bluee
Kayıtlı Üye
Türkler 10.yy başlarından itibaren büyük kitleler halinde Müslüman olmaya başladılar.Bunda Türklerin İslam öncesi inanışları ile İslamiyet arasında büyük benzerliklerin bulunması etkili olmuştur.
Türkler tarih boyunca çeşitli dinlere girmişlerdi. Ancak bu dinler halk arasında değil daha çok idareci kesimde kabul görmüştü. Buna rağmen İslâmiyet dışındaki dinlere girenler Türklüklerini koruyamamışlardır. İslâm dini, millî yapıya uygun olduğu içindir ki Türkler kitleler hâlinde bu dini kabul etmişler ve Türklüklerini korumuşlardır.
Türkler tarihleri boyunca pek çok din ve inanış biçimini benimsemiştir.Ancak bu dinler içerisinde en çok Göktanrı ve İslamiyet yayılmıştır. Bir toplumun sahip olduğu dini; sanatını, geleceğini, giyim kuşamını, ahlak yapısını, zevklerini, dilini ve ortak amaçlarını etkilemektedir. Bu nedenle din değiştirmek oldukça zordur.8 yy. ile 12.yy arasında Türk toplumu tarihinin en köklü değişimini yaşamış,bu nedenle tarihçiler Türk tarihinin İslamiyet öncesi ve sonrası olarak 2 bölümde incelemişlerdir.
Türk - Arap mücadeleleri Abbasiler döneminde şiddetini kaybetti.Çin ve Abbasi orduları arasında 751 yılında Talas savaşı Karluk Türklerinin Müslümanların yanında yer almasından dolayı Abbasilerin üstünlüğü ile sonuçlandı. Bu savaştan sonra Türk-Arap ilişkileri olumlu yönde gelişti.Bu olay Orta Asya’nın kaderini değiştirirken, Türklerin İslamiyet’i kabul etmelerinde de etkili oldu.Talas savaşında Çinlilere karşı Arapların yanında yer alan Karluklar 10.yy. itibaren kalabalık gruplar halinde İslamiyet’i kabul ettiler.
Türklerin İslâmiyet'i kabul etmeleri hem İslâm âlemi hem de dünya tarihi açısından büyük sonuçlar doğurmuştur. Türkler, karışıklık içinde bulunan İslâm dünyasının koruyuculuğunu üstlendiler.
Faktörler
Türkler diğer dinlere karşı engin bir hoşgörüye sahipti. İslamiyet de bir hoşgörü diniydi.
Eski Türk dini ile İslamiyet arasındaki benzerlik:
a-Tek tanrı inancı b-Ahiret inancı c-Hac ve kurban ibadetlerine benzer ibadetlerin varlığı
Sosyolojik faktörler,aile kavramına verilen önem,namus,temizliğe verilen önem İslamiyet’teki cihat ve gaza anlayışı ile Türk-Cihan hakimiyeti düşüncesinin benzerlik göstermesi.
Ekonomik ve sebepler,eski Türk toplumunda sosyal sınıflar yoktu.İslam dininde de böyle bir ayrımın yapılmaması,dolayısıyla her iki düşüncede de halkın refah ve mutluluğunun gözetilmesi vardır.
Siyasi ve askeri tercih;8yy’da Türk-Çin rekabeti hızla devam etmekte,hatta hakimiyet yavaş yavaş Çinlilerin Türklerin elindeki Maverünnehir’i de alarak egemenliği ele geçirmek istiyordu.Güneyde Arap yarımadasında ortaya çıkan İslam dinide büyük bir hızla yayılarak Çinlilerle rakip olabilecek konuma gelmiştir.751’de Çinlilerle Araplar arasında meydana gelen Talas savaşında Türkler İslam ordusu yanında Çinlilere karşı savaşmış ve büyük bir zafer elde edilmiştir.Bu olaydan sonra Türklerle Araplar arasındaki yakınlaşma hızlanıştır.
Türklerin Müslüman Olmasının Sebepleri: Türkler İslâmiyet'i kılıç zoruyla değil, kendi rızalarıyla kabul etmişlerdir. Şüphesiz bu dini seçmelerinin en önemli sebebi, eski Türk inancı ve anlayışı ile İslâmiyet arasında birçok benzerlik bulunmasıdır:
Eski Türk dini, Gök-Tanrı inancı adıyla bilinmektedir. Bu inanışa göre Türkler, İslâmiyet'teki gibi tek bir Allah'a inanıyor ve O'na Tanrı (Tengri) diyorlardı. İslâmiyet'te Esmâ-i hüsnâ denilen Allah'ın sıfatlarından bazıları, eski Türk inancında da mevcuttu .
Ahiret ve ruhun ölmezliği, her iki inançta da mevcuttu. Türkler cennet için uçmağ (uçmak), cehennem için tamu sözünü kullanmaktaydı.
İslâmiyet'te olduğu gibi Gök Tanrı inanışında da Tanrıya kurban sunuluyordu .
İslâmiyet'teki gaza ve cihat ile Türklerin dünya üzerinde töreyi hâkim kılmak için yaptıkları savaşlar benzer mahiyettedir. İslâm anlayışına göre savaş sonunda elde edilen ganimet helâldir. Türklerde ise aynı şekilde yağma geleneği vardır.
İslâmiyet'in telkin ettiği ahlakî kurallar, Türk anlayışına da uygun düşmektedir.
Türkler tarih boyunca çeşitli dinlere girmişlerdi. Ancak bu dinler halk arasında değil daha çok idareci kesimde kabul görmüştü. Buna rağmen İslâmiyet dışındaki dinlere girenler Türklüklerini koruyamamışlardır. İslâm dini, millî yapıya uygun olduğu içindir ki Türkler kitleler hâlinde bu dini kabul etmişler ve Türklüklerini korumuşlardır.
Türkler tarihleri boyunca pek çok din ve inanış biçimini benimsemiştir.Ancak bu dinler içerisinde en çok Göktanrı ve İslamiyet yayılmıştır. Bir toplumun sahip olduğu dini; sanatını, geleceğini, giyim kuşamını, ahlak yapısını, zevklerini, dilini ve ortak amaçlarını etkilemektedir. Bu nedenle din değiştirmek oldukça zordur.8 yy. ile 12.yy arasında Türk toplumu tarihinin en köklü değişimini yaşamış,bu nedenle tarihçiler Türk tarihinin İslamiyet öncesi ve sonrası olarak 2 bölümde incelemişlerdir.
Türk - Arap mücadeleleri Abbasiler döneminde şiddetini kaybetti.Çin ve Abbasi orduları arasında 751 yılında Talas savaşı Karluk Türklerinin Müslümanların yanında yer almasından dolayı Abbasilerin üstünlüğü ile sonuçlandı. Bu savaştan sonra Türk-Arap ilişkileri olumlu yönde gelişti.Bu olay Orta Asya’nın kaderini değiştirirken, Türklerin İslamiyet’i kabul etmelerinde de etkili oldu.Talas savaşında Çinlilere karşı Arapların yanında yer alan Karluklar 10.yy. itibaren kalabalık gruplar halinde İslamiyet’i kabul ettiler.
Türklerin İslâmiyet'i kabul etmeleri hem İslâm âlemi hem de dünya tarihi açısından büyük sonuçlar doğurmuştur. Türkler, karışıklık içinde bulunan İslâm dünyasının koruyuculuğunu üstlendiler.
Faktörler
Türkler diğer dinlere karşı engin bir hoşgörüye sahipti. İslamiyet de bir hoşgörü diniydi.
Eski Türk dini ile İslamiyet arasındaki benzerlik:
a-Tek tanrı inancı b-Ahiret inancı c-Hac ve kurban ibadetlerine benzer ibadetlerin varlığı
Sosyolojik faktörler,aile kavramına verilen önem,namus,temizliğe verilen önem İslamiyet’teki cihat ve gaza anlayışı ile Türk-Cihan hakimiyeti düşüncesinin benzerlik göstermesi.
Ekonomik ve sebepler,eski Türk toplumunda sosyal sınıflar yoktu.İslam dininde de böyle bir ayrımın yapılmaması,dolayısıyla her iki düşüncede de halkın refah ve mutluluğunun gözetilmesi vardır.
Siyasi ve askeri tercih;8yy’da Türk-Çin rekabeti hızla devam etmekte,hatta hakimiyet yavaş yavaş Çinlilerin Türklerin elindeki Maverünnehir’i de alarak egemenliği ele geçirmek istiyordu.Güneyde Arap yarımadasında ortaya çıkan İslam dinide büyük bir hızla yayılarak Çinlilerle rakip olabilecek konuma gelmiştir.751’de Çinlilerle Araplar arasında meydana gelen Talas savaşında Türkler İslam ordusu yanında Çinlilere karşı savaşmış ve büyük bir zafer elde edilmiştir.Bu olaydan sonra Türklerle Araplar arasındaki yakınlaşma hızlanıştır.
Türklerin Müslüman Olmasının Sebepleri: Türkler İslâmiyet'i kılıç zoruyla değil, kendi rızalarıyla kabul etmişlerdir. Şüphesiz bu dini seçmelerinin en önemli sebebi, eski Türk inancı ve anlayışı ile İslâmiyet arasında birçok benzerlik bulunmasıdır:
Eski Türk dini, Gök-Tanrı inancı adıyla bilinmektedir. Bu inanışa göre Türkler, İslâmiyet'teki gibi tek bir Allah'a inanıyor ve O'na Tanrı (Tengri) diyorlardı. İslâmiyet'te Esmâ-i hüsnâ denilen Allah'ın sıfatlarından bazıları, eski Türk inancında da mevcuttu .
Ahiret ve ruhun ölmezliği, her iki inançta da mevcuttu. Türkler cennet için uçmağ (uçmak), cehennem için tamu sözünü kullanmaktaydı.
İslâmiyet'te olduğu gibi Gök Tanrı inanışında da Tanrıya kurban sunuluyordu .
İslâmiyet'teki gaza ve cihat ile Türklerin dünya üzerinde töreyi hâkim kılmak için yaptıkları savaşlar benzer mahiyettedir. İslâm anlayışına göre savaş sonunda elde edilen ganimet helâldir. Türklerde ise aynı şekilde yağma geleneği vardır.
İslâmiyet'in telkin ettiği ahlakî kurallar, Türk anlayışına da uygun düşmektedir.