
V for Vendetta, Alan Moore tarafından yazılıp David Lloyd tarafından çizilen aynı adlı çizgi romandan, yapımcı Larry Wachovski, Andy Wachovski biraderler ve Joel Silver tarafından sinemaya uyarlanan, yönetmenliğini Matrix’te yardımcı yönetmenlik yapan James McTeigue’nin yaptığı, başrollerini Hugo Weaving (“V”, “William Rookwood”) ve Natalie Portman (“Evey Hammond”)’ın paylaştığı film geleceğin İngiltere’sinde geçmektedir.
Moore ve Lloyd, Guy Fawkes’tan ve içinde yaşadıkları dönemden esinlenerek V karakterini ortaya çıkardıklarını söylüyorlar. “Margaret Thatcher’ın aşırı muhafazakâr hükümetine tavrımız, Vendetta’da yarattığımız faşist polis devletinde çıkış noktası oluşturdu” diyen Lloyd, şöyle devam ediyor: “Bu sistemin yok edilişi V’nin birincil var oluş nedeniydi”.
Film ABD’de gösterime ilk girdiğinde liberalleri kızdırmıştır. Film gösterime girdiği ilk hafta itibari ile Güney Kore, Tayvan, İsveç, Singapur ve Filipinlerde bir numaraya yükselirken konunun geçtiği yer ve çekildiği mekân olan İngiltere’de bir numaraya ulaşamamıştır.
2020’lerin İngiltere’sinde geçen filmde terör ve virüs salgını olaylarında büyük kayıplar veren İngiliz halkının son çare olarak kurtuluşu baskıcı bir rejimde ve faşist lider Adam Sutler’in yönetiminde bulmaları ve sonunda uyanışa geçen halkın V’nin fikirleri ve eylemleriyle özgürlüğe kavuşturulması anlatılmaktadır.
Film, sokağa çıkma yasağı başladığı anda arkadaşıyla buluşmak için gizlice evden çıkan Evey’in hükümetin adamları tarafından sıkıştırılıp tacize uğradığı anda V tarafından kurtarılmasıyla açılır.
V der ki;
“Hatırla, 5 Kasım’ı hatırla
Barut ihanetini ve komplosunu
Hiçbir neden bilmiyorum ki gerektirsin
Barut komplosunun unutulmasını”
V, hükümet tarafından yönetilen TV kanalını basarak yayında, “Ben de her insan gibi severim, ama onun anısına hürmeten şimdi buradayım. Geçmişte yaşanan o çok önemli olayda mücadele ederken hayatını kaybeden insanların anısına böyle bir kutlama yapmak istedim ve böylece 5 Kasım gününün artık hiç hatırlanmadığını anladım. Bu yüzden oturup biraz sohbet etmemiz iyi olacak diye düşündüm. Elbette konuşmamı istemeyen kişilerde vardır, eminim şu anda telefonlarda emirler yağdırılıyor ve silahlı adamlar yola çıkmaya hazırlanıyordur. Neden? Çünkü konuşulmaya çalışılan yerde coplar söz alıncaya kadar sözler her zaman gücünü korumaya devam eder. Gerçeklerin ortaya konulduğu sözleri dinleyen herkes için büyük anlam taşıyan sözler ve gerçek şu ki bu ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler var: Zulüm ve adaletsizlik, hoşgörüsüzlük ve baskılar… Özgürlüğünüz kısıtlanıyorsa, düşünme ve konuşma hakkınız yoksa, sensorlar ve çipler her hareketinizi, her konuşmanızı izliyorsa, bazı işlerin yolunda gitmediğini söyleyebiliriz. Peki, bu nasıl oldu, kimi suçlayalım, evet, elbette diğerlerinden daha fazla sorumlu olan birileri mutlaka var. Ama yine de aynaya baktığınızda suçluluk duyuyorsanız gerçeği öğrenmiş olursunuz. Neden yaptığınızı biliyorum, neden korktuğunuzu da… Kim korkmaz ki? Savaş, terör, hastalıklar, sağduyunuzu ve cesaretinizi kaybetmenize neden olacak çok değişik nedenler ortaya çıkmıştı. Korku içinizi sardı ve o panik halinde Adam Sutler adındaki başkana sarıldınız. Size düzen ve barış vaat etti, karşılığında sessizlik ve emirlere itaat etmenizi istedi. Dün gece o sessizliğe bir son verdim, dün gece bu ülkeye unuttuğu bir şeyi hatırlatmak için adliye sarayını uçurdum. 400 yıl önce bu millet 5 Kasım’ı sonsuza dek unutmamak üzere hafızalarına kazımıştı. Dünyaya adaletin, korkusuzluğun ve özgürlüğün sadece söz olmadığını anlatacaktı, bakış açısı buydu. Eğer bir şey görmüyorsanız, bu devletin suçları sizin için bir bilinmezse ve karşı çıkmıyorsanız demek ki 5 Kasım’ın unutulmasına siz izin verdiniz. Ama siz de benim gördüğümü görüyorsanız, benim gibi hissediyorsanız, siz de benim gibi arıyorsanız, o zaman yanımda olmanızı istiyorum. Bir yıl sonra bu gece parlamentonun girişinde bulunun. Birlikte olup onlara 5 Kasım’ın asla unutulmadığını, unutulmayacağını gösterelim” der. “Hatırla, 5 Kasım’ı hatırla!” sloganı (5 Kasım 1605, Guy Fawkes’in İngiliz Parlamento Sarayı’nı havaya uçurma girişiminin tarihidir) halkı ve yönetimi harekete geçirir.
Diktatör bir yönetimle karşı karşıya kalan halka devletin korumasına ne kadar muhtaç oldukları hissettirilmekte, halk yasaklar ile sindirilmekte, hükümetin polis gücünün baskısıyla korkutulmakta, hükümete çalışan basın tarafından yalan haberler yapılarak kör bir halde yönetime bağlanmaya zorlanmaktadır. V’nin TV kanalında yaptığı yayından sonra bir sene içerisinde halk uyanışa geçmiş ve yönetim de giderek baskısını artırmıştır.
Filmde V’nin yüzü hiç görülmez. V, “Bu maskenin altındaki et ve kemiklerden oluşan yüz, benim benliğime ait değil” der.
V, vatandaşlarını baskı ve zulme karşı koymaya davet ederek filmin sonunda başarıya ulaşacak bir devrim başlatır.
İngiliz halkını faşist liderlerinden ve yönetiminden kurtarmak için planlar yapan V, bir yandan da kendisini hapsedip işkenceler yapan ve üzerinde deneyler yaparak ona zarar veren hükümet adamlarından intikamını alır.
Filmin sonunda değişime hazır olan tüm İngiliz halkı V’nin evlerine yolladığı V maskelerini giyip 4 Kasım gecesi parlamento binasına doğru yürüyüşe geçer. Aynı anda V, diktatörden intikamını alır. Ancak, ölümcül yaralar alan V, Evey’in yanına döner ve birbirlerine aşklarını itiraf ettikten sonra V, Evey’in kollarında ölür.
Dedektif Finch, parlamento binasının patlatmak için metro vagonuna kurulmuş olan patlayıcı düzeneğine Evey’in metroyu çalıştırmasından önce ulaşır, ancak engel olmaz. Dedektif bu kokuşmuş rejimin yalanlarının farkındadır ve yaptığı araştırmalarda her şeyi öğrenmiştir.
Halk, askerlere emir gelmemesi üzerine askerlerden oluşan barikatı rahatlıkla aşar ve parlamento binasına ulaşır. Parlamento binasının havaya uçurulmasıyla film sona erer.
Hugo Weaving, “V, Guy Fawkes ve komplocuların 5 Kasım’da başladıkları işi bitirmek istiyor,” diyor ve ekliyor: “Komplocular tarafından zorba yönetimin merkezi olduğuna inanılan Parlamento’yu ve üyelerini havaya uçurmak istiyor. Oldukça karmaşık ve çözümlenmesi zor biri ve hapsedilmiş, işkence görmüş, zihinsel ve bedensel olarak istismar edilmiş. Bu onu bir intikam meleği hâline getirmiş diyebiliriz. O bir suikastçı, ama aynı zamanda, bireysel özgürlüğe inanan, çok kültürlü ve eğitimli biri.” Tüm performansını hareketsiz bir maskenin ardından sergilemek zorunda kalan Weaving, bir oyuncunun temel araçları olan yüz ifadeleri ve göz temasından mahrum olduğu için, “V”yi insanlaştırmanın ve hayata geçirmenin başka yollarını bulmak zorunda kalmış. Bunu şöyle anlatıyor aktör: “Uzun süre önce, drama okulundayken maske çalışmaları yapmayı severdim. V’nin maske çalışmasını beyazperdede yapmak büyük bir meydan okumaydı. Sesinizle çok şey aktarmak zorundasınız; ama küçük ve akıcı hareketler de maskeye hayat vermeye yardımcı olabilir. Tabii bir de farklı ışıklar ve çeşitli gölgelendirmelerle maskenin yarattığı ifadeler denendi.” V’nin, içinde eylemci duygular uyandırdığı genç kadın Evey Hammond rolünü üstlenen Natalie Portman, “Filmde, V bir kişiden çok, bir fikir olarak tasvir ediliyor” diyor ve ekliyor: “Böyle yenilmez olmasının nedenlerinden biri şu: Bir insanı öldürebilirsiniz, ama bir fikir öldürülemez. Dolayısıyla, V doğruyu, direnci ve bireyselliği temsil ediyor. Ama intikam duygusu siyasi idealizmini gölgeliyor.” Yapımcı Joel Silver, Portman’ın canlandırdığı karakterin de bir sembol olduğu görüşünde: “Evey, V’nin yardım etmeye çalıştığı insanları temsil ediyor. Ama o, V’nin İngiltere halkına özgürlüklerini geri verme mücadelesine katılırken, onun kişisel intikam arzusuna göz yummuyor. Natalie öylesine incelikli bir aktris ki böyle bir iç çatışmayı yansıtacak ender yeteneğe sahip olduğunu biliyorduk.” Portman ise, hikâyedeki fikirleri ve Evey’nin isimsiz bir memurdan cesur ve siyasi görüşleri olan bir kahramana dönüşümünü çok ilgi çekici bulduğunu ifade ediyor: “Senaryoda gerçekten güçlü siyasi ve ideolojik bir ton var. Siyasi bir kişi olmak için yapılması gereken seçimlere ve bu seçimlerin kişinin hayatını nasıl etkilediğine parmak basıyor.”
V’nin birçok özlü sözüne rastladığımız filmde onun sözlerinde bazıları;
“Bu maskenin altında etten fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var ve fikirler kurşungeçirmezdir!”
“Korku, bu hükümetin esas aracı haline geldi.”
“Halklar hükümetlerinden korkmamalıdır. Hükümetler halklarından korkmalıdır.”
“Ama sabret bu müzik adalet için çalacak ve ben bu konçertoyu bizden alındığı günlere ithaf ediyorum ve adalet gözettiğini sanan sahtekârlara tabii ki.”
“Verilecek tek karar intikamdır. Bir kan davası ve bir amacı var, boşuna değil. Değerler ve dürüstlük vakti geldiğinde kazanacak ve zulüm son bulacak biliyorum.”
“Binalar semboldür, yok etmenin bir sembolü. Sembollere insanlar güç verir, tek başına semboller anlamsızdır, ama yeterli sayıyla binaları uçurmak dünyayı değiştirir.”
“Şiddet iyi yönde kullanılabilir.”
“Dans edilemeden yapılan devrim, devrim değildir.”

(*)V’nin maskesi. Bir Guy Fawkes maskesi olarak tabir edildiği halde, David Lloyd V for Vendetta’yı çizerken yakınlarında hiç Guy maskesi bulamadığı için bu maskeyi kendisi tasarlamıştır.