sensiz olmaz
Kayıtlı Üye
TÜRK-İŞ (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu) nedir ?
Memleketimizin üst kademede kurulu en büyük işçi teşekkülüdür.
Adı geçen konfederasyon 31 Temmuz 1952 de Ankara'da kurulmuştur. Konfederasyonun kurucuları Ankara İşçi Sendikaları Federasyonu, Adana Çukurova işçi Sendikaları Birliği, Bursa işçi Sendikaları Birliği, Eskişehir Sakarya Bölgesi işçi Sendikaları Federasyonu, istanbul işçi Sendikaları Birliği, Türkiye Otel, Lokanta ve Eğlence Yerleri Sendikaları Federasyonu (Toleyis), Türkiye Taşıt İşçileri Sendikaları Federasyonu (TIF), Türkiye Tekstil ve Örme Sanayii İşçileri Sendikaları Federasyonu (TEKSİF) adlarını taşıyan sendikalardır.
Konfederasyonun Genel Kurul, icra Kurulu, Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ve Onur Kurulu olmak üzere beş organı vardır.
Türk-İş'in kurulması ile sendikalı işçileri Türkiye çapında temsil eden bir teşekkül ortaya çıkmıştır. Gerçekten kuruluşundan 8 yıl kadar sonra Türk-İş'in sendikalı işçilerin %72 gibi yüksek bir oranını temsil ettiği müşahede edilmekteydi. Türk-İş tek konfederasyon olma vasfını esas itibariyle 1967 yılına kadar muhafaza etmiştir.
Türk-İş'in 1960 yılına kadar geçen dönemde Türk sendikacılık hareketine paralel ve çok yavaş bir gelişme göstermiştir.
1961 Anayasasının bütün çalışanlara serbestçe sendikalaşma hakkı tanıması, işçilerin toplu sözleşme ve grev haklarını teminat altına alması bütün sendikalar gibi Türk-İş'in de gelişmesi üzerinde etkili olmuştur. Bilhassa 274 ve 275 sayılı kanunların kabulü sendikalı işçi sayısının artmasına, sendikaların ve dolayısı ile Türk-İş'in malî bakımdan güçlenmesine imkân hazırlamıştır. Türk-İş aidat geliri dışında, AID ve OECD gibi teşkilâtlardan da bir süre yardım görmüştür.
Türk-İş'in 1961 tarihinden sonraki faaliyetleri daha güçlü ve meslekî açıdan daha verimli olmuştur. Bir taraftan bildiriler yayımlamak suretiyle 274 ve 275 sayılı kanunların Anayasanın ruhuna uygun bir şekilde çıkarılması için yasama organını baskı altında bırakmak yoluna gitmiş, diğer konularda işçiler lehine kanunlar çıkarmak gayesiyle çeşitli faaliyetler göstermiştir. Diğer taraftan da toplu münasebetler düzenine geçerken yeni bir teşkilatlanma planı hazırlamaya çalışmıştır. Bu gayeyle ilk iş olarak yedi bölge temsilciliği kurmuştur. Ancak bir baskı grubu olarak genellikle başarılı sonuçlara ulaşan Türk-İş, teşkilatlanma sorununu bugüne kadar çözümleyememiş üyelerini 36 işkolu sendikasında toplamayı başaramamıştır. Nitekim özellikle toplu iş münasebetleri düzenine girildikten sonra, Türk-İş bünyesinde yanlış ve plansız teşkilatlanmadan doğan sürtüşmeler ortaya çıkmış, işçileri temsil yetkisinden dolayı üye sendikalar arasında beliren ihtilâfların halli Türk-iş'i bir hayli meşgul etmiştir. Öyle ki Türk-İş bu konudaki çalışmalarının başarısızlığı karşısında, gayesine âmme müdahalesi yani kanun vasıtası ile erişmek üzere faaliyet göstermiştir.
Diğer taraftan Türk-İş'in eğitim faaliyetine önem verdiği bir gerçektir. Üye teşekküllerle işbirliği yapmak suretiyle ve bazı hallerde milletlerarası teşekküllerden yardım kabul ederek üyesi bulunan sendika idarecilerine ve işçilere çeşitli seviyelerde kurslar ve seminerler düzenlemiştir. Sendika idarecilerini uzun süreli bir eğitime tâbi tutmak üzere Türk-îş Sendikacılık Kolejini kurmuştur.
Türk-İş felsefî temayülleri itibariyle pragmatik bir sendikacılık anlayışına sahip bulunmaktadır. ICFTU'nun ekmek, barış, özgürlük sloganını benimsemiştir. Adı geçen teşekkül işçilerde sınıf şuuru değil, milli şuur yaratmak istediğini birçok defa beyan etmiş ve kendi deyimi ile partiler üstü politika takip etmek kararına varmıştır. Bu bakımdan Türk-lş gerek felsefî, gerek siyasî görüşleri itibariyle DİSK'ten tamamen ayrılmaktadır. Bununla beraber 15 Nisan 1968 de Ankarada toplanan 7. Genel Kurulunda Konfederasyonun hedeflerini gösteren 23 ilke kabul edilmiştir. Bunlar arasında «sınıf ayrılıklarının derinleşmesine ve sınıf çatışmalarına yol açabilecek sebeplerin ortadan kaldırılmasını... sağlayıcı bir politika izlemek», «işçilerin bütün işyerlerinde yönetime etkili olarak katılması, kârdan ve verim artışından pay almalarının sağlanması», «Tarım-iş Kanununun çıkartılması», işsizlik sigortası kurulması için mücadele, toprak ve tarım reformu için mücadele, âdil bir vergi reformu, Finans -haberleri>Kredi , dağılımında reform, az gelişmiş bölgelerin kalkındırılması, üretim kooperatiflerinin geliştirilmesi, Dış Ticaret düzeninde değişiklik yapılması madenlerin ve petrollerin devletleştirilmesi gibi memleket meselelerine geniş yer verilmiştir.
Diğer taraftan Türk-iş en fazla üyeye sahip işçi kuruluşu olması nedeniyle çeşitli kurul ve komisyonlarda amme organları ile işbirliği yapmakta. Uluslararası Çalışma Teşkilâtı gibi resmî kuruluşlarda Türk işçilerini temsil etmektedir. (Bk; sendikacılık).
Memleketimizin üst kademede kurulu en büyük işçi teşekkülüdür.
Adı geçen konfederasyon 31 Temmuz 1952 de Ankara'da kurulmuştur. Konfederasyonun kurucuları Ankara İşçi Sendikaları Federasyonu, Adana Çukurova işçi Sendikaları Birliği, Bursa işçi Sendikaları Birliği, Eskişehir Sakarya Bölgesi işçi Sendikaları Federasyonu, istanbul işçi Sendikaları Birliği, Türkiye Otel, Lokanta ve Eğlence Yerleri Sendikaları Federasyonu (Toleyis), Türkiye Taşıt İşçileri Sendikaları Federasyonu (TIF), Türkiye Tekstil ve Örme Sanayii İşçileri Sendikaları Federasyonu (TEKSİF) adlarını taşıyan sendikalardır.
Konfederasyonun Genel Kurul, icra Kurulu, Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ve Onur Kurulu olmak üzere beş organı vardır.
Türk-İş'in kurulması ile sendikalı işçileri Türkiye çapında temsil eden bir teşekkül ortaya çıkmıştır. Gerçekten kuruluşundan 8 yıl kadar sonra Türk-İş'in sendikalı işçilerin %72 gibi yüksek bir oranını temsil ettiği müşahede edilmekteydi. Türk-İş tek konfederasyon olma vasfını esas itibariyle 1967 yılına kadar muhafaza etmiştir.
Türk-İş'in 1960 yılına kadar geçen dönemde Türk sendikacılık hareketine paralel ve çok yavaş bir gelişme göstermiştir.
1961 Anayasasının bütün çalışanlara serbestçe sendikalaşma hakkı tanıması, işçilerin toplu sözleşme ve grev haklarını teminat altına alması bütün sendikalar gibi Türk-İş'in de gelişmesi üzerinde etkili olmuştur. Bilhassa 274 ve 275 sayılı kanunların kabulü sendikalı işçi sayısının artmasına, sendikaların ve dolayısı ile Türk-İş'in malî bakımdan güçlenmesine imkân hazırlamıştır. Türk-İş aidat geliri dışında, AID ve OECD gibi teşkilâtlardan da bir süre yardım görmüştür.
Türk-İş'in 1961 tarihinden sonraki faaliyetleri daha güçlü ve meslekî açıdan daha verimli olmuştur. Bir taraftan bildiriler yayımlamak suretiyle 274 ve 275 sayılı kanunların Anayasanın ruhuna uygun bir şekilde çıkarılması için yasama organını baskı altında bırakmak yoluna gitmiş, diğer konularda işçiler lehine kanunlar çıkarmak gayesiyle çeşitli faaliyetler göstermiştir. Diğer taraftan da toplu münasebetler düzenine geçerken yeni bir teşkilatlanma planı hazırlamaya çalışmıştır. Bu gayeyle ilk iş olarak yedi bölge temsilciliği kurmuştur. Ancak bir baskı grubu olarak genellikle başarılı sonuçlara ulaşan Türk-İş, teşkilatlanma sorununu bugüne kadar çözümleyememiş üyelerini 36 işkolu sendikasında toplamayı başaramamıştır. Nitekim özellikle toplu iş münasebetleri düzenine girildikten sonra, Türk-İş bünyesinde yanlış ve plansız teşkilatlanmadan doğan sürtüşmeler ortaya çıkmış, işçileri temsil yetkisinden dolayı üye sendikalar arasında beliren ihtilâfların halli Türk-iş'i bir hayli meşgul etmiştir. Öyle ki Türk-İş bu konudaki çalışmalarının başarısızlığı karşısında, gayesine âmme müdahalesi yani kanun vasıtası ile erişmek üzere faaliyet göstermiştir.
Diğer taraftan Türk-İş'in eğitim faaliyetine önem verdiği bir gerçektir. Üye teşekküllerle işbirliği yapmak suretiyle ve bazı hallerde milletlerarası teşekküllerden yardım kabul ederek üyesi bulunan sendika idarecilerine ve işçilere çeşitli seviyelerde kurslar ve seminerler düzenlemiştir. Sendika idarecilerini uzun süreli bir eğitime tâbi tutmak üzere Türk-îş Sendikacılık Kolejini kurmuştur.
Türk-İş felsefî temayülleri itibariyle pragmatik bir sendikacılık anlayışına sahip bulunmaktadır. ICFTU'nun ekmek, barış, özgürlük sloganını benimsemiştir. Adı geçen teşekkül işçilerde sınıf şuuru değil, milli şuur yaratmak istediğini birçok defa beyan etmiş ve kendi deyimi ile partiler üstü politika takip etmek kararına varmıştır. Bu bakımdan Türk-lş gerek felsefî, gerek siyasî görüşleri itibariyle DİSK'ten tamamen ayrılmaktadır. Bununla beraber 15 Nisan 1968 de Ankarada toplanan 7. Genel Kurulunda Konfederasyonun hedeflerini gösteren 23 ilke kabul edilmiştir. Bunlar arasında «sınıf ayrılıklarının derinleşmesine ve sınıf çatışmalarına yol açabilecek sebeplerin ortadan kaldırılmasını... sağlayıcı bir politika izlemek», «işçilerin bütün işyerlerinde yönetime etkili olarak katılması, kârdan ve verim artışından pay almalarının sağlanması», «Tarım-iş Kanununun çıkartılması», işsizlik sigortası kurulması için mücadele, toprak ve tarım reformu için mücadele, âdil bir vergi reformu, Finans -haberleri>Kredi , dağılımında reform, az gelişmiş bölgelerin kalkındırılması, üretim kooperatiflerinin geliştirilmesi, Dış Ticaret düzeninde değişiklik yapılması madenlerin ve petrollerin devletleştirilmesi gibi memleket meselelerine geniş yer verilmiştir.
Diğer taraftan Türk-iş en fazla üyeye sahip işçi kuruluşu olması nedeniyle çeşitli kurul ve komisyonlarda amme organları ile işbirliği yapmakta. Uluslararası Çalışma Teşkilâtı gibi resmî kuruluşlarda Türk işçilerini temsil etmektedir. (Bk; sendikacılık).