` GüLşah
Bayan Üye
Michael Faraday (1791 -1867)
Fraday'in babasi Ingiltere'nin kuzeyinden 1791 başında Newington köyüne is aramak amaciyla gelmis bir demirci idi. Annesi Faraday'in zorluklarla dolu çocukluk döneminde ona duygusal yönden büyük destek olmus, sakin ve akilli bir köylü kadindi.Babalari çogu zaman hasta olan ve is bulmakta zorluk çeken Faraday ve üç kardesinin çocuklugu yari aç yari tok geçti.
Aile Sandemancilar adli küçük bir hiristiyan tarikatinin üyesiydi. Faraday yasami boyunca bu inançtan güç almis, dogayi algilama ve yorumlamada bu inancin etkisi altinda kalmistir.
Faraday çok yetersiz bir egitim gördü. Bütün egitimi kilisenin pazar okulu'nda ögrendigi okuma yazma ve biraz hesaptan ibaretti. Küçük yasta gazete dagiticisi olarak çalismaya basladi. 14 yasinda çiftci çiragi oldu. Ciltlenmek üzere getirilen kitaplari okuyarak bilgisini genisletmeye basladi. Encyclopedia Brtanica'nin üçüncü baskisindaki elektrik maddesinden özellikle etkilendi. Eski siseler ve hurda parçalardan yaptigi basit bir elektrostatik üreteçten yararlanarak deneyler yapmaya basladi. Gene kendi yaptigi zayif bir Volta pilini kullanarak elektrokimya deneyleri gerçeklestrdi.
Londra'daki Kraliyet Enstütüsü'nde Sir Humphrey Davy tarafindan verilen kimya konferanslari için bir bilet elde etmesi Faraday'in yasaminda dönüm noktasi oldu. Konferanslarda tutdugu notlari ciltleyerek is isteyen bir mektupla birlikte Davy'ye gönderdi. Bir süre sonra laboratuvara yardimci olarak giren Faraday, kimyayi çaginin en büyük deneysel kimyacilarindan biri olan Davy'nin yaninda ögrenmek firsatini elde etmis oldu. 1820'de Faraday, Davy'nin yanindan yardimcilik görevinden ayrildi.
Hans Christian Orsted, 1820'de bir telden geçen elektrik akiminin tel çevresinde bir magnetik alan olusturdugunu bulmustu. Fransiz fizikci Andre Marie Ampere tel çevresinde olusan magnetik kuvvetin dairesel oldugunu gerçektede tel çevresinde bir magnetik silindir olustugunu gösterdi. Ve bu bulusun önemini ilk kavrayan Faraday oldu. Soyutlanmis bir magnetik kutup elde edilebilir ve akim tasiyan bir telin yakinina konursa telin çevresinde sürekli olarak bir dönme hareketi yapmasi gerekecekti. Faraday üstün yetenegi ve deneysel çalismadaki ustaligiyla bu görüsü dogrulayan bir aygit yapmayi basardi. Elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüstüren bu aygit ilk elektrik motoru idi.
Faraday bu deneyleri gerçeklestrip sonuçlarini bilim dünyasina sunarken elektrigin farkli biçimlerde ortaya çikan türlerinin niteligi konusunda kuskular belirdi. Elektrikli yilan baliginin ve öteki elektrikli baliklarin saldigi, bir elektrostatik üretecin verdigi bir pilden yada elektromagnetik üreteçten elde edilen elektrik akiskanlari birbirinin ayni miydi? Yoksa bunlar farkli yasalara uyan farkli akiskanlar miydi? Faraday arastirmalarini derinlestirince iki önemli bulus gerçeklestirdi. Elektriksel kuvvet kimyasal molekülleri, o güne degin sanildigi gibi uzaktan etkileyerek ayristirmiyordu, moleküllerin ayrismasi iletken bir sivi ortamdan akim geçmesiyle ortaya çikiyordu. Bu akim bir pilin kutuplarindan gelsede, yada örnegin havaya bosaliyor olsada böyleydi. Ikinci olarak ayrisan madde miktari çözeltiden geçen elektrik miktarina dorudan bagimliydi. Bu bulgular Faraday 'i yeni bir elektrokimya kurami olusturmaya yöneltti. Buna göre elektriksel kuvvet, molekülleri bir gerilme durumuna sokuyordu.
1839'da elektrige iliskin yeni ve genel bir kuram gelistirdi. Elektrik madde içinde gerilmeler olmasina yol açar. Bu gerilmeler hizla ortadan kalkabiliyorsa gerilmenin ard arda ve periyodik bir biçimde hizla olusmasi bir dalga hareketi gibi madde içinde ilerler. Böyle maddelere iletken adi verilir. Yalitkanlar ise parçaciklarini yerlerinden koparmak için çok yüksek degerde gerilmeler gerektiren maddelerdir.
Sekiz yil boyunca araliksiz süren deneysel ve kuramsal çalismalarin sonunda 1839'da sagligi bozulan Faraday bunu izleyen alti yil boyunca yaratici bir etkinlik gösteremedi. Arastirmalarina ancak 1845'te yeniden baslayabildi. 1855'ten sonra Faraday'in zihinsel gücü azalmaya basladi.Ara sira deneysel çalismalar yaptigi oluyordu. Kraliçe Victoria bilime büyük katkilarini göz önüne alarak Faraday'a Hampton Court'ta bir ev bagisladi.
Fraday'in babasi Ingiltere'nin kuzeyinden 1791 başında Newington köyüne is aramak amaciyla gelmis bir demirci idi. Annesi Faraday'in zorluklarla dolu çocukluk döneminde ona duygusal yönden büyük destek olmus, sakin ve akilli bir köylü kadindi.Babalari çogu zaman hasta olan ve is bulmakta zorluk çeken Faraday ve üç kardesinin çocuklugu yari aç yari tok geçti.
Aile Sandemancilar adli küçük bir hiristiyan tarikatinin üyesiydi. Faraday yasami boyunca bu inançtan güç almis, dogayi algilama ve yorumlamada bu inancin etkisi altinda kalmistir.
Faraday çok yetersiz bir egitim gördü. Bütün egitimi kilisenin pazar okulu'nda ögrendigi okuma yazma ve biraz hesaptan ibaretti. Küçük yasta gazete dagiticisi olarak çalismaya basladi. 14 yasinda çiftci çiragi oldu. Ciltlenmek üzere getirilen kitaplari okuyarak bilgisini genisletmeye basladi. Encyclopedia Brtanica'nin üçüncü baskisindaki elektrik maddesinden özellikle etkilendi. Eski siseler ve hurda parçalardan yaptigi basit bir elektrostatik üreteçten yararlanarak deneyler yapmaya basladi. Gene kendi yaptigi zayif bir Volta pilini kullanarak elektrokimya deneyleri gerçeklestrdi.
Londra'daki Kraliyet Enstütüsü'nde Sir Humphrey Davy tarafindan verilen kimya konferanslari için bir bilet elde etmesi Faraday'in yasaminda dönüm noktasi oldu. Konferanslarda tutdugu notlari ciltleyerek is isteyen bir mektupla birlikte Davy'ye gönderdi. Bir süre sonra laboratuvara yardimci olarak giren Faraday, kimyayi çaginin en büyük deneysel kimyacilarindan biri olan Davy'nin yaninda ögrenmek firsatini elde etmis oldu. 1820'de Faraday, Davy'nin yanindan yardimcilik görevinden ayrildi.
Hans Christian Orsted, 1820'de bir telden geçen elektrik akiminin tel çevresinde bir magnetik alan olusturdugunu bulmustu. Fransiz fizikci Andre Marie Ampere tel çevresinde olusan magnetik kuvvetin dairesel oldugunu gerçektede tel çevresinde bir magnetik silindir olustugunu gösterdi. Ve bu bulusun önemini ilk kavrayan Faraday oldu. Soyutlanmis bir magnetik kutup elde edilebilir ve akim tasiyan bir telin yakinina konursa telin çevresinde sürekli olarak bir dönme hareketi yapmasi gerekecekti. Faraday üstün yetenegi ve deneysel çalismadaki ustaligiyla bu görüsü dogrulayan bir aygit yapmayi basardi. Elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüstüren bu aygit ilk elektrik motoru idi.
Faraday bu deneyleri gerçeklestrip sonuçlarini bilim dünyasina sunarken elektrigin farkli biçimlerde ortaya çikan türlerinin niteligi konusunda kuskular belirdi. Elektrikli yilan baliginin ve öteki elektrikli baliklarin saldigi, bir elektrostatik üretecin verdigi bir pilden yada elektromagnetik üreteçten elde edilen elektrik akiskanlari birbirinin ayni miydi? Yoksa bunlar farkli yasalara uyan farkli akiskanlar miydi? Faraday arastirmalarini derinlestirince iki önemli bulus gerçeklestirdi. Elektriksel kuvvet kimyasal molekülleri, o güne degin sanildigi gibi uzaktan etkileyerek ayristirmiyordu, moleküllerin ayrismasi iletken bir sivi ortamdan akim geçmesiyle ortaya çikiyordu. Bu akim bir pilin kutuplarindan gelsede, yada örnegin havaya bosaliyor olsada böyleydi. Ikinci olarak ayrisan madde miktari çözeltiden geçen elektrik miktarina dorudan bagimliydi. Bu bulgular Faraday 'i yeni bir elektrokimya kurami olusturmaya yöneltti. Buna göre elektriksel kuvvet, molekülleri bir gerilme durumuna sokuyordu.
1839'da elektrige iliskin yeni ve genel bir kuram gelistirdi. Elektrik madde içinde gerilmeler olmasina yol açar. Bu gerilmeler hizla ortadan kalkabiliyorsa gerilmenin ard arda ve periyodik bir biçimde hizla olusmasi bir dalga hareketi gibi madde içinde ilerler. Böyle maddelere iletken adi verilir. Yalitkanlar ise parçaciklarini yerlerinden koparmak için çok yüksek degerde gerilmeler gerektiren maddelerdir.
Sekiz yil boyunca araliksiz süren deneysel ve kuramsal çalismalarin sonunda 1839'da sagligi bozulan Faraday bunu izleyen alti yil boyunca yaratici bir etkinlik gösteremedi. Arastirmalarina ancak 1845'te yeniden baslayabildi. 1855'ten sonra Faraday'in zihinsel gücü azalmaya basladi.Ara sira deneysel çalismalar yaptigi oluyordu. Kraliçe Victoria bilime büyük katkilarini göz önüne alarak Faraday'a Hampton Court'ta bir ev bagisladi.