SaMuRai
Kayıtlı Üye
Bu Büyük Darbeyi Yapan Şahısın Adı : Osman Pamukoğlu.
Belgesele Geçmeden Önce Küçük Bir Açıklama Yazısı Hazırladım En Alt Tarafta Video'lu Anlatım Bulunmaktadır. Buyrun Anlatımlarım :
Belgesele Geçmeden Önce Küçük Bir Açıklama Yazısı Hazırladım En Alt Tarafta Video'lu Anlatım Bulunmaktadır. Buyrun Anlatımlarım :
Binlerce Şehit, milyarlarca dolar kayıp... yıllardır süregelen terör sorununu elbette tarihi,siyasi,sosyal,ekonomik tartışılıyır. Ancak Kan Uykusu Bu Tartışmaları Değil. Hakkari özelinde 1993-1995 Yılları arasında yaşananları ele alıyor. Bir komutan ve binlerce mehmetçiğin destanı mücadelesini onların ağzından, ilk kez okuyacaksınız.
General Osman Pamuk Oğlu, 1993-1995 yılları arasında Harkkari Dağ ve Komando Tugayı ve Güvenlik Komutanlığı Yapmıştır. bu Dönem, Hakkari'De PKK'nın Omurgasının Kuruldığı Yıllardır.
Genelkurmay Başkanı'nı çileden çıkaran haber neydi ?
ejder harekatı gece yarısı neden durduruldu ?
Barzanı'ye bağlı karakolda kim vardı ?
Binlerce Mehmetçik iran topraklarından neden döndü ?
Amerikan jeyleri Skorsky Helikopterleri Neden Vurdu ?
İki PKK2Lı Osman Paşa'ya hangi sırrı Verdi ?
Görev Yaptığı süre içinde muharebeleri bizzat yöneten ve fiilen çatışmalara giren Osman Pamukoğlu Paşa ve komutasındaki askerler, 778 günde yapılanları muharebelerin detaylarını kan uykusu'na anlattı
General Osman Pamuk Oğlu, 1993-1995 yılları arasında Harkkari Dağ ve Komando Tugayı ve Güvenlik Komutanlığı Yapmıştır. bu Dönem, Hakkari'De PKK'nın Omurgasının Kuruldığı Yıllardır.
Genelkurmay Başkanı'nı çileden çıkaran haber neydi ?
ejder harekatı gece yarısı neden durduruldu ?
Barzanı'ye bağlı karakolda kim vardı ?
Binlerce Mehmetçik iran topraklarından neden döndü ?
Amerikan jeyleri Skorsky Helikopterleri Neden Vurdu ?
İki PKK2Lı Osman Paşa'ya hangi sırrı Verdi ?
Görev Yaptığı süre içinde muharebeleri bizzat yöneten ve fiilen çatışmalara giren Osman Pamukoğlu Paşa ve komutasındaki askerler, 778 günde yapılanları muharebelerin detaylarını kan uykusu'na anlattı
Detaylı Anlatım :
BAŞLARKEN...Binlerce şehit, milyarlarca dolar kayıp. Yıllardır süregelen bu sorunun elbette, tarihi, siyasal, sosyal, ekonomik onlarca nedeni var. Bu sorunlar yıllardır tartışılıyor. Ancak biz bu tartışmaları girmeyeceğiz. Hakkari Bölgesinde1993-1995 yıllarında yaşananları ele alacağız. Bir komutan ve binlerce Mehmetçiğin mücadelesini onların ağzından okuyacağız. Ancak 1993 yılına gelmeden PKK nedir? Ne zaman nerede kuruldu? Ve en önemlisi kimlerin desteğiyle nasıl gelişme gösterdi? Bu süreçteki önemli kilometre taşlarını hatırlayalım. PKK 27 Kasım 1978de Diyarbakır Fisköyde kuruldu. İlk PKK grubu 1980de topraklarımıza girdi. İlk silahlı eylemde başarısız oldular. 1984 ve 1985te PKK büyük darbe aldı. Militanlarının yarısını kaybetti. Apo, silahlı tüm unsurları Kuzey Iraka çağırdı. Örgüt 1991 Birinci Körfez Savaşında en büyük atılımını yaptı. Olağanüstü miktarda silah ve mühimmat elde etti. Örgüte büyük katılım oldu. Silahlı Kuvvetler cumhuriyet tarihinin en büyük opearyonlarından birini Kuzey Iraka yaptı. PKK büyük darbe yedi. Apo ateşkes ilan etti. PKK bu süreyi toparlanarak geçirdi. 1993 yılının mayıs ayı geldiğinde 33 asker kurşuna dizildi. Bingölden gelen haber şok etkisi yarattı. Silahsız 33 asker kurşuna dizilmişti. Kamuoyu ayaktaydı. Bölgede süratle yeni tedbirler alınması gerekiyordu. Ağustos ayı TSK için tayin ve terfi ayıydı. Ancak o günlerde karargahtan dışarıya yansımayan ciddi bir sıkıntı vardı. Kara Kuvvetleri bölgesinde tayin ve terfi bekleyen 80 tuğgeneral vardı. Kamuoyuna yıllar sonra yansıyan bilgilere göre Hakkariye tayin edilmek istenen bazı generaller çeşitli mazeretler ileri sürüyordu. 22 Haziran 1993 günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreşin kapısından bir tuğgeneral değil bir Kurmay Albay girdi. O Kurmay Albay Osman Pamukoğlundan başkası değildi. İşte Kan Uykusu yazı dizimizin gerçek öyküsü böyle başladı...
33 günde 40 askerim sehit düstü
Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş Osman Pamukoğluna 22 Haziran 1993te Hakkari Komando Tugayını komuta etme görevini verdi. Pamukoğlunun göreve başladığı ilk dönemde 33 gün içinde 40 askeri şehit düştü. Durum sandığından da vahimdi...
Genelkurmay Başkanı Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, 22 Haziran 1993 günü Kurmay Albay Osman Pamukoğlunu çağırttı. Güreş Paşa sıkıntılıydı. Içeride başkaları da vardı. Mayıs ayında Bingölde 33 askerin otobüsten alınıp şehit edilmesiyle ilgili ve tabii bilinemeyen başka sebepler, komutanın gergin olduğunu açıkça gösteriyordu. Pamukoğlu geldi. Paşa, Seni Hakkariye gönderelim dedi. Emredersiniz cevabını aldı. Güreş Paşa Ne zaman katılırsın? diye sordu. Pamukoğluhemen katılırım yanıtını verdi.
Osman Pamukoğlu birkaç günlük hazırlığın ardından 29 Haziran 1993 günü Hakkariye ulaştı. Bölgede son bir ay içinde çatışmalar hiç olmadığı kadar şiddetlenmiştir. Osman Pamukoğlu Hakkari Dağ ve Komando Tugayını ağustos ayında teslim alacaktır. Ancak bu sürede olan bitene şahit olma fırsatı bulur. Tablo, Osman Pamukoğlu açısından vahimdir:
Genelkurmay Başkanı Başkanı Orgeneral Doğan Güreş, 22 Haziran 1993 günü Kurmay Albay Osman Pamukoğlunu çağırttı. Güreş Paşa sıkıntılıydı. Içeride başkaları da vardı. Mayıs ayında Bingölde 33 askerin otobüsten alınıp şehit edilmesiyle ilgili ve tabii bilinemeyen başka sebepler, komutanın gergin olduğunu açıkça gösteriyordu. Pamukoğlu geldi. Paşa, Seni Hakkariye gönderelim dedi. Emredersiniz cevabını aldı. Güreş Paşa Ne zaman katılırsın? diye sordu. Pamukoğluhemen katılırım yanıtını verdi.
Osman Pamukoğlu birkaç günlük hazırlığın ardından 29 Haziran 1993 günü Hakkariye ulaştı. Bölgede son bir ay içinde çatışmalar hiç olmadığı kadar şiddetlenmiştir. Osman Pamukoğlu Hakkari Dağ ve Komando Tugayını ağustos ayında teslim alacaktır. Ancak bu sürede olan bitene şahit olma fırsatı bulur. Tablo, Osman Pamukoğlu açısından vahimdir:
HER GÜN TAARRUZ VARDI
33 günde 40 şehit verdik. Ve çok karşı hareket yapamadığımızdan 40 kaybın karşılığı olarakta bir şey alabilmiş değildik. Temmuz boyunca olan şuydu ki her gece iki karakol, iki veya üç köy ve mezra kesinlikle ya taarruz ediliyor ya taciz ediliyordu.
33 günde 40 şehit verdik. Ve çok karşı hareket yapamadığımızdan 40 kaybın karşılığı olarakta bir şey alabilmiş değildik. Temmuz boyunca olan şuydu ki her gece iki karakol, iki veya üç köy ve mezra kesinlikle ya taarruz ediliyor ya taciz ediliyordu.
Her gece karakol baskını
Emekli Jandarma Albay Sarızeybeke göre bir komutanın iki seçeneği vardır: Ya iki sene boyunca risk almayıp tayininizi bekler oturursunuz. Ya da terörle mücadele edersiniz
O dönemde hemen her gece yaşanan karakol baskınlarına dair en çarpıcı örnek Aktütün karakolu baskınıydı. Emekli Jandarma Albay Erdal Sarızeybek o sırada Şemdinlide görevliydi ve karakolun baskına uğrayacağını biliyor ve bekliyordu:
Muhabereciler koşarak geldi, komutanım dedi Aktütün bölük komutanı sizi acele telsize çağırıyor. Zaten öyle diyince biz bir olay olduğunu anladık, telsize geldik. Kemal üstteğmenimiz vardı, Komutanım teröristler Aktütüne saldırıyor dedi.
Emekli Jandarma Albay Sarızeybeke göre bir komutanın iki seçeneği vardır: Ya iki sene boyunca risk almayıp tayininizi bekler oturursunuz. Ya da terörle mücadele edersiniz
O dönemde hemen her gece yaşanan karakol baskınlarına dair en çarpıcı örnek Aktütün karakolu baskınıydı. Emekli Jandarma Albay Erdal Sarızeybek o sırada Şemdinlide görevliydi ve karakolun baskına uğrayacağını biliyor ve bekliyordu:
Muhabereciler koşarak geldi, komutanım dedi Aktütün bölük komutanı sizi acele telsize çağırıyor. Zaten öyle diyince biz bir olay olduğunu anladık, telsize geldik. Kemal üstteğmenimiz vardı, Komutanım teröristler Aktütüne saldırıyor dedi.
HELİKOPTERLE SALDIRI
Karayolu ile Aktütüne gitmek yaklaşık 5 ila 6 saat. Tabii yolda mayınlama var, pusu var taktikleri gereği. Bu tür çatışmalarda mutlaka takviye gelecek yolları mayınlıyorlar ve pusu kuruyorlar. Yoksa alan çatışmasına giderken yolda hem mayına bastık hem pusuya düştük. Ama sonra kurtulduk, devam ettik görevimizi yaptık. O zaman da düşündüm karayolu ile gitsek 6 saat. 6 saatte zaten çatışma bitmiş olacak. Ben muhafızlarımı alıp komando tabur komutanlığının helikopter pistine gittim, ama karayolundan takviye kuvveti Veysel teğmenki o da sonradan bir çatışmada şehit oldu Allah rahmet etsin. O karayolundan takviye gitti biz komando taburunun helikopter pistine gittik. Ben muhafızlarımla, 5 kişi yada 4 kişiydik. Helikoptere bindik. Bu Ulaş 1 helikopteriydi. Az sayıda personeli nakletmek için, zaten Aktütüne yaklaştığımızda helikopteri kobra sansınlar diye helikopterden el bombası atmaya başladık yere ki o patlamalarla bir silahlı helikopter olduğunu düşünsünler diye.
Karayolu ile Aktütüne gitmek yaklaşık 5 ila 6 saat. Tabii yolda mayınlama var, pusu var taktikleri gereği. Bu tür çatışmalarda mutlaka takviye gelecek yolları mayınlıyorlar ve pusu kuruyorlar. Yoksa alan çatışmasına giderken yolda hem mayına bastık hem pusuya düştük. Ama sonra kurtulduk, devam ettik görevimizi yaptık. O zaman da düşündüm karayolu ile gitsek 6 saat. 6 saatte zaten çatışma bitmiş olacak. Ben muhafızlarımı alıp komando tabur komutanlığının helikopter pistine gittim, ama karayolundan takviye kuvveti Veysel teğmenki o da sonradan bir çatışmada şehit oldu Allah rahmet etsin. O karayolundan takviye gitti biz komando taburunun helikopter pistine gittik. Ben muhafızlarımla, 5 kişi yada 4 kişiydik. Helikoptere bindik. Bu Ulaş 1 helikopteriydi. Az sayıda personeli nakletmek için, zaten Aktütüne yaklaştığımızda helikopteri kobra sansınlar diye helikopterden el bombası atmaya başladık yere ki o patlamalarla bir silahlı helikopter olduğunu düşünsünler diye.
22 ŞEHİT BİRDEN
Zaten bölüğe inemedik çünkü çatışma tamamen bölüğün etrafındaydı. Yaklaşık 200-300 metre mesafede helikopter bizi bıraktı. Teröristler köyün içinde bazı evleri kendilerine mevzi teşkil etmişler evlerin içerisinden roketle ve makineli tüfekle bölüğe ateş ediyorlardı. O anda sevki idare gibi bir şey düşünemedik. Çünkü ateş bölüğün zaten içerisindeydi. Hemen biz de mevziiye girdik, çatışmaya fiilen katıldık. Çatışma yaklaşık orada da 5 saat sürdü. Takviye kuvvetler çabuk geldi. Hem polis özel harekât timleri, hem jandarma özel harekat timleri. Gerekli mukavemeti gösterdik, çatıştık. Orada da teröristler çok büyük zayiat verdi ama ben teröristlerin zayiatına aldırmıyorum. Orada da 22 tane şehit verdik
Şehit her gün veriliyor,her yerde baskın ve pusu yenebiliyor,yollar gündüz gözüyle kesiliyordu. O dönemde Şemdinlide görev yapan Erdal Sarızeybeke göre bu şartlarda görev yapan güvenlik görevlilerinin iki seçeneği vardı:
Birinci seçenek şudur; işte ben birlik Komutanıyım, emrime verilmiş askerler var, bunların hiçbirisi şehit olmasın, kışlasından dışarı çıkmasın, üstler de ne yapıyorsa yapsın, ben hiç şehit vermeden iki senemi doldurayım, buradan gideyim. İkinci seçenek şudur; PKK terör örgütü TCnin varlığına ve bekasına gerçekten bir tehdittir, bu tehdit yok edilmeden halkımız huzur içerisinde yaşayamaz. O halde elimdeki mevcut tüm kuvvetlerle bu teröristler neredeyse onları arayıp bulacağım ve yok edeceğim. Birinci seçeneğin şahsi olarak bir ikbal duygusu içerisinde iseniz size riski yoktur. İki sene orada kalırsınız, iki sene sonra tayininiz çıkar batıya gelirsiniz, batıdaki arkadaşlarınızı da övünçle anlatırsınız. Dersiniz ki ben iki sene çok tehlikeli bölgelerde kaldım, hiç şehit vermedim ve döndüm. Ama sizin iki sene kaldığınız dönemde terörist örgüt tüm sorumluluk bölgenizde yapılanmıştır, eleman temin etmiştir, yollarınıza pusu kurmuştur, halkı öldürmüştür, size dokunmamıştır. Güçlenmiştir. Siz iki sene sonra oradan ayrıldığınızda sizin yerinize gelen komutan terörle mücadeleye kalktığı anda karşısında olması gerekenden daha güçlü bir tehditle karşı karşıya kalacak, belki daha çok şehit verecektir. Aslında o verilen şehitler sizin günahınız değil sizden önce terörle mücadele etmemiş olan kişilerin günahıdır.
Emekli Kıdemli Piyade Binbaşı Serhat Karadenizin Hakkariye tayini Osman Pamukoğlu ile aynı dönemdedir. Onun gözlemleri de Pamukoğlundan pek farklı değildir. Üstüne üstlük o canlı bir olaya şahit olur: Katılışımın 3üncü gecesi filandı tabura. Tabura harekat merkezinde oturup çalışıyoruz bir telefon geldi yakınımızda ki bir köyde bir PKK grubunun yurtiçinden geldikleri, yorgun oldukları, içlerinde yaralılar olduğu, aç oldukları, bitkin oldukları ve İran a doğru; malum o dönemde İranda kamplar vardı, İrandaki kamplarına doğru gittiklerini öğrendik. Hemen operasyon hazırlamam gerekiyordu. Ama tugaya haber vermemiz gerekiyor dediler. Tugaydan haber bekleyecektik. Yani insiyatif kullanılmıyor o anda. Daha sonra bu PKK grubu, 3 tane köy var, 2nci köyden haber geldi. Birinci köyden geçip 2nci köye gelmişler. E hadi birşeyler yapalım tugaydan emir gelmesin bekliyoruz. Derken 3. köye geldiler biz hala emir bekliyoruz. Ve bunlar köyü terk ederekten İran istikametine doğru gittiler yani o gece biz benim görüşüme göre büyük bir fırsat kaçırmış olduk.
Zaten bölüğe inemedik çünkü çatışma tamamen bölüğün etrafındaydı. Yaklaşık 200-300 metre mesafede helikopter bizi bıraktı. Teröristler köyün içinde bazı evleri kendilerine mevzi teşkil etmişler evlerin içerisinden roketle ve makineli tüfekle bölüğe ateş ediyorlardı. O anda sevki idare gibi bir şey düşünemedik. Çünkü ateş bölüğün zaten içerisindeydi. Hemen biz de mevziiye girdik, çatışmaya fiilen katıldık. Çatışma yaklaşık orada da 5 saat sürdü. Takviye kuvvetler çabuk geldi. Hem polis özel harekât timleri, hem jandarma özel harekat timleri. Gerekli mukavemeti gösterdik, çatıştık. Orada da teröristler çok büyük zayiat verdi ama ben teröristlerin zayiatına aldırmıyorum. Orada da 22 tane şehit verdik
Şehit her gün veriliyor,her yerde baskın ve pusu yenebiliyor,yollar gündüz gözüyle kesiliyordu. O dönemde Şemdinlide görev yapan Erdal Sarızeybeke göre bu şartlarda görev yapan güvenlik görevlilerinin iki seçeneği vardı:
Birinci seçenek şudur; işte ben birlik Komutanıyım, emrime verilmiş askerler var, bunların hiçbirisi şehit olmasın, kışlasından dışarı çıkmasın, üstler de ne yapıyorsa yapsın, ben hiç şehit vermeden iki senemi doldurayım, buradan gideyim. İkinci seçenek şudur; PKK terör örgütü TCnin varlığına ve bekasına gerçekten bir tehdittir, bu tehdit yok edilmeden halkımız huzur içerisinde yaşayamaz. O halde elimdeki mevcut tüm kuvvetlerle bu teröristler neredeyse onları arayıp bulacağım ve yok edeceğim. Birinci seçeneğin şahsi olarak bir ikbal duygusu içerisinde iseniz size riski yoktur. İki sene orada kalırsınız, iki sene sonra tayininiz çıkar batıya gelirsiniz, batıdaki arkadaşlarınızı da övünçle anlatırsınız. Dersiniz ki ben iki sene çok tehlikeli bölgelerde kaldım, hiç şehit vermedim ve döndüm. Ama sizin iki sene kaldığınız dönemde terörist örgüt tüm sorumluluk bölgenizde yapılanmıştır, eleman temin etmiştir, yollarınıza pusu kurmuştur, halkı öldürmüştür, size dokunmamıştır. Güçlenmiştir. Siz iki sene sonra oradan ayrıldığınızda sizin yerinize gelen komutan terörle mücadeleye kalktığı anda karşısında olması gerekenden daha güçlü bir tehditle karşı karşıya kalacak, belki daha çok şehit verecektir. Aslında o verilen şehitler sizin günahınız değil sizden önce terörle mücadele etmemiş olan kişilerin günahıdır.
Emekli Kıdemli Piyade Binbaşı Serhat Karadenizin Hakkariye tayini Osman Pamukoğlu ile aynı dönemdedir. Onun gözlemleri de Pamukoğlundan pek farklı değildir. Üstüne üstlük o canlı bir olaya şahit olur: Katılışımın 3üncü gecesi filandı tabura. Tabura harekat merkezinde oturup çalışıyoruz bir telefon geldi yakınımızda ki bir köyde bir PKK grubunun yurtiçinden geldikleri, yorgun oldukları, içlerinde yaralılar olduğu, aç oldukları, bitkin oldukları ve İran a doğru; malum o dönemde İranda kamplar vardı, İrandaki kamplarına doğru gittiklerini öğrendik. Hemen operasyon hazırlamam gerekiyordu. Ama tugaya haber vermemiz gerekiyor dediler. Tugaydan haber bekleyecektik. Yani insiyatif kullanılmıyor o anda. Daha sonra bu PKK grubu, 3 tane köy var, 2nci köyden haber geldi. Birinci köyden geçip 2nci köye gelmişler. E hadi birşeyler yapalım tugaydan emir gelmesin bekliyoruz. Derken 3. köye geldiler biz hala emir bekliyoruz. Ve bunlar köyü terk ederekten İran istikametine doğru gittiler yani o gece biz benim görüşüme göre büyük bir fırsat kaçırmış olduk.
Askerinizi kaybederseniz amiriniz hesap sorar
Jandarma Albay Erdal Sarızeybek riski olmayan ve pasivize olmak anlamına gelen birinci seçeneği anlattıktan sonra ikinci seçeneği anlatıyor:İkinci seçenek çok risklidir. Eğer ki siz gelecek düşünüyorsanız gerek sivil makam gerek askeri makam hep terfi edeyim, bir koltuk sahibi olayım diyorsanız bu sizin için büyük bir risktir. Neden? Birliklerinizle araziye çıkabilirisiniz, terörü yok etmek için. Olur ya bir gün pusuya düşebilirsiniz. Olur ya dışarı çıkardığınız bir tim çok güçlü bir terörist grubu ile karşı karşıya kalabilir, siz şehit verebilirsiniz. O zaman üzerinizdeki amir size neden şehit verdiğinin hesabını sorarsa... Yani niye dışarı çıktın, niye terörle mücadele ettin, otursaydın ya kışlanda bu şehit olmazdı derse işte sizin o ikbal duygunuz biter, geleceğinizde biter. Ama sizin üzerinizdeki komutan bu terör örgütü milletimize bir tehdittir, sen de elindeki bütün güçleri yok edeceksin, gerekirse sen de öl diyen kapasitede bir insansa, riski göze alan bir insansa işte o zaman siz başarırsınız.
Jandarma Albay Erdal Sarızeybek riski olmayan ve pasivize olmak anlamına gelen birinci seçeneği anlattıktan sonra ikinci seçeneği anlatıyor:İkinci seçenek çok risklidir. Eğer ki siz gelecek düşünüyorsanız gerek sivil makam gerek askeri makam hep terfi edeyim, bir koltuk sahibi olayım diyorsanız bu sizin için büyük bir risktir. Neden? Birliklerinizle araziye çıkabilirisiniz, terörü yok etmek için. Olur ya bir gün pusuya düşebilirsiniz. Olur ya dışarı çıkardığınız bir tim çok güçlü bir terörist grubu ile karşı karşıya kalabilir, siz şehit verebilirsiniz. O zaman üzerinizdeki amir size neden şehit verdiğinin hesabını sorarsa... Yani niye dışarı çıktın, niye terörle mücadele ettin, otursaydın ya kışlanda bu şehit olmazdı derse işte sizin o ikbal duygunuz biter, geleceğinizde biter. Ama sizin üzerinizdeki komutan bu terör örgütü milletimize bir tehdittir, sen de elindeki bütün güçleri yok edeceksin, gerekirse sen de öl diyen kapasitede bir insansa, riski göze alan bir insansa işte o zaman siz başarırsınız.