meridyen2
Kayıtlı Üye
YAĞMURUN ÖLÇÜSÜ
Kuran'da, Zuhruf Suresi'nin 11. ayetinde yağmur, "ölçü" ile inen bir su olarak şöyle tarif edilmektedir:
"O Allah ki gökten bir ölçü ile su indirir." (Zuhruf Suresi, 11)
Gerçekten de yağmur yeryüzüne şaşmaz bir ölçü içinde inmektedir. Yağmurun sahip olduğu ölçülerden birincisi düşüş hızıyla ilgilidir. Yağmur damlasıyla aynı ağırlık ve büyüklükteki bir cisim 1200 metreden bırakıldığında giderek hızlanacak ve yere yaklaşık 558 km/saatlik bir hızla düşecektir. Eğer yağmur damlası da bu yükseklikten aynı şekilde düşecek olsaydı, bu durumda tüm ekinler tahrip olacak, yerleşim alanları, evler ve arabalar hasar görecek, insanlar gerekli tedbirleri almadan yürüyemeyeceklerdi.
Fakat böyle bir olay hiçbir zaman yaşanmaz; yağmur damlaları ne kadar yüksekten düşerlerse düşsünler, yeryüzüne ulaştıklarında ortalama hızları sadece saatte 8-10 km'dir. Bunun sebebi ise, yağmur damlasının atmosferin sürtünme etkisini artıran ve yere daha yavaş düşmesini sağlayan bir biçime sahip olmasıdır. Eğer yağmur damlası farklı bir şekilde olsaydı veya atmosferin sürtünme özelliği bulunmasaydı, her yağmur yağışında yeryüzünün nasıl bir felaketle karşı karşıya geleceğini anlamak için şu rakamlara bakmak yeterli olacaktır:
"Yağmur bulutlarının minumum yüksekliği 1200 metredir. Bu seviyeden düşen tek bir damlanın yaptığı etki, 1 kilogramlık bir ağırlığın 15 cm yükseklikten aşağı bırakılmasına eşittir. Ancak 10.000 metre yükseklikte de yağmur bulutları bulunabilmektedir ki, bu kez tek bir damla, 1 kilogramlık ağırlığın 110 cm yükseklikten aşağı bırakılmasına eşit bir etki gösterecektir."
Diğer taraftan yeryüzünde bir saniyede 16 milyon ton su buharlaştığı hesaplanmıştır. Bu aynı zamanda, bir saniyede Dünya'ya yağan yağmur miktarıdır. Bir yılda bu miktar 505 trilyon tona ulaşır. Bu da bir yılda Dünya'ya yağan yağmur miktarıdır. Yani su, sürekli bir denge içinde, "bir ölçüye göre" dönüp durmaktadır. Yeryüzündeki hayatın devamı da, bu su döngüsü sayesinde sağlanır. İnsan sahip olduğu tüm teknolojik imkanları kullansa dahi bu döngüyü asla yapay olarak gerçekleştiremez.
Eğer bu miktarda çok küçük bir değişiklik olsa bile, kısa bir zaman sonra büyük bir ekolojik dengesizlik ortaya çıkacak ve bu da hayatın sonunu getirecektir. Fakat hiçbir zaman böyle olmaz; yağmur, Kuran'da bildirildiği gibi, yeryüzüne her sene aynı miktarda inmeye devam eder.
Yağmurun içerdiği ölçüler bu kadarla kalmamaktadır. Örneğin, yağmurun indiği atmosfer katmalarında ısı, sıfırın altında 40°C'ye kadar düşmektedir. Ancak su burada asla buz kalıplarına dönüşmez. Bunun sebebi atmosferdeki suyun "saf su" niteliğinde olmasıdır. Bilindiği gibi saf suyun bir özelliği çok düşük ısılarda bile donmamasıdır.
(makale harun yahya)
Kuran'da, Zuhruf Suresi'nin 11. ayetinde yağmur, "ölçü" ile inen bir su olarak şöyle tarif edilmektedir:
"O Allah ki gökten bir ölçü ile su indirir." (Zuhruf Suresi, 11)
Gerçekten de yağmur yeryüzüne şaşmaz bir ölçü içinde inmektedir. Yağmurun sahip olduğu ölçülerden birincisi düşüş hızıyla ilgilidir. Yağmur damlasıyla aynı ağırlık ve büyüklükteki bir cisim 1200 metreden bırakıldığında giderek hızlanacak ve yere yaklaşık 558 km/saatlik bir hızla düşecektir. Eğer yağmur damlası da bu yükseklikten aynı şekilde düşecek olsaydı, bu durumda tüm ekinler tahrip olacak, yerleşim alanları, evler ve arabalar hasar görecek, insanlar gerekli tedbirleri almadan yürüyemeyeceklerdi.
Fakat böyle bir olay hiçbir zaman yaşanmaz; yağmur damlaları ne kadar yüksekten düşerlerse düşsünler, yeryüzüne ulaştıklarında ortalama hızları sadece saatte 8-10 km'dir. Bunun sebebi ise, yağmur damlasının atmosferin sürtünme etkisini artıran ve yere daha yavaş düşmesini sağlayan bir biçime sahip olmasıdır. Eğer yağmur damlası farklı bir şekilde olsaydı veya atmosferin sürtünme özelliği bulunmasaydı, her yağmur yağışında yeryüzünün nasıl bir felaketle karşı karşıya geleceğini anlamak için şu rakamlara bakmak yeterli olacaktır:
"Yağmur bulutlarının minumum yüksekliği 1200 metredir. Bu seviyeden düşen tek bir damlanın yaptığı etki, 1 kilogramlık bir ağırlığın 15 cm yükseklikten aşağı bırakılmasına eşittir. Ancak 10.000 metre yükseklikte de yağmur bulutları bulunabilmektedir ki, bu kez tek bir damla, 1 kilogramlık ağırlığın 110 cm yükseklikten aşağı bırakılmasına eşit bir etki gösterecektir."
Diğer taraftan yeryüzünde bir saniyede 16 milyon ton su buharlaştığı hesaplanmıştır. Bu aynı zamanda, bir saniyede Dünya'ya yağan yağmur miktarıdır. Bir yılda bu miktar 505 trilyon tona ulaşır. Bu da bir yılda Dünya'ya yağan yağmur miktarıdır. Yani su, sürekli bir denge içinde, "bir ölçüye göre" dönüp durmaktadır. Yeryüzündeki hayatın devamı da, bu su döngüsü sayesinde sağlanır. İnsan sahip olduğu tüm teknolojik imkanları kullansa dahi bu döngüyü asla yapay olarak gerçekleştiremez.
Eğer bu miktarda çok küçük bir değişiklik olsa bile, kısa bir zaman sonra büyük bir ekolojik dengesizlik ortaya çıkacak ve bu da hayatın sonunu getirecektir. Fakat hiçbir zaman böyle olmaz; yağmur, Kuran'da bildirildiği gibi, yeryüzüne her sene aynı miktarda inmeye devam eder.
Yağmurun içerdiği ölçüler bu kadarla kalmamaktadır. Örneğin, yağmurun indiği atmosfer katmalarında ısı, sıfırın altında 40°C'ye kadar düşmektedir. Ancak su burada asla buz kalıplarına dönüşmez. Bunun sebebi atmosferdeki suyun "saf su" niteliğinde olmasıdır. Bilindiği gibi saf suyun bir özelliği çok düşük ısılarda bile donmamasıdır.
(makale harun yahya)