Yalnızca fotoğraflarına, videolardaki sesine gülümsemek.

Serene

N'apim tabiatım böyle..
Bayan Üye
tumblr_nx028fi9kp1qllwuxo1_540.jpg

Göz kapaklarımı kirpiklerimden itibaren alnıma zımbalamış ve içine eline geçirdiğim tüm kimyasalları boşaltmışım gibi bir ağrı ve uykusuzluk geziniyordu gözlerimde.
Yastığı her iki saniyede bir ters çeviriyor, üstümü bir açıp bir kapıyor, sonuç alamayınca doğrulup kitaplığımın raflarını izlemeye adıyordum kendimi. Sonra şeytan yaklaşıp da kulağıma fısıldamış gibi yerimden kalkıp komodinin ilk çekmecesindeki, içi eski fotoğraf ve videolarla dolu harici diski kaptığım gibi geçtim bilgisayarın başına. Karıştırmaya fotoğraf dosyalarından başladım, hepsi düzenli bir şekilde kronolojik sıraya göre ayrılmış ve özelliklerine göre gruplanmıştı. Elime ilk gitarımı aldığımdaki mutlulukla karışık tedirgin ifadem, söz dinlemez bir ergen olduğum zamanlardan kalma kaküllü ve uçları renkli dehşet verici saçlarım, her yıl okul bahçesinde düzenlenen bahar şenliklerinden bitap düşmüş fotoğraflarım.

Tüm bunlar bittikten sonra videolar dosyasına bakmaya başladım. O gitar ile söylediğim ilk klasik “Akdeniz Akşamları” şarkısı, daha sonraları tecrübe kazandıkça bilinçli ve kendime güvenen tavırlarımla “Portofino” çalışım, onca insanın önüne çıktığım ilk konser gecesinde dizlerimin titrediği birkaç saniyelik sahneler, ilk rakı içtiğimde suratımın aldığı şekil ve bardağın dibini masaya vuruşum derken o videoya tıkladım. Açar açmaz birazdan ne izleyeceğimi anladım ama kapatamadım. Tepki veremeden öyle ifadesizce ekrana baktım. Videodaki kız daha çelimsiz, omuzları daha dar, saçları daha siyah ve yüzündeki ifade her şeyden en az habersiz fakat en mühimi şuan ki halimden kat be kat daha mutluydu. Yeni aldığım siyah-beyaz ayakkabımın her yeri çamurla kaplı, dizlerim dirseklerim kan içinde yumruklarımı sıkarak “Hadi dök artık kolonyayı, gerçekten korkmuyorum!” diye kemerayı tutana bağırırken gözlerim sımsıkı kapalıydı. Arkamda yere düşmüş mavi bir bisiklet, tahminimce sürmeyi ilk denemelerim. Video çeken kamerayı kendine çevirdiğinde on saniye kadar yutkunamadım, nefes almam gerektiğini unutup zaten faltaşı gibi olan gözlerimi biraz daha açtım. “Biliyorum, sen hiçbir şeyden korkmazsın ama canın acıyacak diye korkuyorum.” gözlerimi açıp karşımda duran yaşlı ama hala heybeti üzerinde adama gülümseyip “seni tam da bu yüzden seviyoruuum koca adam!” çığlıklarımla kesildi video. Oturduğum yere çakılı kaldım, zaten bana hiç uğramayan uykumu kim bilir nerelere kovalamıştım. Bir süre ellerimi dizlerimden alamadım, dudaklarımı kıpırdatamadım

Çok sevdiğiniz birini kaybetmenin en kötü yanı, kuşkusuz arkasında bıraktığı hatıralarla savaşmak zorunda kalmaktır.
ve bir de içinizdeki o bitmek tükenmek bilmeyen özlem.
O zamanlar zerre önemsemediğin anları, değerini bilmediğin zamanları kalbin patlarcasına özlemek, hayatındaki hiçbir gelişmeyi onunla paylaşamamak. “Bak ben artık o bisikleti, o bisikletin bir büyüğünü, hatta bir motorsikleti bile sürebiliyorum; hem de hiç yara almadan, yara alsam bile ağlamadan.” diyememek.
Yalnızca fotoğraflarına, videolardaki sesine gülümsemek.​
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst