Periyodik tablonun III B grubundaki aktinitler serisinde
yer alan radyoaktif kimyâsal element. Yoğun, sert ve gümüş beyazı renginde bir metal olan uranyum
tabiî elementler arasında atom ağırlığı en yüksek olanıdır. Kimyâda U sembolüyle gösterilir. 1789da
M. H. Klaproth tarafından keşfedilen uranyum E.M. Péligot tarafından 1841 yılında uranyum-4-oksitten
(UO2) izole edildi. 1896da Henri Bucquerel uranyumun radyoaktif bir element olduğunu keşfetti.
1934te Fermi ve çalışma arkadaşları uranyumun ß-ışıması yaptığını buldular. 1938de Hahn ve
Strassmann uranyumu nötronla bombardıman ederek daha hafif elementler elde ettiler.
1939da Fermi, uranyumun çekirdek reaksiyonlarının zincir reaksiyonları olduğunu söyledi. 1939
yılında araştırmacılar U235in fisyon reaksiyonu verebileceğini gösterdiler. 1942de nükleer zincir
reaksiyon yapıldı. Uranyumdan yapılmış atom bombası 1945te kullanıldı.
Diğer elementlere göre az bulunan uranyumun dünyâdaki mevcut miktarının 1014 ton
olduğu tahmin ediliyor. Yaklaşık ve ortalama olarak her bir gram kayada 4×10-6g uranyum vardır.
Deniz suyu milyarda üç nispetinde uranyum ihtivâ eder.
Atom numarası 92, atom ağırlığı 238,03tür. 1132°Cde erir, 3818°Cde kaynar. Yoğunluğu 19,06
g/cm3tür. Uranyum 0,68°Kde süper iletken olup oldukça aktif bir metaldir. Oda sıcaklığında hava
teması ile hemen sarı, bir müddet sonra tamâmen siyah renk alır. Azot, karbon monoksit, karbon
dioksit ve diğer gazlarla reaksiyon verir. Bu sebepten uranyum laboratuvarda asal (soy) gazların
saflaştırılmasında kullanılır.
Atom enerjisi üretiminde kullanılmadan önce uranyumun çok az bir pratik uygulaması
vardır. Seramiklerde, fotoğrafçılıkta, kimyevî reaksiyonlarda katalizör olarak ve daha birkaç işlemde
kullanılmasına rağmen, bütün bu uygulamalar uranyumun ayrı bir element olarak istihsâlini
gerektirmiyor ve uranyum radyum endüstrisinin bir yan ürünü olarak üretiliyordu. Nükleer enerjinin
kullanımında uranyum uygulaması, durumu tamâmen değiştirdi: Uranyum asıl mâmul, radyum ise
oldukça daha az önemli bir yan ürün durumuna geçti.
Bütün uranyum izotopları nükleer yakıt olarak kullanılabilir. Tam bir parçalanma sağlanırsa bir paund
(yaklaşık 454 gr) yakıt 10.000 kilowatt-saat enerji verir. Bu büyük miktardaki enerjinin kontrollu şartlar
altında kullanılması çalışmaları sürdürülmekte ve bir sonuca ulaşma konusunda ümitli
bulunulmaktadır.
Normal izotopik kompozisyonu ile tabiî uranyum, nükleer reaktörlerde kullanılabilir. Buralarda
parçalanarak enerjiye dönüştürülür. Bu işlemde uranyumun bir kısmı plutonyuma dönüşür. Bu da
zincirleme patlama reaksiyonlarında kullanılabilir. Tabiî uranyumun kendisi patlayıcı olarak
kullanılamaz. Fakat U-235 izotopu ondan ayrılarak, plutonyum gibi, patlamalı reaksiyonlar meydana
getirmek üzere kullanılabilir.
yer alan radyoaktif kimyâsal element. Yoğun, sert ve gümüş beyazı renginde bir metal olan uranyum
tabiî elementler arasında atom ağırlığı en yüksek olanıdır. Kimyâda U sembolüyle gösterilir. 1789da
M. H. Klaproth tarafından keşfedilen uranyum E.M. Péligot tarafından 1841 yılında uranyum-4-oksitten
(UO2) izole edildi. 1896da Henri Bucquerel uranyumun radyoaktif bir element olduğunu keşfetti.
1934te Fermi ve çalışma arkadaşları uranyumun ß-ışıması yaptığını buldular. 1938de Hahn ve
Strassmann uranyumu nötronla bombardıman ederek daha hafif elementler elde ettiler.
1939da Fermi, uranyumun çekirdek reaksiyonlarının zincir reaksiyonları olduğunu söyledi. 1939
yılında araştırmacılar U235in fisyon reaksiyonu verebileceğini gösterdiler. 1942de nükleer zincir
reaksiyon yapıldı. Uranyumdan yapılmış atom bombası 1945te kullanıldı.
Diğer elementlere göre az bulunan uranyumun dünyâdaki mevcut miktarının 1014 ton
olduğu tahmin ediliyor. Yaklaşık ve ortalama olarak her bir gram kayada 4×10-6g uranyum vardır.
Deniz suyu milyarda üç nispetinde uranyum ihtivâ eder.
Atom numarası 92, atom ağırlığı 238,03tür. 1132°Cde erir, 3818°Cde kaynar. Yoğunluğu 19,06
g/cm3tür. Uranyum 0,68°Kde süper iletken olup oldukça aktif bir metaldir. Oda sıcaklığında hava
teması ile hemen sarı, bir müddet sonra tamâmen siyah renk alır. Azot, karbon monoksit, karbon
dioksit ve diğer gazlarla reaksiyon verir. Bu sebepten uranyum laboratuvarda asal (soy) gazların
saflaştırılmasında kullanılır.
Atom enerjisi üretiminde kullanılmadan önce uranyumun çok az bir pratik uygulaması
vardır. Seramiklerde, fotoğrafçılıkta, kimyevî reaksiyonlarda katalizör olarak ve daha birkaç işlemde
kullanılmasına rağmen, bütün bu uygulamalar uranyumun ayrı bir element olarak istihsâlini
gerektirmiyor ve uranyum radyum endüstrisinin bir yan ürünü olarak üretiliyordu. Nükleer enerjinin
kullanımında uranyum uygulaması, durumu tamâmen değiştirdi: Uranyum asıl mâmul, radyum ise
oldukça daha az önemli bir yan ürün durumuna geçti.
Bütün uranyum izotopları nükleer yakıt olarak kullanılabilir. Tam bir parçalanma sağlanırsa bir paund
(yaklaşık 454 gr) yakıt 10.000 kilowatt-saat enerji verir. Bu büyük miktardaki enerjinin kontrollu şartlar
altında kullanılması çalışmaları sürdürülmekte ve bir sonuca ulaşma konusunda ümitli
bulunulmaktadır.
Normal izotopik kompozisyonu ile tabiî uranyum, nükleer reaktörlerde kullanılabilir. Buralarda
parçalanarak enerjiye dönüştürülür. Bu işlemde uranyumun bir kısmı plutonyuma dönüşür. Bu da
zincirleme patlama reaksiyonlarında kullanılabilir. Tabiî uranyumun kendisi patlayıcı olarak
kullanılamaz. Fakat U-235 izotopu ondan ayrılarak, plutonyum gibi, patlamalı reaksiyonlar meydana
getirmek üzere kullanılabilir.