'hayaL
Bayan Üye
" Yok dediği işitilmedi "
(Mesâbîh) kitâbında, Enes bin Mâlik ?radıyallahü anh? buyuruyor ki, (Resûlullaha ?sallallahü aleyhi ve sellem? on sene hizmetcilik etdim. Bana bir kerre üf demedi. Şunu niçin böyle yapdın, bunu niçin yapmadın buyurmadı). Yine (Mesâbîh) de, Enes bin Mâlik diyor ki, (Resûlullah ?sallallahü aleyhi ve sellem? insanların en güzel huylusu idi. Beni birgün, bir yere gönderdi. Vallahi gitmem dedim. Fakat, gidecekdim. Emrini yapmak için dışarı çıkdım. Çocuklar sokakda oynuyordu. Onların yanından geçerken arkama bakdım. Resûlullah ?sallallahü aleyhi ve sellem? arkamdan geliyordu. Mubârek yüzü gülüyordu. (Yâ Enes! Dediğim yere gitdin mi?) buyurdu. Evet gidiyorum yâ Resûlallah ?sallallahü aleyhi ve sellem? dedim).
Ebû Hüreyre ?radıyallahü anh? diyor ki, (Bir gazâda, kâfirlerin yok olması için düâ buyurmasını söyledik. (Ben, la?net etmek için, insanların azâb çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzûra kavuşması için gönderildim) buyurdu). Enbiyâ sûresinin yüzyedinci âyetinde meâlen, (Seni, âlemlere rahmet, iyilik için gönderdik) buyuruldu.
Ebû Sa?îd-i Hudrî ?radıyallahü anh? buyurdu ki, (Resûlullahın ?sallallahü aleyhi ve sellem? hayâsı, bâkire islâm kızlarının hayâlarından dahâ çokdu).
Enes bin Mâlik ?radıyallahü anh? diyor ki, (Resûlullah ?sallallahü aleyhi ve sellem? bir kimse ile müsâfeha edince, o kimse elini çekmedikce, mubârek elini ondan ayırmazdı. O kimse, yüzünü çevirmedikce, mubârek yüzünü ondan çevirmezdi. Bir kimsenin yanında otururken iki diz üzerinde oturur, ona saygı olmak için mubârek bacağını dikip oturmazdı).
Câbir bin Sümre ?radıyallahü anh? diyor ki, (Resûlullah ?sallallahü aleyhi ve sellem? az konuşurdu. Lüzûmlu olduğu zamân veyâ birşey sorulunca söylerdi). Bundan anlaşılıyor ki, her müslümânın (Mâlâ-ya?nî), fâidesiz şey söylememesi, susması lâzımdır. Mubârek sözlerinde tertîl ve tersîl vardı. Ya?nî, gayet açık ve metodlu konuşur ve kolay anlaşılırdı.
Enes bin Mâlik ?radıyallahü anh? buyuruyor ki, (Resûl ?aleyhisselâm? hastayı ziyârete gider, cenâze arkasında yürür, çağrılan yere giderdi. Eşeğe de binerdi. Resûl aleyhisselâmı Hayber gazâsında gördüm. Yuları bir ip olan eşek üzerinde idi. Resûl ?aleyhisselâm? sabâh namâzından çıkınca, Medîne çocukları ve işçileri su dolu kablarını önüne getirirler. Mubârek parmağını içine sokmasını dilerlerdi. Kış ve soğuk su olsa da, herbirine mubârek parmağını sokar, gönüllerini yapardı). Yine Enes ?radıyallahü anh? diyor ki, (Bir küçük kız, Resûl aleyhisselâmın elini tutup bir iş için götürseydi, birlikde gider, müşkilini hâl ederdi).
Câbir ?radıyallahü anh? diyor ki, (Resûl aleyhisselâmdan birşey istenip de yok dediği işitilmedi). Var ise verir, yok ise sükût ederdi.
(Mesâbîh) kitâbında, Enes bin Mâlik ?radıyallahü anh? buyuruyor ki, (Resûlullaha ?sallallahü aleyhi ve sellem? on sene hizmetcilik etdim. Bana bir kerre üf demedi. Şunu niçin böyle yapdın, bunu niçin yapmadın buyurmadı). Yine (Mesâbîh) de, Enes bin Mâlik diyor ki, (Resûlullah ?sallallahü aleyhi ve sellem? insanların en güzel huylusu idi. Beni birgün, bir yere gönderdi. Vallahi gitmem dedim. Fakat, gidecekdim. Emrini yapmak için dışarı çıkdım. Çocuklar sokakda oynuyordu. Onların yanından geçerken arkama bakdım. Resûlullah ?sallallahü aleyhi ve sellem? arkamdan geliyordu. Mubârek yüzü gülüyordu. (Yâ Enes! Dediğim yere gitdin mi?) buyurdu. Evet gidiyorum yâ Resûlallah ?sallallahü aleyhi ve sellem? dedim).
Ebû Hüreyre ?radıyallahü anh? diyor ki, (Bir gazâda, kâfirlerin yok olması için düâ buyurmasını söyledik. (Ben, la?net etmek için, insanların azâb çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzûra kavuşması için gönderildim) buyurdu). Enbiyâ sûresinin yüzyedinci âyetinde meâlen, (Seni, âlemlere rahmet, iyilik için gönderdik) buyuruldu.
Ebû Sa?îd-i Hudrî ?radıyallahü anh? buyurdu ki, (Resûlullahın ?sallallahü aleyhi ve sellem? hayâsı, bâkire islâm kızlarının hayâlarından dahâ çokdu).
Enes bin Mâlik ?radıyallahü anh? diyor ki, (Resûlullah ?sallallahü aleyhi ve sellem? bir kimse ile müsâfeha edince, o kimse elini çekmedikce, mubârek elini ondan ayırmazdı. O kimse, yüzünü çevirmedikce, mubârek yüzünü ondan çevirmezdi. Bir kimsenin yanında otururken iki diz üzerinde oturur, ona saygı olmak için mubârek bacağını dikip oturmazdı).
Câbir bin Sümre ?radıyallahü anh? diyor ki, (Resûlullah ?sallallahü aleyhi ve sellem? az konuşurdu. Lüzûmlu olduğu zamân veyâ birşey sorulunca söylerdi). Bundan anlaşılıyor ki, her müslümânın (Mâlâ-ya?nî), fâidesiz şey söylememesi, susması lâzımdır. Mubârek sözlerinde tertîl ve tersîl vardı. Ya?nî, gayet açık ve metodlu konuşur ve kolay anlaşılırdı.
Enes bin Mâlik ?radıyallahü anh? buyuruyor ki, (Resûl ?aleyhisselâm? hastayı ziyârete gider, cenâze arkasında yürür, çağrılan yere giderdi. Eşeğe de binerdi. Resûl aleyhisselâmı Hayber gazâsında gördüm. Yuları bir ip olan eşek üzerinde idi. Resûl ?aleyhisselâm? sabâh namâzından çıkınca, Medîne çocukları ve işçileri su dolu kablarını önüne getirirler. Mubârek parmağını içine sokmasını dilerlerdi. Kış ve soğuk su olsa da, herbirine mubârek parmağını sokar, gönüllerini yapardı). Yine Enes ?radıyallahü anh? diyor ki, (Bir küçük kız, Resûl aleyhisselâmın elini tutup bir iş için götürseydi, birlikde gider, müşkilini hâl ederdi).
Câbir ?radıyallahü anh? diyor ki, (Resûl aleyhisselâmdan birşey istenip de yok dediği işitilmedi). Var ise verir, yok ise sükût ederdi.