Yaşananlar Geçici, Duygular Kalıc

InnoCence

ÜLKÜ & UMAY
Webmaster
Prenses
426581_10151154569925199_1195979328_n.jpg


Çalışma kapsamında araştırmacılar hafıza kaybı yaşayan bir takım kişiye dram ve komedi filmlerinden birer kesit gösterdiler. Katılımcılar ne izlediklerini hatırlayamamalarına rağmen, izledikleri videoların uyandırdığı duyguları unutmadılar.

Çalışmayı başlatan nöroloji ve psikoloji öğrencisi Justin Feinstein, bu araştırmanın Alzheimer hastaları için doğrudan bir anlam ifade ettiği görüşünde.

“Aile fertlerinden gelen tek bir telefonu veya kısa bir ziyareti çok çabuk unutmalarına rağmen, bu küçük hatırlayışlar Alzheimer hastalarının mutluluğunda uzun süren bir pozitif etki yaratabilir. Öte yandan, bakımevlerinde hastaları ihmal etmenin bir rutin haline gelmesi, sebebinin ne olduğunu bilmemelerine rağmen, onları üzer, hayal kırıklığına uğratır ve yalnız hissetmelerine neden olur.
Feinstein, araştırmayı nöroloji ve psikoloji profesörü Daniel Tranel ve iletişim uzmanı Melisa Duff ile birlikte yürüttü.

Araştırmacılar, beyinde bilgileri kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe iletmekle yükümlü olan hipokampus bölgesi zarar görmüş, nörolojik hastalığı olan beş katılımcıyı incelediler. Hipokampusun zarar görmesi yeni bellek oluşumunu engeller. Bu tür amnezi Alzheimer hastalığının ilk belirtilerinden biridir.

Deney, katılımcıların duygularına hitap eden etkileyici film kesitleri aracılığıyla duygu uyandırılması yöntemiyle başladı. Her bir amnezik hastaya farklı günlerde dram ya da komedi filmlerinden yirmişer dakikalık birer kesit izlettirildi. Bu kesitler, komedi filmlerinde yükselen kahkaha seslerinden, dram filmlerinde dökülen gözyaşlarına kadar, duruma uygun duyguları uyandırdı.

Film videoları bittikten yaklaşık on dakika sonra, araştırmacılar hastaların izledikleri şeyi hatırlayıp hatırlamadıklarını ölçmek için onları bir hafıza testine tabi tuttular. Beklendiği gibi, katılımcılar izlediklerini hatırlamakta oldukça başarısızdılar. Normal sağlıklı bir insan her hangi bir videodan otuz farklı detay hatırlayabiliyorken, hafızasını kaybetmiş insanlar tek bir detay bile hatırlayamadılar.
Hafıza testinden sonra, katılımcılara duygularını ölçmek amacıyla bir takım sorular soruldu.

“Gerçektende duyguları hala capcanlıydı. Üzgünlük, mutluluktan daha uzun sürse de, her iki duygunun da izledikleri filmin hatırasından daha uzun sürdüğü gözlemlendi. Sağlıklı insanlarda zaman geçtikçe duyguların da etkisinin azaldığını görürüz. İki hastada bu duygular hiç körelmedi, azalmadı. Yani mutsuzluğu bir türlü üzerlerinden atamadılar.”

Bu sonuçlar, acı veren hatıraların hafızadan sildirilmesinin psikolojik acıyı da dindirdiğini öne süren son zamanların popüler söylemine adeta meydan okuyor. Aynı zamanda, 2050 yılına kadar tüm dünyada yüz milyon insan da görülmesi tahmin edilen Alzheimer hastalığında, duygusal ihtiyaçları karşılamanın ne denli önemli olduğunu vurguluyor.

“Yaş, Alzheimer hastalığında en önemli risk faktörüdür ve hali hazırda bunun bir tedavisi mevcut değildir, her an salgınla karşı karşıya kalabiliriz. Aynı dönemde doğan kişilerin gittikçe yaşlandığını görüyoruz ve gittikçe daha çok insan Alzheimer oluyor. Bu insanlara bakmak oldukça büyük bir sorumluluktur.

Bu araştırma, hafıza kaybı yaşayan insanlar için bilim tabanlı bir bakım sistemi geliştirmemiz gerektiğini gösteriyor.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst