Tükenişine kendini yok edişine ağla... Çünkü sen sadece kendinle yaşamayı bilirsin ve sadece kendini incitirsin yitik perdelerinde hayatın... Fonta Tiamat'tan Gaia...Gerçekler doğrular birbirine giren anlamların anlamsızlığında kaybolan iki insan... Aslında tek bedende yaşayan iki ruh ya da iki bedende yaşayan tek ruh... Hayat ne kadar karmaşık... Hani nerde yüzeyselliğim sahteliğim... Zamanın ötesinde kaldım... Düştüğümde uzatacak mısın elini beni kaldırmak için? Zamanın ötesinde kaldım sadece senin olmak için... Dönmek arkamı dönmek ve sadece seni görmek isterken ben ne zaman arkamı dönsem bir görünüp bir kaybolan siluetini görüyorum hayaletim kendimi sorguluyorum sahtelikler içinde parmaklarımı batırıyorum gözlerime kanatırcasına... Yüzüme geçiriyorum tırnaklarımı hiç acımadan ve dudaklarımı ısırıyorum hunharca... Belki delirmiyorumdur diye... Orada mısın? Seni duyamıyorum... Sadece hıçkırıklarım duyabildiğim...Gizli saklı dünyanda duvarlarda konuşurken sen içimde mabedini büyütüyorum.... Sana senden bir tapınak kuruyorum kurbanlarımı sunmak için... Sonra bir bir kurban ediyorum duygularımı arsızca incinerek... Yitik düşlerimin kanları akıyor sunaktan damla damla... Kabul edecek bir dua arıyorum hayatımın içinde... Bana inan senin için tüm kurbanlarım...Biliyorum gideceksin arkana bile bakmadan ve ben içimdeki sunakta küllerini savuracağım acılar nehrine doğru yeniden bir başka yerde daha iyi ve daha huzurlu bir şekilde hayat bulasın diye... Sana sesleniyorum melankoli kaynağım...Sana sesleniyorum tapınağımın sahibi bitanecik sevgilim..