ParadokS
Kayıtlı Üye
Kültür Bakanlığı, Türkiyede telif haklarını düzenleyen 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda bir dizi değişikliğe gidiyor.
Yapılması planlanan değişiklikler ilk bakışta sadece eser sahiplerini ilgilendiren bir konu gibi görünse de öyle değil aslında.
Müzik dinleyen, televizyon izleyen herkesi ilgilendiren konular var işin içinde.
Bir dizinin eser sahipleri kimler? Senarist, yönetmen ve müziklerini besteleyen.
Artık eser bütünlüğü esas kabul edilecek ve sahipleri izin vermedikçe-ister yapımcı olsun ister yayıncı-eserler üzerinde en küçük bir değişiklik yapamayacak.
Taslak bu haliyle yasalaşırsa televizyon kanallarının, neredeyse dizilerin kendisi kadar uzunluktaki bedava özet bölüm yayınlamaları zorlaşacak.
Çünkü her yeni bölümden önce bir yandan izleyicilere o bölüme kadar dizide neler olduğunu hatırlatmak ve diğer taraftan da bu sayede prime timea hiç para harcamadan başlamak isteyen televizyon kanalları özet bölümler için artık eser sahiplerinden yeniden izin almak zorunda.
Bu da eser sahipleri için yeni telif kaynağı demek.
Malum dizilerin çoğunda ürün yerleştirme var.
Eser sahipleri izin vermediği sürece kanallar dizilerde ürün yerleştirmesi yapamayacak.
Sadece bu da değil.
Dizi yayınlanırken ekrana gelecek bant reklamların yayınına da eser sahipleri izin verecek.
Telif yoksa, yayın da yok!
Hazırlanan Kanun Taslağının bir hayli fırtına koparacak yeniliklerinden biri de yeniden yayın ve iletim.
Ne demek bu?
Yeniden yayın ve iletimle kastedilen şey şu:
Varsayalım ki yapımcı bir diziyi atv veya Kanal Dye sattı.
Ulusal kanallar sadece karasal vericilerle yayın yapmıyor artık.
Digitürk, D-Smart, Tivibu ve Kablolu TV gibi farklı mecralardan da yayın yapıyor.
Bu platformların hepsi paralı.
Eser sahipleri de diyor ki şimdi, Madem ki, benim eserimi izlettirmek için insanlardan abonelik bedeli alıyorsun, o zaman ödeyeceksin telifimi! Telif yoksa, yayın da yok.
Müzik gibi diziye de telif Bitmedi.
Lig TVnin evler için abonelik bedeliyle işyeri abonelik bedeli arasında niye dağlar kadar fark var?
Çünkü kamuya açık yerlerdeki Lig TV yayınının ticari bir karşılığı var.
Nasıl ki umuma açık yerlerde müzik yayını yapanlar yıllardır müziğin meslek birliklerine telif ödüyorsa, müşteri çekmek için dizi yayınlayan umuma açık yerler de telif ödemeye başlayacak.
Umuma açık yerlerdeki bu yayınların sınıflandırmasını RTÜK ve Kültür Bakanlığı belirleyecek.
İşyerlerine uygulanacak tarifeleri meslek birlikleri saptayacak ve teliflerin tahsilatını yapacak.
Kanun Tasarısının en bomba maddelerinden biri de şu:
Türkiyenin dizi ihracatından yıllık kazancı 60 milyon dolar seviyelerinde artık.
Ama gel gör ki eser sahipleri şimdiye kadar nasiplenemiyordu bu pastadan.
Hazırlanan Kanun Tasarısına göre eser sahiplerinden izin almadan dizileri yurt dışına satılamayacak. Böylece sadece eser sahipleri değil, bağlantılı hak sahibi adı altında da olsa yapımcılar ve oyuncular da bu satışlardan telif almaya başlayacak.
Eser sahiplerinin elini ve cebini güçlendirecek bir tasarı bu.
Kimden çıkacak bu para?
Büyük ölçüde televizyon sahiplerinden.
Bakalım onlar müsaade edecek mi, televizyon dünyasında bomba etkisi yapacak bu taslağın bu haliyle yasalaşmasına?
Yapılması planlanan değişiklikler ilk bakışta sadece eser sahiplerini ilgilendiren bir konu gibi görünse de öyle değil aslında.
Müzik dinleyen, televizyon izleyen herkesi ilgilendiren konular var işin içinde.
Bir dizinin eser sahipleri kimler? Senarist, yönetmen ve müziklerini besteleyen.
Artık eser bütünlüğü esas kabul edilecek ve sahipleri izin vermedikçe-ister yapımcı olsun ister yayıncı-eserler üzerinde en küçük bir değişiklik yapamayacak.
Taslak bu haliyle yasalaşırsa televizyon kanallarının, neredeyse dizilerin kendisi kadar uzunluktaki bedava özet bölüm yayınlamaları zorlaşacak.
Çünkü her yeni bölümden önce bir yandan izleyicilere o bölüme kadar dizide neler olduğunu hatırlatmak ve diğer taraftan da bu sayede prime timea hiç para harcamadan başlamak isteyen televizyon kanalları özet bölümler için artık eser sahiplerinden yeniden izin almak zorunda.
Bu da eser sahipleri için yeni telif kaynağı demek.
Malum dizilerin çoğunda ürün yerleştirme var.
Eser sahipleri izin vermediği sürece kanallar dizilerde ürün yerleştirmesi yapamayacak.
Sadece bu da değil.
Dizi yayınlanırken ekrana gelecek bant reklamların yayınına da eser sahipleri izin verecek.
Telif yoksa, yayın da yok!
Hazırlanan Kanun Taslağının bir hayli fırtına koparacak yeniliklerinden biri de yeniden yayın ve iletim.
Ne demek bu?
Yeniden yayın ve iletimle kastedilen şey şu:
Varsayalım ki yapımcı bir diziyi atv veya Kanal Dye sattı.
Ulusal kanallar sadece karasal vericilerle yayın yapmıyor artık.
Digitürk, D-Smart, Tivibu ve Kablolu TV gibi farklı mecralardan da yayın yapıyor.
Bu platformların hepsi paralı.
Eser sahipleri de diyor ki şimdi, Madem ki, benim eserimi izlettirmek için insanlardan abonelik bedeli alıyorsun, o zaman ödeyeceksin telifimi! Telif yoksa, yayın da yok.
Müzik gibi diziye de telif Bitmedi.
Lig TVnin evler için abonelik bedeliyle işyeri abonelik bedeli arasında niye dağlar kadar fark var?
Çünkü kamuya açık yerlerdeki Lig TV yayınının ticari bir karşılığı var.
Nasıl ki umuma açık yerlerde müzik yayını yapanlar yıllardır müziğin meslek birliklerine telif ödüyorsa, müşteri çekmek için dizi yayınlayan umuma açık yerler de telif ödemeye başlayacak.
Umuma açık yerlerdeki bu yayınların sınıflandırmasını RTÜK ve Kültür Bakanlığı belirleyecek.
İşyerlerine uygulanacak tarifeleri meslek birlikleri saptayacak ve teliflerin tahsilatını yapacak.
Kanun Tasarısının en bomba maddelerinden biri de şu:
Türkiyenin dizi ihracatından yıllık kazancı 60 milyon dolar seviyelerinde artık.
Ama gel gör ki eser sahipleri şimdiye kadar nasiplenemiyordu bu pastadan.
Hazırlanan Kanun Tasarısına göre eser sahiplerinden izin almadan dizileri yurt dışına satılamayacak. Böylece sadece eser sahipleri değil, bağlantılı hak sahibi adı altında da olsa yapımcılar ve oyuncular da bu satışlardan telif almaya başlayacak.
Eser sahiplerinin elini ve cebini güçlendirecek bir tasarı bu.
Kimden çıkacak bu para?
Büyük ölçüde televizyon sahiplerinden.
Bakalım onlar müsaade edecek mi, televizyon dünyasında bomba etkisi yapacak bu taslağın bu haliyle yasalaşmasına?