Bana yalnızlığın tanımını yapabilir misiniz? Nedir yalnızlık sessizliği delen sizden başka bir sesin olmaması mı yoksa bir gürültünün içindeki kendi sessizliğiniz mi.
Yalnızlık nedir sevincinizi paylaşmayı istediğinizde yaşamış olduğunuz hayal kırıklığımı yoksa kederlendiğinizde başınızı dayayabileceğiniz bir omuzun olmaması mı?
Soluk alıp verirken aslında yaşamaya çalışırken sizinle beraber atan bir kalbin sesini duyamamak mıdır yalnızlık.Ya da güzel bir manzara karşısında duyduğunuz heyecanı paylaşamamak mı.Öfkelendiğinizde sizi sakinleştirecek bir sesin ya da dokunuşun olmaması mıdır yalnızlık.
Eğer yalnızlık bütün bunlarsa o zaman bizi yalnız bırakan nedir?
Anlaşılamayacağımıza olan inancımız mı yoksa yalnızlığa olan bağlılığımız mı.Kendi kendimize idare ettirdiğimiz yaşam alışkanlığımız mı.Belkide yalnızlığımızı bozacak olan bir sesin yada soluğun kısacası hayatımızdaki bu yeni şeyin bizi değiştireceğine karşı olan inancımız mı.Değişim ,iç dünyamıza sızıp bizi bize yabancı yapacak bir farklılık, alışkanlıklardan kopuş yada direncimizin, savunmamızın son bulduğu nokta ise o halde bizim tercihimizi yalnızlıktan yana yapmamıza sebep te odur…
Bir insan yaşarken yapmış olduğu tercihlerden dolayı kendine düşman olabilir.Hayat tercihlerimizden oluşur ve yalnızlık ta bir tercihtir.Belki yalnızlığı seçen bir insanın ruh halini korkaklık olarak adlandırabilirsiniz belki de denizin durgunluğuna bakmadan limandan ayrılmaya cesaret edemeyen, alıcağı dalga darbeleri küçük te olsa bulunduğu noktaya sığınan bu tercihinden dolayı tek başına kalan bir geminin durgunluğu olarak.Bu tercih nasıl algılanırsa algılansın su götürmez bir gerçek var ki limanda bekleyen gemiler büyük başarılar alamasalar da asla yıpranmazlar.Yalnızlığı tercih eden bir insan belki büyük mutlulular kaçıracak ama kendisine yalnız değilim dedirdetecek kişilerden de asla yara almayacak, üzülmeyecek.
Artık yalnız değilim dediğinizde yanınızda sizi anladığınızı düşündüğünüz biri var demektir.Bu kişi belki bir sevgili belki bir dost ama biri sizinle acınızı mululuğunuzu ve heyecanınızı paylaşan biri.Peki her şeyiyle kendinizi açtığınız bu kişi ne kadar güvenilir, aslında sizi ne kadar anlıyor.Bu kişiyi bulmak için yola çıkmak, karşımıza çıkanları tanımak tanırken yara almak ve bulana kadar yola devam etmek için yürümek yürürken ise yorulmak.Bu aslında hayatla bir kumar değil mi bu yorgunluğa ve bu yolu yürürken aldığımız yaralara karşı bulduğumuzu sandığımız kişi ya aslında düşündüğümüz kişi çıkmazsa…
Yalnızlık bir tercihtir.Etrafımızda gördüğümüz insanlardan kaçan ve sessizliği tercih eden kişiler bize anlaşılmaz gelmemeli onları pasiflik sıfatı altında ezmemeli bu tercihlerine saygı duymalıyız.
Yalnızlık nedir sevincinizi paylaşmayı istediğinizde yaşamış olduğunuz hayal kırıklığımı yoksa kederlendiğinizde başınızı dayayabileceğiniz bir omuzun olmaması mı?
Soluk alıp verirken aslında yaşamaya çalışırken sizinle beraber atan bir kalbin sesini duyamamak mıdır yalnızlık.Ya da güzel bir manzara karşısında duyduğunuz heyecanı paylaşamamak mı.Öfkelendiğinizde sizi sakinleştirecek bir sesin ya da dokunuşun olmaması mıdır yalnızlık.
Eğer yalnızlık bütün bunlarsa o zaman bizi yalnız bırakan nedir?
Anlaşılamayacağımıza olan inancımız mı yoksa yalnızlığa olan bağlılığımız mı.Kendi kendimize idare ettirdiğimiz yaşam alışkanlığımız mı.Belkide yalnızlığımızı bozacak olan bir sesin yada soluğun kısacası hayatımızdaki bu yeni şeyin bizi değiştireceğine karşı olan inancımız mı.Değişim ,iç dünyamıza sızıp bizi bize yabancı yapacak bir farklılık, alışkanlıklardan kopuş yada direncimizin, savunmamızın son bulduğu nokta ise o halde bizim tercihimizi yalnızlıktan yana yapmamıza sebep te odur…
Bir insan yaşarken yapmış olduğu tercihlerden dolayı kendine düşman olabilir.Hayat tercihlerimizden oluşur ve yalnızlık ta bir tercihtir.Belki yalnızlığı seçen bir insanın ruh halini korkaklık olarak adlandırabilirsiniz belki de denizin durgunluğuna bakmadan limandan ayrılmaya cesaret edemeyen, alıcağı dalga darbeleri küçük te olsa bulunduğu noktaya sığınan bu tercihinden dolayı tek başına kalan bir geminin durgunluğu olarak.Bu tercih nasıl algılanırsa algılansın su götürmez bir gerçek var ki limanda bekleyen gemiler büyük başarılar alamasalar da asla yıpranmazlar.Yalnızlığı tercih eden bir insan belki büyük mutlulular kaçıracak ama kendisine yalnız değilim dedirdetecek kişilerden de asla yara almayacak, üzülmeyecek.
Artık yalnız değilim dediğinizde yanınızda sizi anladığınızı düşündüğünüz biri var demektir.Bu kişi belki bir sevgili belki bir dost ama biri sizinle acınızı mululuğunuzu ve heyecanınızı paylaşan biri.Peki her şeyiyle kendinizi açtığınız bu kişi ne kadar güvenilir, aslında sizi ne kadar anlıyor.Bu kişiyi bulmak için yola çıkmak, karşımıza çıkanları tanımak tanırken yara almak ve bulana kadar yola devam etmek için yürümek yürürken ise yorulmak.Bu aslında hayatla bir kumar değil mi bu yorgunluğa ve bu yolu yürürken aldığımız yaralara karşı bulduğumuzu sandığımız kişi ya aslında düşündüğümüz kişi çıkmazsa…
Yalnızlık bir tercihtir.Etrafımızda gördüğümüz insanlardan kaçan ve sessizliği tercih eden kişiler bize anlaşılmaz gelmemeli onları pasiflik sıfatı altında ezmemeli bu tercihlerine saygı duymalıyız.