meridyen2
Kayıtlı Üye
Yavru Canlılar İçin İnşa Edilen Korunaklı Yuvalar
Doğadaki milyonlarca canlı, tıpkı insanlar gibi uyumak, beslenmek ve yavrularını korumak gibi ihtiçları için bir korunağa ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçlarını dar çok sayıda mimari detaya sahip yuvalar inşa ederek giderirler.
Çoğu zaman bir mimar gibi plan yapan canlılar, çok farklı teknikler kullanarak gerçek bir duvar ustası gibi çalışır, bir mühendis gibi teknik çözümler getirir, bazen de bir dekoratör gibi yuvalarını dekore eder, süslerler.
Canlılar için yavrularının yaşamı çok önemlidir. Bu nedenle canlıların her biri yavruları yeterli olgunluğa erişene kadar onların her türlü sorumluluğunu üstlenir, her türlü ihtiyaçlarını eksiksiz olarak karşılarlar. Doğadaki tüm canlılarda bu korumanın ve fedakarca davranışların örneklerini görmek mümkündür. Her canlı türünün büyük bir titizlikle, yaşadıkları ortama uygun güvenli yuvalar inşa etmesi bu örneklerden biridir.
Hayvanların inşa ettikleri yuvalar incelendiğinde görülen mimari üstünlükler hayranlık uyandırıcıdır. Bir düşünün; mimarlık bilgisi olmayan, hayatında hiç inşaat yapımında çalışmamış biri; ortada ne malzeme, ne inşaatı nasıl yapacağını anlatan biri, ne de inşaatın planı varken, kendi kendine kusursuz bir bina inşa edebilir mi? Elbette ki hayır. İnsan bilinçli ve akıl sahibi bir varlık olmasına rağmen ondan böyle bir yeteneği beklemek dahi oldukça zordur. Ancak her canlı, doğduğu andan itibaren kendi türünün kullandığı yuvanın kurulması ile ilgili tüm bu bilgilere sahiptir.
Kuran'da "... Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin."(Nahl Suresi, 68) ayetiyle balarısına yuvasının yerini ilham ettiğini bildiren Yüce Allah, balarısında olduğu gibi canlıların tamamına yuvalarının yerini, inşaat tekniğini, kullanacağı malzemeleri ilham etmektedir. Unutulmamalıdır ki müminler için, doğada birbirinden etkileyici yaratılış delilleri sergilenmektedir. Yüce Allah, yarattıkları ile ilgili olarak bir ayette şöyle buyurmaktadır:
"(Bunlar,) 'İçten Allah'a yönelen' her kul için 'hikmetle bakan bir iç göz' ve bir zikirdir."(Kaf Suresi, 8)
Bombus Arılarının Çok Aşamalı Yuva Yapma Tekniği
Bombus arıları, yuva yaparken muazzam bir fedakarlık gösterirler. Genç kraliçe arı, yumurtlama işlemine az bir süre kala koloni oluşturmak için uygun bir yer aramaya başlar. Yer bulduktan sonra ise sıra, yuvanın yapımı için gerekli olan tüy, ot ve yaprak gibi malzemelerin bulunmasına gelir.
İlk olarak yuvanın ortasına, tenis topu büyüklüğünde bir odacık yapar. Bu odacık, çevreden toplanan malzemelerin birbirine bağlanmasıyla oluşturulur. Sıra, yuvaya besin sağlanmasına gelmiştir. Kraliçe dışarıya çıkar çıkmaz, yuva üzerinde daireler çizerek havada dönmeye başlar. Bu sırada yönü daima yuvasına dönüktür. Böylece yuvasının yerini ezberlemiş olur. Balözü ya da çiçek tozları toplayarak yeteri kadar besini olduğuna inandığında yuvasına geri döner ve bunları odanın ortasına boşaltır.
Balözünün besin olarak kullanılmayan kısmını atmaz. Bunları kurutarak odanın yapıldığı malzemenin birbirine yapışmasında ve aynı zamanda buranın izolasyonunda kullanır. Balözüyle beslenen kraliçe bir süre sonra balmumu salgılamaya başlar. Topladığı çiçek tozlarından küçük topakçıklar yapar ve üzerlerine, 8 ya da 16 yumurta bırakır. Yumurtalarının çevresini çiçek tozları ile sıkıca kapatır.
Yeni yumurtalar topakçıkların üzerine gelişigüzel değil, son derece itinalı bir şekilde ve belli bir simetri ile bırakılır. Ancak yavruların doğması kadar doğduktan sonra beslenebilmeleri de önemlidir. Bu nedenle genç kraliçe, balmumundan bal çanakları yaparak, bunların içerisini balözleriyle doldurur. Yavrular 4-5 gün süren bir kuluçka döneminden sonra yumurtadan çıktıklarında, kendileri için hazırlanmış olan güvenli yuvada çiçek tozu ve balözüyle beslenmeye başlarlar.
Havalandırma Kuleleri İnşa Eden Çayır Köpekleri
Birçok canlı, düşmanlarından korunmak için özel bir yetenek gerektiren yer altı sığınakları inşa eder. Örneğin, çayır köpeklerinin büyük gruplar halinde yaşadıkları yer altı şehirlerinde, havalandırma hayati bir öneme sahiptir. Bu nedenle tünellerin yeryüzüne açıldığı yerlerde volkana benzeyen havalandırma kuleleri inşa ederler. Bu kuleler, yer altı şehirlerine hava akımı çekilmesini sağlar.
Çayır köpeklerinin yaptıkları kulelerin kimileri alçak, kimileri de yüksektir. Aradaki bu yükselti farkı tünel çıkışlarında basınç farkı oluşmasına neden olur. Böylelikle hava, üzerinde alçak basınç oluşan kuleden girerek yüksek basınç oluşan kuleden çıkar. Tünellere çekilen hava bütün yuvalardan geçer, böylelikle mükemmel bir havalandırma sistemi kurulmuş olur.
Ağaçkakanlar Yuva Yapmak İçin Neden Çam Ağaçlarını Tercih Ediyor?
Yuvalarını gagalarıyla vurarak oluşturdukları ağaç kovuklarında yapan ağaçkakanlar, bu yuvaları yaparken hiç zorluk yaşamazlar. Bunun sebebi, barınmak için özellikle çam ağaçlarını tercih etmeleridir. Ağaçkakanlar, bir çam ağacını delmeye başlamadan önce ilk iş olarak o ağacın yaşına bakar ve 100 yaşını geçmiş olanları tercih ederler. Çünkü 100 yaşını geçmiş olan çam ağaçları, gövdelerini saran sert ve kalın kabuklarının yumuşamasını sağlayan bir hastalığa yakalanırlar. Sizin belki de ilk defa duyduğunuz ve bilimin son yıllarda keşfettiği bu bilgiyi, ağaçkakanlar ise yüzyıllardır bilmektedirler.
Ağaçkakanların çam ağaçlarını tercih etmelerindeki sebep yalnızca bu değildir. Ağaçkakanlar yuvalarının kenarlarına çukurlar kazarlar. Başlangıçta fonksiyonu anlaşılamayan bu çukurların, daha sonra çok büyük bir tehlikeden onları koruduğu ortaya çıkarılmıştır. Zamanla çam ağaçlarından akan yapışkan reçine bu çukurları doldurur ve böylece ağaçkakanların yuvalarının çevresi, en büyük düşmanları olan yılanlardan korunabilecekleri şekilde bir göletle çevrilmiş olur.
Yüce Allah'ın eşsiz güzelliklerle yarattığı doğada bulunan her canlı, yaşadıkları doğal şartlar içinde, doğdukları andan itibaren en uygun davranışları gösterir. Adeta eğitilmiş olarak dünyaya gelen tüm canlılara bu özelliklerini hiç şüphesiz ki sonsuz rahmet sahibi Rabbimiz ilham etmektedir. Hayvanların bu mucizevi eğitiminin en belirgin örneği ise büyük bir ustalıkla inşa ettikleri yuvalarıdır.
Kutup Ayılarının Buzda Sığınağı
Antarktika'nın soğuk ikliminde yaşayan dişi kutup ayıları, eğer hamilelerse veya yavruları varsa kendilerine kar yığınlarının altında yuva yaparlar. Aksi takdirde yuvada yaşamazlar.
Bu yuvaların genellikle birden fazla odası vardır ve kutup ayıları bu odaları profesyonel bir şekilde yuvanın girişinden daha yüksek seviyede hazırlarlar. Böylece odalardaki sıcak havanın girişten dışarı çıkması engellenmiş olur.
Anne ayı barınağının tavanını kimi zaman 75 cm'den başlamak üzere 2 m'ye kadar varan bir kalınlıkta inşa eder. Tavanın kalınlığı iyi bir yalıtkan görevi görür. Yani yuvadaki mevcut olan ısıyı korur. Yuvadaki sıcaklık da bu sayede sabitlenmiş olur. Norveç Oslo Üniversitesi'nden araştırmacı Paul Watts, bu yuvalardan birinin tavanına bir cihaz yerleştirerek ısıyı dikkatlice ölçmüş ve hayli ilginç bir durumla karşılaşmıştır. Bu uzun çalışma esnasında dışarıdaki ısı -30 dereceye kadar düşerken, yuva içindeki ısı 2 ya da 3 derecenin altına hiç düşmemiştir.
Gökleri, yeri ve ikisi arasındaki her şeyi yaratan Yüce Allah'ın ilham ettiği yöntemlerle kendilerine yaşayabilecekleri en uygun barınakları yapan kutup ayıları, bu sayede aynı zamanda kendileri için en emniyetli yuvayı da inşa etmiş olurlar.
Timsahların Yuvaları
Florida'da yaşayan dişi bir timsah türü, yumurtaları için çok farklı bir yuva hazırlar. Önce çürümüş bitkileri çamurla karıştırır ve bu bitkilerden yaklaşık 90 cm. yüksekliğinde bir tepecik yapar. Tepeciğin üzerinde bir çukur oluşturur ve bu çukurun içine birkaç düzine olan yumurtalarını yerleştirir. Yumurtaların üzerini ise yine topladığı bitkilerle örterek yuvasını tamamlar.
Terzi Kuşları Yuvalarını Nasıl Dikiyor?
Hindistan terzi kuşunun gagası bir dikiş iğnesi gibidir. İplik olarak kullanmak üzere örümcek ağından ipek, tohumlardan pamuk ve ağaç kabuklarından da lif elde eder. Yuvasını dikmek için halen bir ağaca bağlı olup gelişmekte olan yaprakları seçer ve kenarları üst üste gelecek şekilde bu yaprakları çekerek şekle sokar. Bunun ardından sivri gagasıyla her bir yaprağın kenarına bir delik açar. Topladığı örümcek ağı veya bitki liflerini bir terzinin iğne iplik kullanması gibi gagasıyla deliklerden geçirir ve düşmelerini engellemek için her ilmiği düğümler. Aynı işlemi diğer uçta da yaparak iki yaprağı birbirine dikmiş olur. Daha sonra kuş bu keseyi çimlerle doldurup döşer. Ayrıca bu yapraklarla kaplı kesenin içinde, dişisinin yumurtalarını koyacağı gizli bir yuva daha diker.
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 50. sayı (Ağustos 2008) 50. sayfada yayınlanmıştır.
Doğadaki milyonlarca canlı, tıpkı insanlar gibi uyumak, beslenmek ve yavrularını korumak gibi ihtiçları için bir korunağa ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçlarını dar çok sayıda mimari detaya sahip yuvalar inşa ederek giderirler.
Çoğu zaman bir mimar gibi plan yapan canlılar, çok farklı teknikler kullanarak gerçek bir duvar ustası gibi çalışır, bir mühendis gibi teknik çözümler getirir, bazen de bir dekoratör gibi yuvalarını dekore eder, süslerler.
Canlılar için yavrularının yaşamı çok önemlidir. Bu nedenle canlıların her biri yavruları yeterli olgunluğa erişene kadar onların her türlü sorumluluğunu üstlenir, her türlü ihtiyaçlarını eksiksiz olarak karşılarlar. Doğadaki tüm canlılarda bu korumanın ve fedakarca davranışların örneklerini görmek mümkündür. Her canlı türünün büyük bir titizlikle, yaşadıkları ortama uygun güvenli yuvalar inşa etmesi bu örneklerden biridir.
Hayvanların inşa ettikleri yuvalar incelendiğinde görülen mimari üstünlükler hayranlık uyandırıcıdır. Bir düşünün; mimarlık bilgisi olmayan, hayatında hiç inşaat yapımında çalışmamış biri; ortada ne malzeme, ne inşaatı nasıl yapacağını anlatan biri, ne de inşaatın planı varken, kendi kendine kusursuz bir bina inşa edebilir mi? Elbette ki hayır. İnsan bilinçli ve akıl sahibi bir varlık olmasına rağmen ondan böyle bir yeteneği beklemek dahi oldukça zordur. Ancak her canlı, doğduğu andan itibaren kendi türünün kullandığı yuvanın kurulması ile ilgili tüm bu bilgilere sahiptir.
Kuran'da "... Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin."(Nahl Suresi, 68) ayetiyle balarısına yuvasının yerini ilham ettiğini bildiren Yüce Allah, balarısında olduğu gibi canlıların tamamına yuvalarının yerini, inşaat tekniğini, kullanacağı malzemeleri ilham etmektedir. Unutulmamalıdır ki müminler için, doğada birbirinden etkileyici yaratılış delilleri sergilenmektedir. Yüce Allah, yarattıkları ile ilgili olarak bir ayette şöyle buyurmaktadır:
"(Bunlar,) 'İçten Allah'a yönelen' her kul için 'hikmetle bakan bir iç göz' ve bir zikirdir."(Kaf Suresi, 8)
Bombus Arılarının Çok Aşamalı Yuva Yapma Tekniği
Bombus arıları, yuva yaparken muazzam bir fedakarlık gösterirler. Genç kraliçe arı, yumurtlama işlemine az bir süre kala koloni oluşturmak için uygun bir yer aramaya başlar. Yer bulduktan sonra ise sıra, yuvanın yapımı için gerekli olan tüy, ot ve yaprak gibi malzemelerin bulunmasına gelir.
İlk olarak yuvanın ortasına, tenis topu büyüklüğünde bir odacık yapar. Bu odacık, çevreden toplanan malzemelerin birbirine bağlanmasıyla oluşturulur. Sıra, yuvaya besin sağlanmasına gelmiştir. Kraliçe dışarıya çıkar çıkmaz, yuva üzerinde daireler çizerek havada dönmeye başlar. Bu sırada yönü daima yuvasına dönüktür. Böylece yuvasının yerini ezberlemiş olur. Balözü ya da çiçek tozları toplayarak yeteri kadar besini olduğuna inandığında yuvasına geri döner ve bunları odanın ortasına boşaltır.
Balözünün besin olarak kullanılmayan kısmını atmaz. Bunları kurutarak odanın yapıldığı malzemenin birbirine yapışmasında ve aynı zamanda buranın izolasyonunda kullanır. Balözüyle beslenen kraliçe bir süre sonra balmumu salgılamaya başlar. Topladığı çiçek tozlarından küçük topakçıklar yapar ve üzerlerine, 8 ya da 16 yumurta bırakır. Yumurtalarının çevresini çiçek tozları ile sıkıca kapatır.
Yeni yumurtalar topakçıkların üzerine gelişigüzel değil, son derece itinalı bir şekilde ve belli bir simetri ile bırakılır. Ancak yavruların doğması kadar doğduktan sonra beslenebilmeleri de önemlidir. Bu nedenle genç kraliçe, balmumundan bal çanakları yaparak, bunların içerisini balözleriyle doldurur. Yavrular 4-5 gün süren bir kuluçka döneminden sonra yumurtadan çıktıklarında, kendileri için hazırlanmış olan güvenli yuvada çiçek tozu ve balözüyle beslenmeye başlarlar.
Havalandırma Kuleleri İnşa Eden Çayır Köpekleri
Birçok canlı, düşmanlarından korunmak için özel bir yetenek gerektiren yer altı sığınakları inşa eder. Örneğin, çayır köpeklerinin büyük gruplar halinde yaşadıkları yer altı şehirlerinde, havalandırma hayati bir öneme sahiptir. Bu nedenle tünellerin yeryüzüne açıldığı yerlerde volkana benzeyen havalandırma kuleleri inşa ederler. Bu kuleler, yer altı şehirlerine hava akımı çekilmesini sağlar.
Çayır köpeklerinin yaptıkları kulelerin kimileri alçak, kimileri de yüksektir. Aradaki bu yükselti farkı tünel çıkışlarında basınç farkı oluşmasına neden olur. Böylelikle hava, üzerinde alçak basınç oluşan kuleden girerek yüksek basınç oluşan kuleden çıkar. Tünellere çekilen hava bütün yuvalardan geçer, böylelikle mükemmel bir havalandırma sistemi kurulmuş olur.
Ağaçkakanlar Yuva Yapmak İçin Neden Çam Ağaçlarını Tercih Ediyor?
Yuvalarını gagalarıyla vurarak oluşturdukları ağaç kovuklarında yapan ağaçkakanlar, bu yuvaları yaparken hiç zorluk yaşamazlar. Bunun sebebi, barınmak için özellikle çam ağaçlarını tercih etmeleridir. Ağaçkakanlar, bir çam ağacını delmeye başlamadan önce ilk iş olarak o ağacın yaşına bakar ve 100 yaşını geçmiş olanları tercih ederler. Çünkü 100 yaşını geçmiş olan çam ağaçları, gövdelerini saran sert ve kalın kabuklarının yumuşamasını sağlayan bir hastalığa yakalanırlar. Sizin belki de ilk defa duyduğunuz ve bilimin son yıllarda keşfettiği bu bilgiyi, ağaçkakanlar ise yüzyıllardır bilmektedirler.
Ağaçkakanların çam ağaçlarını tercih etmelerindeki sebep yalnızca bu değildir. Ağaçkakanlar yuvalarının kenarlarına çukurlar kazarlar. Başlangıçta fonksiyonu anlaşılamayan bu çukurların, daha sonra çok büyük bir tehlikeden onları koruduğu ortaya çıkarılmıştır. Zamanla çam ağaçlarından akan yapışkan reçine bu çukurları doldurur ve böylece ağaçkakanların yuvalarının çevresi, en büyük düşmanları olan yılanlardan korunabilecekleri şekilde bir göletle çevrilmiş olur.
Yüce Allah'ın eşsiz güzelliklerle yarattığı doğada bulunan her canlı, yaşadıkları doğal şartlar içinde, doğdukları andan itibaren en uygun davranışları gösterir. Adeta eğitilmiş olarak dünyaya gelen tüm canlılara bu özelliklerini hiç şüphesiz ki sonsuz rahmet sahibi Rabbimiz ilham etmektedir. Hayvanların bu mucizevi eğitiminin en belirgin örneği ise büyük bir ustalıkla inşa ettikleri yuvalarıdır.
Kutup Ayılarının Buzda Sığınağı
Antarktika'nın soğuk ikliminde yaşayan dişi kutup ayıları, eğer hamilelerse veya yavruları varsa kendilerine kar yığınlarının altında yuva yaparlar. Aksi takdirde yuvada yaşamazlar.
Bu yuvaların genellikle birden fazla odası vardır ve kutup ayıları bu odaları profesyonel bir şekilde yuvanın girişinden daha yüksek seviyede hazırlarlar. Böylece odalardaki sıcak havanın girişten dışarı çıkması engellenmiş olur.
Anne ayı barınağının tavanını kimi zaman 75 cm'den başlamak üzere 2 m'ye kadar varan bir kalınlıkta inşa eder. Tavanın kalınlığı iyi bir yalıtkan görevi görür. Yani yuvadaki mevcut olan ısıyı korur. Yuvadaki sıcaklık da bu sayede sabitlenmiş olur. Norveç Oslo Üniversitesi'nden araştırmacı Paul Watts, bu yuvalardan birinin tavanına bir cihaz yerleştirerek ısıyı dikkatlice ölçmüş ve hayli ilginç bir durumla karşılaşmıştır. Bu uzun çalışma esnasında dışarıdaki ısı -30 dereceye kadar düşerken, yuva içindeki ısı 2 ya da 3 derecenin altına hiç düşmemiştir.
Gökleri, yeri ve ikisi arasındaki her şeyi yaratan Yüce Allah'ın ilham ettiği yöntemlerle kendilerine yaşayabilecekleri en uygun barınakları yapan kutup ayıları, bu sayede aynı zamanda kendileri için en emniyetli yuvayı da inşa etmiş olurlar.
Timsahların Yuvaları
Florida'da yaşayan dişi bir timsah türü, yumurtaları için çok farklı bir yuva hazırlar. Önce çürümüş bitkileri çamurla karıştırır ve bu bitkilerden yaklaşık 90 cm. yüksekliğinde bir tepecik yapar. Tepeciğin üzerinde bir çukur oluşturur ve bu çukurun içine birkaç düzine olan yumurtalarını yerleştirir. Yumurtaların üzerini ise yine topladığı bitkilerle örterek yuvasını tamamlar.
Terzi Kuşları Yuvalarını Nasıl Dikiyor?
Hindistan terzi kuşunun gagası bir dikiş iğnesi gibidir. İplik olarak kullanmak üzere örümcek ağından ipek, tohumlardan pamuk ve ağaç kabuklarından da lif elde eder. Yuvasını dikmek için halen bir ağaca bağlı olup gelişmekte olan yaprakları seçer ve kenarları üst üste gelecek şekilde bu yaprakları çekerek şekle sokar. Bunun ardından sivri gagasıyla her bir yaprağın kenarına bir delik açar. Topladığı örümcek ağı veya bitki liflerini bir terzinin iğne iplik kullanması gibi gagasıyla deliklerden geçirir ve düşmelerini engellemek için her ilmiği düğümler. Aynı işlemi diğer uçta da yaparak iki yaprağı birbirine dikmiş olur. Daha sonra kuş bu keseyi çimlerle doldurup döşer. Ayrıca bu yapraklarla kaplı kesenin içinde, dişisinin yumurtalarını koyacağı gizli bir yuva daha diker.
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 50. sayı (Ağustos 2008) 50. sayfada yayınlanmıştır.