Salma tüm yelkenli teknelerin su altı kısımlarında bulunması gereken bir yapıdır. Hareketli ya da omurgaya sabit yapılabilir. Yelkenli teknenin rotasından kaymasını engellemesinin yanında teknenin rüzgarın bayıltıcı etkisine karşı koymasını ve rüzgar altına doğru olası bayılma hareketini azaltmayı sağlar. Aşağıdaki fotoğrafta rüzgarın ne derece etkili olabildiği ve bu büyük kuvvete karşı salmanın ne kadar önemli olduğu görünüyor. Eğer salma olmasaydı yelkenler çoktan suya girmiş ve yelkenli yat devrilmişti.
Salma teorisi
Temel olarak salmanın görevi ve amacı teknenin yanal yatmasını engellemek ve ilerlemesini sağlamaktır. Peki yelkenli tekneler neden yana doğru bayılılar? Bunun cevabını yelken teorisiyle anlatmalıyız. Bir yelken emiş yada itiş dediğimiz iki şekilde oluşan kuvvetin etkisiyle ilerler. Emiş kuvvetinde yelken her iki tarafında oluşan basınç farkı ile ilerlerken itişte sadece arkadan gelen rüzgarın itmesiyle ilerler. Dolayısıyla orsa ve apaz seyri gibi yelken seyirlerinde emiş var iken,
pupa gibi rüzgarın kıç veya kıç omuzluklardan (arka ve arka çaprazlardan) geldiği seyirde itiş kuvveti devreye girer. Emiş itiş kuvvetinde çok daha büyüktür. O yüzden orsa ve apaz seyrinde yelkenli tekneler bu emiş kuvvetinin yanal kuvveti etkisiyle yana doğru yatarak seyir yaparlar.
Yandaki şekilde yelkene üstten bakıyoruz ve rüzgarın etkisiyle yelkende oluşacak olan kuvveti görüyoruz. Görüldüğü gibi bu kuvvetin çok büyük bir kısmı yelkeni yana doğru kaydırmaya çalışır. Kuvvetin küçük bir kısmı ise yelkenli tekneyi ilerletmeye çalışır. Ama yelkende oluşan bu yanal kuvvet yelkenli tekneyi de yana atmak isteyecektir. Dolayısıyla yelkenli tekne bu kuvvet etkisiyle ilerlerken çok daha büyük ölçüde yana kayacaktır. İşte bu yanal kuvvete karşı koymak için salma dediğimiz yapıyı kullanmak zorunda kalırız.
yelkenli tekneye 45 ile 90 derece arası bir açıyla vurduğunu ve bunun sonucunda emme kuvvetinin oluşarak tekneyi yana yatırdığını görüyoruz. Eğer salma olmasaydı yelkenli tekne seyrettiği rotasından büyük ölçüde yana kayacaktı ya da yelkende oluşan bu kuvveti karşılayamayarak devrilecekti.
Seyirler ve salma Salmanın yelken seyirlerine göre önem derecesi farklıdır. Salmasız bir şekilde rüzgara kaşı seyredebilmek imkansızdır (sabit tek gövdeli tekne tipleri baz alınacaktır). Kısacası yelkende oluşan kuvvet büyüdükçe buna karşı koyması gereken zıt kuvvet de büyümelidir. Yelkende en fazla kuvvet rüzgar ile yelkenin en dar açılı olduğu seyirlerde olduğu için bu seyirlerde salma etkisi de artar.
Yandaki çizimde rüzgarla yelken arasında dar bir açı var ve teknede oluşan tüm kuvvetler gösteriliyor. Kırmızı ile gösterilen ok emme kuvvetine kaşı mavi ile gösterilen ok onu kuvveti dengelemeye çalışan salma kuvvetini gösteriliyor. Kuvvetlerin toplamıda yeşil gösterilmiş. Ayrıca salma ne kadar etkili olursa olsun teknenin rotasında hafif rüzgar altı tarafa doğru kayma beklenmektedir.
Bu seferde yandaki şekilden rüzgarın teknenin kıçından geldiğinde yani pupa seyri için salmanın görevinden bahsedelim. Görüldüğü gibi rüzgar kıçtan gelirken yelkendeki kuvvet küçülür. Çünkü yelken itiş kuvveti yaratır ve kuvvet emme kuvvetinden daha küçüktür. Bu kuvvete pararel olarak da dengeleyici kuvvet olan salma kuvveti de küçülür. Yani pupa seyrinde orsadaki gibi salmanın çok büyük bir etkisi yoktur. Ama tekneyi dengeleyeci etki yapacağı için her zaman gereklidir.
Salma ve ekip uyumu
Salma rüzgarın etkisiyle yanal yatan tekneyi düzeltmeye çalışırken tek başına değildir. Yelkenli teknenin ekibi de ona destek olmalıdır .Çünkü yelkenli teknenin gereğinden fazla bayılması salmanın görevini de tam olarak yapmasını engeller. Yandaki resimde görüldüğü gibi yatın ekibi de rüzgarüstü tarafta oturarak kendi ağırlıkları ölçüsünde yelkenli yatı düzeltmeye çalışırlar. Yanal yatmayı az yapan yelkenli yat daha iyi dümen dinler salma tam çalıştığı için daha az rotasından rüzgar altı tarafa doğru kayar.
Yandaki çizimde ise ekip tekneyi dengeleyebilmek için kendi ağırlıklarını dışarı doğru atıyorlar. Salmaları hafif olduğu için bu tip teknelerde ekip dengeleyici unsurdur. Salmanın en büyük görevi ise kaymayı engellemektir. Genelde genç yarışçıların kullandığı centerboard adı verilen tekne tipidir. En güçlü veya ağır ekip tekneyi daha az bayıltır ve yanal kuvveti dengeleyerek daha hızlı gider.
Salma tipleri Yelkenli teknelerin tasarımlarına yelken alanına amacına vs. gibi birçok nedene bağlı olarak çok farklı şekillerde ve farklı ağırlıklarda salmalar üretilir. Okyanus aşırı yatlarda performansı yakalayabilmek için salma derin ve ağır olabildiği gibi göl veya sığ sular için tasarlanmış yatlarda salma sığ ve daha hafif olabilir. Ayrıca salmalar hareketli veya teknenin omurgasına bağlı bulunabilirler.
Yandaki fotografta teknenin omurgasına sabit bir salmanın suyun altından görüntüsü verilmiş. Salma düz bir panel ile aşağı iniyor ve ucunda torpile benzer bir parça var. Bu torpile benzer parça genelde yelkendeki kuvveti dengelemek için içine eritilmiş kurşun dökülerek ağırlaştırılmış bir yapıdır. Ucunda torpil olmayan ama daha geniş salmalar da vardır. Bu salmaların hareketli olan yapılarında salma omurgnaın içine kadar çekilerek teknenin su kesimi azaltılır.
Salma teorisi
Temel olarak salmanın görevi ve amacı teknenin yanal yatmasını engellemek ve ilerlemesini sağlamaktır. Peki yelkenli tekneler neden yana doğru bayılılar? Bunun cevabını yelken teorisiyle anlatmalıyız. Bir yelken emiş yada itiş dediğimiz iki şekilde oluşan kuvvetin etkisiyle ilerler. Emiş kuvvetinde yelken her iki tarafında oluşan basınç farkı ile ilerlerken itişte sadece arkadan gelen rüzgarın itmesiyle ilerler. Dolayısıyla orsa ve apaz seyri gibi yelken seyirlerinde emiş var iken,
pupa gibi rüzgarın kıç veya kıç omuzluklardan (arka ve arka çaprazlardan) geldiği seyirde itiş kuvveti devreye girer. Emiş itiş kuvvetinde çok daha büyüktür. O yüzden orsa ve apaz seyrinde yelkenli tekneler bu emiş kuvvetinin yanal kuvveti etkisiyle yana doğru yatarak seyir yaparlar.
Yandaki şekilde yelkene üstten bakıyoruz ve rüzgarın etkisiyle yelkende oluşacak olan kuvveti görüyoruz. Görüldüğü gibi bu kuvvetin çok büyük bir kısmı yelkeni yana doğru kaydırmaya çalışır. Kuvvetin küçük bir kısmı ise yelkenli tekneyi ilerletmeye çalışır. Ama yelkende oluşan bu yanal kuvvet yelkenli tekneyi de yana atmak isteyecektir. Dolayısıyla yelkenli tekne bu kuvvet etkisiyle ilerlerken çok daha büyük ölçüde yana kayacaktır. İşte bu yanal kuvvete karşı koymak için salma dediğimiz yapıyı kullanmak zorunda kalırız.
yelkenli tekneye 45 ile 90 derece arası bir açıyla vurduğunu ve bunun sonucunda emme kuvvetinin oluşarak tekneyi yana yatırdığını görüyoruz. Eğer salma olmasaydı yelkenli tekne seyrettiği rotasından büyük ölçüde yana kayacaktı ya da yelkende oluşan bu kuvveti karşılayamayarak devrilecekti.
Seyirler ve salma Salmanın yelken seyirlerine göre önem derecesi farklıdır. Salmasız bir şekilde rüzgara kaşı seyredebilmek imkansızdır (sabit tek gövdeli tekne tipleri baz alınacaktır). Kısacası yelkende oluşan kuvvet büyüdükçe buna karşı koyması gereken zıt kuvvet de büyümelidir. Yelkende en fazla kuvvet rüzgar ile yelkenin en dar açılı olduğu seyirlerde olduğu için bu seyirlerde salma etkisi de artar.
Yandaki çizimde rüzgarla yelken arasında dar bir açı var ve teknede oluşan tüm kuvvetler gösteriliyor. Kırmızı ile gösterilen ok emme kuvvetine kaşı mavi ile gösterilen ok onu kuvveti dengelemeye çalışan salma kuvvetini gösteriliyor. Kuvvetlerin toplamıda yeşil gösterilmiş. Ayrıca salma ne kadar etkili olursa olsun teknenin rotasında hafif rüzgar altı tarafa doğru kayma beklenmektedir.
Bu seferde yandaki şekilden rüzgarın teknenin kıçından geldiğinde yani pupa seyri için salmanın görevinden bahsedelim. Görüldüğü gibi rüzgar kıçtan gelirken yelkendeki kuvvet küçülür. Çünkü yelken itiş kuvveti yaratır ve kuvvet emme kuvvetinden daha küçüktür. Bu kuvvete pararel olarak da dengeleyici kuvvet olan salma kuvveti de küçülür. Yani pupa seyrinde orsadaki gibi salmanın çok büyük bir etkisi yoktur. Ama tekneyi dengeleyeci etki yapacağı için her zaman gereklidir.
Salma ve ekip uyumu
Salma rüzgarın etkisiyle yanal yatan tekneyi düzeltmeye çalışırken tek başına değildir. Yelkenli teknenin ekibi de ona destek olmalıdır .Çünkü yelkenli teknenin gereğinden fazla bayılması salmanın görevini de tam olarak yapmasını engeller. Yandaki resimde görüldüğü gibi yatın ekibi de rüzgarüstü tarafta oturarak kendi ağırlıkları ölçüsünde yelkenli yatı düzeltmeye çalışırlar. Yanal yatmayı az yapan yelkenli yat daha iyi dümen dinler salma tam çalıştığı için daha az rotasından rüzgar altı tarafa doğru kayar.
Yandaki çizimde ise ekip tekneyi dengeleyebilmek için kendi ağırlıklarını dışarı doğru atıyorlar. Salmaları hafif olduğu için bu tip teknelerde ekip dengeleyici unsurdur. Salmanın en büyük görevi ise kaymayı engellemektir. Genelde genç yarışçıların kullandığı centerboard adı verilen tekne tipidir. En güçlü veya ağır ekip tekneyi daha az bayıltır ve yanal kuvveti dengeleyerek daha hızlı gider.
Salma tipleri Yelkenli teknelerin tasarımlarına yelken alanına amacına vs. gibi birçok nedene bağlı olarak çok farklı şekillerde ve farklı ağırlıklarda salmalar üretilir. Okyanus aşırı yatlarda performansı yakalayabilmek için salma derin ve ağır olabildiği gibi göl veya sığ sular için tasarlanmış yatlarda salma sığ ve daha hafif olabilir. Ayrıca salmalar hareketli veya teknenin omurgasına bağlı bulunabilirler.
Yandaki fotografta teknenin omurgasına sabit bir salmanın suyun altından görüntüsü verilmiş. Salma düz bir panel ile aşağı iniyor ve ucunda torpile benzer bir parça var. Bu torpile benzer parça genelde yelkendeki kuvveti dengelemek için içine eritilmiş kurşun dökülerek ağırlaştırılmış bir yapıdır. Ucunda torpil olmayan ama daha geniş salmalar da vardır. Bu salmaların hareketli olan yapılarında salma omurgnaın içine kadar çekilerek teknenin su kesimi azaltılır.