Unicorn

nones

Bayan Üye
unicorn.jpg

Eski kitapları, kale duvarlarını büyülü güzellikleri ile süsleyen pek çok yaratık vardır. Ortaçağda bu varlıkların insanların üzerinde büyük etkileri vardı. Ejderhalar büyük hazinelerini korur ve masum bakireleri kaçırırlardı, balisiliskler kendilerine yaklaşan herkesi öldürürlerdi, devler genelde istediklerini köyleri yerle bir ederek alırlardı. Fakat unicorn bunların uzağındaydı. O asil, güzel ve tehlikeli bir varlıktı.
Bu hoş duruma rağmen ne acıdır ki unicornun yaratılışı klasik bir hatayla başlar. Bu hata yüzyıllar boyunca pek çok insanın hayallerini süsleyecek, yaratıcılıklarını sergilemeye itecek ve ümitlendirecektir.
Yunanlı bilginler MÖ 3. yüz yılda Old Testament adlı kitapları evrensel bir dile çevirerek eğitimli insanlara sunmak istemişlerdi. Kendilerine Onyediler denen bir gurup akademisyen bu konuda çalışmaya başladı ve yerel terimleri çevirmek konusunda güçlüklerle karşılaştılar. Yazıtlarda Re’em denilen bir hayvandan bahsedilmekteydi. Onyediler bu varlığı anlıyorlar fakat kendi dillerinde ifade edemiyorlardı. Bunun üzerine yeni bir Yunanca kelime türetip yaratığı monokeros olarak adlandırdılar. Bu kelimenin İngiliz dilindeki karşılığı ise unicorndur.
Re’em aslında nedir? Araştırıcılara göre bu varlık Arapça’daki adı rim olan oryx antilobudur. Asur yazıtlarında rimu adını alır. Yunan kaynaklarında Aelian isimli birinin Hindistan’a yaptığı geziler esnasında alnının ortasında tek boynuzu bulunan bir varlıktan bahsedildiğini duyduğunu yazar. Aelian Hint avcılarının asla sağ olarak ele geçiremedikleri; geyiğin kafasına filin ayaklarına, yaban domuzunun kuyruğuna ve atın gövdesine sahip olan bir yaratığı avladıklarını, yaratığın alnında siyah bir boynuzun bulunduğunu yazar.
Gezginler artık doğuya yaptıkları ziyaretlerinde unicornu görmeleri gerekenler listesine almaktaydılar. Fakat kendilerine unicorn olarak tanıtılan yaratık aslında gergedandan başka bir şey değildi. Ünlü gezgin Marco Polo da bu gergedanı gördüğünde duyduğu hayal kırıklığını seyahatnamesine eklemiştir.
İnsanların gözünde efsaneleşen unicorn ilk başlarda yakalanamaz bir varlık olarak bilinirken sonraları türeyen efsanelerle bu inanç değişmiştir. Efsaneye göre unicorn bir bakirenin önünde boynuzunu teslim ederek gücünü kaybedebilmektedir. Bu efsaneyle birlikte unicorn boynuzunun tıbbi değeri insanlık tarihine girer. Pek çok boynuz simsarının türediği o yıllarda boynuzun antidot etkisi ve hastalık iyileştirmedeki gücüne olan sağlam inanış nedeniyle boynuzlar eczanelere kadar girmiştir. Resmi kayıtlar en son unicorn boynuzunun 1741 tarihinde Londra’da satıldığını söylemektedir.
Unicornun tarihi düşünülenden de karmaşık . Konuyla ilgili daha pek çok ayrıntı ve teori vardır.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst