nones
Bayan Üye
Mantık ve sağduyu ile bakıldığında elde olan bazı UFO olayları büyük yara almaktalar. Bir başka gariplik daha var; Uzaylıları gören tanıkların çoğu onların duvarlardan geçtiklerini, birden ortaya çıkıp, yok olduklarını anlatmaktalar sanki bir başka boyuttan gelir gibiler. O zaman da ortaya uzayda yolculuk değil, boyutlar arası ilişki alternatifi çıkmaktadır. Şimdi bu noktadan yola çıkarak olasılıkları sıralayalım;
a) Uzaylılar dediğimiz başka tür canlılar, bizim dışımızdaki bir boyuttan gelmekteler. Belki de aynı gezegenin üzerinde yaşıyoruz. Ama farklı zaman ve mekanlardayız. O zaman bizlerin dünyayı mahvediyor olmamız onları da ilgilendirmektedir. Kendilerini saklamaları ise, bizim boyutlar arası geçiş tekniğini öğrenmememiz için olabilir. Bu bağlamda, Isaac Asimov'un "The Gods Themselves / İşte Tanrılar-Altın Kitaplar" adlı eseri etkin olduğu kadar da yol göstericidir.
b) İkinci bir olasılık, UFO'ların ve içindekilerin çok uzak bir gelecekteki bizler olduğumuzdur. Yani zaman yolculuğunu çözümleyen geleceğin insanlarıdırlar. Önemli olmayan ve kırsal kesimde yaşayan içimizden birilerini özellikle kaçırmaktalar ve belli deneylerde bulunduktan sonra yeniden doğal ortama salmaktalar. Belki de bizim yunus ve balinalara yaptığımız gibi işaretleyerek dönem dönem kontrol ediyorlar. Resmen ortaya çıkmamaları ise, tarihi değiştirmemek yani geleceği etkilememek için olabilir. Çünkü biz onların geçmişiyiz.
c) Aynı varsayım, dünya dışı canlılar yani bir başka yıldız sisteminden gelenler için de geçerli olabilir. Fakat o zaman da ortaya çözümlendiğine inanılması mümkün olmayan bir sorun geliyor, o da evrende yolculuk yapabilmenin imkansızlığıdır. Öylesine büyük ve sınırsız bir evrende bulunuyoruz ki, bilinen teorik veya pratik tüm hız teknikleri ve olasılıkları dahi uzayda bir yerden bir yere gitmeye yeterli değildir. Işık hızı dahi evrende yol almak için yeterli değildir. En yakın yıldız Vega'ya ışık hızıyla gidip gelmek bize göre 8 yılın üzerinde bir zaman gerektirir ve bu arada da dünyada zaman çok daha hızlı ilerleyecektir. Işık hızı ötesi hız yöntemleri yani düşünce hızı, transportasyon yani ışınlama veya hiper uzay yani uzay altı yaklaşımları veya teorik olarak varlıkları bilinen kara deliklerin kullanılması henüz spekülatif bile değildir. Ve geriye tek bir hayal kalır, o da bizim hayal ufkumuzda dahi olmayan hiç düşünülmedik bir tekniğin varolmasıdır. Ama bu da spekülasyon bile değildir. UFOLOG'ların buna cevabı daha cesurcadır; Neden olmasın? Nasıl emin olabiliriz ki?
d) Psikolojinin temel isimlerinden Carl G. Jung'un yaklaşımı bir başka yöndedir. UFO'lar bizim olmasını istediğimiz bilinçdışı veya altı zihinsel ürünlerdir, işte bu yüzden insansı özellikler taşırlar. Yani yaşanan olaylar insanların yarattıkları düşünce formlarıdırlar. David Alexandre adlı Fransız gezgin 14 yıllık Tibet anılarında, düşünce geliştirme formlarıyla somuta dönüşen bir rahip görüntüsünü (Tulpa) ve tanıklarını uzun uzun anlatmaktadır. Bir diğer anlamda ise, UFO'lar insanların sosyal baskılara ve sürekli kötüye giden dünyaya karşı psikolojik olarak üretilen kurtarıcı düşüncelerdir. Burada bireylerin korku ve umutları bir arada bulunur. Fakat buna iki şekilde karşı çıkılmaktadır, ilkinde tüm kaçırılma olaylarındaki ortak özelliklerdir yani bölgesel ve kültürel farkların olmasıdır, ikincisi ise UFO'ların insan dışı araçlarda yani radarlarda görülmesidir. belki de bu yaklaşım bir sentez olabilir ama aslında bir karmaşayı yansıtmaktadır.
e) Son ihtimal ise, doğanın bize oyun oynadığıdır, yani UFO'lar atmosferin veya iç uzayın henüz tanımlayamadığımız özellikleridir. Örneğin deprem kuşaklarında yoğun ışık plazmalarının oluştuğu bilinmektedir ve bunlar gerçekten yanıltabilir.
a) Uzaylılar dediğimiz başka tür canlılar, bizim dışımızdaki bir boyuttan gelmekteler. Belki de aynı gezegenin üzerinde yaşıyoruz. Ama farklı zaman ve mekanlardayız. O zaman bizlerin dünyayı mahvediyor olmamız onları da ilgilendirmektedir. Kendilerini saklamaları ise, bizim boyutlar arası geçiş tekniğini öğrenmememiz için olabilir. Bu bağlamda, Isaac Asimov'un "The Gods Themselves / İşte Tanrılar-Altın Kitaplar" adlı eseri etkin olduğu kadar da yol göstericidir.
b) İkinci bir olasılık, UFO'ların ve içindekilerin çok uzak bir gelecekteki bizler olduğumuzdur. Yani zaman yolculuğunu çözümleyen geleceğin insanlarıdırlar. Önemli olmayan ve kırsal kesimde yaşayan içimizden birilerini özellikle kaçırmaktalar ve belli deneylerde bulunduktan sonra yeniden doğal ortama salmaktalar. Belki de bizim yunus ve balinalara yaptığımız gibi işaretleyerek dönem dönem kontrol ediyorlar. Resmen ortaya çıkmamaları ise, tarihi değiştirmemek yani geleceği etkilememek için olabilir. Çünkü biz onların geçmişiyiz.
c) Aynı varsayım, dünya dışı canlılar yani bir başka yıldız sisteminden gelenler için de geçerli olabilir. Fakat o zaman da ortaya çözümlendiğine inanılması mümkün olmayan bir sorun geliyor, o da evrende yolculuk yapabilmenin imkansızlığıdır. Öylesine büyük ve sınırsız bir evrende bulunuyoruz ki, bilinen teorik veya pratik tüm hız teknikleri ve olasılıkları dahi uzayda bir yerden bir yere gitmeye yeterli değildir. Işık hızı dahi evrende yol almak için yeterli değildir. En yakın yıldız Vega'ya ışık hızıyla gidip gelmek bize göre 8 yılın üzerinde bir zaman gerektirir ve bu arada da dünyada zaman çok daha hızlı ilerleyecektir. Işık hızı ötesi hız yöntemleri yani düşünce hızı, transportasyon yani ışınlama veya hiper uzay yani uzay altı yaklaşımları veya teorik olarak varlıkları bilinen kara deliklerin kullanılması henüz spekülatif bile değildir. Ve geriye tek bir hayal kalır, o da bizim hayal ufkumuzda dahi olmayan hiç düşünülmedik bir tekniğin varolmasıdır. Ama bu da spekülasyon bile değildir. UFOLOG'ların buna cevabı daha cesurcadır; Neden olmasın? Nasıl emin olabiliriz ki?
d) Psikolojinin temel isimlerinden Carl G. Jung'un yaklaşımı bir başka yöndedir. UFO'lar bizim olmasını istediğimiz bilinçdışı veya altı zihinsel ürünlerdir, işte bu yüzden insansı özellikler taşırlar. Yani yaşanan olaylar insanların yarattıkları düşünce formlarıdırlar. David Alexandre adlı Fransız gezgin 14 yıllık Tibet anılarında, düşünce geliştirme formlarıyla somuta dönüşen bir rahip görüntüsünü (Tulpa) ve tanıklarını uzun uzun anlatmaktadır. Bir diğer anlamda ise, UFO'lar insanların sosyal baskılara ve sürekli kötüye giden dünyaya karşı psikolojik olarak üretilen kurtarıcı düşüncelerdir. Burada bireylerin korku ve umutları bir arada bulunur. Fakat buna iki şekilde karşı çıkılmaktadır, ilkinde tüm kaçırılma olaylarındaki ortak özelliklerdir yani bölgesel ve kültürel farkların olmasıdır, ikincisi ise UFO'ların insan dışı araçlarda yani radarlarda görülmesidir. belki de bu yaklaşım bir sentez olabilir ama aslında bir karmaşayı yansıtmaktadır.
e) Son ihtimal ise, doğanın bize oyun oynadığıdır, yani UFO'lar atmosferin veya iç uzayın henüz tanımlayamadığımız özellikleridir. Örneğin deprem kuşaklarında yoğun ışık plazmalarının oluştuğu bilinmektedir ve bunlar gerçekten yanıltabilir.