Türkiye'yi Güldüren Adam CEM YILMAZ

inFiLak

Bayan Üye
Türkiye'yi Güldüren Adam' ünlü komedyen Cem Yılmaz'ın İstiklal Marşı'ndan esinlenerek yazdığı bir şiir, şu sıralarda elden ele dolaşıyor. Cem Yılmaz, bu şiirinde Türkiye'nin sorunlarını da ele alarak ülkemiz gerçekleri hakkında inanılmaz tespitler yapmış! İşte Cem Yılmaz'ın Türkiye'nin durumuna mizahi ve bir o kadar da entelektüel bakış açısıyla yazmış olduğu şiir: Bu zeki adama şapka çıkartılır ..



> İSTİKBAL MARŞI
>
> Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak..!
> Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak..!.
> O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,
> Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak..!
>
> Çalma, kurban olayım hepsini ey hırslı çakal..!
> Gariban halkıma da bir pul bırakacak kadar al..!
> Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal,
> Hakkını vermezsen buradaki ortaklarının behemehal..!
>
> Ben ezelden beri aç yaşadım, aç yaşarım..!
> Hangi hükümet beni kurtaracakmış, şaşarım..!
> Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım..!
> Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım..!
>
> Mali krizler, yoluna örmüşse çelikten bir duvar,
> Benim …c eğiz, ...cağız diyen bir hükümetim var..!
> Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar?
> 'Avrupa Birliği' denen tek dişi kalmış canavar..!
>
> Arkadaş, Meclis'e namusuyla çalışanları uğratma sakın..!
>
> İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın..!
> Gelecektir, cezanı vereceği günler Hakkın,
> Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın!
>
> Yaktığın yerleri 'orman' diyerek geçme, tanı!
> Çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı!
> Gözleri açık yatır seni kurtaran atanı,
> Satılmadık o kaldı, durma satıver şu vatanı!
>
> Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda..!
> Semizlettin Apo'yu, mezarında dönsün Şüheda..!
> Uydurma kanunlarla Meclis'ten getirin seda..!
> On bin Yıllık tarihe, yurdum ederken veda..!
>
> Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?
> Yediğiniz herzelere başka ne demeli..!
> Oyuverin altını iyice sallansın tem eli,
> Yurdumun ki, sonunda vatandaş kükremeli..!
>
> O zaman durur belki gözümden akan yaşım,
> O zaman doğrulur belim, yukarı kalkar başım,
> O zaman boşa gitmez yıllar süren uğraşım..!
> HESABINI VERİPTE GİTTİĞİNİZ GÜN KARDAŞIM,
>
> Dalgalanın dolar gibi sizde şimdi ey suçlular!
> Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular,
> Ebediyen, öyle yok hesapsız bir iktidar!
> Hakkıdır 'garip yaşamış vatandaş'ın da gülmek,
> Hakkıdır ezilmiş milletimin, aydınlık bir İstikbal!
>
> Cem YILMAZ



> Cem YILMAZ'ın Cocukluk Anıları..

Ben çocukken cok ***** tim.
> Edip Akbayram'in ismini Edi zannederdim. Yani o, benim icin 'Edi Pakbayram'di.
> Ablama, 'Nasil olup da koca bir gunu canin sikilmadan evde oturarak geciriyorsun?' demistim. 'Buyuyunce insanin cani sokakta oynamak istemez ki' cevabini vermisti. Uzunca bir sure buyuyup buyumedigimi anlamak icin kendime, 'Canin sokakta oynamayi istiyor mu?' diye sormustum.
> Sabahlari kalktigimda aklimin hala yerinde olup olmadigini anlamak icin 2+2, 3+4 gibi toplama islemleri yapardim. Sonuclar dogru olunca da cok sevinirdim.
> Dedemle parka gittigimiz bir gun TRT'ciler cekim icin oradaydi. Beni oynarken cektiler. Yayin gunu bizim aile jeneriginde gozuktugum cocuk programini izlemek icin televizyon basina gecti. Kendimi ekranda gorunce, 'Beni niye parkta unuttunuz?' diye gozyaslarina bogulmustum.
> 'Geri vites' kavramim yoktu. Sofor, kolunu koltuga atip arkaya dogru bakinca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.
> Benden buyuk kuzenlerim dondurmacilarin dondurma kulahlarinin sivri kismiyla kulaklarini karistirdigini soylemisti. İnanmistim. Hala da kulahlarin sivri kisimlarini yemem. Cope atarim.
> Babaannem bir gun gelirse sevdigim dizilerin olmadigi bir gun gelsin istiyordum.
> Abimle Karaoglancilik oynardik. O Karaoglan olurdu, beni de Bizans askeri yapardi. Sonra evire cevire doverdi. Cok muhim bir sey yaptigimi sandigim icin canim yansa bile hic sesimi cikarmazdim.
> Yesil ve siyah zeytinin ayri agaclarda yetistigini sanirdim.
> Bulmacalardaki, 'Annenin erkek kardesi' kismina dayimin bes harfli ismini sigdirmaya calisirdim.
> Anaokulunda patates baskisi yapmayi ogrenmistik. O kadar hosuma gitmisti ki, evde duvarlara, masa ortulerine filan basmistim. Ancak sanat merakim annemin yeni aldigi beyaz etege patatesi yapistirmamla son bulmustu. Hem gonlunu almak hem de el koydugu patateslerime kavusmak icin dahiyane bir fikirle ogretmenimin yanina gittim. 'Annem' yazisini patatese oydurttum. Sevincle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batirdigim patatesi vucudumun her tarafina bastim. Sonra da annemin karsisina gectim. Beni o halde gorunce aglamaya baslamisti.
> Madonna ile Maradona'yi kardes zannederdim. Kendi kendime, 'Bunlarin babasi ne sansli be. Bir cocugu futbolun krali, biri muzigin kralicesi' derdim.
> Birinden ozur diledigim zaman Allah'in bana bir ozur verecegini sanirdim. Sakat olacagimi dusunup hemen 'diledigim ozru' geri alirdim.
> Kurban Bayrami'nda toplanan derilerden ucak yapildigini sanirdim. Ucaklarin dis yuzeyi bu derilerle kaplandigi icin Turk Hava Kurumu'nun topladigini dusunuyordum. Ucak kacirma filmlerinde silahla ates edildiginde ya da a patladiginda, 'Ayyy! Deri delindi!' derdim.
> 'Gil' diye konusanlari fakir zannederdim.
> Annem banyodan ciktiktan sonra babamin soyledigi, 'Sihhatler olsun' lafini 'Saatler oldu' diye anlardim. Bunun da, 'Banyoda amma cok kaldin' gibi bir sey demek oldugunu sanip babamin anneme kizdigini dusunurdum. Annemin buna karsin niye sadece, 'Sagol' dedigini merak ederdim. 'Ne kibar kadin', derdim.
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
Geri
Üst