Aldırma kan emen yarasa kimliğime.
Yılan zehrini ödünç almış bir dille sürünsem de kapında.
Açma kapılarını bu cehennem zebanisine…
Semender kadar bilirim ateşten geçmeyi…
Yandıkça tazelenecek derim ey ateş-sûhan…
Yüreğimi bir kez daha vur cümlelerinle…
Sen de kelam yok…
Yırtık bir gecenin koynundan düşüyor
Özlediğim o sevda.
Yokum aynalarda.
Aceleci cümlelerim hep erken doğum telaşında.
Gebe acılarım inleyerek bin ölüm doğuruyor
Senden arta kalan sen’den…
Suçumu asıp boynuma fildişi kolye gibi
Gösteriyorum seni tanıyan herkese…
Her yüz çeviriş haklı çıkarıyor çiziktirdiğin eskizlerini...
Her öfkeli bakışta biraz daha kutsuyorum seni…
Dilinden düşen harflerin en sivri ucu batıyor göğsüme…
Kimse söylemesin sana kalbimin muzlim sokağında
Sabırla ördüğüm örümcek ağının sırrını…
Sorma kimseye
Güne kaçan ışıksızlığımın derin maviliğinde yediğim vurgunu…
Kendi ateşime yangınım…
Kendi közüme kıvılcım…
Kuyruğundan vazgeçen bir kertenkelenin umudu sancıyor içimde…
Kendi küllerimden doğma derdindeyim yine…
Sende nâr yok…
Okuma yazdıklarımı…
Gözüne uyku düşmemiş harflerimin aşk-ı vebali bunlar…
Okuma bu satırları aşka indirilmemiş bir kitaba isyanın
En asi hali bu hezeyanlar…
Aforoz edilmiş bir kalbin cünunu
Köksüz kalmış bir lisanın son çığlığı…
Kestim tüm hesapları bileğinden
Soyunuyorum sevdayı üzerimden..
Soluyorum seni yeşertdiğim yerden…
Yılan zehrini ödünç almış bir dille sürünsem de kapında.
Açma kapılarını bu cehennem zebanisine…
Semender kadar bilirim ateşten geçmeyi…
Yandıkça tazelenecek derim ey ateş-sûhan…
Yüreğimi bir kez daha vur cümlelerinle…
Sen de kelam yok…
Yırtık bir gecenin koynundan düşüyor
Özlediğim o sevda.
Yokum aynalarda.
Aceleci cümlelerim hep erken doğum telaşında.
Gebe acılarım inleyerek bin ölüm doğuruyor
Senden arta kalan sen’den…
Suçumu asıp boynuma fildişi kolye gibi
Gösteriyorum seni tanıyan herkese…
Her yüz çeviriş haklı çıkarıyor çiziktirdiğin eskizlerini...
Her öfkeli bakışta biraz daha kutsuyorum seni…
Dilinden düşen harflerin en sivri ucu batıyor göğsüme…
Kimse söylemesin sana kalbimin muzlim sokağında
Sabırla ördüğüm örümcek ağının sırrını…
Sorma kimseye
Güne kaçan ışıksızlığımın derin maviliğinde yediğim vurgunu…
Kendi ateşime yangınım…
Kendi közüme kıvılcım…
Kuyruğundan vazgeçen bir kertenkelenin umudu sancıyor içimde…
Kendi küllerimden doğma derdindeyim yine…
Sende nâr yok…
Okuma yazdıklarımı…
Gözüne uyku düşmemiş harflerimin aşk-ı vebali bunlar…
Okuma bu satırları aşka indirilmemiş bir kitaba isyanın
En asi hali bu hezeyanlar…
Aforoz edilmiş bir kalbin cünunu
Köksüz kalmış bir lisanın son çığlığı…
Kestim tüm hesapları bileğinden
Soyunuyorum sevdayı üzerimden..
Soluyorum seni yeşertdiğim yerden…