Uzman hekim kontrolünde olmadan ve kişinin metabolizmasına uygun hazırlanmamış egzersizler, lif kopmaları, yumuşak doku yaralanmaları ile kalp ve tansiyon gibi sorunlara neden olabiliyor
ANKARA - Egzersiz yapılırken kalp hızının, kişinin hedef nabız sayısının üstüne çıkması halinde de kalp krizi ve inme gibi ölümcül olabilecek sorunlarla karşılaşılabiliyor
Uzmanlar, istenmeyen sağlık sorunları ile karşılaşılmaması için, egzersize başlanmadan önce mutlaka kişinin, yağ ve kas oranları, vücut kitle indeksi ile mevcut ve olası hastalıklarının belirlenmesi için gereken testlerin (metabolik harita) yapılması, sonuçların uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selda Demirtaş, her kişinin kendi ideal kilosunu bilmesi ve bu kiloyu korumaya çalışması gerektiğini söyledi.
İdeal kilonun korunması için mutlaka kişiye özel diyet programı ile birlikte düzenli egzersizin yapılmasının şart olduğunu vurgulayan Demirtaş, her iki programın da uzman hekimlerce değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Demirtaş, kişinin metabolik haritasına bakılmadan hazırlanan egzersiz programlarının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Vücudun yakıt organı kaslardır. Egzersiz eklenmeden tek başına yapılan diyet ile kas hücreleri küçülür. Diyetin, tek yönlü ve dengesiz beslenme şeklinde uygulanarak uzun süre açlık olması durumunda yağ asidi sentezi uyarılacaktır. Ani olarak diyetin bırakılması halinde kişi ilk halinden daha fazla kilo alacaktır. Bu nedenle, diyetle birlikte mutlaka egzersiz yapılmalıdır.”
Demirtaş, uzman kontrolünde yapılmayan egzersizin, lif kopmaları, yumuşak doku yaralanmaları, kalp ve tansiyon gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi.
“HEDEF NABIZ SAYINIZI TESPİT ETTİRİN”
Egzersiz programının, yaşa, mevcut hastalıklara, risk faktörlerine ve kiloya göre değiştiğini ifade eden Demirtaş, egzersizin mümkün olduğunca bol oksijenli ortamda, haftada en az 5 kere 30-60 dakika tempolu yürüyüş şeklinde yapılması gerektiğini söyledi.
Demirtaş, yürüyüşün düz zeminde yapılmasının uygun olduğunu, yokuşta yapılan yürüyüşün ya da koşunun kalbi zorlayabileceğini belirterek, egzersiz programının ilk 5 dakikasında hafif ısınma hareketleri yapılmasının, son 5 dakikada da temponun azaltılarak bitirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Metabolik harita sonuçlarının özellikle bir kardiyolog tarafından değerlendirilmesinin uygun olduğunu ifade eden Demirtaş, “Çünkü, 50 yaşındaki bir kişi ile 20 yaşındaki kişi aynı değildir. Spor anında en tehlikeli organ kalp ve damarlardır. Bunu da en iyi kardiyolog değerlendirir” diye konuştu.
Demirtaş, egzersiz programına başlanmadan önce kişinin “hedef nabız sayısı’nın belirlenmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Kardiyolojik açıdan herhangi bir risk yoksa sağlıklı bir kişi için bu sayı, 220 - kişinin yaşı ve bundan çıkan rakamın yüzde 70’ idir.
Örn: 220-33 (kişinin yaşı)= 187, 187’in yüzde 70’i= 130.9’dur.
Egzersiz yapılırken kalp hızının, kişinin hedef nabız sayısının üstüne çıkması halinde kalp krizi ve inme gibi ölümcül olabilecek sorunlara neden olabilir.”
“EGZERSİZ KALP VE DOLAŞIM SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR”
Egzersizin, kalp ve dolaşım sistemini güçlendirdiğini, bu sayede akciğerlerin aldığı oksijenin miktarının arttığını anlatan Demirtaş, egzersizle vücuda yayılan oksijen miktarının yükseldiğini, kan şekeri ile kolesterolün düştüğünü söyledi.
Demirtaş, düzenli egzersizin boşaltım sitemine de faydalı olduğunu belirterek, şunları dedi:
“Deriden ter yoluyla azotlu atık ürünlerin atılımı sağlanıyor. Böylece bu toksik ürünlerin atılımı ile bu işlevin asıl sahibi olan böbreklere katkıda bulunuluyor. Egzersiz, kansızlık ve gaz şikayetlerine iyi geliyor. Faydalı hormon salınımını artırıyor, damar içinde kan pıhtılaşmasını engelliyor. Kas ve eklemleri koruyor. Bağışıklık sistemini destekliyor, yaşlanmayı geciktiriyor, endorfin denilen mutluluk hormonu salgılatıyor. Eklem iltihapları az görülüyor, varislere iyi geliyor.”
Egzersiz yapmak için özel olarak kondisyon salonuna gitmenin gerekmediğini, günlük yaşamda uygulanabileceğini vurgulayan Demirtaş, araba yerine kısa mesafelere yürüyerek gidilmesi, asansör yerine merdiven kullanılması ve boş zamanlarda yürüyüş yapılması gerektiğini söyledi. Demirtaş, egzersizin yaşam tarzı haline geldiğinde alışkanlık yaptığını, egzersiz uygulanmadığı zamanlarda huzursuzluk hissedildiğini savundu.
Yürüyüş dışında yoga, plates gibi disiplinlerle tenis, yüzme gibi spor dallarının da çok faydalı olduğunu anlatan Demirtaş, “10 yıl düzenli egzersiz yapan kişinin kemik kitlesinde, hareketsiz kişilere göre büyük oranda artış görüldüğünü” bildirdi.
Demirtaş, düzenli egzersiz yapanların hareketsiz kişilere göre daha az hastalandıklarını, egzersizin tansiyon, şeker ve osteoporozu (kemik erimesi)olan hastaların kullandıkları ilaçlara ek bir ilaç gibi sürekli uygulanması gerektiğini sözlerine ekledi.
ANKARA - Egzersiz yapılırken kalp hızının, kişinin hedef nabız sayısının üstüne çıkması halinde de kalp krizi ve inme gibi ölümcül olabilecek sorunlarla karşılaşılabiliyor
Uzmanlar, istenmeyen sağlık sorunları ile karşılaşılmaması için, egzersize başlanmadan önce mutlaka kişinin, yağ ve kas oranları, vücut kitle indeksi ile mevcut ve olası hastalıklarının belirlenmesi için gereken testlerin (metabolik harita) yapılması, sonuçların uzman bir hekim tarafından değerlendirilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selda Demirtaş, her kişinin kendi ideal kilosunu bilmesi ve bu kiloyu korumaya çalışması gerektiğini söyledi.
İdeal kilonun korunması için mutlaka kişiye özel diyet programı ile birlikte düzenli egzersizin yapılmasının şart olduğunu vurgulayan Demirtaş, her iki programın da uzman hekimlerce değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Demirtaş, kişinin metabolik haritasına bakılmadan hazırlanan egzersiz programlarının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Vücudun yakıt organı kaslardır. Egzersiz eklenmeden tek başına yapılan diyet ile kas hücreleri küçülür. Diyetin, tek yönlü ve dengesiz beslenme şeklinde uygulanarak uzun süre açlık olması durumunda yağ asidi sentezi uyarılacaktır. Ani olarak diyetin bırakılması halinde kişi ilk halinden daha fazla kilo alacaktır. Bu nedenle, diyetle birlikte mutlaka egzersiz yapılmalıdır.”
Demirtaş, uzman kontrolünde yapılmayan egzersizin, lif kopmaları, yumuşak doku yaralanmaları, kalp ve tansiyon gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi.
“HEDEF NABIZ SAYINIZI TESPİT ETTİRİN”
Egzersiz programının, yaşa, mevcut hastalıklara, risk faktörlerine ve kiloya göre değiştiğini ifade eden Demirtaş, egzersizin mümkün olduğunca bol oksijenli ortamda, haftada en az 5 kere 30-60 dakika tempolu yürüyüş şeklinde yapılması gerektiğini söyledi.
Demirtaş, yürüyüşün düz zeminde yapılmasının uygun olduğunu, yokuşta yapılan yürüyüşün ya da koşunun kalbi zorlayabileceğini belirterek, egzersiz programının ilk 5 dakikasında hafif ısınma hareketleri yapılmasının, son 5 dakikada da temponun azaltılarak bitirilmesi gerektiğini dile getirdi.
Metabolik harita sonuçlarının özellikle bir kardiyolog tarafından değerlendirilmesinin uygun olduğunu ifade eden Demirtaş, “Çünkü, 50 yaşındaki bir kişi ile 20 yaşındaki kişi aynı değildir. Spor anında en tehlikeli organ kalp ve damarlardır. Bunu da en iyi kardiyolog değerlendirir” diye konuştu.
Demirtaş, egzersiz programına başlanmadan önce kişinin “hedef nabız sayısı’nın belirlenmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Kardiyolojik açıdan herhangi bir risk yoksa sağlıklı bir kişi için bu sayı, 220 - kişinin yaşı ve bundan çıkan rakamın yüzde 70’ idir.
Örn: 220-33 (kişinin yaşı)= 187, 187’in yüzde 70’i= 130.9’dur.
Egzersiz yapılırken kalp hızının, kişinin hedef nabız sayısının üstüne çıkması halinde kalp krizi ve inme gibi ölümcül olabilecek sorunlara neden olabilir.”
“EGZERSİZ KALP VE DOLAŞIM SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR”
Egzersizin, kalp ve dolaşım sistemini güçlendirdiğini, bu sayede akciğerlerin aldığı oksijenin miktarının arttığını anlatan Demirtaş, egzersizle vücuda yayılan oksijen miktarının yükseldiğini, kan şekeri ile kolesterolün düştüğünü söyledi.
Demirtaş, düzenli egzersizin boşaltım sitemine de faydalı olduğunu belirterek, şunları dedi:
“Deriden ter yoluyla azotlu atık ürünlerin atılımı sağlanıyor. Böylece bu toksik ürünlerin atılımı ile bu işlevin asıl sahibi olan böbreklere katkıda bulunuluyor. Egzersiz, kansızlık ve gaz şikayetlerine iyi geliyor. Faydalı hormon salınımını artırıyor, damar içinde kan pıhtılaşmasını engelliyor. Kas ve eklemleri koruyor. Bağışıklık sistemini destekliyor, yaşlanmayı geciktiriyor, endorfin denilen mutluluk hormonu salgılatıyor. Eklem iltihapları az görülüyor, varislere iyi geliyor.”
Egzersiz yapmak için özel olarak kondisyon salonuna gitmenin gerekmediğini, günlük yaşamda uygulanabileceğini vurgulayan Demirtaş, araba yerine kısa mesafelere yürüyerek gidilmesi, asansör yerine merdiven kullanılması ve boş zamanlarda yürüyüş yapılması gerektiğini söyledi. Demirtaş, egzersizin yaşam tarzı haline geldiğinde alışkanlık yaptığını, egzersiz uygulanmadığı zamanlarda huzursuzluk hissedildiğini savundu.
Yürüyüş dışında yoga, plates gibi disiplinlerle tenis, yüzme gibi spor dallarının da çok faydalı olduğunu anlatan Demirtaş, “10 yıl düzenli egzersiz yapan kişinin kemik kitlesinde, hareketsiz kişilere göre büyük oranda artış görüldüğünü” bildirdi.
Demirtaş, düzenli egzersiz yapanların hareketsiz kişilere göre daha az hastalandıklarını, egzersizin tansiyon, şeker ve osteoporozu (kemik erimesi)olan hastaların kullandıkları ilaçlara ek bir ilaç gibi sürekli uygulanması gerektiğini sözlerine ekledi.