nones
Bayan Üye
GEMİLERİN İÇİNDE
UFO'lar tarafından kaçırılanlar, kendilerini ilk olarak antreye benzeyen küçük, karanlık bir odada bulurlar. Fakat kısa bir süre sonra kendilerine çeşitli yöntemlerin uygulanacağı daha büyük odalara alınırlar. Bu odalar, duvarlardaki gizli aydınlatmalar ile biraz sisli fakat oldukça aydınlık bir görünümdedirler. Bazen ortam karanlık, serin ve nadiren de kötü kokulu olabilir. Duvarlar ve tavan kavisli, genellikle beyazdır. Zemin ise koyu renkli, bazen siyah renklidir. Çeşitli katlar ve girintilerden oluşan yapının duvarları bilgisayara benzeyen aletlerle çevrilidir. Eşyalar oldukça azdır ve tamamen vücudu destekleyen tarzdadır.
İçerisi genellikle steril, serin, mekanik ve hastane görünümlüdür. Kaçırılan kişiler geminin içinde çeşitli işlerle meşgul haldeki uzaylı yaratıklarla karşılaşabilirler.
Uzaylılar, çeşitli şekillerdedir. Uzun yada kısa olabilseler de genellikle parlak, saydam varlıklardır. Çoğunun vücudunda tamamen olmasa da saydamlıklar vardır. Sürüngene benzeyenlerin genellikle mekanik işlerle ilgilendiği görülmüştür. En çok karşılaşılan yaratık tipi, 3-4 feet uzunluğunda küçük insansılar olan GRİLER'dir.
Bu yaratıkların armuda benzeyen büyük kafaları, 3-4 adet uzun parmaklı uzun kolları, ince gövdeleri ve uzun ince bacakları vardır. Bazı istisnalar dışında cinsel organları görülmemiştir. Vücutlarında herhangi bir tüy ve kulakları yoktur.
Basit görünümlü burun delikleri vardır. Her hangi bir duygu yansıtmayan ağızları ince bir çizgi halindedir ve açıldığı nadiren görülür. En belirgin özellikleri kocaman yuvarlak ve siyah gözleridir. Bu gözlerin içinde göz akı yada göz bebeği bulunmaz. Gözlerinin insanı etkileyen bir gücü vardır. Kaçırılan kişiler bu gözlere baktıklarında, sanki içlerini görüyorlarmış gibi gelir ve de kendini kaybetme hissi yaşadıklarının belirtiyorlar.
Yaratıklar birbirleriyle telepati yoluyla haberleşiyorlar. Genellikle tek parça, oldukça sade benzeri bir giysi giyiyorlar. Giysilerinin üzerine başlarını örten bir başlık oldukça yaygın.
YAPILAN İŞLEMLER
Gemilerde, kaçırılan kişilere uygulanan işlemler iki guruba ayrılabilir. Fiziksel işlemler ve gözleme dayalı işlemler.
Kaçırılanlar genellikle çıplak bir halde saatlerce süren incelemelere maruz kalırlar. Uzaylılar öncelikle büyük siyah gözleriyle dikkatlice bakarak uzun süre insan vücudunu incelerler. Bu inceleme sırasında kişiler sanki beyinlerindeki her bir düşüncenin ayrı ayrı incelendiğini hissettiklerini söylerler. Daha sonra çeşitli aletler yardımıyla vücutlarından saç, deri ve benzer örnekler alınarak incelenir.
Kullanılan aletler vücudun her parçasını incelemek için özel olarak tasarlanmıştır ve bunlarla burun, sinüsler, gözler, kulaklar, kollar, bacaklar, ayaklar, karın, jenital organlar ve bazen de göğüs bölgesi incelenir. Bazı durumlarda kaçırılan kişinin beynine ameliyat yapıldığı ve sinir sistemine müdahale edildiği belirtilir. Bunların yanında uzaylıların en çok önem verdikleri kısım insanların üreme organlarıdır.
Kullandıkları aletlerle karın bölgesinden yada jenital organlardan girerek erkeklerden sperm, kadınlardan yumurta örnekleri alırlar. Bu işleme maruz kalanlar uzaylılar tarafından hamile bırakıldıklarının, daha sonra bu ceninlerin vücutlarından alındığını iddia ederler. Ayrıca bu kişiler, vücutlarından alınan ceninlerin geminin çeşitli bölümlerinde bir takım işlemlere maruz bırakıldığının ve daha sonra bunlarla uzaylı-insan karışımı melez bir ırk yaratıldığına şahit olduklarını belirtirler. Gemi içerisinde bu yöntemle büyütülmüş çocuk, genç ve yetişkin kişiler bulunur ve uzaylılar bu insanların bizim özelliklerimizi taşıdığı açıkça bellidir.
Sonuç olarak, kaçırılan kişiler üzerinde uygulanan bu fiziksel ve biyolojik çalışmaların, uzaylıların genetik mühendislik yöntemleriyle insan-uzaylı karışımı melez bir ırk yaratma amaçlarıyla ilgili olduğu anlaşılmaktadır.
BİLGİLENDİRME ve BİLİNÇ KAYBI
Kaçırılma olayları ile ilgili diğer bir önemli teori de, uzaylıların, kaçırdıkları insanların bilinçlerini geliştirdikleridir. Uzaylılar, uyguladıkları yöntemlerle bu insanların duygusal ve ruhani yapılarını geliştirerek onların hayata bakış açılarını, düzen ve barış hakkındaki görüşlerini olumlu yönde değiştirmişler, bu insanlara, yaşadıkları dünyadaki şiddet ve yok etmeye dayalı bilinci engelleme amaçlı sorumluluklar aşılamışlardır.
Bu prosedür, uzaylılarla insanların zihinsel bir bağ kurarak bilgi aktarımı ve bu görüntülerin gemideki monitör benzeri cihazlardan diğer kişilere de gösterilmesi şeklinde gerçekleştirilmiştir. Bu görüntüler arasında yer alan, dünyanın nükleer bir felaket sonucu yok olması, uçsuz bucaksız, kurak ve üzerinde yaşanılamayacak haldeki yer yüzü görüntüleri ve dev depremler, ateş fırtınaları, sel baskınları sonucu dünyanın kıyamete benzer bir durum yaşaması, hatta dünya yüzeyinin kırılarak dünyanın yarılması, İzleyen insanları, barışı sağlamazsak gelecekte karşılaşabileceğimiz tehlikeler hakkında bilinçlendirmiştir.
Uzaylıların söylediğine göre insan ırkı, onların varoluşunu kabullenmeye henüz hazır değil .Eğer toplu bir temas yaşanacak olsa, normal hayatımızda tanımadığımız, anlamadığımız, bizden farklı olan herkese davrandığımız gibi onlara da düşmanca davranacak, evrensel barış için yapılan bütün çabalar sonuçsuz kalacaktır ..
Uzaylı varlıkların istedikleri yaşam biçimimizi değiştirmek değil, insanlara evrensel bir bilinç hakkında bilgiler vererek onların doğru olan yaşama biçimini seçmelerine yardımcı olmaktır.
Bazı kişilere dünyanın kaderi, insan zihninin kontrolü hakkında ve benzer şekilde evrimleşerek 'iyi' yada 'kötü' hallere gelmiş başka ırklar hakkında bilgiler verilmiştir.
FİZİKSEL ETKİLER
Kaçırılanların maruz kaldığı fiziksel müdahaleler önemlidir. Bu insanlar, vücutlarında ortaya çıkan kesik, çürük ve yara izlerinin gemide yaşadıkları işlemler sonucu ortaya çıktığından şüpheleri olmadığını söylüyorlar. Ayrıca bir çok kadın tanık, kaçırılmadan önce hamile olduklarını, gemide uygulanan işlemlerden sonra hamileliklerinin sona erdiğini belirtiyor. Bu deneyimleri yaşayan bir çok kişi, sonraki yaşamlarında elektrikli aletlere dokunduklarında bu aletlerin düzgün çalışmamaya başladığını görmüş.
Kaçırılma olaylarında sıkça rastlanan bir durum da, uzaylıların bir takım izleme aygıtlarını bu insanların vücuduna yerleştirmeleri. Bu aygıtlar özellikle kafatasının içine yada burun gibi bölgelere yerleştiriliyor. Böylece temas kurdukları bu insanları 24 saat izleyebiliyorlar. Bu aygıtlar deri altına yerleştirilen küçük nodüllere benziyorlar .Bazı vakalarda bu türden izleme aygıtları bulunmuş ve elektromisroskobik ortamda analizleri yapılmıştır.
KAÇIRMALARIN DEVAMI VE YERLEŞTİRİLEN CİSİMLER
Kesin olan bir şey var ki, kaçırılma olayları bunu yaşayan insanların hayatlarını tamamen değiştiriyor. Bu tür karakter değişiklikleri dört şekilde gerçekleşiyor:
İlk olarak, kaçırılan kişilerin maruz kaldıkları işlemler, kendi rızaları dışında kaçırılmaları, paralize edilmeleri ve tanımadıkları varlıklar tarafından kobay olarak kullanılmaları bu insanların ruhsal yapılarını sarsmaktadır.
İkinci ; kaçırılan kişiler, hayatları boyunca yalnızlık ve çevresine yabancılık hissediyor. Çevrelerindeki insanlarla uyum sağlayamıyor ve onlardan dışlanmış, farklı hissediyorlar.
Üçüncü olarak, bu insanlar daha önceden inandıkları bilgilerin ve fizik kurallarının inanılmaz derecelerde alt edildiğini görünce bir çeşit şok yaşıyorlar. Hayatları boyunca evrende yalnız oldukları düşüncesi ile yetişmiş olan bu kişiler, bizden daha ileri teknolojilere ve zekaya sahip uygarlıkların varlığını kabullenmekte güçlük çekiyorlar.
Son olarak, Kaçırılmaları sırasında maruz kaldıkları incelemeler, yaşamları boyunca karşılaşacakları rahatsızlıklar yaratabilmekte. Bu rahatsızlıklar, vücutlarında ameliyat edilen bölgelerde oluşan ağrılar, baş ağrıları, ürolojik, jenital sorunlar, sinüslerde rahatsızlıklar, cinsel işlev bozukluklarının yanı sıra hastanelerden, iğneden korkma, kapalı yerde kalamama gibi psikolojik rahatsızlıklar olarak ta ortaya çıkabiliyorlar.
ZİHİNSEL DEĞİŞİMLER
İnsanlar ve uzaylılar arasında gelişen ilişkiler akıllara uzaylıların düşüncelerinin ne olduğu sorusunu getiriyor. Bu yaratıklardan insanlarla temas kuranların iyi ve barış amaçlı oldukları gibi buraya gelmeseler de savaşçı, kötü niyetli yaratıkların varlığından da bahsediliyor. Özellikle 'griler' denilen yaratıklar insana fizik ve davranış olarak benziyorlar.
Sonuç olarak kaçırılan kişiler zorluklarla karşılaşsalar da edindikleri deneyimlerle, evrendeki kozmik dizayn içerisindeki yerleri ve yaşadıkları gezegenin sistemi ile barış ve uyum içerisinde yaşamak konusunda bilgi sahibi kişiler oluyorlar. Yaşamın kendisine duyulan saygı ve doğanın gizemli yapısının bir parçası olma bilinci, dünyanın içinde bulunduğu çevresel kriz ve duyarsızlık ortamında bizlere bir umut ışığı olabilir.
UFO'lar tarafından kaçırılanlar, kendilerini ilk olarak antreye benzeyen küçük, karanlık bir odada bulurlar. Fakat kısa bir süre sonra kendilerine çeşitli yöntemlerin uygulanacağı daha büyük odalara alınırlar. Bu odalar, duvarlardaki gizli aydınlatmalar ile biraz sisli fakat oldukça aydınlık bir görünümdedirler. Bazen ortam karanlık, serin ve nadiren de kötü kokulu olabilir. Duvarlar ve tavan kavisli, genellikle beyazdır. Zemin ise koyu renkli, bazen siyah renklidir. Çeşitli katlar ve girintilerden oluşan yapının duvarları bilgisayara benzeyen aletlerle çevrilidir. Eşyalar oldukça azdır ve tamamen vücudu destekleyen tarzdadır.
İçerisi genellikle steril, serin, mekanik ve hastane görünümlüdür. Kaçırılan kişiler geminin içinde çeşitli işlerle meşgul haldeki uzaylı yaratıklarla karşılaşabilirler.
Uzaylılar, çeşitli şekillerdedir. Uzun yada kısa olabilseler de genellikle parlak, saydam varlıklardır. Çoğunun vücudunda tamamen olmasa da saydamlıklar vardır. Sürüngene benzeyenlerin genellikle mekanik işlerle ilgilendiği görülmüştür. En çok karşılaşılan yaratık tipi, 3-4 feet uzunluğunda küçük insansılar olan GRİLER'dir.
Bu yaratıkların armuda benzeyen büyük kafaları, 3-4 adet uzun parmaklı uzun kolları, ince gövdeleri ve uzun ince bacakları vardır. Bazı istisnalar dışında cinsel organları görülmemiştir. Vücutlarında herhangi bir tüy ve kulakları yoktur.
Basit görünümlü burun delikleri vardır. Her hangi bir duygu yansıtmayan ağızları ince bir çizgi halindedir ve açıldığı nadiren görülür. En belirgin özellikleri kocaman yuvarlak ve siyah gözleridir. Bu gözlerin içinde göz akı yada göz bebeği bulunmaz. Gözlerinin insanı etkileyen bir gücü vardır. Kaçırılan kişiler bu gözlere baktıklarında, sanki içlerini görüyorlarmış gibi gelir ve de kendini kaybetme hissi yaşadıklarının belirtiyorlar.
Yaratıklar birbirleriyle telepati yoluyla haberleşiyorlar. Genellikle tek parça, oldukça sade benzeri bir giysi giyiyorlar. Giysilerinin üzerine başlarını örten bir başlık oldukça yaygın.
YAPILAN İŞLEMLER
Gemilerde, kaçırılan kişilere uygulanan işlemler iki guruba ayrılabilir. Fiziksel işlemler ve gözleme dayalı işlemler.
Kaçırılanlar genellikle çıplak bir halde saatlerce süren incelemelere maruz kalırlar. Uzaylılar öncelikle büyük siyah gözleriyle dikkatlice bakarak uzun süre insan vücudunu incelerler. Bu inceleme sırasında kişiler sanki beyinlerindeki her bir düşüncenin ayrı ayrı incelendiğini hissettiklerini söylerler. Daha sonra çeşitli aletler yardımıyla vücutlarından saç, deri ve benzer örnekler alınarak incelenir.
Kullanılan aletler vücudun her parçasını incelemek için özel olarak tasarlanmıştır ve bunlarla burun, sinüsler, gözler, kulaklar, kollar, bacaklar, ayaklar, karın, jenital organlar ve bazen de göğüs bölgesi incelenir. Bazı durumlarda kaçırılan kişinin beynine ameliyat yapıldığı ve sinir sistemine müdahale edildiği belirtilir. Bunların yanında uzaylıların en çok önem verdikleri kısım insanların üreme organlarıdır.
Kullandıkları aletlerle karın bölgesinden yada jenital organlardan girerek erkeklerden sperm, kadınlardan yumurta örnekleri alırlar. Bu işleme maruz kalanlar uzaylılar tarafından hamile bırakıldıklarının, daha sonra bu ceninlerin vücutlarından alındığını iddia ederler. Ayrıca bu kişiler, vücutlarından alınan ceninlerin geminin çeşitli bölümlerinde bir takım işlemlere maruz bırakıldığının ve daha sonra bunlarla uzaylı-insan karışımı melez bir ırk yaratıldığına şahit olduklarını belirtirler. Gemi içerisinde bu yöntemle büyütülmüş çocuk, genç ve yetişkin kişiler bulunur ve uzaylılar bu insanların bizim özelliklerimizi taşıdığı açıkça bellidir.
Sonuç olarak, kaçırılan kişiler üzerinde uygulanan bu fiziksel ve biyolojik çalışmaların, uzaylıların genetik mühendislik yöntemleriyle insan-uzaylı karışımı melez bir ırk yaratma amaçlarıyla ilgili olduğu anlaşılmaktadır.
BİLGİLENDİRME ve BİLİNÇ KAYBI
Kaçırılma olayları ile ilgili diğer bir önemli teori de, uzaylıların, kaçırdıkları insanların bilinçlerini geliştirdikleridir. Uzaylılar, uyguladıkları yöntemlerle bu insanların duygusal ve ruhani yapılarını geliştirerek onların hayata bakış açılarını, düzen ve barış hakkındaki görüşlerini olumlu yönde değiştirmişler, bu insanlara, yaşadıkları dünyadaki şiddet ve yok etmeye dayalı bilinci engelleme amaçlı sorumluluklar aşılamışlardır.
Bu prosedür, uzaylılarla insanların zihinsel bir bağ kurarak bilgi aktarımı ve bu görüntülerin gemideki monitör benzeri cihazlardan diğer kişilere de gösterilmesi şeklinde gerçekleştirilmiştir. Bu görüntüler arasında yer alan, dünyanın nükleer bir felaket sonucu yok olması, uçsuz bucaksız, kurak ve üzerinde yaşanılamayacak haldeki yer yüzü görüntüleri ve dev depremler, ateş fırtınaları, sel baskınları sonucu dünyanın kıyamete benzer bir durum yaşaması, hatta dünya yüzeyinin kırılarak dünyanın yarılması, İzleyen insanları, barışı sağlamazsak gelecekte karşılaşabileceğimiz tehlikeler hakkında bilinçlendirmiştir.
Uzaylıların söylediğine göre insan ırkı, onların varoluşunu kabullenmeye henüz hazır değil .Eğer toplu bir temas yaşanacak olsa, normal hayatımızda tanımadığımız, anlamadığımız, bizden farklı olan herkese davrandığımız gibi onlara da düşmanca davranacak, evrensel barış için yapılan bütün çabalar sonuçsuz kalacaktır ..
Uzaylı varlıkların istedikleri yaşam biçimimizi değiştirmek değil, insanlara evrensel bir bilinç hakkında bilgiler vererek onların doğru olan yaşama biçimini seçmelerine yardımcı olmaktır.
Bazı kişilere dünyanın kaderi, insan zihninin kontrolü hakkında ve benzer şekilde evrimleşerek 'iyi' yada 'kötü' hallere gelmiş başka ırklar hakkında bilgiler verilmiştir.
FİZİKSEL ETKİLER
Kaçırılanların maruz kaldığı fiziksel müdahaleler önemlidir. Bu insanlar, vücutlarında ortaya çıkan kesik, çürük ve yara izlerinin gemide yaşadıkları işlemler sonucu ortaya çıktığından şüpheleri olmadığını söylüyorlar. Ayrıca bir çok kadın tanık, kaçırılmadan önce hamile olduklarını, gemide uygulanan işlemlerden sonra hamileliklerinin sona erdiğini belirtiyor. Bu deneyimleri yaşayan bir çok kişi, sonraki yaşamlarında elektrikli aletlere dokunduklarında bu aletlerin düzgün çalışmamaya başladığını görmüş.
Kaçırılma olaylarında sıkça rastlanan bir durum da, uzaylıların bir takım izleme aygıtlarını bu insanların vücuduna yerleştirmeleri. Bu aygıtlar özellikle kafatasının içine yada burun gibi bölgelere yerleştiriliyor. Böylece temas kurdukları bu insanları 24 saat izleyebiliyorlar. Bu aygıtlar deri altına yerleştirilen küçük nodüllere benziyorlar .Bazı vakalarda bu türden izleme aygıtları bulunmuş ve elektromisroskobik ortamda analizleri yapılmıştır.
KAÇIRMALARIN DEVAMI VE YERLEŞTİRİLEN CİSİMLER
Kesin olan bir şey var ki, kaçırılma olayları bunu yaşayan insanların hayatlarını tamamen değiştiriyor. Bu tür karakter değişiklikleri dört şekilde gerçekleşiyor:
İlk olarak, kaçırılan kişilerin maruz kaldıkları işlemler, kendi rızaları dışında kaçırılmaları, paralize edilmeleri ve tanımadıkları varlıklar tarafından kobay olarak kullanılmaları bu insanların ruhsal yapılarını sarsmaktadır.
İkinci ; kaçırılan kişiler, hayatları boyunca yalnızlık ve çevresine yabancılık hissediyor. Çevrelerindeki insanlarla uyum sağlayamıyor ve onlardan dışlanmış, farklı hissediyorlar.
Üçüncü olarak, bu insanlar daha önceden inandıkları bilgilerin ve fizik kurallarının inanılmaz derecelerde alt edildiğini görünce bir çeşit şok yaşıyorlar. Hayatları boyunca evrende yalnız oldukları düşüncesi ile yetişmiş olan bu kişiler, bizden daha ileri teknolojilere ve zekaya sahip uygarlıkların varlığını kabullenmekte güçlük çekiyorlar.
Son olarak, Kaçırılmaları sırasında maruz kaldıkları incelemeler, yaşamları boyunca karşılaşacakları rahatsızlıklar yaratabilmekte. Bu rahatsızlıklar, vücutlarında ameliyat edilen bölgelerde oluşan ağrılar, baş ağrıları, ürolojik, jenital sorunlar, sinüslerde rahatsızlıklar, cinsel işlev bozukluklarının yanı sıra hastanelerden, iğneden korkma, kapalı yerde kalamama gibi psikolojik rahatsızlıklar olarak ta ortaya çıkabiliyorlar.
ZİHİNSEL DEĞİŞİMLER
İnsanlar ve uzaylılar arasında gelişen ilişkiler akıllara uzaylıların düşüncelerinin ne olduğu sorusunu getiriyor. Bu yaratıklardan insanlarla temas kuranların iyi ve barış amaçlı oldukları gibi buraya gelmeseler de savaşçı, kötü niyetli yaratıkların varlığından da bahsediliyor. Özellikle 'griler' denilen yaratıklar insana fizik ve davranış olarak benziyorlar.
Sonuç olarak kaçırılan kişiler zorluklarla karşılaşsalar da edindikleri deneyimlerle, evrendeki kozmik dizayn içerisindeki yerleri ve yaşadıkları gezegenin sistemi ile barış ve uyum içerisinde yaşamak konusunda bilgi sahibi kişiler oluyorlar. Yaşamın kendisine duyulan saygı ve doğanın gizemli yapısının bir parçası olma bilinci, dünyanın içinde bulunduğu çevresel kriz ve duyarsızlık ortamında bizlere bir umut ışığı olabilir.