Buğra1
Kayıtlı Üye
Türk Tarih Tezi
Türk Tarih Tezi, 1930'lu yıllarda Türkiye'de ortaya atılan ulusçu tarih yorumudur.
Türk Tarih Tezi, Osmanlı tarih yazımının mirası olan İslam merkezli tarih yorumlarına ve Avrupa merkezli tarih yorumlarına karşı alternatif bir ulusçu yorum geliştirilmesi amacıyla 1930'larda ortaya atılmıştır.
Türk Tarih Tezi'nin iki temel amacından söz edilebilir:
Türk ulusunu odak alarak tarihi yeniden yazarak bir Türk ulusal kimliğinin yaratılmasına katkıda bulunmak, bu şekilde Cumhuriyet'in temel amacı olan ulus-devlet yaratma sürecine tarihsel bir referans oluşturmak.
Türklerin dünya uygarlıklarının gelişiminde önemli bir yere sahip olduğu tezini kanıtlayarak Türkiye Cumhuriyeti'nin meşrutiyetinin tarihsel olgularca doğrulandığını göstermek.
Temel Kabuller
Türk Tarih Tezi, beyaz ırkın kökeninin Orta Asya olduğu hipotezinden yola çıkmaktadır. Buna göre çeşitli göç dalgaları halinde Orta Asya'dan dünyaya yayılan Türkler dünya medeniyetlerinin önemli bir kısmını kurmuştur.
Türk Tarih Tezi’nin temel kabulleri şu şekildedir:
Türkler, brakisefal ve beyaz ırktandır. Beyaz ırkın anayurdu Orta Asya’dır
Medeniyetin beşiği Türklerin anayurdu olan Orta Asya’dır
Göçler sonucu Türkler birçok yere yayılmış ve uygarlaşmayı tetiklemiştir
İtalya'da yaşamış Etrüskler Türk'tür
Irak'ın güneyindeki Sümer uygarlığını Türkler kurmuştur
Mısır medeniyetinin ilk kurucuları Orta Asyalı brakisefal Türklerdir
Maya, Aztek ve İnka Amerika uygarlıklarını Türkler kurmuştur
Teoriye göre Türk Tarih Tezine göre Irak, Anadolu, Mısır ve Ege medeniyetlerinin ilk kurucuları Orta Asyalı brakisefal ırkın temsilcileridir: Hitit, Sümer, Etrüsk, Rum, Yunan, Kürt, Macar vs. halklar Türk sayılmaktadır. Başka bir deyişle, bu teze göre Avrupa’dan Çin’e kadar uzanan coğrafyadakilerin çoğu Türktür.
Mustafa Kemal Atatürk 1930'lu yıllar boyunca yaptığı çeşitli konuşmalarda Türk Tarih Tezi'ni bizzat desteklemiştir. Örneğin;
"Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır."
sözüyle Anadolu'da eskiden beri yaşamış bütün halkların Türk olduğunu belirtmektedir.
"Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır."
sözleriyle de Kürtler, Rumlar, Bulgarlar, Makedonlar vs. halkların Türk olduğunu öne sürmektedir.
"Anadolu 7000 yıllık Türk beşiğidir"
sözü de Anadolu'da Türklerin varlığının Malazgirt Savaşı'ndan çok öncelere dayandığı anlamını taşımaktadır; Anadolu'nun en eski halkları Atatürk'e göre Türk'tür.
Atatürk, Türk Tarih Tezi'nde dile getirilen göç hareketleri ve "Kayıp Kıta Mu" efsanesi arasında bir bağlantı kurulabileceğini düşünmüş ve bu konuda araştırma yapmak için bazı girişimlerde bulunmuştur. Bu efsaneye göre Büyük Okyanus'da, Asya ve Amerika kıtaları arasında bulunan ve Avustralya'nın iki katı büyüklüğünde olan Mu Kıtası 70 bin yıl önce batmıştı. Atatürk, Türk halkının Mu kıtasından dünyaya yayılmış olabileceğini düşünerek bir araştırma başlattı; Meksika’ya elçi olarak atanan Tahsin Mayatepek'i, Türkçe ile Maya dili benzerliğin araştırılmasıyla görevlendirdi.
Türk Tarih Tezi, 1930'lu yıllarda Türkiye'de ortaya atılan ulusçu tarih yorumudur.
Türk Tarih Tezi, Osmanlı tarih yazımının mirası olan İslam merkezli tarih yorumlarına ve Avrupa merkezli tarih yorumlarına karşı alternatif bir ulusçu yorum geliştirilmesi amacıyla 1930'larda ortaya atılmıştır.
Türk Tarih Tezi'nin iki temel amacından söz edilebilir:
Türk ulusunu odak alarak tarihi yeniden yazarak bir Türk ulusal kimliğinin yaratılmasına katkıda bulunmak, bu şekilde Cumhuriyet'in temel amacı olan ulus-devlet yaratma sürecine tarihsel bir referans oluşturmak.
Türklerin dünya uygarlıklarının gelişiminde önemli bir yere sahip olduğu tezini kanıtlayarak Türkiye Cumhuriyeti'nin meşrutiyetinin tarihsel olgularca doğrulandığını göstermek.
Temel Kabuller
Türk Tarih Tezi, beyaz ırkın kökeninin Orta Asya olduğu hipotezinden yola çıkmaktadır. Buna göre çeşitli göç dalgaları halinde Orta Asya'dan dünyaya yayılan Türkler dünya medeniyetlerinin önemli bir kısmını kurmuştur.
Türk Tarih Tezi’nin temel kabulleri şu şekildedir:
Türkler, brakisefal ve beyaz ırktandır. Beyaz ırkın anayurdu Orta Asya’dır
Medeniyetin beşiği Türklerin anayurdu olan Orta Asya’dır
Göçler sonucu Türkler birçok yere yayılmış ve uygarlaşmayı tetiklemiştir
İtalya'da yaşamış Etrüskler Türk'tür
Irak'ın güneyindeki Sümer uygarlığını Türkler kurmuştur
Mısır medeniyetinin ilk kurucuları Orta Asyalı brakisefal Türklerdir
Maya, Aztek ve İnka Amerika uygarlıklarını Türkler kurmuştur
Teoriye göre Türk Tarih Tezine göre Irak, Anadolu, Mısır ve Ege medeniyetlerinin ilk kurucuları Orta Asyalı brakisefal ırkın temsilcileridir: Hitit, Sümer, Etrüsk, Rum, Yunan, Kürt, Macar vs. halklar Türk sayılmaktadır. Başka bir deyişle, bu teze göre Avrupa’dan Çin’e kadar uzanan coğrafyadakilerin çoğu Türktür.
Mustafa Kemal Atatürk 1930'lu yıllar boyunca yaptığı çeşitli konuşmalarda Türk Tarih Tezi'ni bizzat desteklemiştir. Örneğin;
"Bu memleket tarihte Türk’tü, o halde Türk’tür ve ebediyen Türk olarak yaşayacaktır."
sözüyle Anadolu'da eskiden beri yaşamış bütün halkların Türk olduğunu belirtmektedir.
"Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır."
sözleriyle de Kürtler, Rumlar, Bulgarlar, Makedonlar vs. halkların Türk olduğunu öne sürmektedir.
"Anadolu 7000 yıllık Türk beşiğidir"
sözü de Anadolu'da Türklerin varlığının Malazgirt Savaşı'ndan çok öncelere dayandığı anlamını taşımaktadır; Anadolu'nun en eski halkları Atatürk'e göre Türk'tür.
Atatürk, Türk Tarih Tezi'nde dile getirilen göç hareketleri ve "Kayıp Kıta Mu" efsanesi arasında bir bağlantı kurulabileceğini düşünmüş ve bu konuda araştırma yapmak için bazı girişimlerde bulunmuştur. Bu efsaneye göre Büyük Okyanus'da, Asya ve Amerika kıtaları arasında bulunan ve Avustralya'nın iki katı büyüklüğünde olan Mu Kıtası 70 bin yıl önce batmıştı. Atatürk, Türk halkının Mu kıtasından dünyaya yayılmış olabileceğini düşünerek bir araştırma başlattı; Meksika’ya elçi olarak atanan Tahsin Mayatepek'i, Türkçe ile Maya dili benzerliğin araştırılmasıyla görevlendirdi.