirtilmediğine göre asıl olan kiralananla ilgili olan kira bedeli istemi hakkının dahi yeni malike geçtiğidir.
Bu itibarla mahkeme'ce bu ihbarın yetersizliğinin kabul edilmesi doğru değildir. Aktin sonuna nazaran bir ay içinde açılan dava ile ilgili diğer unsurların var olup olmadığı tartışılarak işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken sadece ihbar şartının bulunmadığının kabulü ile davanın reddi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oyçokluğuyla karar verildi. YHGK E. 1993/6-917 K. 1994/157 T. 23.3.1994
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 5.11.1992 gün ve 12350-12585 sayılı ilâmı:
( ... Dava iki haklı ihtar ve temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davalının icarında bulunan daireyi önceki malikinden satın aldığını, bu durumu ve aktin yenilenmesine razı olmadığını davalıya ihbar ettiğini, bundan sonra davalının Ağustos, Eylül ve Ekim ayları kira parasını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, bu sebepten kiralananın tahliyesi gerektiğini, ayrıca önceki malik zamanında oluşan iki haklı ihtar sebebiyle dahi kiralananın tahliyesini belirterek bu davayı açmıştır.
1 - Dosya kapsamına toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçele-re ve özellikle davacının tebliğ ettirdiği ve temerrüt delili saydığı 14.10.1991 tebliğ tarihlı ihtarnamenin B.K.260. maddesi unsurlarını taşımadığının anlaşılmasına göre temerrüde dayanan tahliye davasının reddi kararına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - İki haklı ihtara dayanan davaya ilişkin temyize gelince, davacı 25.7.1991 keşide 26.7.1991 tebliğ tarihli ihtarname ile kiralananı satın aldığını, akti yenilemiyeceğini ve hatta altı aylık süre sonunda tahliye istediğini bildirmiştir. Davalı bunun aksini savunmamaktadır. Kiralananın malikinin değiştiği bildirildiğine göre mülkiyet hakkının bahşettiği tüm hakların ve eski malik zamanında yapılmış kira sözleşmesinin verdiği hakların da yeni malike geçtiğinin bildirilmiş bulunduğunun kabulü icap eder. Kiralayanlık haklarının başkası da kalacağı hususu ayrıca belirtilmediğine göre asıl olan kiralananla ilgili olan kira bedeli istemi hakkının dahi yeni malike geçtiğidir.
Bu itibarla mahkeme'ce bu ihbarın yetersizliğinin kabul edilmesi doğru değildir. Aktin sonuna nazaran bir ay içinde açılan dava ile ilgili diğer unsurların var olup olmadığı tartışılarak işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken sadece ihbar şartının bulunmadığının kabulü ile davanın reddi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve Yasa'ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oyçokluğuyla karar verildi. YHGK E. 1993/6-917 K. 1994/157 T. 23.3.1994