Son dört aydır bacağına çelik bağ takan küçük çocuk, evinin ön kapısından içeri, kucağında yeni aldığı köpek yavrusuyla girdi. Köpeğin kalçasında bir kemik eksikti ve yavru yere bırakıldığında ciddi biçimde topallıyordu. Çocuğun fiziksel özürlü bir yavru seçmesi anne babasını aşırttı, çünkü çocuk kendi durumundan ümitsizdi. Ama yanında yeni arkadaşıyla umutları canlanmış ve yepyeni bir coşkuyla dolmuştu.
Ertesi gün çocuk ve annesi küçük köpeğe nasıl yardım edebileceklerini öğrenmek için bir veterinere gittiler. Veteriner, çocuğa, eğer her sabah yavru köpeğin bacağına masaj yapar, sonra da onu en az bir mil yürütürse, o zaman kalçasındaki kasların güçleneceğini, yavrunun artık acı çekmeyeceğini ve daha az topallayacağını anlattı.
Yavru köpeğin bu durumdan rahatsızlığını inleyerek ve havla¤¤¤¤¤ belli etmesine ve çocuğun da kendi bacak bağından acı ve zorluk çekmesine karşın, sonraki iki ay boyunca rehabilitasyon programını sabırla sürdürdüler. Üçüncü ay, her sabah okuldan önce üç mil yürüyorlardı ve artık ikisi de yürürken acı duymuyordu.
Bir Cumartesi sabahı çalışmadan dönerlerken çalıların arasından önlerine bir kedi çıktı ve köpeği korkuttu. Tasmasından kurtulan köpek hızla caddeye seğirtti. Hızla gelen bir kamyon köpeğe yaklaşırken çocuk da caddeye fırladı, köpeğini yakalamak istedi, ama yolun kenarına yuvarlandı. Geç kalmıştı. Kamyon köpeğe çarpmıştı, köpeğin ağzından kan geliyordu. Çocuk ölmekte olan köpeğine sarılmış ağlarken kendi bacağındaki bağın çıkmış olduğunu gördü.
Kendisi için üzülecek zamanı yoktu. Hemen ayağa kalktı, köpeğini kucağına aldı ve eve doğru yola koyuldu. Köpek küçük küçük havla¤¤¤¤¤ çocuğa umut veriyor ve onun heyecan içinde elinden geldiğince hızlı koşmasına neden oluyordu.
Annesi onu ve acı çeken köpeğini hemen hayvan hastanesine götürdü. Anne oğul merak içinde köpeğin ameliyatı atlatıp atlatamayacağını öğrenmek için beklerken çocuk, şimdi nasıl olup da yürüyebildiğini ve koşabildiğini sordu.
Annesi şöyle dedi: ” Sende osteomiyelit vardı. Bu bir kemik hastalığıdır. Bu hastalık bacağını zayıflattı ve sakat bıraktı, bu nedenle de topallıyor ve acı çekiyordun. Bacağındaki bağ destek içindi. Eğer acıya ve saatlerce sürecek tedavilere dayanmaya razı olsaydın, bu geçecekti. İlaçlara iyi cevap verdin, ama fizik tedaviye her zaman karşı koydun. Baban ve ben ne yapacağımızı bilemiyorduk. Doktorlar bize senin bacağını yitirmek üzere olduğunu söylediler. Sonra eve köpek yavrusunu getirdin. Sanki onun gereksinmelerini anlıyor gibiydin. Sen ona yardım ederken aslında büyümek ve güçlenmek için kendine yardım ediyordun.”
Tam bu sırada ameliyathanenin kapısı ağır ağır açıldı. Veteriner yüzünde bir gülümsemeyle dışarı çıktı. ” Köpeğiniz iyileşecek” dedi.
Ertesi gün çocuk ve annesi küçük köpeğe nasıl yardım edebileceklerini öğrenmek için bir veterinere gittiler. Veteriner, çocuğa, eğer her sabah yavru köpeğin bacağına masaj yapar, sonra da onu en az bir mil yürütürse, o zaman kalçasındaki kasların güçleneceğini, yavrunun artık acı çekmeyeceğini ve daha az topallayacağını anlattı.
Yavru köpeğin bu durumdan rahatsızlığını inleyerek ve havla¤¤¤¤¤ belli etmesine ve çocuğun da kendi bacak bağından acı ve zorluk çekmesine karşın, sonraki iki ay boyunca rehabilitasyon programını sabırla sürdürdüler. Üçüncü ay, her sabah okuldan önce üç mil yürüyorlardı ve artık ikisi de yürürken acı duymuyordu.
Bir Cumartesi sabahı çalışmadan dönerlerken çalıların arasından önlerine bir kedi çıktı ve köpeği korkuttu. Tasmasından kurtulan köpek hızla caddeye seğirtti. Hızla gelen bir kamyon köpeğe yaklaşırken çocuk da caddeye fırladı, köpeğini yakalamak istedi, ama yolun kenarına yuvarlandı. Geç kalmıştı. Kamyon köpeğe çarpmıştı, köpeğin ağzından kan geliyordu. Çocuk ölmekte olan köpeğine sarılmış ağlarken kendi bacağındaki bağın çıkmış olduğunu gördü.
Kendisi için üzülecek zamanı yoktu. Hemen ayağa kalktı, köpeğini kucağına aldı ve eve doğru yola koyuldu. Köpek küçük küçük havla¤¤¤¤¤ çocuğa umut veriyor ve onun heyecan içinde elinden geldiğince hızlı koşmasına neden oluyordu.
Annesi onu ve acı çeken köpeğini hemen hayvan hastanesine götürdü. Anne oğul merak içinde köpeğin ameliyatı atlatıp atlatamayacağını öğrenmek için beklerken çocuk, şimdi nasıl olup da yürüyebildiğini ve koşabildiğini sordu.
Annesi şöyle dedi: ” Sende osteomiyelit vardı. Bu bir kemik hastalığıdır. Bu hastalık bacağını zayıflattı ve sakat bıraktı, bu nedenle de topallıyor ve acı çekiyordun. Bacağındaki bağ destek içindi. Eğer acıya ve saatlerce sürecek tedavilere dayanmaya razı olsaydın, bu geçecekti. İlaçlara iyi cevap verdin, ama fizik tedaviye her zaman karşı koydun. Baban ve ben ne yapacağımızı bilemiyorduk. Doktorlar bize senin bacağını yitirmek üzere olduğunu söylediler. Sonra eve köpek yavrusunu getirdin. Sanki onun gereksinmelerini anlıyor gibiydin. Sen ona yardım ederken aslında büyümek ve güçlenmek için kendine yardım ediyordun.”
Tam bu sırada ameliyathanenin kapısı ağır ağır açıldı. Veteriner yüzünde bir gülümsemeyle dışarı çıktı. ” Köpeğiniz iyileşecek” dedi.