Unutulmadın Umut Öğretmen ..

Asi Ruh

Kayıtlı Üye
aşşağıda okuyacağınız yazı 2003 yılında Alancık-Pülümür yolunda şehit edilen UMUT ÖĞRETMEN anısınadır

2001’in mayıs ayıydı O gece bir başka hüzünlüydü Umut Hoca. Edirne Edebiyat Öğretmenliği fakultesini başarıyla bitirdikten sonra ilk tayin yeri Tuncelinin Hozat ilçesinde bir lise olarak açıklandı. Görev yeri açıklanalı tam 1 ay olmuştu ama gitme vakti yaklaştıkça bir başka koyuyordu ona. Hele ki kapalıdan kopmak,canı kadar sevdiği Beşiktaş semtinden kopmak yok yok böyle olmayacak diye düşündü Umut hoca. Düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordu. Bu akşam sezonun ve dolayısıyla da Umut hocanın Beşiktaşıyla olan son buluşmasıydı. Tam da 2 gün sonra Anadoludaki görev yerinde olması gerektiği gelen emirde açıkça ifade edilmişti.Bu da yarın yola çıkması anlamına geliyordu. Evet bu son buluşmasıydı KARASEVDASIYLA… Sonra kimbilir gidip de dönmemek… bu düşünce kanını dondurmuştu Umut hocanın. Ölüm değil ama canı kadar sevdiği semtinden Beşiktaşından ayrılık korkutmuştu onu. Son kez aldı kapalıdaki yerini. Onun hiç sevgilisi olmamıştı. Kendini siyaha ve beyaza adayan yalnız bir adamdı. Küçükken babası maddi imkansızlıklarla boğuştuğu için onu bir kez olsun kapalıya götürememişti. O henüz 4-5 yaşlarında yemin etmişti okumaya. Okuyup para kazanacaktı. Kazandığı parayı ne mi yapacaktı? Kapalının en üst köşesine gidip ses tellerine isyan edercesine bağıracaktı. Beşiktaşın çocuğuydu ne de olsa. Bütün bu hayalleri gerçek olmuştu ama hesapta olmayan nedenlerden dolayı yine ayrı kalacaktı tek aşkından. Optik Başkan da ceza evindeydi meslektaşına bir hoşça kal diyemeden ayrılmak… Ve maç bitti sonunda… Beşiktaş ligin son maçında İnönüde üç puan alamamıştı. ama bu onun umrunda değildi ayrı kalmak var ya… Sahile indi yanına dost olarak bir bira bir de Samsun cigarayı seçmişti. Biradan bir yudum alıp Şöyle bir Beleştepeye baktı. Yine çocukluğu geçti gözlerinin önünden sonra Kızkulesine takıldı gözü. Çekti Samsunu ciğerlerinin yanmasına aldırmadan. Aklında fikrinde hücrelerinin her birinde iki renk dans ediyor gibiydi… Son kez Tüm asaletiyle duran İnönüye baktı haykırdı ‘’aşığım ulaaan’’ diye. Sabah erkenden yola çıkacaktı ama ayrılamıyordu dünyanın en ŞEREFLİ stadından gözlerini. Eve geldiğinde saat gece yarısını çoktan geçmişti ne de olsa bir bekleyenim yok diye teselli etti kendini. Evin her bir köşesinde siyah beyaz posterler hangi köşeye baksa BEŞİKTAŞ. Uyumaya karar verdiğinde bunu yapamayacak olduğunu bilmesine rağmen yatağa uzandı. Nihayet uyuduğunda saat çoktan 3’ü geçmişti… Çalar saatin çalması gidiş vakti demekti. Kalktı hazırlandı. Dün gece gördüğü garip rüyaya takılmıştı aklı… Dağların arkasından gelen iki tane bembeyaz Kartal uçuruyordu onu. Rüyasını yorumlarken birden aklına çubuklu forması gelmişti onu yanına alıp almadığını kontrol ettikten sonra dışarı çıktı…Kimseye söylememişti gideceğini… Biliyordu kapalı tayfasının bir delilik yapacağını. Amaa o da ne ilerden tanıdık simalar gözüne çarptı. Evet evet bütün kapalı tayfası onu uğurlamak için oraya gelmişti. Şaşırdı ‘’ama ben size gideceğimi söylemedim ki nereden…’’ Şşşşş dedi Harun ‘’çArşı ayrılığa da kArşı be olum’’ Devam etti Harun; ‘’sakın gideceğin okulda Beşiktaşlı kardeşlerimizi Edebiyattan bırakma.’’ Kısa bir gülüşmenin ardından yine hüzün çöktü ortama. Arkadaşlar olur ya gidip de dönemezsem Mezar taşıma aynen şunu yazdırın; ÖLÜM NEREDEN VE NE ŞEKİLDE GELECEKSE GELSİN MEZARIMA SİYAH BEYAZ GÜLLER ATILACAK, MEZAR TAŞIMA BEŞİKTAŞ YAZILACAKSA ÖYLE ÖLÜM HOŞ GELMİŞ SEFA GELMİŞ. Bunları Söylerken yanaklarından bir damla yaş süzüldü belki de hayatında ilk kez ağlıyor dedi onu yakından tanıyanlar. Ayrıca sakın Beşiktaşımı yalnız bırakmayın. Bedenim orda olsa da tüm benliğimle Karasevdamın yanında olacağım. Daha fazla konuşamadı hepsiyle tek tek vedalaşıp Esenlere gitmek üzere bir taksiye bindi. Vee Tunceli Otobüsü yola koyulmuştu işte. Otobüs İstanbuldan uzaklaştıkça ciğeri yanıyor gibi oluyordu tam da bu mesleği seçtiğine pişman olduğunu hissederken eğitime ihtiyacı olan gençleri anımsayıp gurur duydu kendisiyle. Ve nihayet Tuncelideydi işte. Sonra bir minibüs ile Hozat ilçesine geçti. Önce görev yapacağı okulu gezdi. Bu okulun hali içler acısıydı. Ama toparlarız diye düşündü Umut hoca. Nitekim öyle de oldu. Gençlerle yaptığı iş birliği işe yaradı okulu adeta yeni yapılmış bir eğitim yuvasına dönüştürdü ve ilk ders zili gelip çattı. Öğrencilerle tanışıp sorular yönelttikten sonra gençlerin içinden biri Umut Hocanın içini yakan o soruyu sordu; Hocam siz nerelisiniz?? Umut hoca sol yanının sızladığını hissetti. İstanbul Beşiktaş semtindenim diyebildi. Sonra Beşiktaş’ı anlattı onlara Mabedi anlattı, Mehdiyi, ve onun sevdası uğruna nasıl hiç düşünmeden ateşe atladığını anlattı. Öğrenciler Umut hocanın Beşiktaşa olan Aşkına aşık olmuşlardı…
Pülümür ilçesinin Alancık köyünde çiçeği burnunda bir öğretmenin, öğrencilerin gözü önünde pkk lı hainler tarafından kurşuna dizilerek öldürüldüğü haberi tez ulaştı Umut Hocaya… içi yandı lanet okudu teröre. Bu haberi aldığının ertesi günü başka bir gelişmeyle sarsılmıştı Umut hoca… Bu şehit edilen öğretmenin yerine kendisinin acilen Alancık Köyüne nakli Kaymakamlık tarafından bizzat isteniyordu. Evet tam da alıştım derken Pülümür’ün terör bakımından en tehlikeli köyüne tayini çıkmıştı…
Alancık’a geleli henüz 4 ay olmasına rağmen bu köye de iyice alışmıştı Umut hoca. Karasevdası da 100. yılında sezona dolu dizgin başlamıştı ya daha ne isterdi Allah’dan… Tek sorunu köyde lig maçlarını veren bir kahvehane veya buna benzer bir yerin olmamasıydı bundan dolayı Umut Hoca her haftasonu Beşiktaşının maçlarını seyredebilmek için Pülümür İlçesine gidiyordu… Bir de şu hainler olmasaydı. Terör örgütünden dolayı köydeki tüm memurlar tedirgindi. Umut hoca köyde kendine yetebilecek kadar da bir ev tutmuştu. Ancak her akşam tedirgin uyuyordu nitekim bu köyde şehit edilen öğretmenlerin sayısı hiç de az değildi.
Teröristlerin hain saldırıları durmak bilmiyordu Umut Hocanın neredeyse bu köydeki 8. ayıydı. Ve işte Umut hocayı sol yanından vuran o belge eline ulaşmıştı. Emir Pülümür Kaymakamlığından geliyordu ve aynen şunlar yazılıydı; TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ARTARAK DEVAM EDEN SALDIRILARINDAN DOLAYI İKİNCİ BİR EMRE KADAR MEMURLARIN YERLEŞİM BİRİMİ DIŞARISINA ÇIKMASI YASAKLANMIŞTIR… Umut Hoca beyninden vurulmuşa dönmüştü. O güne kadar Beşiktaşının tüm maçlarını izlemiş ve Beşiktaş şampiyonluğa koşuyordu. Beşiktaşın İnönüdeki son maçı Galatasaraylaydı ve eğer ki Beşiktaş yenerse Şampiyon olacaktı. Bu gelen emirin anlamı da Galatasaray maçını izleyemeyecek olmasıydı. Nitekim hergün bir arabanın yolu kesiliyor ve bu eylemler gündüz oluyordu. Hayır dedi Umut hoca Hayır. Beşiktaşımı yalnız bırakamam. Hayatında ikinci kez ağlıyordu… Karasevdasını bir iki çapulcu hain yüzünden yalnız mı bıarakacaktı… Bütün gece düşündü siyah beyaz rüyalar gördü. Mehdinin Beşiktaş’ı uğruna Neler yaptığını hatırladı. Yalnız bırakmayacaktı Beşiktaşını. Gitmeye karar verdi nasıl Yalnız bırakırdı Hayattaki tek aşkını… Ve o anda bir mesaj geldi telefonuna kapalı tayfasından bir dostuydu bu mesajı atan; ‘’Oğlum yarın Şampiyonluk turu atacaz izle kapalıdaki şovumuzu keşke sen de olsaydın be kanka’’…Umut’un gözleri bir kez daha dolmuştu… aşkı için ölümlerden kaçmazdı ki çArşı…Uykuya daldı rüyasında askere gitmeden bir gün önce gördüğü o rüyayı bir kez daha gördü dağların arkasından gelen iki tane bembeyaz kartal Umut hocayı alıp götürüyordu. Vee şampiyon olduğunu gördü BEŞİKTAŞININ… Sergeni gördü sonra ellerini iki yana açmış sevinirken. Gece ter içinde uyandı ağzını musluğa dayayıp kana kana içti. İkinci kez uykuya daldığında deliksiz sabaha kadar uyudu. En güvendiği meslektaşına açmaya karar verdi bu konuyu. Söze şöyle girdi; Hocam ben bu akşam Pülümür’e gitmek zorundayım… Ahmet Hoca şaşkınlığını gizleyemedi… Umut hocam bu intihar demek bu hainler gündüz yol kesiyor ki sen gece gideceğim diyorsun peki ne için gideceksin??? KARASEVDAM İÇİN!!!! ---ne için??? Beşiktaşım için gidiyorum şampiyonluk maçı bu mutlaka yanında olmalıyım… Hocam bir anlam vermeni beklemiyorum sadece bilmeni istedim. buradaki en güvendiğim insan sensin; eğer ki dönmezsem… neyse neyse boşver hakkını helal et—helal olsun.
Umut Hoca aşkı için beklide intihar ediyordu ama ölüm onun için hiç korku verici değil gibiydi kör bir aşığı andırıyordu. Telefonu çaldı arayan Ahmet Hocaydı; ‘’bak Umut hocam ben artık kaybettiğim meslektaşlarımın arkasından göz yaşı dökmekten bıktım BİR TAKIM İÇİN KENDİNİ TEHLİKEYE ATMA… Umut hoca kızmıştı bu son lafa ama belli etmedi;’’Hocam senin o BİR TAKIM dediğin var ya; o BİR TAKIM’ın uğruna ne gençlikler heba oldu ne canlar verildi… BİZİM İSYANIMIZ HAYATA… DEDİK YA BİRKERE ASIL OLAN HAYATTIR DEDİK YA BİR KERE BEŞİKTAŞLILIK BİR EŞKİYANIN HAYATA İTİRAZDIR… Hocam benim şimdi çıkmam gerekiyo belki dönemem ama arkamda bıraktığım kimse yok tek tesellim bu…
Umut Hoca Pülümür ilçesine, sevdasına doğru yola çıkmıştı; maç saat 19.00 daydı ama o saat 17.00 da yola çıkmayı tercih etmişti… Yollar o kadar bozuktu ki… Aklından tam da İnönü geçiyordu orda olmak vardı şimdi… saat 18.15 olmuştu çok az bir yolu kalmıştı…İleride bir gariplik olduğunu fark etmişti yolun sonunda bir kalabalık vardı ki anlaması çok da zor olmadı bir gurup hain arabalarda kimlik kontrolü yapıyordu bunlar pkk’nın hainleriydi…Terörist gurubu durdurduğu arabalarda kimlik kontolü yapıyor, memur olduklarını anladıklarını indirip götürüyorlardı. Umut Hocanın doğum yeri Bingöldü ki terörist gurubu kimliklerde doğu illerde doğumlu olanlara dokunmuyorlardı…Umut hocanın yakasında ATATÜRK rozeti vardı bunu çıkartıp kimliğini gösterse kurtulabilirdi ama çıkartmadı rozeti ÖLÜME MEYDAN OKUYORDU … Teröristler Atatürk rozetini görür görmez Umut Hocayı aşşağıya aldılar… hainlerin gözü o kadar dönmüştü ki çocuk sayılabilecek yaştaki gençleri sırf ilerde asker olacakları için indirmişleri. Şimdi çok uzun bir yol yürüyeceğini VE BU YOLUN SONUNUN NERESİ OLDUĞUNU GAYET İYİ BİLİYORDU UMUT HOCA. Teröristlerden biri Atatürk rozetine elini atmak istedi ki Umut Hoca canını siper edercesine korudu rozeti… İçinden haykırdı ‘’tek Adam Atam ulAAnn’’ diye tam 2 saattir yürüyorlar ama Umut Hocanın Aklında Beşiktaşının maçı var… Maç tam 5 dakika önce bitti diye aklından geçirdi Umut Hoca; ve telefonuna bir mesaj gelmişti.. Hainlere çaktırmadan okumaya karar verdi… Mesajı atan çArşı hArundu mesajda aynen şunlar yazılıydı;KANKA ŞAMPİYON OLDUK SERGEN ATTI GOLÜ GÖRSEN İNÖNÜYÜ O KADAR GÜZEL Kİ… Umut hoca ağlıyordu ne isteyebilirdi ki başka demek o gördüğü rüyalar; Sergenin kollarını açması bembeyaz iki kartalın Umut hocayı alıp götürmesi… Umut hoca çok kısa bir mesaj yolladı… Ve yolun sonuna geldiğini hissediyordu artık… içinde garip bir mutluluk vardı ölüme gidiyordu ama çok mutluydu kapalıyı kaptırmamak için gençliğinde gösterdiği çabayı hatırladı… Çukur bir yere geldiklerinde Teröristlerin başı olduğu anlaşılan dur işareti yaptı temiz bir Türkçeyle ‘’diz çök’’ dedi… Tuncelinin karanlık dağlarında iki el ateş sesi duyuldu… Bu arada İnönü Kapalısındaki sevinç anlatılmazdı Tümerin asitsiyle Sergen son dakikalarda uçurmuş ve kartalın 100. yılında şampiyonluk gelmişti… Harun ve arkadaşları kapalı sağ üst köşede coşkuyla şampiyonluğu kutlarken Harun birden haykırdı; durun durun Umuttan mesaj geldi kimbilir nasıl mutlu olmuştur Harun mesajı okurken herkesin kanı dondu mesaj aynen şöyleydi; ÖLÜM NEREDEN VE NASIL GELECEKSE GELSİN, MEZARIMA SİYAH BEYAZ GÜLLER ATILACAK, MEZAR TAŞIMA BEŞİKTAŞ YAZILCAKSA ÖYLE ÖLÜM HOŞ GELMİŞ SEFA GELMİŞ…
 
---> Unutulmadın Umut Öğretmen ..

adsz8vf7cd.png
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst