Salvo
Kayıtlı Üye
![](http://img402.imageshack.us/img402/3738/yellingwolflh6.jpg)
----Tukyu(Asena)----
Tukyu' larin atalari Çinli' lerin (si-hayi) dedikleri bati denizi sahillerinde otururdu. Komsu hukumdarlardan bir bunlarin yurdunu basarak, kadin, erkek, cocuk ve onlerine gelenleri kilictan gecirdi. Bunlardan ancak on yasinda bir erkek cocuk kalabildi. Bu da elleri, ayaklari kesilmis olarak bir batakliga atildi. Cocuk orada acliktan, yaralarindan akan fazla kandan olmek uzere iken, bir disi kurt gelerek, ona bir parca et getirdi. Kurt her gun boyle yaparak cocugu besledi. Çocugun yaralari iyilesti. Yasi ilerleyince kurt bundan gebe kaldi.
Atalarini olduren hukumdar bir sure sonra bu cocugun sag kaldigini haber aldi. Cocugu oldurmek uzere aratti, buldular. Hukumdar cocugun bulundugu yere birisni gonderdi. Bu adam batakliga geldigi zaman cocugun yaninda bir kurt gordu, sasirdi. Adam ikisini de oldurmek istedi. Fakat bir tanri onlari korudu. Kurt cocugu sirtlayarak bati denizinin dogu tarafina gecirdi. (Kao-cang) yakinlarindaki daglardan birinde bulunan magaraya goturdu. Magaranin arkasinda bereketli bir ova vardi. Ovanin her tarafi yalcin kayalarla cevrilmisti. Kurt burada sakat delikanlidan on cocuk dogurdu. Bunlardan biri aile adi olan (Asena)' yi aldi. Bu cocuklar buyudukleri zaman magaradan cikarak civardaki oymaklardan birer kiz kacirdilar. Bunlari magaralarina goturduler. Bu kizlarla evlendiler.
Birkac nesil gecince bunlar cogaldi. Iclerinden (A-Hien-Se) adli birisi baslarina gecerek magarada cikardi. (Kin-San) daglarina giderek yerlestiler, (Cu-Cen) tatarlarina baglandilar. Bu daglarin tepelerinden biri takya seklinde oldugundan kendilerine bu anlamda (Tu-Kyu) adini verdiler. Asillarina delalet etmek uzere de bayraklarina bir kurt basi yaptilar.
----DokuzOguz-OnUygur----
(Agactan Dogan cocuklar)
Dokuzoguzlar' in atalari olan bir hakanin iki guzel kizi vardi. Bunlar ancak tanrilara layikti. Babalari insanlardan ayri bulundurmak icin bu kizlari, yaptirdigi bir kulenin icine koydurdu ve yalvararak tanriyi cagirdi.
Bunu uzerine tanri bir boz kurt olarak geldi, kizlarla evlendi. Tanrinin bu kizlardan Dokuz Oguz ile On Uygur evladi oldu. Bunlar zamanla cogaldilar.
Bu Dokuzoguzlar'dan tureyenler Kumlanco adi verilen ulkede oturdular. Burada Hulin adinda bir dag vardi. Bu dagdan Tugla ve Selenka adinda iki irmak akardi. Bu irmaklarin arasinda da iki agac vardi. Bu agaclarin biri Kayin, oburu de Çam idi. Bir gece bu agaclarin uzerine gokten nur indi. Gun gectikce agaclardan birinin karni sisti. Dokuz ay on gun sonra agacin karninda bir kapi acildi. Iceride agizlarinda gumus emzikler bulunan bes cocuk gorundu.
Daha cocuklar dogmadan bu agaclarin etrafinda gumusten bir daire turemisti. Agaclardan muzik sesleri geliyordu. Oradaki Dokuzoguzdan tureyen Türk'ler bu cocuklari buyuttuler; adlarini Sungur Tekin, Kutur Tekin, Tukak Tekin, Or Tekin, Bugu Tekin koydular. Bunlar onbes yasina gelince, baba ve analarini sordular. Halk onlari iki agacin yanina goturdu: Iste bunlardan bir babaniz, biri de ananizdir) dediler. Çocuklar bu agaclara saygi gosterdiler. (Sevgili anamiz ve babamiz) diye onlara sarildilar. O zaman agaclar da dile gelerek evlatlari hakkinda hayirli duada bulundular.
Nihayet bir gun halk toplanarak, Bugu Tekin' i hakan sectiler. Cunku Bugu Tekin hem zeki hem de her boyun dilini, obalarinin sayisini biliyordu. Bunun uc kargasi vardi ki her yerden olup biteni haber verirdi.
Bugu Tekin bir gece ruyasinda; beyazlar giyinmis, elinde beyaz bir asa tutan ak sakalli bir adam gordu. Bu adam fistik seklindeki (Yesim Tasi) denilen tasi gosterdi: (Turkler bunu ellerinde tuttukca dort bucaga hakim olacaklardir) dedi.
Bugu Tekin ve Gök Kizi:
Bugu Tekin bir gece otaginda uyumakta iken, birden bire pencerenin acildigini, iceriye gokten gelen guzel bir kizin girdigini gordu. Bugu Tekin neye ugradigini anlayamadigindan gozlerini kapayarak uyur gibi yapti. Kiz, Bugu Tekin'i uyandirmak icin cok calisti, bir turlu uyandiramadi. Umidini keserek pencereden cikti, gitti.
Ertesi gece kiz yine geldi. Bugu Tekin kendisini yine uykuda imis gibi gosterdi. Kiz bu defa da uyandiramadan gitti.
Sabah olunca, Bugu Tekin kizin tekrar gelecegini dusunerek, buna bir care bulmak uzere vezirine acti. Vezir dedi ki: (Bunda korkacak bir sey yok. Belki hepimizin sevinecegi hayrili bir is vardir. Her halde bunun gelisi size kutlu bilgileri ogretmek icindir.Yarin gece gelirse artik kendinizi uykuda gostermeyin. O zaman nicin geldigini anlarsiniz.
Ucuncu gece kiz yine geldi. Ama bu defa Bugu Tekin onu karsiladi, saygi gosterdi. Bu kiz vezirin tahmin ettigi gibiydi. Gercekten bir tanrica ve gokten gelen bir kizdi. Bugu Tekin' e yeni bir din gostermek icin gelmisti.
Bugu Tekin'e: (Arkamdan gel) dedi. Bugu Tekin kizi takip etti. Gittiler. Nihayet (Ak dag)'a ulastilar. Bugu Tekin'e yeni bir dinin gizli taraflarini anlatmaya basladi.
Bundan sonra kiz otaga gelir, Bugu Tekin'i (Ak Dag)'a gotururdu.
Bu durum cok gece devam etti. Bugu Tekin yeni dinin esaslarini ve sirlarini ogrendi.
Bir gece artik bu gorusmelerin sonu idi. Kiz veda ederken (Gokte, yerde ne varsa hepsini ogrendiniz. Ben artik gelmeyecegim. Yarindan itibaren dunyanin dort bucagini fethe baslayin. Gosterdigim yolda adalet yapin. Size ogrettigim gercekleri her tarafa yayin) dedi.
Sabah olunca Bugu Tekin kardeslerini cagirdi. Her birini bir orduya tayin ederek bunlari dort bucagin fethine gonderdi. Kendisi de buyuk bir ordu ile Çin uzerine yurudu. Heosi de seferlerini basardilar.
----Göç----
Bugu Tekin'den otuz nesil sonra, torunlarindan (Yulun Tekin) tahta cikti. O zaman Çin'de (Tang)sulalesi hakimdi.
Çinliler; Türk'lerden korktuklari icin hukumdarlari (kiyuliyen) adli kizini hakanin oglu (Gali Tekin)'e gondermeye karar verdi. Bir elci yolda Türkler'in kudret ve buyuklugunun Tanri dagi civarinda bulunan (kutlu Kaya) adli byuk bir kayadan ileri geldigini ogrendi. Yulun Tekin'e dedi ki: (Hukumdarim size en kiymetli hediye olarak kizin gonderdi. Siz de ona bir hediye gondermek isterseniz, bizce makbule gecen hediye de (Kutlu Kaya) adindaki kaya parcasidir. Bu kayanin sizce bir kiymeti yoktur. Bunu hukumdarima hediye ederseniz makbule gecer.)
Yulun Tekin, Çinliler'e kiymet veren milli duygulari gevsek bir hakandi. Kutlu Kaya'nin otuz nesilden beri Türklerce kutsal bir yer oldugunu bilmiyordu. Bir kizin bedeli olarak bu kayayi Çin'e vermekte hic tereddut etmedi. Yalniz bunu nasil gotureceklerini sordu. Elci de: (Kolaydir) dedi. Çin elcisi kayanin etrafinapdunlar yigdirdi, uzerine sirke dokturdu, odunlara ates verince kayalar parcalandi, dagildi. Elci bu parcalari dikkatle toplatti. Arabalarla Çin'e gonderdi.
Orada sihirbazlar bu parcalari yagma ettiler. Her parcasi dunyanin bir kosesine gitti. Parcalar nereye gitti ise orada bereket, bolluk oldu. Bu tarafta ise, yedi gun sonra (Yulug Tekin) oldu, yerine Bugu Tekin'in torunlarindan biri hakan oldu. Türk yurdu da butun bereketini kaybetti, yesillikler sarardi, irmaklarin, derelerin suyu cekildi gogun rengi degisti. Butun kuslar, ahyvanlar, memedeki cocuklar
![frown.gif](http://www.forumex.net/images/smilies/frown.gif)
(Göç!) sesleri devam ediyordu. Anladilar ki bu ulkenin (Yer-su)lari artik kendilerinin orada kalmasini istemiyor. Çadirlarini yiktilar, esyalarini, coluk cocuklarini hayvanlara yuklediler. Göç etmeye basladilar. Aksam olunca (Göç!) sesleri duruyor, sabahla beraber basliyordu. Türkler Turfan ulkesine gelinceye kadar (Göç) sesleri devam etti. Orada artik ses kesildi. Göç'ler de Turfan'da yerlestiler. Orada (Bes Balik) sehrini kurdular.
----Ergenekon----
Göktürkler, Tatrlarla yaptiklari savasta yenilmisler, hepsi kirilmis, yalniz Ilhan'in ogullarindan Kiyan ve Nogüz sag kalabilmisti.
Savastan on gun sonra bir gece atlarin abindiler. Çoluk cocuklarini alarak kactilar. Savastan once ordu kurduklari yere geldiler. BUada deve, at, okuz ve koyunlari kalmisti, onlari aldilar. Biri oburune dedi:
(Burada kalsak bir gun olur dusmanlarimiz bizi bulur. Baska bir boya gitsek her yanimiz dusmanlarla dolu. En iyisi daglarin arasinda, kimselerin yolu dusmeyecek yerlere gidip oturalim.)
Buna karar verdiler, surulerini onlerine kattilar, daglara yuruduler.
Bir disi geyik gorduler. Arkasindan gittiler. Geyik bunlari daglarin uzerinden duz bir yere goturdu. Orada her yeri iyice yokladilar. Geldikleri yoldan baska yol yok. Biraz ilerlediler. Genis, cimenlik bir ulke gorduler. Burada akarsular, pinarlar, meyve agaclari, hayvanlar vardi. Bunlari gorunce sevindiler. Tanriya sukur ettiler, buraya yerlestiler. Kisin hayvanlarinin etini yer, derisini giyerler, yazin da sutlerini icerlerdi.
Burada dort yuzyil kaldilar. Basbuglar'a danistilar: (Babalarimizdan isitirdik ki, Ergenekon'un disinda genis, guzel yerler varmis. Atalarimiz orada oturmus. Bundan sonra korkup ta daglaral kapanacak degiliz. Bir yolunu bulup buradan cikalim).
Hepsi bu sozleri uygun buldu. Yol aradilar, bulamadilar. Iclerinden demirdi Burteçine: (Ben bir yer gordum, orada demir madeni var. Eger onu eritirsek yol buluruz) dedi. O yeri gidip gorduler, demircinin sozunu dogru buldular.
Baska bir anlatista: birgun bir disi kurt gormusler. Bu kurdun oraya nereden geldigini aramislar, kurt kacmis, arkasindan gitmisler. Bakmislar ki kurt bir delikten disari atladi. Deligin yanina gittikleri zaman etrafin demir madeni oldugunu gormusler.