mehmetal
Kayıtlı Üye
Üstadım Abdurrahim Karakoç ile hasbihale hoş geldiniz
Dilekçe şiirinde halimizi ne güzel yazmış
Der ki üstat
Görmediğim bir bambaşka durum var
Sizin şehrin kızlarında savcı bey
Yaklaşanı ta yürekten vururlar
Kan kokuyor gözlerinde savcı bey
Derim ki
Üstadım kan değil
Kızılca kıyamet koptu gönüllerde
Şehrin kızları her yerden vuruyor şehirler de
Kan değil üstadım kan gibi akan kızıl kıyamet kokuyor
Der ki üstat
Gayeleri gönül kırmak dal gibi
Bakışları çifte favül bal gibi
Ülkeler fethetmiş bir kral gibi
Gurur dolu pozlarında savcı bey
Derim ki
Üstadın gönül kalmadı kırmak için
Bal kalmadı arı kışın yemesi için
Her karış yer faiz lobisi ile işgal
Gurur dolu poz değil kan emen pozları veriyorlar üstadım
Der ki üstat
Kaş yaparken, göz çıkarır elleri;
Çok silahtan tesirlidir dilleri
Hayret ettim, bir tuhaf ki halleri
Poyraz eser yüzlerinde savcı bey
Derim ki
Göz kalmadı çıkarılacak
Dil kalmadı tesirli konuşacak
Hal kalmadı bakılacak
Poyraz değil keşişleme eser rüzgâr üstadım
Der ki üstat
Derviş olup çıktım tığsız, tebersiz
İlk görüşte avladılar habersiz
Pişirdiler beni tuzsuz, bibersiz
Kebap oldum közlerinde savcı bey
Derim ki
Derviş kalmadı gönülleri inşa edecek
İlk doğumda doğanın rızkını kesiyor leş kargaları
Pişecek aş kalmadı hepsi hormonlu
Kebap olduk doğru
Yanıyoruz közde yetiş dedin yetişemedi savcı bey
Der ki üstat
Bölüştüler gönlüm ile aklımı
Davacıyım, ara benim hakkımı...
Bir yol göster, haklı mıyım, haksız mı?
Yorulmayım izlerinde savcı bey.
Derim ki
Bölüştüler dünyayı parsel parsel leş kargaları
Dava edecek yer kalmadı her yer de ağ babaları
Yol kalmadı gidecek haklı haksız kalmadı karıştı
Hâkim de savcı da yoruldu üstat güzelliğin yolu da silindi aile hayatı da
Mehmet Aluç