Yaşam Tarihinin En Büyük Gerçeği = YAŞAYAN FOSİLLER

B0LdP1L0t

Banned
Kendini bilim insanı zanneden fakat karşıtlarını yermeden, sövmeden, karalamadan, iftira atmadan başka bir şey bilmeyen; adab, haya duygularını hiçe sayarak kişiliklere saldırmayı marifet zanneden, terbiyesizliği meslek edinmiş sözde evrimcilere ithaf edilir.

= = =

EVRİMİ CAN DAMARINDAN VURAN

YAŞAYAN FOSİLLER GERÇEĞİ


Yaşam Tarihi Boyunca Canlılar Evrilmemiş Sadece Çeşitlenmişlerdir: Fosillerin kanıtlıklarıyla yazılmış yaşam tarihi canlı türlerinin yüz milyon yıllarla ifade edilen çok uzun zaman süreçlerinde dahi hiç değişmediklerinin açık ve kesin delilleriyle doludur.

Aşağıdaki bölümde önceki bölümlerde olanlara birkaç ekleme daha yapacağız.

Konu öylesine büyük, derin ve geniştir ki örnekleri milyarlarcadır, yaşamımızın her bölümünde gözlerimizin önündedir.

Bu nedenle vereceklerimiz sadece birer örnektir.

Diğer ifade ile koca bir okyanusta minik bir damla bile değildir.

İsteyen okuyucularımız konudaki muteber eserlere müracat edebilirler.

Bu büyük gerçek canlıların zaman içinde değişerek türlerden türlere geçtiklerini (evrimleştiklerini) iddia eden evrim teorisini can damarından vurur.

= = =

Yaşayan fosiller: Kambriyen dönemi fosilleri canlılığın pek çok tür ve çeşidiyle ani denebilecek kısa bir süreçte yaşam sahnesinde görüldüklerinin inkar edilemez, kesin kanıtlarıdır. (Kambriyen dönemi bölümüne bakınız)

Kambriyen döneminde görülen canlılar öylesine farklı yapılardadır ki birbirlerinden evrimleşmeleri mümkün değildir.

Bu canlılardan büyük bir bölümü hiç bir yapısal değişime uğramamış olduğu halde günümüzde de yaşamlarını sürdürmektedirler.

Günümüzde de yaşayan kambriyen dönemi canlılarına ek olarak Avustralya ve Afrika akciğerli balığı Mersinbalığı, zargana, ıstakoz, kerevit ortalama 400 milyon yıl öncesinden beri varlığını sürdüren birer yaşayan fosil örnekleridir.

Bütün bunlara ilaveten üç yüz milyon yıldan beri hiç bir değişim göstermeden yaşayan uskumruları, tatlı su levreklerini, ringa balıklarını, denizanalarını, süngerleri, kurbağaları, arıları, karıncaları, kelebekleri ve termitleri, 230 milyon yıldan beri dünyamızda boy gösteren yusufçukları, 150 milyon yıllık semenderleri, örümcek gibi araknidleri ve kırkayak gibi miriapodları yaşayan fosiller olarak gösterebiliriz.

Kendi kanı ile birlikte bütün özellikleri bozulmamış halde bir amber içinde bulunan ve 20 milyon yıllık olduğu tespit edilen örümcek fosili de yaşayan fosillerin en önemli kanıtlarındandır.

Gerçektende bir amber içinde hiç bozulmadan saklı kalan bu örümcek fosili son derece ilginçtir.

= = =

Manchester Üniversitesi'nden yapılan açıklamada 4cm uzunluğunda ve 2cm eninde olan ve 20 milyon yıldan beri bir amber içinde saklı kalan bu fosilin günümüz örümceklerinden hiç farkının olmadığı gözlemlenmiştir.

Söz konusu örümcek fosili, bulunan tek örnek değildir.

Yapılan kazılarla ortaya çıkarılmış ve yüz milyonlarca yıl öncesine ait örümcek fosilleri mevcuttur ve bunlar dünyanın çeşitli ülkelerinde müzelerde sergilenmektedir.

Bilinen en eski ve en eksiksiz su örümceği fosili, günümüzden 425 milyon yıl öncesine aittir ve bu canlıların milyonlarca yıldan beri değişmeden kaldıklarının önemli bir delilidir.

Yeryüzü, örümcek gibi milyonlarca yıl öncesinden kalan, günümüz canlılarının ve soyu tükenmiş diğerlerinin sayısız fosil örneklerini barındırmaktadır.

Bütün bu anlatılanlarla gözler önüne serilmeye çalışılanlar çeşitli müzelerde saklanan milyonlarca örnekten sadece bir kaçıdır.

Yaşayan fosiller, canlıların aşamalarla birbirlerinden türemediklerini, hiçbir şekilde evrimleşmediklerini gözler önüne sermektedir.

Fosil kayıtları, ara geçiş formlarının hiçbir örneğini vermemektedir.

Canlılar, milyonlarca yıl boyunca şu anki anatomik yapıları nasılsa aynı şekilde hiçbir değişime uğramadan varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Yaşayan bir organizma ile onun uzak geçmişteki fosilleşmiş ataları arasında karşılaştırabileceğimiz herhangi bir parça üzerinde neredeyse hiçbir değişiklik yok gibi görünmektedir.

Yaşayan fosiller, var oluştaki durağanlığın en uç derecedeki somut örnekleridir.

Evrimin doğal seleksiyon mekanizması aracılığıyla işlediği teorisi, demografik gerçeklerin, genotiplerin bölgesel dalgalanması ve coğrafi dağılımların bir gözleminden başka bir şey değildir.

Çoğunlukla ele alınan türler, on binlerce sene hiç değişmeden kalmaktadır.

Koşullara bağlı olarak meydana gelen dalgalanmalar, genlerin önceden değişmesiyle beraber ele alındığında, evrime delil olarak kullanılamaz.

Bunun en güzel delili de milyonlarca yıldır hiçbir değişikliğe uğramayan yaşayan fosillerdir.

Yaşayan fosiller ve fosil kayıtlarındaki durağanlık, ne Darwin döneminde açıklanabilmiştir ne de bundan sonra açıklanabilir durumdadır.

Fosil kayıtlarında canlıların milyonlarca yıl boyunca hiç değişime uğramadan kalmış olduğunun tespiti evrim teorisini temelinden yıkacak kadar önemlidir.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst