ParadokS
Kayıtlı Üye
Senaryosunu Cihangirin sahte yaşamını tiye almak üstüne kuran Yalan Dünya, aynı zamanda o düzenin vazgeçilmezi olan reklam dünyasının nimetlerinden faydalanmayı da çok iyi bildi. Banka, halı vs. markaları kocaman tabelalarla adeta izleyicinin gözüne sokuldu. Oysa 2011de kabul edilen 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanununa göre bu yaklaşım yasaktı. Nitekim her geçen bölüm biraz daha batıcı ve itici hale gelen ürün yerleştirme pervasızlığı, sonunda RTÜK tarafında da fark edildi. Ardından 13. Maddenin 3. Fıkrasının ihlalinden dolayı, Yalan Dünyanın bu haliyle yayınlanmasına göz yuman Kanal Dye 310 bin TLlik hatırı sayılır bir ceza kesildi.
Kesildiyse ne olacak denilebilir. Kanal, cezayı nasılsa öder Sonrası da, dizinin artısıyla eksilerinin karşılaştırılmasına kalır. İçeriğini, ekrandaki yapımları eleştirerek yaratan; süresini önceki bölümün ayrıntılı tekrarıyla alabildiğine uzatarak daha çok reklama olanak sağlayan Yalan Dünya, reytingdeki yerini korumayı bilirse ne ala Yok, konusunu geliştiremeyip düşmeye başlarsa, hukuk dışı ürün yerleştirmeden elde edilen kazanç da frenlendiğinden, yayıncının gözünden düşer. Belki üç saate varan ekranda kalış süresi kısaltılır. Belki de getirisi azalan diğer diziler gibi şutlanır. Bunlar zaman içinde görülecek gelişmeler. Söz, Yalan Dünyaya darbe vuran hukuka aykırılıktan açılmışken dikkat çekmek istediğim bir başka nokta daha var. O da Artist filminin sahnelerinin senaryoya adapte edilmesi!
Doğu insanlarının anlatıldığı senaryolardaki haykırışları ve abartıları, yapım adı vermeden, alaycı bir dille eleştiren Yalan Dünya, bilindiği gibi Artist filmini de Çağatay-Deniz ikilisiyle bünyesine kattı. Eser adı kullanılmadı ama filmin tüm detayları verildi. Yani anımsatmanın çok ötesine geçildi. Dolayısıyla Bu sahneler izleyiciyi çok güldürecek anonslarıyla reklamı yapılan çekimler sorun yaratacak türdendi!
Şöyle ki; bu canlandırmalarla hem Artist filmi üstünden maddi fayda sağlandığı, hem de sahnelerin birebir taklit edilip umuma sunularak yapıma manevi tecavüzde bulunulduğu rahatlıkla öne sürülebilir. Bizde pek önemsenmeyen ancak yabancıların titizlikle ele aldıkları Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa aykırılık aşikâr. Kısacası, şayet orijinal Artistin hak sahiplerinden izin alınmamışsa, komiklik ve senaryo doldurmak adına sergilenen Çağatayın sessiz-renksiz rüyası Yalan Dünyaya kâbus olarak dönebilir. Ancak devleşen ve sinema sektörümüzdeki gücünü her geçen gün artıran Hollywoodun, onca işinin arasında, bizdeki taklitçi zihniyetin cüceliğini uğraşmaya değer bulup bulmayacağı da ayrı bir konu tabii Orijinale saygı adına hatırlatalım dedik!
Anibal GÜLEROĞLU
Kesildiyse ne olacak denilebilir. Kanal, cezayı nasılsa öder Sonrası da, dizinin artısıyla eksilerinin karşılaştırılmasına kalır. İçeriğini, ekrandaki yapımları eleştirerek yaratan; süresini önceki bölümün ayrıntılı tekrarıyla alabildiğine uzatarak daha çok reklama olanak sağlayan Yalan Dünya, reytingdeki yerini korumayı bilirse ne ala Yok, konusunu geliştiremeyip düşmeye başlarsa, hukuk dışı ürün yerleştirmeden elde edilen kazanç da frenlendiğinden, yayıncının gözünden düşer. Belki üç saate varan ekranda kalış süresi kısaltılır. Belki de getirisi azalan diğer diziler gibi şutlanır. Bunlar zaman içinde görülecek gelişmeler. Söz, Yalan Dünyaya darbe vuran hukuka aykırılıktan açılmışken dikkat çekmek istediğim bir başka nokta daha var. O da Artist filminin sahnelerinin senaryoya adapte edilmesi!
Doğu insanlarının anlatıldığı senaryolardaki haykırışları ve abartıları, yapım adı vermeden, alaycı bir dille eleştiren Yalan Dünya, bilindiği gibi Artist filmini de Çağatay-Deniz ikilisiyle bünyesine kattı. Eser adı kullanılmadı ama filmin tüm detayları verildi. Yani anımsatmanın çok ötesine geçildi. Dolayısıyla Bu sahneler izleyiciyi çok güldürecek anonslarıyla reklamı yapılan çekimler sorun yaratacak türdendi!
Şöyle ki; bu canlandırmalarla hem Artist filmi üstünden maddi fayda sağlandığı, hem de sahnelerin birebir taklit edilip umuma sunularak yapıma manevi tecavüzde bulunulduğu rahatlıkla öne sürülebilir. Bizde pek önemsenmeyen ancak yabancıların titizlikle ele aldıkları Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa aykırılık aşikâr. Kısacası, şayet orijinal Artistin hak sahiplerinden izin alınmamışsa, komiklik ve senaryo doldurmak adına sergilenen Çağatayın sessiz-renksiz rüyası Yalan Dünyaya kâbus olarak dönebilir. Ancak devleşen ve sinema sektörümüzdeki gücünü her geçen gün artıran Hollywoodun, onca işinin arasında, bizdeki taklitçi zihniyetin cüceliğini uğraşmaya değer bulup bulmayacağı da ayrı bir konu tabii Orijinale saygı adına hatırlatalım dedik!
Anibal GÜLEROĞLU