Buğra1
Kayıtlı Üye
Alman futbolunun aykırı adamı Schumacher elbette ayrı bir başlık olmayı hak edecek bir isim. Daha sonra uzun uzadıya yazarız. Yıllar boyu Köln forması giymiş ve Batı Alman milli takımı ile tam 76 maça çıkmış bir kaleci o.
1987 yılında yazdığı otobiyografik kitabında arkadaşlarının kötü özelliklerinden, cinsel kimliklerinden ve doping iddialarından bahsettiği için Almanya'daki kariyeri büyük ölçüde tehlikedeydi. Oysa ki daha bir sene önce teknik direktör Beckenbauer onun için "Dünya'nın en iyi kalecisi" diyordu. Bu kitaptan sonra olanlar oldu. Kaiser aldığı kararla milli takım kariyerini bitirmişti Schumi'nin. Köln de artık onu istemiyordu. FC Köln Başkanı "onu akıl hastanesine göndereceğiz, bir kontrol etsinler" diyordu. Köln'den atıldıktan sonra bir sezon Schalke'de oynadı, takımı küme düştü, baskılar da devam ediyordu. Bu durumda 1988-89 sezonunda yurt dışına çıkmak zorunda kalan Schumi'nin yolu Fenerbahçe ile kesişmişti. Fenerbahçe eski antrenörü Almanya doğumlu Yılmaz Yücetürk aracılığıyla temasa geçilmişti Schumacher'le. Olumlu referanslar aldığı; Galatasaray'ın başındaki Derwall'in, babası gibi olduğunu söyleyen Toni, bu yüzden de Türkiye'de oynamaya sıcak bakıyordu. Derwall "hiç durma, kabul et teklifi" demişti ona.
400 bin marka gelebileceğini ifade eden Schumi'nin isteği Fenerbahçe yönetimine de mâkul geldi. Ama takımın başına ikinci kez getirilen Todor Veselinovic, Yugoslav kaleci istiyordu. Simeunovic'i önermişti. Fener yönetimi ise Schumacher'de diretti. Schumacher kulübün tanıtımı ve taraftar desteği açısından önemli bir hamle olacaktı. Bunun üzerine Veselinovic boy boy açıklamalar vermeye başladı gazetelere. "Schumacher iyi kaleci ama huyu kötü, istemem" diyordu. "Simeunovic'i kaçırmasınlar" diyordu. Bu açıklama yapıldığında tarih 1 Haziran 1988'ti.
2 Haziran 1988'de Schumacher'i kapan Ömer Kaner, uçakla bir gece vakti İstanbul'a indi. Schumi'ye iki yıllığına 800 bin mark ödenmesinde anlaşılmıştı. Ayrıca dünyaca ünlü kaleci, geliri kulübe kalmak üzere iki reklam filminde oynayacaktı. Veselinovic ise olumsuz demeçlere devam ediyordu. Öyle ki Fenerbahçe yönetimi daha yeni imza atmasına rağmen Beckenbauer'in Alman milli takımındaki eski yardımcısı Ernst Koeppel'i antrenör olarak gündeme almıştı. Veselinovic "Fenerbahçe'yi mahkemeye veririm" diyordu basına. Fenerbahçe ne Veselinovic'ten ne de Schumacher'den vazgeçti. İkisiyle de sözleşme imzaladı...
Daha önce kararlaştırdığı üzere Almanya kampı'nı planlamaya başladı yönetim. Ömer Kaner, Schumacher'den yardım istedi. Toni de yeni bir kamp yeri buldu yeni takımına. Veselinovic'in milliyet sporla yaptığı telefon görüşmesi şaşırtıcıydı: "Teknik direktör Schumacher mi, ben miyim? Hazırlık programına ben ve başkandan başkası karışamaz" diyordu kurt hoca ve ekliyordu: "Yedek bir kaleci alınmalı. Bu iş Schumacher ile yürümez." Yönetim ise Schumacher'e çok büyük değer veriyordu. Öyle ki defans oyuncularından bir iki kelime Almanca öğrenmesi bile istenmişti. Veselinovic'in başka şansı yoktu.
Yönetim ile görüşen ve uyarıyı alan Yugoslav hoca tutumunu yumuşattı. "Sadece kaleciliğine baksın, takım kazansın başka bir şey demiyorum" demecini veriyordu artık. Bu arada Veselinovic'in ikinci isteği libero alınmasıydı. Zovko'yu istemiş, bizzat ilgilenerek İstanbul'a getirmişti ve kulüple de anlaşmıştı. Ama yönetim Zovko'ya beklemesini iletti. Schumacher'in menajeriyle temasa geçip, Alman bir libero istemişlerdi. Çünkü gelecek Alman liberonun hem Schumacher'in adaptasyonunu hızlandıracağını, hem de defansın daha iyi organize olacağını düşünmüşlerdi. Veselinovic ikinci darbenin ardından Schumacher ve yöneticilerle yapılan yemeğe katılmadı. Kızmış ve kırılmıştı, yine basına konuşmaya başladı: "Schumacher Fenerbahçe'yi karıştırıyor. Ben futbolcunun ayağına gitmem, o benim ayağıma gelsin. Türkiye'ye geldim kimse karşılamadı, bir futbolcu için herkes hazır kıta beklemiş" diyordu. Başkan ile Veselinovic'in ikinci zirveside "şartlar bu, istersen istifanı ver" lâfını duyan Yugoslav hoca çark etti yine. Ama istediği Zovko'yu da aldırdı. Getirdiği futbolcular üzerinden para kazandığı iddiaları vardı.
Sezon açılışında Schumacher'le sarmaş dolaş oldu ve iyi geçinmeye çalıştı. Çünkü yönetim kaptanlığı Schumacher'e verecek kadar çok güveniyordu Alman kaleciye. Giden birisi olursa, bu Veselinovic olurdu kesinlikle. Sonuç ne mi oldu?
Veselinovic ve Schumacher iyi geçindiler. Hatta sıkça birbirlerine destek de oldular. Schumacher tek teklerde çok başarılıydı. Takımını ateşliyordu hırsıyla. Defansın iyi olamadığı günlerde onlarca top çıkarttığı oldu. Taraftarlar ve de Türk halkı onu çok seviyordu. O da Türkiye'yi seviyordu. Veselinovic'in uğruna kriz yarattığı Zovko ise fazla uzun ömürlü olmadı ve Veselinovic'in gözünden de çabuk düştü. Bu çalkantılı transfer hikâyesinin ardından sonuç ise; 3-0'dan 4-3 çevirilen Galatasaray maçı ve 103 golle gelen şampiyonluktu. 3 sezon süren başarılı Fenerbahçe macerası ve Fenerbahçe forması ile jübile...