Wu-Tang
Kayıtlı Üye
Ben bilgisayar kullanabiliyorum…
Prince of Persia serisine yaptıklarından sonra Ubisoft firması ile bir türlü yıldızlarımız barışmadı. Assassin’s Creed serisini dahi oynarken hep “bir sonraki oyunu rezil ederler mi?” korkusu vardı içimde. Genel olarak film ya da oyunun devam serileri kötü olur. Çok az firma serilerini başarı ile devam ettirmişlerdir. Korkumun nedeni biraz da bu yüzdendi. Bu konuda beni (Prince of Persia dışında) en çok yanıltan firma Ubisoft olduğunu itiraf etmeliyim.
Hepinizin bildiği üzere geçtiğimiz günlerde E3 fuarı düzenlendi ve birçok firma, yeni oyunlarını tanıttı. Bunların arasında en iyilerden biri Ubisoft oldu. Assassin’s Creed, Splinter Cell, Far Cry, Rayman gibi seriler dışında Avangers ve Watch Dogs tanıtıldı. Ancak tümünün içinde en dikkat çekici olanı Watch Dogs'du.
Ya herşeyi tek tuşla kontrol edebilseydik?
Watch Dogs, ilk görücüye çıktığında GTA serisine benzerliği ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Açıkçası, birisi bana isim vermeden oyun içi görüntüleri göstermiş olsaydı, " Bu yeni GTA mı? " diye düşünürdüm.
Ana karakterimizin adı Aiden Pearce. Aiden’ın görünürdeki en büyük özelliği, elinde bulundurduğu teknolojik oyuncaklar ile aklınıza gelebilecek bütün elektronik sistemlere girebiliyor olması. Böylece, tamamiyle açık dünya olarak tasarlanan yaşayan şehrimizde, hayatımız kolaylaşıyor.
Yapılan sunumda Aiden, telefonları, trafik ışıklarını ve köprü sistemlerini hackleyerek hedefine rahatlıkla ulaşabildiği gibi, yeteneklerini olay yerinden kaçmak için de kullanabiliyor. Trafik ışıklarını değiştirerek küçük çapta kaza yaratabilir ya da çevrenizdeki telefonları hackleyerek tamamen iletişimi felç edebilirsiniz. Bütün bunların yanında oyuncularımızı kullanarak görevler sırasında herhangi birinin telefon konuşmalarına misafir olabildiğiniz gibi, insanların kişisel bilgilerine kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Böylece hedefimiz hakkında daha fazla bilgiye sahip olabilirsiniz. İlerleyen bölümlerde de yeni özellikler emrimize amade olacak ve mevcut özelliklerimizi de geliştirebileceğiz.
Yapılan ilk röportajlarda Dominic Guay, oyunun tamamiyle açık dünyada geçeceğini ve aldığımız görevlerin birden fazla başarı ile tamamlama şansımız olduğunu dile getirdi. İstersek, görevleri en vahşi yöntemler ile yapabilirken, daha sakin ve kesin çözümlerde uygulayabileceğiz. Bunu yapabilmemizdeki en büyük etken özgürlükçü oyun yapısı ve tamamiyle açık harita tasarımları. Watch Dogs, Mafia 2 ve GTA IV gibi emsallerinin izinden gidebilirse, özgürlüğü bize hissettire bilen nadir yapımlar arasına girecektir. Bunun Watch Dogs'a oyuncuların gözünde extra puan kazandıracağına eminim.
Karakterimizin yetenekleri sadece teknolojik aletleri kullanmakla sınırlı değil. Birebir dövüşlerde yeteneklerini kullanmaktan çekinmeyen arkadaşlarımızdan. Ancak yayınlanan videoda görünen yakın temasların, önceden planlanmış görüntüler mi, yoksa bizzat oyuncu tarafından mı yönlendirildiğini bilemiyoruz.
İşlerimizi halletmek için sessiz ve kesin yöntemleri benimsemek yerine, düşmanlarımız ile sıcak temasa girmeyi tercih edersek, sürekli olarak kullanacağımıza kesin gözüyle baktığım siper alma sistemi de oyuna eklenmiş. Tabi girilen çatışmalarda düşmanlarımız en azından yer değiştirmeyi akıl edebiliyor olması, çakılı olarak çatışmayı devam ettiremeyeceğimiz anlamına geliyor. Bu şekilde zorluk çıkaran düşmanlardan kendi adıma umutluyum. Bilgi topla ve ilerle olarak tabir edilen oyunlarda yapay zekanın vasat olması, annelerimizin en sevdiğimiz yemeklerini yerken içinden sinek çıktığında hissettiklerimize benzeyen bir etki yaratacaktır.
Yves Guillemot sunumunda belirttiği detaylardan biride, demonun üst düzey donanımlara sahip bilgisayar ile oynanmış olması. Bizimde izlediğimiz kadarıyla da grafikler göze gerçekten hoş görünüyor. Karakter tasarımlarından, çatışma sahnelerine kadar birçok detayda ince işçilik göze çarpıyor. Orta düzey sisteme sahipseniz, ciddi donanım upgradi yapmak zorunda kalabilirsiniz. Yapılan bir diğer açıklama, oyunun tamamiyle yeni grafik motoruyla yapıldığı yönünde. Bununla birlikte, grafik motoru olarak Anvil Engine’in kullanıldığı kesin dille yalanlanmış oldu.
Gelelim artık her oyuna eklemenin moda olduğu multiplayer moduna. Ancak yapımcılar Watch Dogs'ta bize farklı multiplayer deneyimi yaşatmak istiyor gibi görünüyor.Yapılan açıklama, singleplayer ile multiplayer’ın dinamik olarak birbiri ile bağlantılı olacağı şeklinde. Herhangi bir singleplayer olarak yaptığınız görev sırasında diğer oyuncular ile yollarımız kesişebilecekmiş. Böyle bir deneyimin, biz oyuncular üzerinde nasıl etki bırakacağını az çok tahmin etmek mümkün. Eğer doğru şekilde hazırlanırsa, her görevde çok farklı deneyimler yaşayacağımız aşikar. Tam bir fiyaskoda olabilir.
Sonuç olarak kişisel endişelerime rağmen güzel bir oyun ile karşı karşıya kalacağımıza eminim. Ubisoft'a bu konuda oyuncu olarak güvenim tam. Watch Dogs, yapılan açıklamaya göre 2013 içerisinde PC, PS3 ve Xbox360 platformları için raflardaki yerini alacak
Prince of Persia serisine yaptıklarından sonra Ubisoft firması ile bir türlü yıldızlarımız barışmadı. Assassin’s Creed serisini dahi oynarken hep “bir sonraki oyunu rezil ederler mi?” korkusu vardı içimde. Genel olarak film ya da oyunun devam serileri kötü olur. Çok az firma serilerini başarı ile devam ettirmişlerdir. Korkumun nedeni biraz da bu yüzdendi. Bu konuda beni (Prince of Persia dışında) en çok yanıltan firma Ubisoft olduğunu itiraf etmeliyim.
Hepinizin bildiği üzere geçtiğimiz günlerde E3 fuarı düzenlendi ve birçok firma, yeni oyunlarını tanıttı. Bunların arasında en iyilerden biri Ubisoft oldu. Assassin’s Creed, Splinter Cell, Far Cry, Rayman gibi seriler dışında Avangers ve Watch Dogs tanıtıldı. Ancak tümünün içinde en dikkat çekici olanı Watch Dogs'du.
Ya herşeyi tek tuşla kontrol edebilseydik?
Watch Dogs, ilk görücüye çıktığında GTA serisine benzerliği ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Açıkçası, birisi bana isim vermeden oyun içi görüntüleri göstermiş olsaydı, " Bu yeni GTA mı? " diye düşünürdüm.
Ana karakterimizin adı Aiden Pearce. Aiden’ın görünürdeki en büyük özelliği, elinde bulundurduğu teknolojik oyuncaklar ile aklınıza gelebilecek bütün elektronik sistemlere girebiliyor olması. Böylece, tamamiyle açık dünya olarak tasarlanan yaşayan şehrimizde, hayatımız kolaylaşıyor.
Yapılan sunumda Aiden, telefonları, trafik ışıklarını ve köprü sistemlerini hackleyerek hedefine rahatlıkla ulaşabildiği gibi, yeteneklerini olay yerinden kaçmak için de kullanabiliyor. Trafik ışıklarını değiştirerek küçük çapta kaza yaratabilir ya da çevrenizdeki telefonları hackleyerek tamamen iletişimi felç edebilirsiniz. Bütün bunların yanında oyuncularımızı kullanarak görevler sırasında herhangi birinin telefon konuşmalarına misafir olabildiğiniz gibi, insanların kişisel bilgilerine kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Böylece hedefimiz hakkında daha fazla bilgiye sahip olabilirsiniz. İlerleyen bölümlerde de yeni özellikler emrimize amade olacak ve mevcut özelliklerimizi de geliştirebileceğiz.
Yapılan ilk röportajlarda Dominic Guay, oyunun tamamiyle açık dünyada geçeceğini ve aldığımız görevlerin birden fazla başarı ile tamamlama şansımız olduğunu dile getirdi. İstersek, görevleri en vahşi yöntemler ile yapabilirken, daha sakin ve kesin çözümlerde uygulayabileceğiz. Bunu yapabilmemizdeki en büyük etken özgürlükçü oyun yapısı ve tamamiyle açık harita tasarımları. Watch Dogs, Mafia 2 ve GTA IV gibi emsallerinin izinden gidebilirse, özgürlüğü bize hissettire bilen nadir yapımlar arasına girecektir. Bunun Watch Dogs'a oyuncuların gözünde extra puan kazandıracağına eminim.
Karakterimizin yetenekleri sadece teknolojik aletleri kullanmakla sınırlı değil. Birebir dövüşlerde yeteneklerini kullanmaktan çekinmeyen arkadaşlarımızdan. Ancak yayınlanan videoda görünen yakın temasların, önceden planlanmış görüntüler mi, yoksa bizzat oyuncu tarafından mı yönlendirildiğini bilemiyoruz.
İşlerimizi halletmek için sessiz ve kesin yöntemleri benimsemek yerine, düşmanlarımız ile sıcak temasa girmeyi tercih edersek, sürekli olarak kullanacağımıza kesin gözüyle baktığım siper alma sistemi de oyuna eklenmiş. Tabi girilen çatışmalarda düşmanlarımız en azından yer değiştirmeyi akıl edebiliyor olması, çakılı olarak çatışmayı devam ettiremeyeceğimiz anlamına geliyor. Bu şekilde zorluk çıkaran düşmanlardan kendi adıma umutluyum. Bilgi topla ve ilerle olarak tabir edilen oyunlarda yapay zekanın vasat olması, annelerimizin en sevdiğimiz yemeklerini yerken içinden sinek çıktığında hissettiklerimize benzeyen bir etki yaratacaktır.
Yves Guillemot sunumunda belirttiği detaylardan biride, demonun üst düzey donanımlara sahip bilgisayar ile oynanmış olması. Bizimde izlediğimiz kadarıyla da grafikler göze gerçekten hoş görünüyor. Karakter tasarımlarından, çatışma sahnelerine kadar birçok detayda ince işçilik göze çarpıyor. Orta düzey sisteme sahipseniz, ciddi donanım upgradi yapmak zorunda kalabilirsiniz. Yapılan bir diğer açıklama, oyunun tamamiyle yeni grafik motoruyla yapıldığı yönünde. Bununla birlikte, grafik motoru olarak Anvil Engine’in kullanıldığı kesin dille yalanlanmış oldu.
Gelelim artık her oyuna eklemenin moda olduğu multiplayer moduna. Ancak yapımcılar Watch Dogs'ta bize farklı multiplayer deneyimi yaşatmak istiyor gibi görünüyor.Yapılan açıklama, singleplayer ile multiplayer’ın dinamik olarak birbiri ile bağlantılı olacağı şeklinde. Herhangi bir singleplayer olarak yaptığınız görev sırasında diğer oyuncular ile yollarımız kesişebilecekmiş. Böyle bir deneyimin, biz oyuncular üzerinde nasıl etki bırakacağını az çok tahmin etmek mümkün. Eğer doğru şekilde hazırlanırsa, her görevde çok farklı deneyimler yaşayacağımız aşikar. Tam bir fiyaskoda olabilir.
Sonuç olarak kişisel endişelerime rağmen güzel bir oyun ile karşı karşıya kalacağımıza eminim. Ubisoft'a bu konuda oyuncu olarak güvenim tam. Watch Dogs, yapılan açıklamaya göre 2013 içerisinde PC, PS3 ve Xbox360 platformları için raflardaki yerini alacak