Salvo
Kayıtlı Üye
TÜRKİYEDE MÜHENDİSLİK TARİHİ:
Ülkemizde üniversite tarihi bugünkü adı İstanbul Teknik Üniversitesi olan, 1773’te açılan Mühendishane-I Bahr-i hümayun un kuruluşu ile başlar. İlk adı “Mühendishane” olan bu üniversite ulusal tarhimizin ilk üniversitesidir.
I. Abdülhamit devrinde büyümeye devam eden bu üniversite, III. Selim döneminde 1795 de adı Mühendishane-I Berr-I Hümayum (inşaat mühendisliği) olmuş ve bir kanunnameye bağlanmıştır. Bu kanun; ünversitenin kurulduğu dönem koşulları içerisinde oldukça modern ve modern olduğu kadarda detaylı bir üniversite kanunudur.
Tanzimattan Sonra Üniversite
Bugünkü anlamda üniversitelerimizin tarihi tanzimatla başlar. 1845’te “Meclis-i Muvakkat” adı ile ulema asker ve bürokratlardan oluşan yedi kişilk geçici bir meclis kurulmuş ve bir yıl çalışmıştır. Bu meclis eğitim sisteminde yapılması düşünülen düzenlemeler için prensipler belirlemiş ve batıda olduğu gibi ilk,orta ve yüksek öğretim olmak üzere üç basamaklı yapılmasını benimsemiştir. Tanzimatta bugün kullandığımız üniversite sözcüğüne karşılık olarak Osmanlıca (Türkçe) Darülfünun terimi kullnılmışsada içerik olarak batı tipi yeni modern üniversite benimsenmişti. 1933’e gelindiğinde Darülfünun terimi yerine “üniversite” tercih edilecek en son darülfünun olan İstanbul Darülfünun’u adı İstanbul Üniversitesine çevrilerek hem terim hemde anlam itibarı ile üniversite batılı olacaktır.
Darülfünundan askeriye ve bürokrasinin ihtiyaç duyduğu insan gücü yetiştirmesi amaçlanıyordu. I.Darülfünun 14 ocak 1963’te öğretime başladı, fakat çok geçmeden kapandı. 20 Şubat 1870’de II.Darülfünun (Darülfünunun-u Osmaiye) açıldı. 1874’de III. Darülfünun, 1 Eylül 1900’de IV. Darülfünun ve 1908’de V. Darülfünun açıldı. 20 Nisan 1912’de Darülfünun Nizamnamesi yayınlamdı ve ad İstanbul Darülfünununa çevrildi.
11 Ekim 1919’da Darülfünun nizamnamesi yeniden düzenlendi ve bilimsel özeklik verildi. 3 Mart 1924 tarih ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile bütün mektep ve medreselerle birlikte Darülfünun Maarif Vekaletine bağlandı. 21 Nisan 1924 tarih ve 493 sayılı kanun ile İstanbul Darülfünunun talimatnameleri yayımlandı ve bilimsel ve idari özerklik verildi. Bunun dışında Cımhuriyet döneminde çok ciddi devrimler yapılmışsada Darülfünuna dokunulmamıştır.
1933 Üniversite Reformu
1930’dan itibaren Darülfünun çeşitli yayın organlarında eleştirilmeye başlanmış ve 1933’de İstanbul Darülfünun’u kaldırılmış ve İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. 1933 reformu daha sonraki üniversite düzenlemeleri üzerinde belirleyici bir etki yapmıştır. 1933 reformu ve çevresindeki olaylar cumhuriyet döneminden sonra üniversiteye bakışın anlaşılması bakımından önem taşımaktadır.
31 Temmuz 1933 de Darülfunun Kapatılmış Daarülfunun toplam 240 olan öğretim elmanı kadrosu 53’e düşürülmüş ve diğer öğretim elemanının görevlerine son verilmiştir. Böylelikle, eski öğretim elemanlarının üçte ikisi işten atılmışlardır. Bunların yerine Almanya dan Hitler rejiminden kaçan öğretim üyeleri getirilmişitir.
İstanbul Üniversitesi
Istanbul Üniversitesi 9 aylık bir boşluktan sonra 1934 te çıkarılan İstanbul Üniversitesi Talimatnamesi’nde belirlenen yeni esaslara göre düzenlenmiştir.
1946 (18.6.1946 tarih ve 4936 sayılı kanun), 1961 (61 anayasası madde 120, 115 sayılı kanun) 1973 (7.7.1973 tarih ve 1750 sayılı kanun), 1981 (6.11.1981 tarih ve 2547 sayılı kanun) de olmak üzere üniverite kanununda en az 8 yıllık en çok 15 yıllık peryotlarda olmak üzere 5 defa düzenleme yapılmıştır.
1981 Üniversite Yasası
1981de Türkiye Üniversitelerinin tümü aynı bir yasal çerçevenin (2547 sayılı kanun) içine sokulmuş, merkezinde YÖK bulunan otoriter bir yapı kurulmuştur.
Bu otorite bugünlerde daha da detaylara kadar inmekte ve üniversitelerin bütün uyulamalarını kontrol altında alma yönünde gelişmeler göstermektedir. Böylece otoriter yapı totaliterleştirmeye dönüşmektedir. 1933 te başlayan otorite kurma arzusu giderek güçlendirilmiş bürokratik-hiyerarşik bir otorite konisi inşa edilmiştir. Dünyada üniversitelerin tam aynı yapıda kurulan ve aynı merkezden yönetilen bir başka ülke bulunmamaktadır.
( ESKİ METİN: Türklerde mühendislik eğitimine yönelik teknik öğretim çabaları 400 yılı aşkın bir geçmişe dayanmakla beraber, makina mühendisliği alanındaki ilk ciddi girişimler Cumhuriyetin ilanından sonraki döneme rastlar. 1934’te elektromekanik enstitüsünün darülfünundan ayrılarak günümüzdeki adı İTÜ olan Yüksek Mühendis Mektebine bağlanması makina mühendisliği eğitiminin temelini oluşturur. 1935’de Elektromekanik Enstitüsünde Muharebe Şubesi kuruldu. Ardından 1940’da Elektromekanik şubesi elektrik,muhabere ve makina-elektrik şubelerine ayrıldı.1943’de ise elektrik ve makina şubeleri olarak düzenlenen bu şubeler bugün aynı adları taşıyan fakültelelerin temelini oluşturdu. Bu tarihten sonra makina şubesine bağlı uçak ve gemi ihtisas şubeleri oluşturuldu ve bunlarda sonraki yıllarda ucak ve uzay bilimleri ile gemi inşaatı ve deniz bilimleri fakültelerine dönüştürüldü.)
Ülkemizde üniversite tarihi bugünkü adı İstanbul Teknik Üniversitesi olan, 1773’te açılan Mühendishane-I Bahr-i hümayun un kuruluşu ile başlar. İlk adı “Mühendishane” olan bu üniversite ulusal tarhimizin ilk üniversitesidir.
I. Abdülhamit devrinde büyümeye devam eden bu üniversite, III. Selim döneminde 1795 de adı Mühendishane-I Berr-I Hümayum (inşaat mühendisliği) olmuş ve bir kanunnameye bağlanmıştır. Bu kanun; ünversitenin kurulduğu dönem koşulları içerisinde oldukça modern ve modern olduğu kadarda detaylı bir üniversite kanunudur.
Tanzimattan Sonra Üniversite
Bugünkü anlamda üniversitelerimizin tarihi tanzimatla başlar. 1845’te “Meclis-i Muvakkat” adı ile ulema asker ve bürokratlardan oluşan yedi kişilk geçici bir meclis kurulmuş ve bir yıl çalışmıştır. Bu meclis eğitim sisteminde yapılması düşünülen düzenlemeler için prensipler belirlemiş ve batıda olduğu gibi ilk,orta ve yüksek öğretim olmak üzere üç basamaklı yapılmasını benimsemiştir. Tanzimatta bugün kullandığımız üniversite sözcüğüne karşılık olarak Osmanlıca (Türkçe) Darülfünun terimi kullnılmışsada içerik olarak batı tipi yeni modern üniversite benimsenmişti. 1933’e gelindiğinde Darülfünun terimi yerine “üniversite” tercih edilecek en son darülfünun olan İstanbul Darülfünun’u adı İstanbul Üniversitesine çevrilerek hem terim hemde anlam itibarı ile üniversite batılı olacaktır.
Darülfünundan askeriye ve bürokrasinin ihtiyaç duyduğu insan gücü yetiştirmesi amaçlanıyordu. I.Darülfünun 14 ocak 1963’te öğretime başladı, fakat çok geçmeden kapandı. 20 Şubat 1870’de II.Darülfünun (Darülfünunun-u Osmaiye) açıldı. 1874’de III. Darülfünun, 1 Eylül 1900’de IV. Darülfünun ve 1908’de V. Darülfünun açıldı. 20 Nisan 1912’de Darülfünun Nizamnamesi yayınlamdı ve ad İstanbul Darülfünununa çevrildi.
11 Ekim 1919’da Darülfünun nizamnamesi yeniden düzenlendi ve bilimsel özeklik verildi. 3 Mart 1924 tarih ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile bütün mektep ve medreselerle birlikte Darülfünun Maarif Vekaletine bağlandı. 21 Nisan 1924 tarih ve 493 sayılı kanun ile İstanbul Darülfünunun talimatnameleri yayımlandı ve bilimsel ve idari özerklik verildi. Bunun dışında Cımhuriyet döneminde çok ciddi devrimler yapılmışsada Darülfünuna dokunulmamıştır.
1933 Üniversite Reformu
1930’dan itibaren Darülfünun çeşitli yayın organlarında eleştirilmeye başlanmış ve 1933’de İstanbul Darülfünun’u kaldırılmış ve İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. 1933 reformu daha sonraki üniversite düzenlemeleri üzerinde belirleyici bir etki yapmıştır. 1933 reformu ve çevresindeki olaylar cumhuriyet döneminden sonra üniversiteye bakışın anlaşılması bakımından önem taşımaktadır.
31 Temmuz 1933 de Darülfunun Kapatılmış Daarülfunun toplam 240 olan öğretim elmanı kadrosu 53’e düşürülmüş ve diğer öğretim elemanının görevlerine son verilmiştir. Böylelikle, eski öğretim elemanlarının üçte ikisi işten atılmışlardır. Bunların yerine Almanya dan Hitler rejiminden kaçan öğretim üyeleri getirilmişitir.
İstanbul Üniversitesi
Istanbul Üniversitesi 9 aylık bir boşluktan sonra 1934 te çıkarılan İstanbul Üniversitesi Talimatnamesi’nde belirlenen yeni esaslara göre düzenlenmiştir.
1946 (18.6.1946 tarih ve 4936 sayılı kanun), 1961 (61 anayasası madde 120, 115 sayılı kanun) 1973 (7.7.1973 tarih ve 1750 sayılı kanun), 1981 (6.11.1981 tarih ve 2547 sayılı kanun) de olmak üzere üniverite kanununda en az 8 yıllık en çok 15 yıllık peryotlarda olmak üzere 5 defa düzenleme yapılmıştır.
1981 Üniversite Yasası
1981de Türkiye Üniversitelerinin tümü aynı bir yasal çerçevenin (2547 sayılı kanun) içine sokulmuş, merkezinde YÖK bulunan otoriter bir yapı kurulmuştur.
Bu otorite bugünlerde daha da detaylara kadar inmekte ve üniversitelerin bütün uyulamalarını kontrol altında alma yönünde gelişmeler göstermektedir. Böylece otoriter yapı totaliterleştirmeye dönüşmektedir. 1933 te başlayan otorite kurma arzusu giderek güçlendirilmiş bürokratik-hiyerarşik bir otorite konisi inşa edilmiştir. Dünyada üniversitelerin tam aynı yapıda kurulan ve aynı merkezden yönetilen bir başka ülke bulunmamaktadır.
( ESKİ METİN: Türklerde mühendislik eğitimine yönelik teknik öğretim çabaları 400 yılı aşkın bir geçmişe dayanmakla beraber, makina mühendisliği alanındaki ilk ciddi girişimler Cumhuriyetin ilanından sonraki döneme rastlar. 1934’te elektromekanik enstitüsünün darülfünundan ayrılarak günümüzdeki adı İTÜ olan Yüksek Mühendis Mektebine bağlanması makina mühendisliği eğitiminin temelini oluşturur. 1935’de Elektromekanik Enstitüsünde Muharebe Şubesi kuruldu. Ardından 1940’da Elektromekanik şubesi elektrik,muhabere ve makina-elektrik şubelerine ayrıldı.1943’de ise elektrik ve makina şubeleri olarak düzenlenen bu şubeler bugün aynı adları taşıyan fakültelelerin temelini oluşturdu. Bu tarihten sonra makina şubesine bağlı uçak ve gemi ihtisas şubeleri oluşturuldu ve bunlarda sonraki yıllarda ucak ve uzay bilimleri ile gemi inşaatı ve deniz bilimleri fakültelerine dönüştürüldü.)