AySe^^
Bayan Üye
12 Eylül öncesinin ülkücü gençlik liderlerinden Faik İçmeli kendisi gibi düşünen diğer 'ülkücü arkadaşlarının' da referandumda 'evet' oyu kullanacağına inanıyor. Bu şekilde, işkencehanelerinden geçtikleri darbecilerle hesaplaşacakları fikrinde.
12 Eylül öncesinde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul Gençlik Kolları başkanlığı yapan Faik İçmeli, anayasa değişikliğinin referanduma gitmesi halinde 'evet' oyu kullanacağını söylüyor. Mehmet Ağar'ın genel başkanlığı döneminde Doğru Yol Partisi (DYP) İstanbul il başkanlığı da yapmış olan İçmeli, aynı zamanda bir 12 Eylül mağduru. Kendisini halen 'ülkücü' olarak niteliyor.
Acı ve işkencelerini unutmadığı 12 Eylül darbesinin ürünü olan 82 Anayasası'nın değiştirilmesini istiyor. "MHP'li değilim. Söylediklerim sadece beni bağlar. Fakat benim gibi düşünen ülkücü arkadaşlarımın da referandumda 'evet' oyu kullanacağına inanıyorum." görüşünde.
Bununla birlikte MHP'ye de bir sitemi var. Anayasa değişikliği paketinin referandum sürecine gitmeden Meclis'te çözülmesi gerektiğini savunarak, "MHP, cumhurbaşkanlığı seçimindeki demokrat tavrını anayasa değişikliğinde de göstermeliydi." diyor. İçmeli, anayasa değişikliği paketinde geçici 15. maddenin değiştirilmesi kadar diğer darbe ürünü maddelerin de değiştirilmesinin çok önemli olduğunu vurguluyor.
Faik İçmeli, 12 Eylül öncesinde doğu illerinde MHP'nin eğitimci kadrosunda da görev almış bir isim. Darbenin ardından Mamak Askerî Cezaevi'ne gönderilenler arasında kendisi de vardı. "Onlar da bizden farklı değildi, Anadolu insanı olduklarını gördük." dediği solcu gençlerle aynı koğuşu paylaşmışlar. Aynı bedelleri ödemişler. "Kullanıldığımızı o zaman anladım." ifadesini kullanıyor. Bu nedenle, yıllar sonra darbecilerle hesaplaşma fırsatının çıkmasından memnun. Fakat Meclis'te bazı ülkücü kökenli arkadaşlarının 12 Eylül darbesi ürünü olan anayasa değişikliği paketine karşı çıkmalarına anlam verememiş. Ülkücülük kavramının partilerle sınırlanamayacağını savunan İçmeli, kendisi gibi birçok dava arkadaşının hâlâ işkenceleri unutamadığını dile getiriyor. Ona göre, darbe döneminin mağduru olan solcu ve sağcı birçok insanın tavrı 'demokrasiden yana' olacak. Yani anayasa paketine 'Evet' oyu kullanacaklar.
Eski siyasetçi, sadece 12 Eylül darbesinin sorgulanmasının yanlış olacağı kanaatinde. Askerî müdahale sürecine götüren etkenlerin de değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Darbe öncesi her yaptıkları faaliyeti vatan ve devlet için yaptıklarını söyleyen İçmeli, bir gece o devletin kendilerini sorgusuzca içeri aldığına dikkat çekiyor. Hatta 12 Eylül gecesi saat 03.00 civarında kendisini arayarak darbeyi haber veren bir arkadaşına, "Bize bir şey olmaz." diyecek kadar güveniyormuş. Fakat soluğu askerî cezaevinde almış ve işkencelerden geçmiş. İçmeli, darbe mağduru gençlerin birçoğunun canından, ailesinden, malından, eğitiminden ve hayallerinden olduğunu hatırlatıyor.
12 Eylül öncesinde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul Gençlik Kolları başkanlığı yapan Faik İçmeli, anayasa değişikliğinin referanduma gitmesi halinde 'evet' oyu kullanacağını söylüyor. Mehmet Ağar'ın genel başkanlığı döneminde Doğru Yol Partisi (DYP) İstanbul il başkanlığı da yapmış olan İçmeli, aynı zamanda bir 12 Eylül mağduru. Kendisini halen 'ülkücü' olarak niteliyor.
Acı ve işkencelerini unutmadığı 12 Eylül darbesinin ürünü olan 82 Anayasası'nın değiştirilmesini istiyor. "MHP'li değilim. Söylediklerim sadece beni bağlar. Fakat benim gibi düşünen ülkücü arkadaşlarımın da referandumda 'evet' oyu kullanacağına inanıyorum." görüşünde.
Bununla birlikte MHP'ye de bir sitemi var. Anayasa değişikliği paketinin referandum sürecine gitmeden Meclis'te çözülmesi gerektiğini savunarak, "MHP, cumhurbaşkanlığı seçimindeki demokrat tavrını anayasa değişikliğinde de göstermeliydi." diyor. İçmeli, anayasa değişikliği paketinde geçici 15. maddenin değiştirilmesi kadar diğer darbe ürünü maddelerin de değiştirilmesinin çok önemli olduğunu vurguluyor.
Faik İçmeli, 12 Eylül öncesinde doğu illerinde MHP'nin eğitimci kadrosunda da görev almış bir isim. Darbenin ardından Mamak Askerî Cezaevi'ne gönderilenler arasında kendisi de vardı. "Onlar da bizden farklı değildi, Anadolu insanı olduklarını gördük." dediği solcu gençlerle aynı koğuşu paylaşmışlar. Aynı bedelleri ödemişler. "Kullanıldığımızı o zaman anladım." ifadesini kullanıyor. Bu nedenle, yıllar sonra darbecilerle hesaplaşma fırsatının çıkmasından memnun. Fakat Meclis'te bazı ülkücü kökenli arkadaşlarının 12 Eylül darbesi ürünü olan anayasa değişikliği paketine karşı çıkmalarına anlam verememiş. Ülkücülük kavramının partilerle sınırlanamayacağını savunan İçmeli, kendisi gibi birçok dava arkadaşının hâlâ işkenceleri unutamadığını dile getiriyor. Ona göre, darbe döneminin mağduru olan solcu ve sağcı birçok insanın tavrı 'demokrasiden yana' olacak. Yani anayasa paketine 'Evet' oyu kullanacaklar.
Eski siyasetçi, sadece 12 Eylül darbesinin sorgulanmasının yanlış olacağı kanaatinde. Askerî müdahale sürecine götüren etkenlerin de değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Darbe öncesi her yaptıkları faaliyeti vatan ve devlet için yaptıklarını söyleyen İçmeli, bir gece o devletin kendilerini sorgusuzca içeri aldığına dikkat çekiyor. Hatta 12 Eylül gecesi saat 03.00 civarında kendisini arayarak darbeyi haber veren bir arkadaşına, "Bize bir şey olmaz." diyecek kadar güveniyormuş. Fakat soluğu askerî cezaevinde almış ve işkencelerden geçmiş. İçmeli, darbe mağduru gençlerin birçoğunun canından, ailesinden, malından, eğitiminden ve hayallerinden olduğunu hatırlatıyor.