ohlin
Bayan Üye
Vanda gerçekleşen 7,2lik depremden en çok etkilenen kesim kuşkusuz çocuklar oldu. Kimi ailesini kaybetti, kimi arkadaşlarını, kimi ise büyük bir korku kazandı. Böylesine büyük travma yaşayan Vanlı çocuklara depremin üzerinden geçen zamana karşın psikolojik destek sağlamayan valilik, çocukları 1453 filmine götürdü.
Depremin ardından büyük sarsıntı geçiren çocuklar o günden bu güne hiçbir ciddi psikolojik destek almazken, üstüne çocuklar için ilginç tedavi yöntemlerine gidiliyor. Van valiliği ve emniyeti işbirliği ile Vanlı ilköğretim öğrencileri, yıkımın ve kanın bolca olduğu 1453 filmine götürüldü. Valiliğin bu uygulamasını Türkiye Psikiyatri Derneği ve Vanda görev yapan bir psikiyatrist ile değerlendirdik.
Vahim bir durum
Konuyu soLa değerlendiren Türkiye Psikiyatri Derneğinden Doç. Dr. Burhanettin Kaya, depremden bu yana hiçbir ciddi psikososyal destek almayan çocukların 1453 filmine götürülerek rahatlatılmaya çalışılmasının çok vahim bir durum olduğunu söyledi.
Hükümet kendi siyasi görüşü için bu hatayı yapıyor
Çocukların travmatik bir dönemde olduğunu belirten Kaya, "Zaten 13 yaş sınırlaması olan bir filme ilköğretim okulu öğrencilerinin götürülmesi anlaşılacak gibi değil. Burada kıstas 13 yaşın üzerinde olmaları da değil çünkü burada özel bir gruptan bahsediyoruz. Depremin etkilerini hala üzerlerinde taşıyan bir gruptan söz ediyoruz" diye konuştu.
Bu konuda profesyonel yardımın önemi ile ilgili bilgi sahibi olunmamasının böyle vahim durumlara yol açtığına işaret eden Kaya, Hükümetin kendi siyasi görüşüne yakın bir filme sırf siyasi sebeplerle ilköğretim düzeyindeki öğrencileri götürmesini anlamak mümkün değil. Çok ciddi hata yapılıyor diye konuştu.
Deprem sonrası psikososyal destek çok sınırlıydı
Konuyla ilgili soLa değerlendirmede bulunan Uzm. Dr. Cem Taylan Erden, deprem sonrasında özellikle çocuklara yönelik psikososyal destek hizmetinin sınırlı kaldığını dile getirdi.
Bu tip desteklerin özellikle sivil toplum kuruluşları tarafından yürütüldüğü gerçeği önümüzde duruyor diyen Erden şöyle konuştu: Okulların açılmasıyla birlikte destek hizmetinin artması gerekirken azaldığını gördük. Çünkü bahsi geçen kuruluşlar güçleri ve gönüllü desteğinin sınırlı olması nedeniyle tam zamanlı çalışmalarını devam ettiremiyorlar diye konuştu.
Savaş filmi ile bir taşla iki kuş vurulmak isteniyor
Çocuklara sağlanmayan psikososyal desteğin eksikliğinin bir savaş filmi ile devamının tam bir köylü kurnazlığı olduğunu belirten Erden, Bir taşla birden fazla kuş vurmaya çalışan yetkililer arada çocukların ruhsal durumunu da avladıklarının farkında değiller dedi.
Ercişte toplu İstiklal Marşlı terapi
Erciş'te çocuklara hep birlikte İstiklal Marşı söyleterek grup psikoterapisi yaptığını sanan psikolog gibi, çocukların yaralarını deşiyorlar diyen Erden, çocukların kendilerini oyunla ifade ettiğini vurguladı.
Çocuklara kendi oyunları dayatan yetişkinler yanlış yapıyor
Uzm. Dr. Erden şöyle konuştu: Deprem sonrasında da ortak acılarını ortak oyunlarla yaşadılar, yani süreci oyunlarında yeniden kurup, yeniden yeniden oynayıp zihinlerinde sindirmeye çalıştılar, akıllarının alabileceği bir forma soktular bu büyük faciayı. Ana babaların, öğretmenlerin ve uzmanların çocukların bu süreci oyunlaştırabilmesine ve oyunlarını paylaşabilmelerine destek olmaları en önemlisi. Çeşitli zorlukları ve yetersiz sosyal çevre desteği nedeniyle yaşadıklarını oyunlaştıramayan, insan ilişkilerinde, derslerinde, uyku-iştah düzeninde bozulma gözlenen çocukların ise mutlaka tıbbi destek almaları gerekir. Çocuklara kendi oyunlarını dayatan yetişkinler yanlış yapıyorlar, çocuklar bu oyunda olmamalı.
Depremin ardından büyük sarsıntı geçiren çocuklar o günden bu güne hiçbir ciddi psikolojik destek almazken, üstüne çocuklar için ilginç tedavi yöntemlerine gidiliyor. Van valiliği ve emniyeti işbirliği ile Vanlı ilköğretim öğrencileri, yıkımın ve kanın bolca olduğu 1453 filmine götürüldü. Valiliğin bu uygulamasını Türkiye Psikiyatri Derneği ve Vanda görev yapan bir psikiyatrist ile değerlendirdik.
Vahim bir durum
Konuyu soLa değerlendiren Türkiye Psikiyatri Derneğinden Doç. Dr. Burhanettin Kaya, depremden bu yana hiçbir ciddi psikososyal destek almayan çocukların 1453 filmine götürülerek rahatlatılmaya çalışılmasının çok vahim bir durum olduğunu söyledi.
Hükümet kendi siyasi görüşü için bu hatayı yapıyor
Çocukların travmatik bir dönemde olduğunu belirten Kaya, "Zaten 13 yaş sınırlaması olan bir filme ilköğretim okulu öğrencilerinin götürülmesi anlaşılacak gibi değil. Burada kıstas 13 yaşın üzerinde olmaları da değil çünkü burada özel bir gruptan bahsediyoruz. Depremin etkilerini hala üzerlerinde taşıyan bir gruptan söz ediyoruz" diye konuştu.
Bu konuda profesyonel yardımın önemi ile ilgili bilgi sahibi olunmamasının böyle vahim durumlara yol açtığına işaret eden Kaya, Hükümetin kendi siyasi görüşüne yakın bir filme sırf siyasi sebeplerle ilköğretim düzeyindeki öğrencileri götürmesini anlamak mümkün değil. Çok ciddi hata yapılıyor diye konuştu.
Deprem sonrası psikososyal destek çok sınırlıydı
Konuyla ilgili soLa değerlendirmede bulunan Uzm. Dr. Cem Taylan Erden, deprem sonrasında özellikle çocuklara yönelik psikososyal destek hizmetinin sınırlı kaldığını dile getirdi.
Bu tip desteklerin özellikle sivil toplum kuruluşları tarafından yürütüldüğü gerçeği önümüzde duruyor diyen Erden şöyle konuştu: Okulların açılmasıyla birlikte destek hizmetinin artması gerekirken azaldığını gördük. Çünkü bahsi geçen kuruluşlar güçleri ve gönüllü desteğinin sınırlı olması nedeniyle tam zamanlı çalışmalarını devam ettiremiyorlar diye konuştu.
Savaş filmi ile bir taşla iki kuş vurulmak isteniyor
Çocuklara sağlanmayan psikososyal desteğin eksikliğinin bir savaş filmi ile devamının tam bir köylü kurnazlığı olduğunu belirten Erden, Bir taşla birden fazla kuş vurmaya çalışan yetkililer arada çocukların ruhsal durumunu da avladıklarının farkında değiller dedi.
Ercişte toplu İstiklal Marşlı terapi
Erciş'te çocuklara hep birlikte İstiklal Marşı söyleterek grup psikoterapisi yaptığını sanan psikolog gibi, çocukların yaralarını deşiyorlar diyen Erden, çocukların kendilerini oyunla ifade ettiğini vurguladı.
Çocuklara kendi oyunları dayatan yetişkinler yanlış yapıyor
Uzm. Dr. Erden şöyle konuştu: Deprem sonrasında da ortak acılarını ortak oyunlarla yaşadılar, yani süreci oyunlarında yeniden kurup, yeniden yeniden oynayıp zihinlerinde sindirmeye çalıştılar, akıllarının alabileceği bir forma soktular bu büyük faciayı. Ana babaların, öğretmenlerin ve uzmanların çocukların bu süreci oyunlaştırabilmesine ve oyunlarını paylaşabilmelerine destek olmaları en önemlisi. Çeşitli zorlukları ve yetersiz sosyal çevre desteği nedeniyle yaşadıklarını oyunlaştıramayan, insan ilişkilerinde, derslerinde, uyku-iştah düzeninde bozulma gözlenen çocukların ise mutlaka tıbbi destek almaları gerekir. Çocuklara kendi oyunlarını dayatan yetişkinler yanlış yapıyorlar, çocuklar bu oyunda olmamalı.