Türkiye'nin Doğal Yapısı ve Dünya Ekonomisindeki Yeri

Buğra1

Kayıtlı Üye
Türkiye'nin Doğal Yapısı ve Dünya Ekonomisindeki Yeri



Ekonomik yaşamda önemli bir yere sahip olan doğal yapı; ülkenin coğrafi konumu, büyüklüğü, yüzey şekilleri, iklim koşulları ve jeopolitik durumu göz önüne alınarak belirlenebilir.Coğrafi konum açısından Türkiye’nin, kuzey yarımkürede, büyük bölümü Asya kıtasında ve küçük bölümü ise Avrupa kıtasında yer almaktadır.Kuzey ve güneyinde sıradağlarla çevrili ülkemiz geniş deprem kuşağının da içinde bulunmaktadır. Farklı yörelerdeki farklı iklim koşulları nedeniyle farklı bitki örtüsüyle kaplıdır. 814578 kilometre karelik yüzölçümüne sahip Türkiye Cumhuriyeti sınırları 24 Temmuz 1923’de Lozan Anlaşması ile çizilmiş ve bir kısmı kesin şeklini daha sonra almıştır. Ilıman iklim kuşağında yer alan Türkiye’de her tür ürün yetişmektedir. Türkiye madenler bakımından da zengindir. 1997 sayımına göre nüfusu 62 milyon dolayındadır.Üç kıta arasında yer alan, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye jeopolitik konumu itibariyle önemli bir merkezdir. Boğazların Türkiye’nin jeopolitik durumu içerisinde özel bir önemi vardır. Türkiye 1997 yılında 195.4 milyar dolarlık GSMH ile dünyada 23'üncü,Satın alma Gücü Paritesine göre ise 409.7 milyar dolarlık GSMH ile dünyanın 16 ncı büyük ülkesidir. Türkiye tüketici fiyatlarına göre yıllık enflasyon açısından, Türkmenistan ve Romanya'dan sonra dünyada en yüksek üçüncü ülkedir. 1996 yılında dünya mal ihracatında 33 üncü, mal ithalatında ise 25 inci sıradadır.



Türkiye'nin Demografik Yapısı



İnsan faktörü ekonomik kalkınmanın hem amacı hem de aracıdır. Nüfus ise bir arazi parçası üzerinde yerleşmiş olarak yaşayan insan topluluğudur.Türkiye nüfus çokluğu bakımından Dünyada 16. Avrupa'da 5. büyük ülke konumundadır.Bir ülkenin nüfusunda erkek sayısının kadına oranla azlığı yada çokluğu o toplumun kuvvet ve gelişiminde önemli bir etken olmaktadır.Türkiye'nin nüfusunda görülen yaş grupları dağılımı genç ve dinamik bir durum ortaya koymaktadır. Diğer taraftan bağımlı nüfus ve bağımlılık oranı da büyük bir önem taşımaktadır. Ayrıca bir ülkenin sosyo-ekonomik yapısını incelerken üzerinde durulması gereken bir konu da aktif nüfusun sektörlere (işkollarına) göre dağılımıdır.Ülkemizin demografik yapısı özellikle 1950'lerden itibaren değişmekte nüfus başlangıçta kırsal alanda yoğunlaşmış iken, bugün kentlerde yoğunlaşmış durumdadır. Eğitim durumu açısından da okur yazar oranı 1927'de %19.54 iken 1990'da %80.46'ya çıkmıştır.Nüfus yoğunluğu ya da nüfusun ülke içindeki dağılımının bilinmesi sosyal ve kültürel açıdan önemli olmakla beraber ülkelerarasında karşılaştırma olanağı da vermektedir. Öte yandan nüfus planlaması ülkelerin gelişimi ve bireylerin Milli Gelir'den ne kadar pay alacağını belirleyen etmenlerden birisidir.Nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı, yoğunluğu, eğitim durumu, yerleşim biçimi istihdam sorununu da beraberinde getirmektedir. İstihdam basit olarak çalışabilir durumda niteliklerine ve yeteneklerine göre iş bulmaktır.Nüfusumuzun genç nüfuz karakterinde olması dolayısıyla ekonomimizde her yıl çalışma yaşındaki nüfus artışları olmakta, bu da işgücü fazlası yaratmaktadır.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst