Vücuttaki Kusursuz Koordinasyon

meridyen2

Kayıtlı Üye
Vücuttaki Kusursuz Koordinasyon

İnsan vücudunda, vücudun canlılığının devamlılığı için, bütün sistemler birarada, bağlantılı bir flekilde ve tam bir uyum içinde çalışır. Hergün yaptığımız çok küçük hareketler, mesela nefes almak, gülmek bile insan vücudundaki kusursuz koordinasyonun bir sonucudur.

İçimizde her an işleyen, hayranlık uyandıran karmaşıklıkta ve büyüklükte bir koordinasyon ağı vardır. Amaç canlılığı devam ettirmektir. Bu koordinasyon özellikle vücudun hareket sisteminde görülür. Çünkü en küçük hareket için bile iskelet sistemi, kaslar ve sinir sistemi mükemmel bir işbirliği içinde çalışmak zorundadır. Bu ise ancak sonsuz ilim ve kudret sahibi Yüce Allah’ın kusursuz yaratışı ile mümkündür. Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri kusursuz bir ilimle yaratan Yüce Rabbimiz, insan vücudunu da en mucizevi detaylarla ve olağanüstü bir koordinasyonla yaratmıştır.

Koordinasyonu Sağlayan Faktörler

Vücuttaki koordinasyonun ilk şartı doğru bilgi teminidir. Ancak doğru bilgilerin elde edilmesiyle yeni değerlendirmeler yapılabilir. Bunun için de son derece gelişmiş bir haber alma ağı mevcuttur.

Koordine edilmiş bir hareketi yapabilmek için, her şeyden önce o hareketle ilgili vücut organlarının konumlarının ve birbirleriyle ilişkilerinin bilinmesi gereklidir. Beyne bu bilgi gözlerden, iç kulaktaki denge mekanizmasından, kaslardan, eklemlerden ve deriden gelir. Her saniye milyarlarca bilgi işlenir, değerlendirilir ve bunlara göre yeni kararlar verilir. İnsanın ise kendi vücudunda gerçekleşen bu başdöndürücü hızdaki işlemlerden haberi bile yoktur. O yalnızca hareket eder, güler, konuşur, koşar, yemek yer, düşünür. Bu işlemlerin yapılması için hiçbir çabası olmaz. Örneğin basit bir gülümseme için bile on yedi kasın aynı anda çalışması gereklidir. Bu kaslardan birinin çalışmaması veya yanlış çalışması yüz ifadesini tamamen değiştirir. Yürüyebilmek için ise ayaklarda, bacaklarda, kalçada, kasıklarda ve sırtta elli dört ayrı kas uyum içinde çalışmalıdır. Kaslar ve eklemlerin içinde, vücudun o anki konumuna ait bilgileri veren milyarlarca küçük, mikroskobik algılayıcı vardır. Bu algılayıcılardan gelen mesajlar merkezi sinir sistemine ulaşır ve burada yapılan değerlendirmeye göre kaslara yeni emirler gönderilir.

Koordinasyon Mucizesine Bir Örnek…

Vücuttaki koordinasyonun mükemmelliği şu örnekle daha iyi anlaşılacaktır: Yalnızca elinizi havaya kaldırmanız için omuzunuzun bükülmesi, "biceps" ve "triceps" denilen ön ve arka kol kaslarınızın sırayla kasılıp gevşemeleri, dirseğiniz ve bileğiniz arasında bulunan kasların bileği döndürmeleri gerekir. Hareketin her aşamasında, bu kasların içindeki milyarlarca algılayıcı, her an kasların konumlarını merkeze bildirir. Merkezden de kaslara bir an sonra ne yapmaları gerektiği iletilir. Tabii ki insan bütün bunların farkına varmaz, yalnızca elini kaldırmak ister ve kaldırır.

Mesela vücudun dik durması için, bacak kaslarında, ayaklarda, sırtta, karında, göğüste, boyunda bulunan milyarlarca algılayıcıdan gelen bilgi değerlendirilir ve bu emirlerin hepsi her saniye kaslara iletilir.

Konuşmak için de özel bir çaba harcamayız. İstediğimiz sözcüklerin ağzımızdan dökülmeleri için, ses tellerinin hangi açıklıkta, ne kadar titreşmesi gerektiğini, ağzımızdaki, dilimizdeki, boğazımızdaki yüzlerce kastan hangilerini, hangi sıra ile kaç defa, ne oranda kasıp gevşeteceğimizi, ciğerlerimize kaç santimetreküp hava alıp, bu havayı hangi hız ve aralıklarla boşaltmamız gerektiğini oturup da hesaplamayız. İstesek de bunu yapamayız! Çünkü ağzımızdan çıkan tek bir kelimenin oluşumu, insanın solunum sisteminden sinir sistemine, kaslarından kemiklerine kadar uzanan pek çok yapınıın uyumlu çalışmasının bir sonucudur.

Sinir Hücreleri ve Beyin Arasındaki Hayranlık Uyandıran Koordinasyon

Beyin, her santimetreküpünde 10 milyon (10.000.000), tamamında ise 10 ila 15 milyar arası sinir hücresi içerir. Aynı zamanda sayısı sinir hücrelerinin bin katı kadar olan, yani ortalama 15 trilyon (15.000.000.000.000) sinir hücresi bağlantısına sahiptir. Sinir hücreleriyle bağlantılı olarak onları besleyen ve destekleyen hücrelerin (beyin bağ dokusu) sayısı ise 90 milyar (90.000.000.000) dolayındadır.

Sinirler yoluyla beyne taşınan mesajlar saatte 200 mil (320 km.) hızla yol alırlar. Yani beyin hücrelerinden vücuda ulaşan sinirlerimiz, beyinle vücut arasında giden bilgiler için adeta bir otoban görevi görür. Vücudunuzda an an meydana gelen bütün olaylar, mesela;

şu an siz bu makaleyi okurken gözlerinizi kullanmanız,
Otururken arkanıza yaslanmanız,
Okuduğunuz şeyleri anlamanız,
Kalbinizin atması,
Nefes almanız,
Gözlerinizi kırpmanız,
Saçlarınızın uzaması,
Kokuları algılamanız,
Kulağınızın etrafınızdaki sesleri duyması,


Kısacası makale boyunca saysak bitiremeyeceğimiz her türlü işleviniz, her an beyne giden sinyaller ve beynin vücudun her yerine ayrı ayrı gönderdiği emirler yoluyla devam eder. (Sadece 1 dakika içinde beyinde 100.000 ile 1.000.000 arası kimyasal reaksiyon oluşabileceği bilinmektedir.)

Beynin sahip olduğu tüm olağanüstü yetenekleri yaratıp kontrol altında tutan yegane güç ise Yüce Allah'ın gücüdür. Böylesine karmaşık ve mükemmel bir sistem ancak Yüce Rabbimiz’in yarattığı koordinasyon mucizesiyle gerçekleşebilir. Her şeyi yaratmaya kadir olan Yüce Allah, insan vücudunu mükemmel mekanizmalarla donatmıştır ve her an kontrolü altında yaşamını sürdürmesine olanak sağlamaktadır.

Koordinasyonda Bir Aksaklık Olması Durumunda Neler Olur?

Böyle bir durumda gülümsemek isterken yüzümüzde başka bir ifade oluşabilir ya da konuşmak istediğimizde başaramayabiliriz, yürüyemeyebiliriz. Oysa ne zaman istersek güleriz, konuşuruz, yürüyebiliriz, hiçbir aksaklık olmaz. Çünkü burada anlatılan her şey "sonsuz kudret" gerektiren bir Yaratılış sonucunda gerçekleşir.

Bu nedenle insan, tüm hayatını ve varlığını, kendisini ve tüm alemleri yaratan Yüce Allah'a borçlu olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır. İnsanın övünecek, böbürlenecek hiçbir şeyi yoktur. Sahip olduğu güç, sağlık ya da güzellik, kendisinin eseri değildir; hepsi Rabbimiz’in rahmetiyle kendisine verdiği nimetlerdir. Ayrıca bu özellikler kendisine ebediyen verilmiş de değildir. Mutlaka yaşlanacak, mutlaka sağlığını ve güzelliğini yitirecektir. Kuran'da bu gerçek şöyle bildirilmiştir:

Size verilen her şey, yalnızca dünya hayatının metaı ve süsüdür. Allah Katında olan ise, daha hayırlı ve daha süreklidir. Yine de, akıllanmayacak mısınız? (Kasas Suresi, 60)

Dünyada verilen nimetlerin çok daha üstününü, ebediyen, ahirette elde etmek ise ancak; Yüce Allah'ın verdiği nimete şükretmekle ve hayata O'nun istediği biçimde yön vermekle mümkündür.

Yazımız boyunca örneklerde de görüldüğü gibi insan vücudundaki organların ve sistemlerin hepsi "mucizevi" özelliklere sahiptir. Bu özellikler incelendiğinde insan, varlığının ne denli ince hesaplara dayandığını ve yaratılışındaki mucizeleri görecektir. Yüce Allah' ın sonsuz ilmini ve insan üzerindeki kusursuz sanatını bir kez daha kavrayacaktır.

Nefes almak, yemek yemek, yürümek... Bunlar, insanlar için çok doğal olaylardır. Ama insanların büyük bir kısmı bu hayati olayların nasıl meydana geldiğini düşünmez. En basit bedensel hareketi yapabilmek için vücudumuz düşünemeyeceğiniz kadar detaylı işlemler yapar.

Her şeyi yaratmaya kadir olan Yüce Allah, insan vücudunu mükemmel mekanizmalarla donatmıştır ve her an kontrolü altında yaşamını sürdürmesine olanak sağlamaktadır.
(makale harun yahya)

Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 48. sayı (Haziran 2008) 54. sayfada yayınlanmıştır.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst