dolunay23
Kayıtlı Üye
Yazar Ahmet Şahin, Zaman Gazetesi 12.Haz.2006 1) Vakit çıkmadan vasıtanın duracağı sanılıyorsa mutlaka beklemeli, vasıta durunca namazı yerde kılma ciheti tercih edilmelidir.2) Vasıtanın durmayacağı öğrenilmişse artık vakit de çıkmaya yaklaşmışsa vasıta içinde mümkünse ayakta ve kıbleye doğru yönelerek namaz kılınmalıdır. Bu mümkün değilse, kanepede oturarak, kıbleye yönelerek (secdeyi rükûdan daha da aşağıya eğilmek suretiyle yaparak) namaz ima ile kılınmalıdır.
3) Otururken namaz boyunca kıbleye yönelmek mümkün olmuyorsa sadece ilk tekbirde (mümkünse tabiî) kıbleye yönelmeli, gerisinde kıbleden ayrılmak zorunda kalınırsa namaza mani olmayacağı bilinmeli, namaza devam edilmelidir. Buna da muvaffak olunamamışsa, Rabbimizin vaktinde kılınamayan namazları, bulunan ilk fırsatta kaza etme emri verdiği hatırlanmalı, varılan yerde ilk iş olarak kılınamayan bu namazları hemen kaza etme dikkati gösterilmelidir. Şurası unutulmamalı ki, dinimizde imkânsızlıklar yoktur. Ya hep, ya hiç'çilik ise hiç yoktur. Vaktinde kılma titizliği gösterilmeli, ama muvaffak olunamamışsa artık herşey bitmiş sanılmamalı, varılan yerde bulunan ilk fırsatta kaza etmenin de bir borçtan kurtuluş çâresi olduğu bilinmelidir.
3) Otururken namaz boyunca kıbleye yönelmek mümkün olmuyorsa sadece ilk tekbirde (mümkünse tabiî) kıbleye yönelmeli, gerisinde kıbleden ayrılmak zorunda kalınırsa namaza mani olmayacağı bilinmeli, namaza devam edilmelidir. Buna da muvaffak olunamamışsa, Rabbimizin vaktinde kılınamayan namazları, bulunan ilk fırsatta kaza etme emri verdiği hatırlanmalı, varılan yerde ilk iş olarak kılınamayan bu namazları hemen kaza etme dikkati gösterilmelidir. Şurası unutulmamalı ki, dinimizde imkânsızlıklar yoktur. Ya hep, ya hiç'çilik ise hiç yoktur. Vaktinde kılma titizliği gösterilmeli, ama muvaffak olunamamışsa artık herşey bitmiş sanılmamalı, varılan yerde bulunan ilk fırsatta kaza etmenin de bir borçtan kurtuluş çâresi olduğu bilinmelidir.