Bezmi$h
Banned
Beyaz Saray yetkilileri, Kongreye bağlı komisyonun din özgürlüğü raporunda Türkiyenin endişe verici ülkeler listesine alınmasını engellemeye çalışmış
ABDde Kongre ve Beyaz Saraya bağlı Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonunun (USCIRF) önceki gün 2012 Yılı Dünyada Dini Özgürlükler Raporunda Türkiyenin özel kaygı uyandıran ülkeler listesine alınması kararını değiştirmek için Barack Obama yönetiminin komisyon üyelerine müdahale ettiği ortaya çıktı. Ancak son anda gelen müdahaleye rağmen Türkiyenin listeye alınmasını destekleyen üyelerin diretmesi nedeniyle rapor değişmedi.
ABD Kongresi tarafından 1998de kurulan ve dünyada dini özgürlük koşullarını izlemek ve ABD Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Kongreye tavsiyelerde bulunmakla görevli USCIRF, önceki gün açıklanan raporunda Türkiyeyi ilk kez özel kaygı uyandıran ülkeler listesine almıştı. 9 kişilik komisyonun üyesi Nina Shea dün National Review Online sitesine yazdığı makale ile karar aşamasında neler yaşandığını anlattı. Sheanın anlattıklarına göre komisyonun Başkan Obama tarafından atanan bir üyesi, henüz rapor yayınlanmadan Türkiyenin listeye alınacağını Dışişleri Bakanlığına iletti. Bunun üzerine Dışişleri Bakanı Hillary Clintonın insan hakları alanındaki yardımcısı Michael Posner, Türkiyenin listeye girmesi yönünde oy kullanan komisyon üyesi Don Argue ile görüşerek kararını değiştirmeye ikna etti. Ancak Shea ve onu destekleyenlerin ısrarı üzerine rapor ilk hali ile yayınlandı.
''Soyumuz tükeniyor''
Shea makalesinde Türkiyeyi neden kara listeye aldıklarını şöyle açıkladı: Bir demokrasi ve NATO üyesi olan, Arap Baharı için sık sık model olarak gösterilen Türkiye, ilk kez listeye girdi. Bu bazılarını şaşırtabilir. Bugünlerde Türkiye dini azınlıklarının yok olmasıyla sonuçlanacak görülmemiş incelikteki düzenlemeler kullanıyor. Türkiyenin kara listeye girmesi için oyumu kullanırken korktuğu için adının açıklanmasını istenmeyen bir Hıristiyan dini liderin Bizim Türkiyede soyumuz tükeniyor sözlerini unutamadım.
Dışişleri: Yok hükmünde
Dışişleri Bakanlığı ise USCIRFnin raporuna sert tepki göstererek Bu rapor bizim için yok hükmündedir değerlendirmesinde bulundu. Dışişleri Bakanlığından dün yapılan açıklamada, komisyonun hazırladığı raporun ABD Dışişleri Bakanlığının dini özgürlükler ve insan haklarıyla ilgili raporları ile çeliştiği belirtildi. Açıklamada Bağımsız bir kuruluş olduğu anlaşılan rapor, çeşitli çıkar gruplarının temsilciliğini yapan siyasetçiler tarafından hazırlanmıştır dendi.
Dışişleri Bakanlığı Avrupada İslamofobi temelli eylemler meydana geliyorken bunların ele alınmamasının tek dine odaklanan bu raporun tamamen siyasi gerekçelerle hazırlanmış tutarsız bir belge olduğunu gözler önüne serdiğini söyledi.
Dini gruplara aşağılama var
USCIRF raporunda Türk hükümeti din ve inanç özgürlüğüne ciddi sınırlamalar uygulamaya devam etmektedir. Gayrimüslimlerin din adamları yetiştirmesine, okul ve ibadethane açmasına izin verilmemesi gibi kısıtlamalar gerilemelerine, hatta yok olmalarına neden olmaktadır deniliyordu. Raporda papaz yetiştirmesi için okul açılmasına izin verilmediği için 65 bin Ermeninin yalnızca
26 papazının kaldığı belirtiliyor, Rumların mülklerinin iade edilmemesi ve Alevilerin isteklerinin dikkate alınmaması eleştiriliyordu. Eleştiriler arasında ders kitaplarında dini gruplar ve tarihi mirasları hakkında aşağılayıcı ve yanlış yönlendirici ifadelerin yer alması da bulunuyor.
ABDde Kongre ve Beyaz Saraya bağlı Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonunun (USCIRF) önceki gün 2012 Yılı Dünyada Dini Özgürlükler Raporunda Türkiyenin özel kaygı uyandıran ülkeler listesine alınması kararını değiştirmek için Barack Obama yönetiminin komisyon üyelerine müdahale ettiği ortaya çıktı. Ancak son anda gelen müdahaleye rağmen Türkiyenin listeye alınmasını destekleyen üyelerin diretmesi nedeniyle rapor değişmedi.
ABD Kongresi tarafından 1998de kurulan ve dünyada dini özgürlük koşullarını izlemek ve ABD Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Kongreye tavsiyelerde bulunmakla görevli USCIRF, önceki gün açıklanan raporunda Türkiyeyi ilk kez özel kaygı uyandıran ülkeler listesine almıştı. 9 kişilik komisyonun üyesi Nina Shea dün National Review Online sitesine yazdığı makale ile karar aşamasında neler yaşandığını anlattı. Sheanın anlattıklarına göre komisyonun Başkan Obama tarafından atanan bir üyesi, henüz rapor yayınlanmadan Türkiyenin listeye alınacağını Dışişleri Bakanlığına iletti. Bunun üzerine Dışişleri Bakanı Hillary Clintonın insan hakları alanındaki yardımcısı Michael Posner, Türkiyenin listeye girmesi yönünde oy kullanan komisyon üyesi Don Argue ile görüşerek kararını değiştirmeye ikna etti. Ancak Shea ve onu destekleyenlerin ısrarı üzerine rapor ilk hali ile yayınlandı.
''Soyumuz tükeniyor''
Shea makalesinde Türkiyeyi neden kara listeye aldıklarını şöyle açıkladı: Bir demokrasi ve NATO üyesi olan, Arap Baharı için sık sık model olarak gösterilen Türkiye, ilk kez listeye girdi. Bu bazılarını şaşırtabilir. Bugünlerde Türkiye dini azınlıklarının yok olmasıyla sonuçlanacak görülmemiş incelikteki düzenlemeler kullanıyor. Türkiyenin kara listeye girmesi için oyumu kullanırken korktuğu için adının açıklanmasını istenmeyen bir Hıristiyan dini liderin Bizim Türkiyede soyumuz tükeniyor sözlerini unutamadım.
Dışişleri: Yok hükmünde
Dışişleri Bakanlığı ise USCIRFnin raporuna sert tepki göstererek Bu rapor bizim için yok hükmündedir değerlendirmesinde bulundu. Dışişleri Bakanlığından dün yapılan açıklamada, komisyonun hazırladığı raporun ABD Dışişleri Bakanlığının dini özgürlükler ve insan haklarıyla ilgili raporları ile çeliştiği belirtildi. Açıklamada Bağımsız bir kuruluş olduğu anlaşılan rapor, çeşitli çıkar gruplarının temsilciliğini yapan siyasetçiler tarafından hazırlanmıştır dendi.
Dışişleri Bakanlığı Avrupada İslamofobi temelli eylemler meydana geliyorken bunların ele alınmamasının tek dine odaklanan bu raporun tamamen siyasi gerekçelerle hazırlanmış tutarsız bir belge olduğunu gözler önüne serdiğini söyledi.
Dini gruplara aşağılama var
USCIRF raporunda Türk hükümeti din ve inanç özgürlüğüne ciddi sınırlamalar uygulamaya devam etmektedir. Gayrimüslimlerin din adamları yetiştirmesine, okul ve ibadethane açmasına izin verilmemesi gibi kısıtlamalar gerilemelerine, hatta yok olmalarına neden olmaktadır deniliyordu. Raporda papaz yetiştirmesi için okul açılmasına izin verilmediği için 65 bin Ermeninin yalnızca
26 papazının kaldığı belirtiliyor, Rumların mülklerinin iade edilmemesi ve Alevilerin isteklerinin dikkate alınmaması eleştiriliyordu. Eleştiriler arasında ders kitaplarında dini gruplar ve tarihi mirasları hakkında aşağılayıcı ve yanlış yönlendirici ifadelerin yer alması da bulunuyor.