princess_duygu
Kayıtlı Üye
Selamlar...
Ben geçen gün Fatih Camii bahçesinde kedileriler ile ilgilenirken orada Çetin Bey adında tüm hayatını oradaki kedilere adamış genç bir beyle tanıştım. Camii bahçesindeki trajik kedi olayları ve camiideki insanların tutumları sayesinde ruhsal sağlığını yitirmenin eşiğinde. Bana saatlerce orada yaşanan sıkıntılardan bahsetti. Mutlaka birlik olup yardımına koşmalı ve elimizden ne geliyorsa yapmalıyız arkadaşlar. Bu konuda öneri ve desteğinize ihtiyacım var.
Bizzat bilmiyorum ancak söylediğine göre o caminin müftüsü ve oranın yetkilileri kedilerden kurtulmanın çabaları içerisinde. Bahçeye konan su kapları -yasak- denerek temizlikçilerle çöpe atılmakta bu bir. Geçen hafta kediler toplatılarak bir çoğu Sarayburnuna atılmış. Yavru hasta sakat ne kadar kedi varsa orada kaderlerine bırakılmış. Çetin Beyin dediğine göre atılan kediler açlıktan insanlara koşar hale gelmişler ve araba altlarında kalıyorlarmış. Burda hayvanseverlerinde ÇOK BÜYÜK hatası mevcut. Ellerine aldıkları taştan yumuşaktır zihniyetiyle tüm yemek artıklarını ( ki buna tam haşlanmamış bir tencere sade kuru makarna da dahil ) vıcık vıcık cami bahçesinin olur olmadık yerlerine dökmekteler. Bunlar sinek böcek leş gibi bir koku ve hayvanlar için kaçınılmaz bir hastalık sebebi olmakta. Camiye gelip ibadet etmek isteyen halktan da -bu ne koku börk!- gibi bir tepki alınca da kedilere pislik haşere gözüyle bakmakta kendilerini haklı görüyorlar. Çetin Bey'in müftü ve çevresi konusunda daha bir çok şikayeti mevcut ancak ben gözümle olayları görmüş değilim. -Kedi rezaleti - konulu haber için bir kaç gazetecinin oraya gittiğini ve kedilerin aleyhinde tutuma destek verdikleri söylenmekte.
BİZ NE YAPABİLİRİZ?!
Çetin Bey'in bir hayali var ki çok mantıklı. Bunu da el birliği ile istersek sağlayabiliriz. Caminin bir girişinin yanında boş kullanılmayan ince uzun bir minik alan mevcut. Kapalı bir alan ve taş topaçtan başka hiç birşey yok. Burda paylaşmak için hem o alanın hem de Çetin Bey'in fotoğraflarını çektim ancak foruma nasıl foto ekleyebileceğimi ne yazık ki çözemedim. Bu alan için izin alabileceğimize inanıyorum bu alan bize tahsis edilirse oraya biz Çetin Bey ve isteyen gönüllüler ile tahta klübeler su ve yemek kaplarıyla bir kedi barınağı yapacağız. Hem pislik içinde kalmayacaklar hem de oraya buraya caddeye denize atılmayacaklar.
Ben minik tabelalar hazırlayarak bahçeye olmadık yerlere pislik döker gibi yemek dökülmemesini sağlamaya çalışacağım.
Çok uzun bir yazı oldu herkesten özür dilerim ama o bahçede gezen görmüştür; çok BERBAT haldeler. Geçen gün iki yavru kedinin gözlerini almışlar. Parmağım kadar olup nasıl yaşadığına hayret ettiğim bebekler gezmekte etrafta. Anneleri var ama sağlıksız aç annelerin sütleri yok. Çetin Bey tek başına mücadele veriyor. Hiç bir aile yaşantısı gezmesi tozması mesleği kalmamış. Kendisini deli zanneden ya da reklam yaptığını zanneden onu aşağılayan yada hizmetini emeğini engelleyen insanlarla kuşatılmış. Ona ve benim çağrıma yardım eli uzatmanızı bekliyorum. NELER YAPABİLİRİZ? Lütfen bunu tartışalım...
Ben geçen gün Fatih Camii bahçesinde kedileriler ile ilgilenirken orada Çetin Bey adında tüm hayatını oradaki kedilere adamış genç bir beyle tanıştım. Camii bahçesindeki trajik kedi olayları ve camiideki insanların tutumları sayesinde ruhsal sağlığını yitirmenin eşiğinde. Bana saatlerce orada yaşanan sıkıntılardan bahsetti. Mutlaka birlik olup yardımına koşmalı ve elimizden ne geliyorsa yapmalıyız arkadaşlar. Bu konuda öneri ve desteğinize ihtiyacım var.
Bizzat bilmiyorum ancak söylediğine göre o caminin müftüsü ve oranın yetkilileri kedilerden kurtulmanın çabaları içerisinde. Bahçeye konan su kapları -yasak- denerek temizlikçilerle çöpe atılmakta bu bir. Geçen hafta kediler toplatılarak bir çoğu Sarayburnuna atılmış. Yavru hasta sakat ne kadar kedi varsa orada kaderlerine bırakılmış. Çetin Beyin dediğine göre atılan kediler açlıktan insanlara koşar hale gelmişler ve araba altlarında kalıyorlarmış. Burda hayvanseverlerinde ÇOK BÜYÜK hatası mevcut. Ellerine aldıkları taştan yumuşaktır zihniyetiyle tüm yemek artıklarını ( ki buna tam haşlanmamış bir tencere sade kuru makarna da dahil ) vıcık vıcık cami bahçesinin olur olmadık yerlerine dökmekteler. Bunlar sinek böcek leş gibi bir koku ve hayvanlar için kaçınılmaz bir hastalık sebebi olmakta. Camiye gelip ibadet etmek isteyen halktan da -bu ne koku börk!- gibi bir tepki alınca da kedilere pislik haşere gözüyle bakmakta kendilerini haklı görüyorlar. Çetin Bey'in müftü ve çevresi konusunda daha bir çok şikayeti mevcut ancak ben gözümle olayları görmüş değilim. -Kedi rezaleti - konulu haber için bir kaç gazetecinin oraya gittiğini ve kedilerin aleyhinde tutuma destek verdikleri söylenmekte.
BİZ NE YAPABİLİRİZ?!
Çetin Bey'in bir hayali var ki çok mantıklı. Bunu da el birliği ile istersek sağlayabiliriz. Caminin bir girişinin yanında boş kullanılmayan ince uzun bir minik alan mevcut. Kapalı bir alan ve taş topaçtan başka hiç birşey yok. Burda paylaşmak için hem o alanın hem de Çetin Bey'in fotoğraflarını çektim ancak foruma nasıl foto ekleyebileceğimi ne yazık ki çözemedim. Bu alan için izin alabileceğimize inanıyorum bu alan bize tahsis edilirse oraya biz Çetin Bey ve isteyen gönüllüler ile tahta klübeler su ve yemek kaplarıyla bir kedi barınağı yapacağız. Hem pislik içinde kalmayacaklar hem de oraya buraya caddeye denize atılmayacaklar.
Ben minik tabelalar hazırlayarak bahçeye olmadık yerlere pislik döker gibi yemek dökülmemesini sağlamaya çalışacağım.
Çok uzun bir yazı oldu herkesten özür dilerim ama o bahçede gezen görmüştür; çok BERBAT haldeler. Geçen gün iki yavru kedinin gözlerini almışlar. Parmağım kadar olup nasıl yaşadığına hayret ettiğim bebekler gezmekte etrafta. Anneleri var ama sağlıksız aç annelerin sütleri yok. Çetin Bey tek başına mücadele veriyor. Hiç bir aile yaşantısı gezmesi tozması mesleği kalmamış. Kendisini deli zanneden ya da reklam yaptığını zanneden onu aşağılayan yada hizmetini emeğini engelleyen insanlarla kuşatılmış. Ona ve benim çağrıma yardım eli uzatmanızı bekliyorum. NELER YAPABİLİRİZ? Lütfen bunu tartışalım...
