Bayan Taruz
Bayan Üye
Köprüler vardır iki yakayı birleştiren, köprüler vardır gönül dağlarını yıkan, köprüler vardır acıyı, sevinci birleştiren, köprüler vardır yeni dünyalar yaratan, köprüler vardır nice aşkları birleştiren, köprüler vardır savaşlara şahid olan...
Her köprünün bir hikayesi vardır. Adına türküler yakılan, şarkılar güftelenen… Masalsı tadında… Kimi ümitsiz sevdalar üzerine, kimi acıyı kederi, hasreti bitirme üzerine, kimi de namı kuşaktan kuşağa aktarılması üzerine…
Köprüler dile gelse kimbilir neler anlatırlardı bizlere... Ve tarihin sessiz tanıkları köprülerimiz...
Çifte Köprü
Çifte Köprü - Arhavi (Artvin)
Fotoğraf : Muhammet Bilgin
Samsun’dan itibaren değişen doğa yapısı Doğu Karadeniz’deki illerde farklı bir yaşam biçimini zorunlu kılar. Yüksek yamaçlarda birbirinden uzak evlere ulaşımı sağlayan “varagel” adı verilen pratik bir teleferik sistemi, bölgeye özgü tahıl ambarları (serender) ve coşkun dereleri kolayca geçmeyi sağlayan köprüler bu çetin koşullarda hayatı kolaylaştırır.
Hemen tüm Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olarak görülen kemer köprüler, inişli çıkışlı dağlık arazilere uyum gösteren yapılar. Birbirine dik konumda bağlanan iki farklı köprüsüyle Çifte Köprü, yörenin en güzel tarihi köprülerinden biri kuşkusuz. Artvin ili Arhavi ilçesi Ortacalar bucağı yakınlarındaki köprülerin ne zaman inşa edildikleri net olarak bilinemiyor ancak 1850’li yıllara tarihlendikleri tahmin ediliyor. Köprülerden biri Kamilet Deresi, diğeri ise Soğucak Deresi üzerinde yer alıyor. Her iki köprünün de uzunluğu 35,5 metre, genişliği ise 2,8 metre. Enlerinin dar olması nedeniyle köprüler sadece yaya geçişine açık.
Arılı ile Küçükköy yol ayrımındaki Çifte Köprü, geleneksel Karadeniz mimarisini yansıtan bir biçimde sivri kemerli, tek gözlü ve kesme taş malzemeyle inşa edildi. Bu tarihi yapılar zamanında Kafkasya’ya asker sevkıyatı amacıyla da kullanıldı. Mençuna Şelalesi güzergâhı üzerindeki Çifte Köprü 2003 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından restore edildi, döşeme ve korkuluk taşları yenilendi.
Mikron Köprüsü
Mikron Köprüsü - Çamlıhemşin (Rize)
Karadeniz Bölgesi’nin tipik özelliği, keskin yamaçlarla çevrelenmiş derin vadiler ve bu vadiler arasında çılgınca akan ırmakların kıyısına konumlanan yerleşimlerdir. Yörenin coğrafyasının getirdiği zorunluluktan dolayı dik yamaçlara yapılan evlere ulaşım, çoğunlukla dereler üzerindeki tek kemerli taş köprülerle sağlanıyor. Birçoğu yörenin varlıklı kişileri tarafından yaptırılan bu köprülerin tarihi 18. yüzyıla kadar uzanıyor.
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde, Fırtına Vadisi üzerinde yer alan Mikron Köprüsü, bölgedeki ona yakın köprüden yalnızca bir tanesi. Çamlıhemşin-Ayder Yaylası yolu üzerindeki Aşağışimşirli köyü yakınlarındaki köprü, 30 metre uzunluğunda ve dere seviyesinden yaklaşık 12 metre yükseklikte. İklim şartlarından dolayı mevsimine göre sel tehlikesi oluşturan derenin etkisiyle, köprünün ayak açıklıkları epeyce geniş tutulmuş. Yapı 19. yüzyılın ilk yarısına, Osmanlı dönemine tarihleniyor. Köprünün kemeri kesme taştan, ayakları molozdan, korkulukları ise briketten örülerek yapılmış.
Ardeşen’de Karadeniz’le buluşan Fırtına Deresi, Ayder Yaylası’na kadar takip edildiğinde birçok tek gözlü kemer köprüyle karşılaşılır. Mikron’un yanı sıra Ballıoğlu Mehmet Usta tarafından yapılan Kale (Hala) Köprüsü, Kabaoğlu Ahmet Efendi tarafından 19. yüzyılda inşa ettirilen Kadıköy (Özenkit) Köprüsü ve 18. yüzyıl yapısı Timisvat bu köprüler içinde en önemlilerinden birkaçı. Mikron Köprüsü de benzerleri gibi 1999 yılında Karayolları tarafından onarılarak yeniden yaya kullanımına açıldı.
Kiremitli Köprü (Hapsiyaş Köprüsü)
Kiremitli Köprü (Hapsiyaş Köprüsü) – Of (Trabzon)
Hapsiyaş Köprüsü Doğu Karadeniz’in engel tanımaz haşin dereleri üzerine kurulan tek gözlü kemer köprüler arasında mimari farklılığıyla dikkat çekiyor. Köprü, kayalar üzerine oturtulan kesme taş ayakları, ahşap gövdesi ve üzerini örten yöreye has kiremitli çatısıyla benzerlerinden ayrılıyor. Taş işçiliğinin gelişmediği çok eski dönemlerde, malzeme olarak ahşabın çok sık kullanıldığını biliyoruz. Eski tekniklerle inşa edilen Hapsiyaş Köprüsü, görsel güzelliğiyle kentin en bilinen anıt eserlerinden biri.
Trabzon’un ilçeleri olan Of-Dernekpazarı-Çaykara güzergâhı üzerindeki köprü, 1935 yılında büyük ahşap kütükler kullanılarak yapıldı. Kemere benzeyen geometrik biçimli tasarımı sayesinde geniş dere yatağı başarılı bir şekilde aşılmış. Bölgede başka bir örneği bulunmaması nedeniyle 1996 yılında “anıtsal eser” statüsünde tescil edilen köprü, 2002 yılında Trabzon Valiliği tarafından aslına uygun olarak restore edildi.
Önemli bir turizm merkezi olan Uzungöl’ün yolu üzerindeki Hapsiyaş, yeşillikler ortasında parıldayan kırmızı çatısı yüzünden Kiremitli Köprü olarak da anılıyor. Uzungöl’den devam ederek Soğanlı ve Haldizen vadileriyle Bayburt’a ulaşan tarihi yol üzerinde bulunan bu güzel köprü, tatilcilerin ve bölgeye tur düzenleyen seyahat şirketlerinin hatıra fotoğrafı çektirmek için mola verdikleri bir yer aynı zamanda.
Talazan Köprü
Talazan Köprü – Niksar (Tokat)
Tokat’ın Niksar ilçesine 15 kilometre mesafedeki köprü, Niksar-Erbaa karayolu üzerinde. Günümüze ulaşan bir kitabesi bulunmadığı için yapım tarihi hakkında net bir bilgi yok. Köprünün yedi sivri kemer gözü mevcut.
Tokat bölgesini mesken edinen ve Niksar’ı kendilerine başkent yapan Danişmentliler, arkalarında ölümsüz eserler bıraktılar. Gümüşhane’den doğan ve Erbaa Ovası’nı sulayarak Talazan Boğazı’na gelen Kelkit Çayı’nın üzerinde konumlanan Talazan Köprüsü’nün, Danişment özelliklerini yansıtan bir yapı olduğu düşünülüyor. Köprünün mimari üslubunu değerlendiren bazı kaynaklara göre ise 13. yüzyılın ilk yarısında inşa edildiği tahmin ediliyor. Bu da Selçuklu mimarisinin etkisine işaret ediyor. Bir kemeri yıkılan köprünün uzunluğu 134 metre. Sel sonucu tahrip olan bu bölüm, demir konstrüksiyonla birleştirilerek köprünün bütünselliği sağlanmış. Buzköyü’nün çevre köylerle ulaşımını sağlamaya devam eden kesme taş köprü, birçok kez sel taşkınlarından zarar gördü ve her seferinde yeniden onarıldı. Duvar örgüsündeki farklı taş işçiliklerine bakarak bu onarımları kolayca ayırt etmek mümkün. Köprünün 2009 yılında başlayan onarım çalışmaları devam ediyor.
Selçuklu döneminin kültürel izlerini taşıyan Tokat ilinin sınırları içerisinde ayrıca Niksar merkezdeki Leylekli Köprü ve Kelkit Çayı’nın Yeşilırmak ile buluştuğu noktada konumlanan Hıdırlık Köprüsü de yer alıyor. Her üç köprü de, Anadolu’nun tarihi taş köprüleri listesinde önemli bir yere sahip.
Her köprünün bir hikayesi vardır. Adına türküler yakılan, şarkılar güftelenen… Masalsı tadında… Kimi ümitsiz sevdalar üzerine, kimi acıyı kederi, hasreti bitirme üzerine, kimi de namı kuşaktan kuşağa aktarılması üzerine…
Köprüler dile gelse kimbilir neler anlatırlardı bizlere... Ve tarihin sessiz tanıkları köprülerimiz...
Çifte Köprü
Çifte Köprü - Arhavi (Artvin)
Fotoğraf : Muhammet Bilgin
Samsun’dan itibaren değişen doğa yapısı Doğu Karadeniz’deki illerde farklı bir yaşam biçimini zorunlu kılar. Yüksek yamaçlarda birbirinden uzak evlere ulaşımı sağlayan “varagel” adı verilen pratik bir teleferik sistemi, bölgeye özgü tahıl ambarları (serender) ve coşkun dereleri kolayca geçmeyi sağlayan köprüler bu çetin koşullarda hayatı kolaylaştırır.
Hemen tüm Karadeniz Bölgesi’nde yaygın olarak görülen kemer köprüler, inişli çıkışlı dağlık arazilere uyum gösteren yapılar. Birbirine dik konumda bağlanan iki farklı köprüsüyle Çifte Köprü, yörenin en güzel tarihi köprülerinden biri kuşkusuz. Artvin ili Arhavi ilçesi Ortacalar bucağı yakınlarındaki köprülerin ne zaman inşa edildikleri net olarak bilinemiyor ancak 1850’li yıllara tarihlendikleri tahmin ediliyor. Köprülerden biri Kamilet Deresi, diğeri ise Soğucak Deresi üzerinde yer alıyor. Her iki köprünün de uzunluğu 35,5 metre, genişliği ise 2,8 metre. Enlerinin dar olması nedeniyle köprüler sadece yaya geçişine açık.
Arılı ile Küçükköy yol ayrımındaki Çifte Köprü, geleneksel Karadeniz mimarisini yansıtan bir biçimde sivri kemerli, tek gözlü ve kesme taş malzemeyle inşa edildi. Bu tarihi yapılar zamanında Kafkasya’ya asker sevkıyatı amacıyla da kullanıldı. Mençuna Şelalesi güzergâhı üzerindeki Çifte Köprü 2003 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından restore edildi, döşeme ve korkuluk taşları yenilendi.
Mikron Köprüsü
Mikron Köprüsü - Çamlıhemşin (Rize)
Karadeniz Bölgesi’nin tipik özelliği, keskin yamaçlarla çevrelenmiş derin vadiler ve bu vadiler arasında çılgınca akan ırmakların kıyısına konumlanan yerleşimlerdir. Yörenin coğrafyasının getirdiği zorunluluktan dolayı dik yamaçlara yapılan evlere ulaşım, çoğunlukla dereler üzerindeki tek kemerli taş köprülerle sağlanıyor. Birçoğu yörenin varlıklı kişileri tarafından yaptırılan bu köprülerin tarihi 18. yüzyıla kadar uzanıyor.
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde, Fırtına Vadisi üzerinde yer alan Mikron Köprüsü, bölgedeki ona yakın köprüden yalnızca bir tanesi. Çamlıhemşin-Ayder Yaylası yolu üzerindeki Aşağışimşirli köyü yakınlarındaki köprü, 30 metre uzunluğunda ve dere seviyesinden yaklaşık 12 metre yükseklikte. İklim şartlarından dolayı mevsimine göre sel tehlikesi oluşturan derenin etkisiyle, köprünün ayak açıklıkları epeyce geniş tutulmuş. Yapı 19. yüzyılın ilk yarısına, Osmanlı dönemine tarihleniyor. Köprünün kemeri kesme taştan, ayakları molozdan, korkulukları ise briketten örülerek yapılmış.
Ardeşen’de Karadeniz’le buluşan Fırtına Deresi, Ayder Yaylası’na kadar takip edildiğinde birçok tek gözlü kemer köprüyle karşılaşılır. Mikron’un yanı sıra Ballıoğlu Mehmet Usta tarafından yapılan Kale (Hala) Köprüsü, Kabaoğlu Ahmet Efendi tarafından 19. yüzyılda inşa ettirilen Kadıköy (Özenkit) Köprüsü ve 18. yüzyıl yapısı Timisvat bu köprüler içinde en önemlilerinden birkaçı. Mikron Köprüsü de benzerleri gibi 1999 yılında Karayolları tarafından onarılarak yeniden yaya kullanımına açıldı.
Kiremitli Köprü (Hapsiyaş Köprüsü)
Kiremitli Köprü (Hapsiyaş Köprüsü) – Of (Trabzon)
Hapsiyaş Köprüsü Doğu Karadeniz’in engel tanımaz haşin dereleri üzerine kurulan tek gözlü kemer köprüler arasında mimari farklılığıyla dikkat çekiyor. Köprü, kayalar üzerine oturtulan kesme taş ayakları, ahşap gövdesi ve üzerini örten yöreye has kiremitli çatısıyla benzerlerinden ayrılıyor. Taş işçiliğinin gelişmediği çok eski dönemlerde, malzeme olarak ahşabın çok sık kullanıldığını biliyoruz. Eski tekniklerle inşa edilen Hapsiyaş Köprüsü, görsel güzelliğiyle kentin en bilinen anıt eserlerinden biri.
Trabzon’un ilçeleri olan Of-Dernekpazarı-Çaykara güzergâhı üzerindeki köprü, 1935 yılında büyük ahşap kütükler kullanılarak yapıldı. Kemere benzeyen geometrik biçimli tasarımı sayesinde geniş dere yatağı başarılı bir şekilde aşılmış. Bölgede başka bir örneği bulunmaması nedeniyle 1996 yılında “anıtsal eser” statüsünde tescil edilen köprü, 2002 yılında Trabzon Valiliği tarafından aslına uygun olarak restore edildi.
Önemli bir turizm merkezi olan Uzungöl’ün yolu üzerindeki Hapsiyaş, yeşillikler ortasında parıldayan kırmızı çatısı yüzünden Kiremitli Köprü olarak da anılıyor. Uzungöl’den devam ederek Soğanlı ve Haldizen vadileriyle Bayburt’a ulaşan tarihi yol üzerinde bulunan bu güzel köprü, tatilcilerin ve bölgeye tur düzenleyen seyahat şirketlerinin hatıra fotoğrafı çektirmek için mola verdikleri bir yer aynı zamanda.
Talazan Köprü
Talazan Köprü – Niksar (Tokat)
Tokat’ın Niksar ilçesine 15 kilometre mesafedeki köprü, Niksar-Erbaa karayolu üzerinde. Günümüze ulaşan bir kitabesi bulunmadığı için yapım tarihi hakkında net bir bilgi yok. Köprünün yedi sivri kemer gözü mevcut.
Tokat bölgesini mesken edinen ve Niksar’ı kendilerine başkent yapan Danişmentliler, arkalarında ölümsüz eserler bıraktılar. Gümüşhane’den doğan ve Erbaa Ovası’nı sulayarak Talazan Boğazı’na gelen Kelkit Çayı’nın üzerinde konumlanan Talazan Köprüsü’nün, Danişment özelliklerini yansıtan bir yapı olduğu düşünülüyor. Köprünün mimari üslubunu değerlendiren bazı kaynaklara göre ise 13. yüzyılın ilk yarısında inşa edildiği tahmin ediliyor. Bu da Selçuklu mimarisinin etkisine işaret ediyor. Bir kemeri yıkılan köprünün uzunluğu 134 metre. Sel sonucu tahrip olan bu bölüm, demir konstrüksiyonla birleştirilerek köprünün bütünselliği sağlanmış. Buzköyü’nün çevre köylerle ulaşımını sağlamaya devam eden kesme taş köprü, birçok kez sel taşkınlarından zarar gördü ve her seferinde yeniden onarıldı. Duvar örgüsündeki farklı taş işçiliklerine bakarak bu onarımları kolayca ayırt etmek mümkün. Köprünün 2009 yılında başlayan onarım çalışmaları devam ediyor.
Selçuklu döneminin kültürel izlerini taşıyan Tokat ilinin sınırları içerisinde ayrıca Niksar merkezdeki Leylekli Köprü ve Kelkit Çayı’nın Yeşilırmak ile buluştuğu noktada konumlanan Hıdırlık Köprüsü de yer alıyor. Her üç köprü de, Anadolu’nun tarihi taş köprüleri listesinde önemli bir yere sahip.